Göktan Ay

Tarih: 17.07.2025 12:33

DESAM’ın “AKP iktidarının eğitim politikaları” değerlendirmesi...

Facebook Twitter Linked-in

Ak Parti 23 yılda 9 MEB Bakanı ve 9 MEB Sistemi değiştirdi. Gelen Bakan, önceki Bakanın yaptığını bozdu, uygulamadı, yeniden dünyayı keşfetmeye çalıştı.

Bakanların içinde en hızlı ve eleştirilen Sn. Yusuf Tekin oldu. Her sabah kalktığımızda Sn. Tekin’den; “bu kaldırıldı, bu getirildi, önlük kaldırıldı vb.” sürprizlerle karşılaşıldı. Eğitim Fak. ve Akademisyenlerini beğenmedi, “aşağıladı” “ben yetiştireceğim” dedi. Sadece “ben” dedi, Bakan Yard. ve Genel Müdürler ile ortak bir görüşte karar alındığını hissettirmedi. Tabi, bu gücünü kendisini atayan Sn. Cumhurbaşkanımızdan aldı.

Mülakat, Öğretmen Atamaları, Milli Eğitim Akademisi en göze çarpan ve en çok eleştirilen uygulamaları oldu. Mülakat sınavları sonuçlarını mahkemeye götüren öğretmenler hak sahibi olamadı. Şimdi de LGS Sınav sorularının 6 ilde dağıtıldığı iddiaları var. 

Eğitimciler medyanın çeşitli sahalarında makaleler yayımladılar. Kitaplar yayımlandı. Youtube’de yayınlar yaptılar. STK’lar raporlar hazırladı, yayımladı. Ama biz MEB Bakan ve üst kadrolarının bunları okuduklarına –eğer eleştirel bir yazı/rapor ise, asla- inanmıyoruz.

 

DESAM çatısı altında bir araya gelen eğitimciler, uzmanlar ve düşünce insanları olarak, Türkiye’de 23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikalarını değerlendirmiş ve Başkan açıklama yapmış. Teşekkür eder, bu açıklamayı bilgilerinize sunmak isteriz:

 “DESAM Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı:

Bizler, DESAM çatısı altında bir araya gelen eğitimciler, uzmanlar ve düşünce insanları olarak, Türkiye’de 23 yıllık AKP iktidarının eğitim politikalarını değerlendirdik. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından uygulanan politikalar, gençlerimizi 21. yüzyılın gerektirdiği becerilerle donatmaktan uzak kalmış, ideolojik öncelikler ve popülist adımlarla eğitimi bir çıkmaza sürüklemiştir.

Zaten türlü hastalıklarla boğuşmakta olan Türk eğitim sistemi, son 23 yıllık yanlış politikalarla öyle bir çürüdü ki, pansumanlar, dikişler, hatta en usta cerrahların operasyonları bile bu kokuşmuş yapıyı kurtaramaz! Tek çare, acil bir organ nakli: Sistemi sıfırdan, bilimin, liyakatin, sevginin ve geleceğin aleviyle yeniden inşa etmek!

Bu, ideolojik prangalardan kurtulmuş, her çocuğun hayalini gökyüzüne fırlatan, yapay zekâyla kişiselleştirilmiş, yaratıcılığı ve küresel vatandaşlığı kucaklayan bir eğitim devrimidir.

Gençlerimizi diploma çöplüğünün karanlığından çekip, onları inovasyonun, özgür düşüncenin ve evrensel değerlerin ve kadim kültür kodlarımızın ışığına kavuşturmalıyız. Bu nakil, Türkiye’nin geleceğini kurtaracak son şans; çünkü bir nesli daha bu enkazda heba etme lüksümüz yok!

Bu organ nakli, sadece bir sistem değişikliği değil, büyük milletimizin yeniden doğuşudur! Türk eğitim sistemini, çağdışı müfredatların ve ideolojik bataklığın mezarından çıkararak, her öğrenciyi birer yıldız gibi parlatacak bir ekosisteme taşımalıyız. Yapay zekâyla kişiselleştirilmiş öğrenme yolları, eleştirel düşünceyi ateşleyen sınıflar, liyakatle yoğrulmuş öğretmenler ve inovasyonla çarpan üniversitelerle, gençlerimizi küresel arenada liderler haline getirmeliyiz. Bu nakil, her çocuğun potansiyelini bir roket gibi sonsuzluğa fırlatacak; çünkü Türkiye’nin geleceği, bu cesur devrimle ya yükselecek ya da bir nesil daha çürüyen sistemin gölgesinde kaybolacak!

ELEŞTİRİLERİMİZ:

* İdeolojik Dayatma: Eğitim, bilimsel ve evrensel değerlerden uzaklaştırılarak ideolojik bir araca dönüştü. Müfredatlar, eleştirel düşünceyi değil, itaatkâr ve tek tip bir nesil yetiştirmeyi hedefliyor. Eğitim, “milli” kavramının içini boşaltan bir fabrika gibi işliyor.

* Fırsat Adaletsizliği: Sistem, kırsal kesimdeki çocuklar ve dezavantajlı gruplar için eşitlik sunmuyor. LGS ve YKS gibi sınavlar, ezberciliği körüklüyor, zengin-yoksul uçurumunu derinleştiriyor.

* Öğretmen Krizi: Öğretmenlerin mesleki gelişimi ihmal edildi, liyakatsiz atamalar ve ötekileştirici politikalar özgürlüğü ve özgünlüğü yok etti. Eğitimde kalite, öğretmen niteliğine bağlıyken bu alan göz ardı edildi.

* Dijital Geri Kalmışlık: Yapay zekâ, dijital okuryazarlık ve 21. yüzyıl becerileri entegrasyonunda Türkiye geri kaldı. Teknoloji, birkaç tablet dağıtımıyla, sözde bir kurumla sınırlı kaldı, pedagojik dönüşüm sağlanamadı.

* YÖK’ün Çağdışı Yapısı: YÖK’ün merkeziyetçi, ayrımcı ve esnek olmayan yapısı, yükseköğretimi küresel rekabete hazırlamıyor. Üniversiteler, akademik özgürlükten yoksun, bürokrasiye boğulmuş durumda.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ:

* Bilimsel Müfredat: Eğitim, ideolojiden arındırılıp eleştirel düşünme ve yaratıcılığı merkeze almalı.

* Eşitlik: Erken çocukluk eğitimine yatırım yapılmalı, dezavantajlı gruplara özel programlar geliştirilmeli, sınav odaklı sistem terk edilmeli. Kaliteli eğitim, bürokrasi-siyaset-sermaye elitlerinin çocuklarının hakkı olmamalı.

* Öğretmen Reformu: Öğretmen yetiştirme, atama ve terfiler liyakat ve adalete dayandırılmalı, sürekli mesleki gelişim ve kalite zorunlu olmalı.

* Dijital Dönüşüm: Yapay zekâ ve teknoloji, eğitimi bireyselleştirmek için kullanılmalı; her öğrenciye dijital erişim sağlanmalı.

YÖK Yeniden Yapılandırma: YÖK özerk ve esnek bir yapıya kavuşmalı, üniversiteler inovasyon merkezi olmalı.

* Çağrımız; Türkiye’nin gençleri, 23 yıllık yanlış politikalarla zincire vurulmuş çok büyük bir potansiyeldir! Eğitim, ideolojik bir kalıba değil, özgür düşüncenin ve bilimin ışığına muhtaçtır. Her geçen gün, bir nesli daha kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. Bu bir reform çağrısı değil, bir hayatta kalma mücadelesidir! Eğitim sistemimiz, gençlerimizin hayallerini çalan bir makine olmaktan çıkmalı, onların geleceğini inşa eden bir fırlatma rampası olmalıdır. Şimdi, cesur ve kararlı bir değişim için bir aradayız:

ÖNERİ ÇERÇEVESİ: “EĞİTİM 2040 VİZYONU”

Türkiye’yi küresel bir eğitim lideri yapmak için:

* Kişiselleştirilmiş Öğrenme Ağı: Yapay zekâ destekli platformlarla her öğrencinin öğrenme hızına ve ilgi alanına uygun müfredatlar tasarlanmalı. 2040’a kadar her öğrenci, dijital bir “öğrenme koçu” ile bireysel potansiyelini keşfetmeli.

* Hibrit Eğitim Ekosistemi: Sanal ve fiziksel sınıfları birleştiren, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileriyle zenginleştirilmiş öğrenme ortamları kurulmalı. Okullar, sadece bilgi aktaran yerler değil, yaratıcılık ve iş birliği merkezleri olmalı.

* Öğretmen 2.0 Modeli: Öğretmenler, teknoloji entegrasyonu, veri analitiği konusunda uzmanlaşmış “eğitim mühendisleri” olarak yeniden tanımlanmalı. Özerk ve sürekli öğrenen öğretmen kadroları, liyakatle seçilmelidir.

* Üniversiteler için İnovasyon Kuluçkaları: YÖK kaldırılarak, üniversiteler özerk “inovasyon kampüsleri” ne dönüşmeli. Her üniversite, yapay zekâ, biyoteknoloji veya yeşil enerji gibi bir alanda küresel bir merkez olmalı, tersine beyin göçünü teşvik etmelidir.

Bu vizyon, Türkiye’yi 2040’ta eğitimde bir süper güç yapabilir. Ancak bu, cesaret, liyakat ve bilime bağlılık gerektirir. Gençlerimiz için bu geleceği inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur!

 

https://www.milligazete.com.tr/haber/25358432/egitim-23-yilda-basarisiz-ve-liyakatsiz-pansuman-ve-ameliyat-yetmez-elestiriler-ve-cozum-onerileri

Örnek kararlar:

1/ “Kültür ve Turizm Bakanlığı geçtiğimiz yıl görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavı açmıştı. Yazılı sınavda 90 üzeri alan bazı memurlara 24 Haziran ile 11 Temmuz arasında yapılan sözlü sınavda düşük verilerek memurların ortalamaları düşürülmüştü. Kültür Sanat-Sen’in Serdar Çimen adına Ankara 5. İdare Mahkemesine açtığı dava sonucunda mahkeme, sözlü mülakatın iptal edilmesi kararını verdi. Bakanlığın itirazı üzerine Ankara 3. İdari Dava Dairesi de sözlü mülakatı hukuka aykırı bularak 5. İdareye gönderdi ve Ankara 5. İdare Mahkemesi 28 Şubat'ta dava konusu işlemin iptaline oy birliğiyle karar verdi.” (29 Mart 2025) 

https://www.evrensel.net/haber/548359/haksiz-sozlu-mulakati-yargi-iptal-etti

 

2/ “Yazılı sınavda yüksek puan almasına rağmen mülakatta elenen Adalet Bakanlığı çalışanları iki ayrı ilde yargıya başvurdu. Adayların yanıtlarının kayıt altına alınmaması ve verilen düşük puanların gerekçesinin yazılmadığını belirten mahkeme, yürütmenin durdurulmasına ve sınavın yenilenmesine hükmetti.”

 

https://www.odatv.com/guncel/adalet-bakanligi-calisanlari-mulakata-itiraz-etti-mahkeme-kararini-verdi-sinav-tekrarlanacak-120056105

 

3/ “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vekil imam/hatip olarak görev yapan personelin, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un geçici 20. maddesi uyarınca, memur kadrolarına geçiş yapabilmeleri için yapılan sözlü sınavlara ilişkin olarak, sınav komisyonlarınca sınavda sorulacak soruların önceden hazırlanarak tutanağa bağlanmasının ve sözlü sınavda adaylara hangi soruların sorulduğunun kayıt altına alınmasının gerekli olduğunu belitti.”

 

https://www.memurlar.net/haber/1139007/iddk-dan-mulakat-sinavlarina-iliskin-bir-karar-daha.html

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —