AK Parti; isteklere kulaklarını tıkadı ve asıl çözüme karşı çıktı, ?yabancı dil barajı mağduru? mevcut Y.Doç.leri ortada bıraktı.
Akademisyenler; Dr.Öğr.Üyesi?nin nasıl kısaltılacağına ve İngilizce?ye nasıl çevrileceğine ilişkin çalışmalara devam ediyor. Y.Doç. ler; kendilerini rahatsız etmeyen bu ünvanın, neden kaldırılmak istendiğini anlayamadılar. Çünkü, yeni unvan ile; bir defalığına Doç.liğe/Prof.luğa başvurma hakkı verilmiyor, gösterge rakamları yükseltilmiyor, Doç. gibi tazminat verilmiyor, ders saat ücretleri değişmiyor, yükselmek için önleri açılmıyor, sadece 108 Tl zam yapılmış oluyor. Kısaca, özlük hakları iyileştirilmiyor. Asıl sorun yabancı dilden meydana gelen yığılma iken, iş sadece ?sözlü sınavın kaldırılmasına? döndü. Oysa, bildiğimiz kadarıyla sözlü sınavdan geri dönenler 1000 kişi bile değil. Bakanın, Dr. Öğr. Üyeliğini; ?Y.Doç.ler istiyor, çok memnunlar? demesi ve ajansların ?müjde/beklenen karar? diye vermesi, büyük bir öfke oluşturdu.
Gündemde olan "mevcut Y.Doç.Dr. lar? için yeni bir şey getirmeyen tasarıdaki kabul edilen unvana elbette, alttan gelen genç/yeni Dr. olmuş ?Dr.Arş.Gör.lerin? tepkisi olmayacaktır, olmamalı da... Ancak, Dr. olarak 5- 8 yıldır alanında çalışanların ve "mevcut Y.Doç.Dr.ların" bir defaya mahsus olmak üzere "yabancı dilden muaf tutularak", "bilim/sanat çalışmalarıyla/dosyalarıyla", -hak ettikleri- Doç. ve Prof. unvanlarına başvuru hakkı verilmesi ile "hak kaybı" önlenmiş ve Cumhurbaşkanımızın talimatları yerine getirilmiş olacaktı. Olmadı..Olamadı?
Hükümet ve Bakan tarafında oturanların, her önergeye ?hayır demesi? de şaşkınlık yarattı. Bir önceki yazımızda bir teklifin nasıl ?yanlış- geçtiğini ve sonra ?doğru olarak- değiştirildiğini yazmıştım. Öyleki, bir ara Bakan adına oturan kişinin cep telefonuna kapanıp, Meclis Başkanı?nın ?katılıyormusunuz? sorusunu duymaması, yanındakinin ikazı üzerine, -muhalefetten geldiği için olsa gerek- dinlemediği teklife, apar topar hayır demesi, ciddiyetle/ilgiyle/üzüntüyle takip edildi!.. Kısaca, AK Parti hiç önerge vermedi ama, HDP-MHP-CHP?nin; çözümcü/doğru önergeleri de reddedildi!.. Oysa, bu tasarı çözümcü olabilir, sorunların çoğu halledilebilirdi. Üzüntü veren tablo buydu!..
Hadis-i şerif?te: ?İki günü aynı olan, her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen ziyan etmiştir. İki günü ?eşit olan? aldanmış; bugünü dününden ?kötü olan? ise lanetlenmiştir.?
Mevcut Y.Doç.lere göre; Meclis enerjisini boşa harcadı ve üç gün ziyan oldu?
Tasarının görüşmeleri devam etti, ilk iki gün 8 madde geçmişti. Y.Doç.liğin kaldırılmasını içeren tasarının görüşüldüğü 63.Birleşim 1.oturumdan (22.02.2018) notlar verelim:
Madde 8-20 arası görüşmeleri?
AK Parti Hükümeti ve Bakanlık yine muhalefetten gelen her teklifi kabul etmemeye devam etti. AK Parti, Ass.Prof. konusunda neden inat etti, anlaşılamadı!..
C.İrgil (CHP): Yasanın geçerli ve sorunları çözücü olması için çok çalıştı. ?Ulusal tez arşivi kurulmasını ortak karar olarak aldık. Amaç; eserlerin denetlenmesi ve şeffaflık, ülkemizin bilimsel arşive olan ihtiyacını gidermek. Alt yapısını iyi oluşturulması lazım. Bu yolsuzlukları da önleyecektir. Maalesef üniversitelerde çok yaygın olan yanlış uygulamalar var. Usulsüzlükler diz boyu, bu bir gerçek?Peki, şimdiye kadar yapılanlar ne olacak? Zaman aşımı olmaksızın, yanlış yapanı cezalandırmak lazım. Sözlü sınavların rektörlere bırakılması yanlıştır, buna bir düzenleme yapalım. Jüri; kurayla ÜAK veya YÖK tarafından atanmalıdır. YÖK Doç.leri, Dr.Öğr.Üyesi yapılmamalı, doğrudan Doç.olmalıdır. Bu mağduriyet mutlaka giderilmelidir. ÖYP?lilere mutlaka çözüm bulunmalıdır. Genç akademisyenleri harcamayalım, özgüven verelim. Biz yetiştirdik, onları sokağa atmayalım, yanlış yollara sevk etmeyelim. Asıl sorun etikliktir.?
ÖRNEK: Madde 10-
?EK MADDE 40-Lisansüstü tezler yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından gizlilik kararı alınmadıkça, bilime katkı sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi tarafından elektronik ortamda erişime açılır.? Bu maddeye üç önerge verildi. Sadece yukardaki metni ?daha iyi düzenleyen, bazı açıkları kapatan ve bazı konuları vurgulayan? kelimelerle düzeltilmiş. Mesela CHP?nin teklifi şöyle olmuş: ?Lisansüstü, doktora tezleri ve tüm bilimsel yayınlar yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından gizlilik kararı alınmadıkça, bilime katkı ve denetlenebilirliği sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi?ne gönderilir. Tez ve yayınlar Yükseköğretim Kurulu tarafından elektronik ortamda erişime açılır.? Ama, maalesef Hükümet ve Bakanlık, her önergeye ?kabul etmiyoruz? demekten başka bir şey söylemiyor. Bu da kabul edilmedi. Ne demeli bilemiyoruz!...
Z.Topçu (MHP): ?Biz Arş.Gör.lerin (ÖYP li) akademisyenlerin 33. Mad. geçirilmesi için önerge vermiştik, reddedildi. Gençlerin bize ümit bağladığı bu günlerde, gelin bu maddeyi tekrar değerlendirelim. Bu arkadaşları rektörün, dekanın ağzına/oluruna bırakmayın. Çok büyük bir mağduriyet var. Çözmek bizim işimiz.?
B.Y.Bektaşoğlu (CHP): ?Bu yasaya karşıyız, bir komuta zincirinin halkası olmayacağız, çünkü paydaşlarla tartışılmadı. Önerilerimiz dahi dikkate alınmıyor, reddediliyor. Ülkemizde delik-deşik edilmiş milli eğitim sistemi var. Özlük haklarını iyileştirmeyen yeni unvan gasptır. ?
K.Arslan (CHP): ?Yeni bir kanun hazırlamazsanız, sorunları sadece Y.Doç.liği kaldırarak çözemezsiniz, sadece adı değişiyor. Oysa; mali, idari, bilimsel özerkliği tartışmamız daha doğru olurdu. Ama olmadı, boşuna kürek çekiyoruz.?
S.Özdemir (CHP): ?Yükseltmelerdeki, akademik değişikliklerin karşısındayız. Acele bir yasa hazırlandı, adı bile dün konuldu. Bir isim değişikliği yapılmış, bir nitelik ortaya konulmamıştır.
TBMM; 36.000 Y.Doç. Dr.?un sorunlarını çözmeyen tasarıyı kabul etti!...
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.