İrfan Sönmez

Tarih: 14.06.2025 12:51

YENİ BİR DESPOT LİDERLER ÇAĞI

Facebook Twitter Linked-in

Trump, Neyenyahu ikilisi dünya barışını tehdit etmeye devam ediyor.
İsrail, İran’a yaptığı saldırıda birçok stratejik hedefi vurdu. Genelkurmay başkanı ile birlikte yirminin üzerinde üst düzey komutanı öldürdü.
Saldırıdan sonra Amerikan rüyasını Amerikan kabusuna çeviren Trump, İsrail’e destek vermeye devam edeceklerini,
saldırıların süreceğini, söyledi.
Gazze’de, Suriye’de dökülen her damla kanın, öldürülen her çocuğun arkasında ABD’nin İsrail’e verdiği destek var.
Plan yeni değil, yıllar önce Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini dönemin ABD Dışişler bakanı söylemişti. Sudan’ın, Irak’ın, Suriye ‘nin sınırları değişti. Ülke içinde özerk alanlar ihdas edildi. Şimdi sıra İran’da. İsrail’in çıkarlarına göre bir Ortadoğu şekillendiriliyor. Projenin en büyük yardımcıları koltuk hırsını her şeyin önüne alan İslam dünyasındaki yöneticiler. Kimi suskun kalarak, kimi içinde yer alarak bu projeye destek veriyor.
Daha iki gün önce İsrail’e çelik götürdüğü iddia edilen Ashdod isimli gemi Mersin Limanından  İsrail’e hareket etmişti. İktidar tepkileri Filistin’e gıda maddesi götürüyor diyerek savuşturmaya çalıştı. Oysa İsrail hiç bir insani yardımın Filistin’e girmesine izin vermiyor. Madleen isimli gemiye de bu amaçla el konulmadı mı?
İslam dünyasında, tam bir riya siyaseti hüküm sürüyor.
Sahnede başka, sahne gerisinde başka bir politika izleniyor. İYİ partinin çalışkan milletvekili Turan Çömez, Ashdod isimli gemi ile ilgili Erdoğan’a “ ne oldu niye one minute “ demedin diye bir soru sordu. “One minute”aslında spontane bir davranış, bir inanç patlaması değil, önceden planlanmış bir kurguydu. Birkaç yıl önce bir milletvekili beni arayarak” yahu one minute kurguymuş, onu planlayan iki kişi yanımda istersen görüştüreyim” demişti. O milletvekiline çok inandığım için;”gerek yok, senin beyanın yeterli” demiştim.
Yıllardır bir yalan rüzgarı ile yönetiliyoruz.
İsrail’i cesaretlendiren İslam dünyasının zayıflığı ve onları yöneten siyasetçilerin samimiyetsizlikleridr
İçimizi yakan paramparça edilmiş çocuk cesetlerinden, arşa yükselen feryatlardan kurtulmanın yolu Türkiye ve Türk milletinin güçlü olmasıdır. Dünya lideri safsataları ile İsrail durdurulamayacağıgibi ülke menfaatleri de korunamaz. Sözü dinlenecek güçte ve caydırıcılıkta bir devlet olmadığımız müddetçe, bölgede engelleyici bir politika oluşturmamız zordur. İsrail’i durduracak olan, toplumun gazını almaya matuf ucuz nutuklar değil, karşısında kararlı, güçlü bir irade görmesidir. Bu illa savaşmak, fiili müdahalede bulunmak değildir, ticareti durdurmak, diplomatik ilişkileri kesmek, uluslararası toplumu harekete geçirmek de günümüzün et etkin mücadele yollarından bazılarıdır.
İnandırıcı olmanın yolu,kime yapılırsa yapılsın, din, mezhep, ırk ayırımı yapmadan her türlü zulmün karşısında durmaktır.
Bugün dünyanın birçok yerinde Müslüman olmayan kitleler İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı protesto ediyor. Yürüyüşler, toplantılar düzenleniyor. Ya biz? Bizden saymadıklarımız zulme uğradığında aynı tepkiyi gösterebiliyor muyuz?
İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’yı despotlar yönetiyordu: Stalin, Hitler, Musollini, Franko gibi. Dünya,hırsı aklının önünde olan liderlerin insanlığa maliyetini gördü.Ama bunu çabuk unuttuk,şimdi yeni bir despot liderler çağındayız.Umarım sonu bir büyük savaş olmaz! Demokrasiye, adalete, hukuka  yeniden döner, dünya kitleleri ihtiraslarının arkasında sürüklemeye çalışan  yöneticilerden kurtulur.
Ne diyordu Eric From?“ Hasta toplumlar hasta liderler doğurur.” Hasta olan sadece onlar değil!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —