Başlık: “Yükseköğretim Kurulundan öğrencilere yönelik dev anket”
AY: Medyamız abartmayı çok seviyor; Dev anket.
“Yükseköğretim Kurulu, 10 Haziran - 21 Ekim 2024 tarihleri arasında 205 üniversiteden 264.344 öğrencinin katılımıyla öğrencilerin üniversite deneyimlerine ilişkin kapsamlı anket yaptı Türkiye Üniversite Deneyim Araştırması (TÜDA) 15 tematik alanda 360 soruyla çevrim içi olarak gerçekleştirildi
Anket sonuçlarına göre öğrencilerin %72’si üniversitelerinden memnun, % 64’ü üniversitelerini tanıdıklarına tavsiye ediyor.”
AY: Ekonomik sıkıntıların çoğaldığı bu ortamda bu sonuç çok iyi…Yaklaşık 50 üniversitenin olduğu İstanbul’da yaşamanın enflasyonu %45 olmuş.)
“Öğrenciler gelecek hedeflerine ulaşmak için %72 ile en çok yabancı dil becerilerini geliştirmek istiyor. Bunu %47 ile iletişim becerileri ve % 39 ile teknik beceriler takip ediyor.”
AY: Tabii bu arada soru şu: Yabancı dil becerileri gelişebiliyor mu? Malum, bu alanda hala çok zayıfız.
“Öğrencilerin %40’ı gelecekte yüksek lisans ve doktora yapmayı hedefliyor. % 34’ü kamuda, % 31’i özel sektörde çalışmak istiyor, yüzde 23’ü ise girişimcilik yapmayı veya kendi işini kurmayı düşünüyor.”
AY: Elbette yapılacak Y.Lisans ve Dr. çalışmalarının kamu dışında pek etkisi yok. Çoğu lisans mezununun amaçsız, boş kalmamak, bir fark yaratmak vb. düşüncelerle lisansüstü eğitim yaptığı biliniyor.
“Yükseköğretim Kurulu tarafından ilk kez geliştirilen TÜDA, öğrencilerimizin sesi ve yeni politika üretimine katılımı olarak, yükseköğretim sistemimizin dönüşümüne yönelik stratejik bir vizyon sunmaktadır. Anketle, sürekli iyileştirmeler yapılmak suretiyle üniversitelerimizin eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal hizmet standartlarını ve niteliğini yukarı çıkarmayı amaçlıyoruz.”
(Anketlerin uygulamaya geçirildiğini maalesef çok göremedik. İnşallah bu defa gerçekleşir.)
“Üniversitelerimizin güçlü olduğu yanlar kadar iyileştirmeye açık olan yanları da bu anketteki sorular vesilesiyle toplamış bulunuyoruz. Onları da üniversitelerimizle paylaşarak bir sene içerisinde bu iyileştirmeye açık olan yönlerin üniversitelerimiz tarafından iyileştirilmesini ve ilgili konularda tedbir alınmasını bekleyeceğiz”
“Bir sene sonra yapacağımız ikinci bir ankette bu iyileştirmeye açık olan yönlerin ne ölçüde iyileştirildiğini işte bu yeni bir anketle anlamaya çalışacağız”
(Bu paragraf önemli. Bir yıl sonra bu anketin ne kadarının hayata geçirildiği kontrol edilecek. İnşallah Temmuz 2025’de YÖK Başkanı ve YÖK Üyelerinde değişim yaşanmaz. Çünkü, akademide alınan kararlarda devamlılık hep kesintiye uğruyor.)
“TÜDA, öğrencilerimizin sesi ve yeni politika üretimine katılımı olarak nitelendirilebilecek, yükseköğretim sistemimizin dönüşümüne yönelik stratejik bir vizyon sunarak, eğitimden araştırmaya, uluslararasılaşmadan sosyal kapsayıcılığa kadar geniş bir yelpazede süreklilik ve gelişim odaklı politikaları desteklemektedir. Bu çalışma, hem bugünün gereksinimlerini karşılayan hem de geleceğe yönelik çözümler sunan bir model olarak dikkat çekmektedir.”
AY: Bugünün ihtiyaçları çok fazla. Önce onları giderdikten sonra geleceğe yönelik çözümlere gidilmesinde yarar var. Alanımızdan örnek verirsem:
1/ İTÜ TMDK maalesef depremde yıkılacak binalarda eğitim yapıyor. Duvarlar çatlak. Müdürlük binası yıllar önce yurt binası yapılırken kaydı ve boşaltıldı. Yıllardır söz verilmesine rağmen Maden Fakültesi hala Konservatuvara tahsis için bekliyor.
2/ İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, İşyeri/AVM’den bozma bir binada, konservatuvar eğitimi için uygun olmayan ortamda eğitim yapmaya çalışıyor. Binanın yeni olması sorunu çözmüyor.
“Yükseköğretim Kurulu olarak, bu dönüşümün öncüsü olma vizyonuyla hareket ediyor, yenilikçi yaklaşımları destekleyen bir anlayışla, eğitimde mükemmellik, araştırmada yenilik ve uluslararasılaşma hedeflerini temel alıyoruz. Bu kapsamda, TÜDA, Yükseköğretim Kurulu tarafından ilk kez geliştirilen vizyoner bir araştırmadır. TÜDA, yükseköğretim sistemimizin mevcut durumunu ve kapasitesini veriye dayalı, kapsamlı bir perspektifle analiz etmekte, geleceğe yönelik iyileştirme alanlarını da belirlemeye olanak tanımaktadır. Bu yaklaşım, hem bireylerin eğitim gereksinimlerine cevap vermek hem de üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejik adımlar atmasını sağlamak için önemli bir altyapı sağlamaktadır.”
AY: Yine büyük sözler. “TÜDA, ilk kez geliştirilen vizyoner bir araştırmadır.” Bunları atanan rektörler/Dekanlar/Müdürler uygulamaya sokacak. Acaba, atandıkları üniversitelerde kadrolaşma, mobbing, ihale yolsuzluğu, şahıs gözeten ilanlar yayımlayan vb. bu yöneticilerimizin %? vizyoner? diye sormak gerekmez mi?
“Üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünü artırmaya yönelik stratejik adımlar atmasını” önce ulusla bazda rekabet gücünü artırmak gerekiyor. “Ben çok başarılıydım” diyen ve “benlik” ten kurtulamayan yöneticilerle uluslararasılaşmak mümkün değildir.
“Öğrenci memnuniyetini esas alan ve beklentilerini hesaba katan anlayışla yükseköğretim kurumlarının kalitesini artırmayı ve eğitim-öğretim standartlarını daha yukarıya çıkartmayı amaçladık. Sürekli iyileştirmeler yapılmak suretiyle üniversitelerimizin eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve sosyal hizmet standartlarını ve niteliğini yukarı çıkarmak en temel hedefimizdir.”
AY: Kalite; nitelikli ve ehliyetli Rektör ve Yard., Dekan ve Yard., Müdür ve Yard. İle oluşur. YÖKAK, yükseköğretimde kalite güvence sistemini yapılandırabilmek ve bu konuda güçlendirme sağlamak amacıyla kurulmuştur. Ama hala üniversitelerimizin %50’si YÖKAK’tan belge alabilmiştir. Belge alana Program sayısı da çok azdır.
“Kampüsten, kütüphane olanaklarına, kantinden, hatta yurtlardaki priz sayısına kadar öğrencilerin beklentilerini, eğitim-öğretim esnasında yaşam şartlarını, imkanlarını, spor kapasitesini, yürüyüş yollarını, bunun dışında kütüphanede var olan kitap sayısından, dersliklerin içinde bulunduğu duruma kadar pek çok alanda sorulan sorulara aldığımız yanıtları üniversitelerimizle de paylaşacağız.”
AY: Odasından çıkmayan, öğrenciler arasına girmeyen üniversite yöneticilerimiz mi yurtlardaki priz, kütüphanede ki kitap sayısına bakacak? Yapmayınız!...
“Üniversite yönetimlerinin geleneksel bakış açılarının dışına çıkarak çok daha interaktif, çok daha öğrenciyle, öğretim elemanıyla, sektörle daha yakın etkileşim içine giren onların beklenti, eleştiri ve değerlendirmelerini dikkate alan bir yönetim anlayışıyla yollarına devam etmesini istiyoruz.”
AY: Kusura bakılmasın ama geleneksel yönetim çok daha iyiydi. Akademisyen, kılık-kıyafetine, saçına, konuşmasına, ayakkabısının boyasına, öğrencilerle ilişkisine vb. dikkat ederdi. Şimdi bunları hiçbir yok. Kot, spor ayakkabı ve kazak giy, öğrenciyle sigara vb. iç, argo söylemler yap…Bu konuda geleneksel sevgi ve saygı paylaşımını yabana atmamak gerekir.
TÜDA Araştırma raporuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.