Yavuz Gezer


Sevgimiz de gerçek sevdiklerimiz de

“Külli nefsin zaikatü’l – mevt” Her nefis ölümü tadacaktır. (bknz. Ali imran 3/185, Enbia 21/35, Ankebut 29/57) Nefis insanın ruhunu ifade eder, Çünkü insan bedeni ölür ama ruh ölmez. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.


“Külli nefsin zaikatü’l – mevt”

Her nefis ölümü tadacaktır.

(bknz. Ali imran 3/185, Enbia 21/35, Ankebut 29/57)

Nefis insanın ruhunu ifade eder,

Çünkü insan bedeni ölür ama ruh ölmez.

“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır.

Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK.

Bazı ülkelerde “TEK YOL ATATÜRK” sloganlarının atıldığı bugünlerde, yüce önderi kaybedişimizin 85. yılında bu yüce şahsiyeti anlatayım istedim.

Torunum Yavuz Atlas Demir bir gün “bana bir masal anlat dede!” dediğinde ona;

Tarihi yanılgıya düşüp de “karga kovalayan bir çocuktan ziyade, yok olan bir imparatorluktan bir devlet çıkaran liderden ve onun vefatıyla ilgili kısa kesitler anlatan bir hikâye olsun” diye düşündüm.

Bir Gökbörü, bir Bozkurt ve Afyon Ovası’na (Nazım Hikmet RAN’ın ifadesiyle)

İnce, uzun bacaklarının üzerinde yaylanarak,

Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak,

Kocatepe’den, Afyon Ovası’na atlayacaktı, dizelerinden,

Büyük Taarruz öncesi (Yarbay Muzaffer KILIÇ tarafından nakledilen)

“Ya Rabbi! Sen Türk Ordusu’nu muzaffer et,

Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına müsaade etme!

Yakarışı bilinsin murad ettim.

“Evet Atlas’ım, sana Bozkurt’u anlatayım ister misin ve ATATÜRK’e neden Bozkurt dendiğini?”;

Bozkurt, vaktiyle Asya steplerine uzanan ırkın sembolüdür. Bozkurt, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. Türkleri sıkıştıkları Ergenekon’dan çıkarıp, yok olmaktan kurtarmıştır.

“Kurtuluş Savaşı gibi, ikinci Ergenekon diyebileceğimiz zor bir durumda da ATATÜRK bir bozkurt gibi ortaya çıkıp Türk Milleti’ni kurtarmıştır” (1933 yılı Fransız Le Mois dergisinde yayınlanan bir makaleden)

“Evet DEDEM”; ATATÜRK bir “Bozkurt’tur”.

Bozkurt’un Türk mitolojisindeki önemini bilip, Bozkurt’u Türkiye Cumhuriyeti ve CHP’nin simgesi yaptığı için “Bozkurt’tur”.

Ord. Prof. Dr. Fuat KÖPRÜLÜ’nün Türkiyat Enstitüsü’nün ambleminin nasıl olması gerektiği sorusu üzerine: “Fuat Beğ! Karlı Tanrı Dağları’nın önünde elinde meşale tutan bir bozkurt olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon’dan çıkmamızda kılavuz olan Bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin.” dediği için “Bozkurt’tur” (Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA, ATATÜRK ve Türk dili tebliği)

Bazalt kayalıklar arasından koşan bozkurdu Türkiye Posta pulunda, yeni Türkiye’nin sembolü yaptığı için “Bozkurt’tur” (1. Nikulin, T.C. İçişleri Bakanlığı matbaat G.M. yayını, Yabancı Gözüyle Cumhuriyet Türkiye’si, s. 112).

1918 yılı Almanya gezisinde bir alman vali, Ermeni palavrasını gündeme getirince “Mustafa Kemal bir bozkurt gibi tüylerini kabartarak hücumu sürdürdüğü için” “Bozkurt’tur” (İngiliz yazar Harold Courtenay ARMSTRONG)

Zübeyde Hanım; Bozkurt’um Mustafa’m diyerek bağrına bastırdığı için “Bozkurt’tur”. 

Kendi döneminin adalet bakanı olan Türkçü Mahmut Esat’ın “Bozkurt” soyadını almasını istediği için “Bozkurt’tur.”

İlk yolcu gemimize “Bozkurt” adının koyulmasını teklif ettiği için “Bozkurt’tur.”

Petrol ofisinin armasını bozkurt olarak tasarlattığı için “Bozkurt’tur”.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın girişine, Türklerin Ergenekon’dan çıkışını temsil eden bir resim yaptırdığı için “Bozkurt’tur”.

Yerli malı olarak üretilmeye başlanan bir sigaraya “Bozkurt” adını uygun gördüğü ve paket resminin “Bozkurt” olmasını istediği için “Bozkurt’tur”.

Daha nice sebepten Bozkurt denilen bu yüce insan

Bozkurt kanlı,

Bozkurt huylu,

Olduğu için “Bozkurt’tur”.

“İşte dedem”;

Üç tarafı deniz olan bu ülkemizin maviliği gözlerinde hayat bulan ve bereketli ovalarımızın başaklarındaki altın rengi saçlarında bir aslan yelesi gibi duran bu yüce şahsiyet de nihayet bir insan ve bir faniydi…

Meşakkatli ve mücadeleci hayatının yorgunluğu bedenini yıpratmış ve siroz hastalığına yakalanmıştı. 1938 yılı rahatsızlıklarının doruk noktasına ulaştığı yıl olmuştu.

Ve 1938 yılı Eylül ayında ATATÜRK hastalığıyla ilgili hafif bir rahatsızlık atlatmıştı. Bu olayın arkasından Prof. Afet İNAN’a bir gece önceki rüyasını anlattı. “Demek ölüm böyle” dedi, “Salih’e söyle ikimizde kuyuya düştük ama o kurtuldu” diye ekledi. Burada bahsedilen kişi, ATATÜRK’ün yaveri Salih BOZOK’tur. Bu rüyadan bir buçuk ay sonra ATATÜRK öldüğünde, ona candan bağlı olan Salih BOZOK intihara teşebbüs etmiş ve kurtarılmıştır (Yahya GALİP anlatımıyla).

Rüyaları bile farklı olan bu insan; muharebe meydanlarında düşman mevzilerine yirmi metre kadar yaklaşıp “kırbacımı indirdiğim zaman ateş edeceksiniz” diyebilen ve göğsüne isabet eden şarapnel parçasının parçaladığı saatten sıçrayan metal parçacıklarının yüzünde ve alnında açtığı yaradan sızan kandan ürken Sami Bey’e “Sesini çıkartma, askerin maneviyatı bozulur” sakinliğini yaşamının son otuz saatinde “ve aleykümselam” diyerek ölüm meleğini karşılayarak göstermiştir.

ATATÜRK 8 Kasım gecesi komaya girdi, 9 Kasım günü ve gecesi bu koma hali devam etti.

ATATÜRK 10 Kasım Perşembe günü sabahı saat 09:05’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etti. Kız kardeşi Makbule ATADAN’ın cenaze namazının camide kılınması ısrarı üzerine, diyanet işleri başkanı Rıfat BÖREKÇİ tarafından cami dışında da İslam’i bir cenaze töreni yapılacağına ikna edilerek; 19 Kasım saat 08:10’da İslam Tetkikleri Enstitüsü Müdürü Ord. Prof. Dr. Mehmet Şerafettin YALTKAYA tarafından cenaze namazı kıldırıldı. Cenaze aynı gün Yavuz zırhlısı ile İzmit’e oradan da aynı günün akşamı Ankara’ya götürüldü. 20 Kasım’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki törenin ardından, 21 Kasım 1938 günü Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine kondu.

Savaşın ustası, barışın mimarı ve efendisi olan Mustafa Kemal ATATÜRK için en anlamlı söz “Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkın büyüğünüz geliyor.”

“İşte Dedem”, “sen de ATATÜRK’ü görmek istiyorsan rehberin şu sözler olsun”; “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”