Yavuz Gezer


Saatler dursa da akan zaman…

Tik tok, tik… pili çıkarılmış saat, zamana takılı kalmış…


“Geldi geçti şimdi yalana benzer” Yaş Destanı.

Tik tok, tik… pili çıkarılmış saat, zamana takılı kalmış…

“Irmağının akışına” öldüğüm Türkiye’mde akış tüm hızıyla devam etmekte.

Saati zamana takılı bırakanların desteğiyle…

“Size selam, size selam getirmişem” diyen şehriyarın şeherlisini salam-sucuk, dil-hindi füme, tavuk, et vb. ürünlere gelen %30 zamla selamlıyorum.

“Özüm başıma” dedi ablam, büyük tarihçimiz… Devrimini tamamladı.

Başımıza gelmeyen kalmadı.

“Bir mağlubiyet, gelecekteki galibiyetlerimizin başlangıcı olacaktır” diye gönlümüze su serpti heybetli, böyyük, çok böyyük siyasetçimiz.

Ben de diyorum ki “Özmenem’özmenem’onlar kabuk özmenem…”

Ne çare ki yüreklerde yanan köz menem.

Çoluğa mı yanam,

Çocuğa mı?

Anaya-bacıya mı yanam…

Yanan, yok edilmeye çalışılan, kültürel erozyona uğratılan ülkeme mi yanam?

Kurutulan kaynaklara, şerha şerha edilmiş birlik ve bütünlüğümüze mi yanam?

Yoksa meclis kürsüsünden “Bunların içerisinde sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ben bu protokollerle bize destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor.” diyen (Millet vekili Sera KADIGİL’in tabiriyle) Yusuf Bey’in akıl dolu önerilerine mi yanam? En iyisi,

Giden yıllara ve her yılın 365 gününe yanam.

Bir de;

“Ula Feridun Ferdi’nin kaseti vaaar?”

“Yoğ, İbo’nun var verem mi?”

“Nıç! Ben onu sevmim…”

“Niye?”

“Yoğurd goydum dolabe deyi. Onun için sevmim.”

“Ula yoğurdu dolaba goymasının sahan ne zarari var?”

“Oğlım! Hüso yoğurdu bulursa yer, dolabe mi goyar…”

Doğru ya;

Koyun yoğurdu 225 TL, manda 165 TL, inek 87,5 TL olunca yoğurt ancak bulunursa yenir dolaba mı konulur.

Bu arada şeriat çığırtkanlığı yapıp Mustafa Kemal ATATÜRK’e KAMAL diyerek hakaret ettiğini sanan, heykellerini yıkacaklarını söyleyen sosyal medyanın denim’i; “Güneş dil teorisi” nedeniyle Türk dilleri içerisinde eski Doğu ve Batı Türk dil lehçelerinden kendi Arapça (Kemal-mükemmel) ismine benzeyen isimler aramış ve bunun sonucunda da “Kale, sur, ordu” anlamlarına gelen “KAMAL” ismini alan ATATÜRK, siz saldırdıkça O: KALE olacak,

SUR olacak,

ORDU olacak,

BİZ ve BİZLERLE BİRLİKTE.