İrfan Sönmez


İSPANYA'YI MAHVETTİK HADİ TÜRKİYE'Yİ DE MAHVEDELİM

Oslo sürecinde devleti Habur'da PKK'nın ayağına götürdüler.


Şimdi de Apo'nun ayağına götürmeye hazırlanıyorlar. Bunun Örgüt içinde yaratacağı havayı, uluslararası  toplumda uyandıracağı etkiyi biliyorlar. Buna rağmen ısrarla Apo'nun ayağına gidin diyorlar.

İmralı'ya gitmenin anlamı PKK ve onun eli kanlı liderini siyasi bir güç olarak tanımak ve bunu dünyaya ilan etmektir.Bunun sonuçlarını tahmin etmek bile istemiyorum.

Sürecin bugüne kadarki işleyişine bakıldığında, İmralı ve DEMP'in bu talebinin yerine getirileceği anlaşılıyor.

Çünkü aslında -ne yapılacağını ve ne yapılması gerektiğini- hep  bu çevrelerin açıklamalarından öğreniyoruz.Onlar "İmralı'ya gidin" diyor, bu taraf baş üstüne diyor. Onlar statü yani Kürt varlığını anayasaya işleyin diyor, bu taraf tamam diyor. Onlar iki dilli eğitim diyor, güya bu tarafta olanlar olabilir, tartışalım diyor. Bu durumda ortada iki iradenin varlığından söz edilebilir mi? 

Bütün bu talepleri bir de  demokrasi ile ilişkilendiriyorlar.

Ne özerklik, ne iki resmi dil, ne de öteki taleplerin demokrasi ile alakası yoktur.Dünyanın en gelişmiş ülkeleri hem tek ulus-devleti hem de tek eğitim dilini kabul eden ülkelerdir.

Kaldı ki, dertleri daha demokratik bir Türkiye değil,çünkü gerçek bir demokraside istismar edecekleri, kullanacakları bir bahaneleri kalmayacak.Dertleri, Örgüt'ün hak iddia ettiği topraklar için, Türkiye aleyhine,bağımsızlık dahil,mümkün olduğu kadar hak ve ayrıcalığa sahip yeni bir hukuki çerçeve yaratmaktır. Bu hedefe varmak için ne kadar imkan yaratabilir, yasalarda ne kadar gedik açabilirlerse amaçlarına o kadar yaklaşmış olacaklar.

Bu çevreler taleplerini güçlendirmek için zaman zaman farklı ülkelerden örnekler veriyorlar. Bu örneklerden biri de İspanya ve ETA terörü. Şöyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar: "İspanya ETA ile görüşüp, BASK bölgesine geniş bir özerklik verdi. Sizde İspanya'yı takip edip bize onların verdiğine benzer bir statü verin." Bu, elma ile armudu karıştırmaktır. Daha sonra bu konuyu genişçe yazacağım, şimdilik şu kadarını söyleyeyim; İspanya ETA ile görüşerek hiç bir düzenleme yapmadı. İspanyadaki 17 bölgeli özerklik sistemi 1978 anayasası ile getirilmiştir. ETA Bask bölgesine özerklik veren bu anayasayı Basklılara 'kendi kaderini tayin hakkı vermediği için' desteklememiş, reddetmiştir.İspanya bu düzenlemenin toplumu birleştireceğini düşünmüş ancak bu öngörü doğru çıkmamıştır. Özerklik bölgesel talepleri durduramamış,İspanya gittikçe üniter bir devletten federal bir devlete evrilmiştir. 

Özerklik düzenlemesinin bir sebebi de, İspanya'nın tarihi geçmişidir.Federal sistem 1872 yılında Savonyalı Kral Amedeo'nun tahttan çekilmesi ve 1. Cumhuriyetin kurulması ile denenmiş başarılı olmamıştır. 1936'da da dönemin hükümeti Bask Özerklik statüsünü kabul edip meclisten geçirmiştir.Fakat  1937'de İç savaşı kazanan Franko bu statüyü iptal etmiştir.1978 anayasası ile bu statü tekrar tanındı. Dolayısıyla Bask özerkliği kesintili olmakla birlikte 1978 anayasası itibarıyla 106 yıllık bir geçmişe sahipti. Türkiye ile bir benzerliği yoktur.ETA da, görüşmeler yoluyla değil,liderleri yakalanarak, ikmal kaynakları yok edilerek ve teröre karşı toplumsal tepkiler seferber edilerek bitirilmiştir. Özerklik düzenlemesi 1978 tarihli, ETA'nın silah bırakması  2017, Örgütün kendini feshetmesi ise bundan bir yıl sonradır.

Etnik çevrelerin örnek alın dediği İspanya, bugün Bask ve Katalan ayrılıkçılıklarının baskısı altında bölünme sancıları çekmektedir. İspanya'nın düştüğü durumu Sosyalist Filozof Fernando Savater şöyle açıklıyor:"Özerklik isteyen iki bölgeyi 17'ye çıkardık.Yerelleşmeyi demokrasinin olmazsa olmazı sayıyorduk ama bugün egoizmi beslediğini,eşitlik ve dayanışma duygularını tahrip ettiğini ,neredeyse demokrasi ve özgürlüğün düşmanı olduğunu gördük. Kamu yararı, ortak refah,ortak değerler ve ortak aidiyeti yitirdik.Ayrılıkçılık, bölgecilik ve bölgesel milliyetçilik,fırsatçı bir hastalığa dönüşerek,zayıflayan organizmalara saldırıyor.KOSKOCA İSPANYA'YI MAHVETTİK.BUNDAN NASIL KURTULACAĞIMZI BİLMİYORUZ."

Şimdi bize de  İspanya gibi siz de kendinizi mahvedin diyorlar.Parçalanmayı ideal düzen olarak gösteriyorlar.Biz de gelin bu ülkeyi mahvetmeyin,ihaneti meşrulaştırmayın diyoruz.