Göz göze gelmekten kaçıyoruz. Aynı evde yaşayan insanlar, birbirine mesaj atarak iletişim kuruyor. Çocuklar odalarına kapanmış, ebeveynler telefonlarına gömülmüş. Sokaklarda kahkahalar yok, dostluklar sanal. İnsan yalnız ama kalabalık içinde kaybolmuş durumda.
TÜKETİM MUTLULUK MASKESİ OLDU !
Yeni telefonlar, kıyafetler, arabalar… Hepsi bir boşluğu doldurmak için. Ama içimizdeki yalnızlık, alışverişle kapanmıyor. Sahte gülümsemeler, filtrelenmiş hayatlar, sosyal medyada beğeni peşinde koşan insanlar… Gerçeklik kayboldu.
EKONOMİK ÇIKMAZ VE KAYBOLAN UMUTLAR
Ekonomik sıkıntılar, tükenen umutlar, hayalleri yok olan gençler… İnsanlar artık yaşamak için değil, hayatta kalmak için mücadele ediyor. Gelecek puslu, umutlar kırık. Bir zamanlar kahkahalar yankılanan evlerde, şimdi sessizlik hâkim.
DİJİTAL UÇURUM
YALNIZLIĞIN
PRİZMASI‼
Teknoloji iletişimi kolaylaştıracaktı ama bizi daha da uzaklaştırdı. Çocuklar sokakta oynamıyor, insanlar birbirine sarılmıyor. Yalnızlık artık bir duygu değil, hayatın ta kendisi oldu.
İnsan, kırıldıkça yalnızlaşır, yalnızlaştıkça affetmeyi unutur. Bağlarımızı kaybettikçe, hataları biriktirip içimizde öfkeye dönüştürüyoruz. Oysa affetmek, insanın yalnızlıktan kurtulmak için attığı en cesur adımdır.
HENÜZ GEÇ DEĞİL!
Başımızı ekrandan kaldırıp birbirimize dönmek zorundayız. Çünkü her yalnızlaşan insan, insanlığın sessiz çığlığıdır. Ve biz ya bu çığlığı duyacağız ya da hep birlikte yok olacağız.
Sevilay Ay
Solingen