Ahmet Rauf Akay


HANİ HEDEP İLE GÖRÜŞEN HAİNDİ?

14 Mayıs seçimleri HDP ile iş birliği yapanlar-yapmayanlar üzerinden yürüdü.


14 Mayıs seçimleri HDP ile iş birliği yapanlar-yapmayanlar üzerinden yürüdü. Muhalefet, HDP/PKK ile iş birliği yapmakla suçlandı. Sn Akşener defalarca böyle bir işbirliğinin içinde olmayacaklarını söylemesine rağmen aynı kampanya devam etti. Seçimin sonucunu biraz da bu kampanya belirledi. Akşener'in tek başına seçime girme ilanı daha çok bu kampanyanın İYİ partiye verdiği zararla ilgili. İYİ Partinin kendini sakındığı kadar CHP'nin sakınmaması Erdoğan/Bahçeli ikilisinin kampanyasına inandırıcılık kazandırdı. Netice, muhalefet için hüsran oldu. 

Onca iddialı söze rağmen geçtiğimiz günlerde HEDEP il AKP'nin gizli kapılar arkasında görüştükleri ortaya çıktı. HEDEP Eş Başkanı Tuncer Bakırhan görüşmeyi doğruladı, yerel seçimlerde iş birliğine açık olduklarını söyledi. Gazeteci Deniz Zeyrek katıldığı bir TV programında, görüşmede yerel seçimlerin gündeme geldiğini, AKP tarafının kayyım atamaktan vazgeçileceğini,bazı yargılamalarda daha dikkatli davranılacağına söz verdiğini, HEDEP'in protokol imzalama teklifini, 'belge bırakmamak için' kabul etmediklerini belirtti. Oysa sayın CB bağıra bağıra ne diyordu; "Milletim Kandil ile görüşene destek olmaz."(1 Mayıs 2023) "HDP altılı masanın yedinci ayağı"(27 Mart 2023) Erdoğan ile Bahçeli'nin daha böyle bir çok beyanı var.  

O dönem bu propagandalara inanılmaması gerektiğini, Oslo sürecinde hükümetin federasyona ikna edildiğini yazmıştım. Aradan çok zaman geçmeden -HDP karşıtlığının- ucuz bir seçim propagandası olduğu anlaşıldı. Erdoğan'ın genel seçimlerden hemen sonra - milletin çeşitliliğini- yansıtan bir anayasadan söz etmesi hem HEDEP'e bir mesaj , hem de Oslo ve Çözüm süreçlerin dondurucudan çıkarılacağına işaretti. 

Bazı yorumcular böyle bir iş birliğini MHP'nin kabul etmeyeceğini söylüyorlar. MHP tabanı elbette böyle bir yıkım projesinin parçası olmaz,ama Bahçeli ve etrafındaki  bir avuç muhterisin ne yapacağı belli olmaz. O Bahçeli değil miydi, APO'nun mektubunun AA'da okunmasını onaylayan? Dün grup toplantısında Bahçeli'nin AYM ile ilgili verdiği mesaj da ondan demokrasi ve milliyetçilik adına  bir şey beklemenin beyhude olduğunu gösteriyordu. Daha bir kaç yıl önce "Erdoğan'ı Yüce Divan'a göndermezsem namussuzum, şerefsizim" diyordu. Hükümet üyelerinin yargılanmasında Yüce Divan görevini Anayasa Mahkemesi yapar.  Yani Bahçeli,  Erdoğan'ı Anayasa Mahkemesine havale edeceğini söylüyordu. Şimdi aynı Bahçeli, kapatılsın diyor; dünkü grup toplantısında "Nerede bir suçlu varsa,nerede Türkiye'ye nefret kusan,ihanet eden, silah doğrultan,milli güvenliğimizi, milli birlik ve kardeşlik ruhumuzu  bozmayı amaçlayan bir hain bulunuyorsa Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali kararıyla ödüllendirilmektedir" dedi. 

Bahçeli'nin hainleri kayırıyor dediği Anayasa Mahkemesi MHP eski milletvekili Engin Alan için de hak ihlali kararı vermişti. Balyoz ve Ergenekon davalarından yargılanan bir çok subayımız için de aynı kararı vermişti. Onlar hain miydi? 

Milliyetçi bir siyasetçi, önce milletinin bekasını, devletinin güçlenmesini, halkının mutluluk ve refahını düşünür. Bütün bunların olması için adalet aygıtının iyi çalışması gerekir. Milliyetçi bir siyasetçi, milletinin menfaatlerini dizginsiz siyasetçilerin ihtiraslarına feda etmez. Erdoğan'ın 15 Temmuz darbesinden sonra yaptığı hiç bir düzenleme bu milletin hayrına olmadı. Hepsinin arkasında Bahçeli'nin desteği vardı. AKP'nin HEDEP'le girdiği kirli ilişkiyi sorun edinir mi, önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Umarız edinir, Türkiye bu yalan, talan ve bölen siyasetinden kurtulur.