Sevilay Ay

Tarih: 04.03.2025 17:51

Hakikatin Işığı ve İnsan Doğasının İkiyüzlülüğü

Facebook Twitter Linked-in

İnsanlar ışığı sever. Aydınlığı, bilgiyi, gerçeği… Fakat bu sevgi, ışığın hangi yönüyle yüzleşmek zorunda kaldıklarına bağlı olarak değişir. Hakikatten yayılan ışık, eğer yolunu kaybetmiş birine yön gösteriyorsa makbuldür. Ama o ışık, birinin sakladığı kusurları, gizlediği gerçekleri, üzerine titrediği yalanları ortaya seriyorsa, işte o zaman nefret edilir. Çünkü insanlar aldatılmak istemez ama aldatmaya devam etmek ister.

Bugün, toplumun her alanında bu ikiyüzlülüğü görmek mümkün. Politikada, iş dünyasında, hatta en samimi ilişkilerde bile… İnsanlar, yanlışlarının açığa çıkmasını istemez ama başkalarının hatalarını göstermekte tereddüt etmez. Bir yolsuzluğu alkışlayanlar, aynı yolsuzluk kendilerine zarar verdiğinde adalet arar. Hak, hukuk ve şeffaflık çağrıları yapanlar, iş kendi menfaatlerine geldiğinde en büyük karanlığı kendileri yaratır.

Hakikat, insanın konfor alanını bozar. Öyle ya, herkes doğrulara saygı duyduğunu söyler ama sadece işine gelen doğrulara… Eğer bir ışık, onun yanlışlarını, hatalarını, hatta bilinçli kötülüklerini açığa çıkarıyorsa, o ışık artık tehlikeli görülür. Gözleri kamaşır, rahatsız olur, hatta o ışığı söndürmek için savaş açar.

Tarihe bakın, çağlar boyunca en büyük düşmanlıklar hep gerçeği söyleyenlere yönelmiştir. Çünkü hakikatin ışığı, yalnızca yol göstermez; aynı zamanda saklanılan her şeyi açığa çıkarır. Ve insan, en çok kendi gölgesinden korkar.

Bugün sosyal medyada, televizyonlarda, meydanlarda her şeyin daha şeffaf olduğu söyleniyor. Gerçeklere ulaşmanın artık daha kolay olduğu iddia ediliyor. Peki, gerçekten öyle mi? Hakikatin peşinde olanlar mı daha güçlü, yoksa ışığı söndürmek için çalışanlar mı?

Daha önemlisi şu: Hepimiz gerçekten ışığa tahammül edebilecek kadar dürüst müyüz, yoksa ışığın sadece işimize gelen tarafını mı görmek istiyoruz?
Sevilay Ay
Solingen


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —