İrfan Sönmez


DEVLETİ AYAĞINA GÖTÜRMEK İSTEDİKLERİ KİŞİLİK; APO!

Öcalan'ın ne düşündüğünü anlamak için İmralı'ya kadar gitmeye gerek yok.


 Bahçeli, grup toplantısında "İmralı'ya kimse gitmese üç arkadaşımı alır ben giderim" dedi.

Gider mi gitmez  mi, tartışmalarına girmeyeceğim. Daha önce de "görev verilirse Gazze'ye giderim" demişti. Görev verecek kimse olmadığı için -çok istemesine rağmen(!?) gidemedi.

 

Öcalan'ın ne düşündüğünü anlamak için İmralı'ya kadar gitmeye gerek yok. DEM Parti zaten onun sözcülüğünü yapıyor. Gerektikçe MİT ile de görüştüğüne şüphe yok. Onu zaten idamdan kurtaran da dönemin MİT yöneticileri ile Bahçeli'ydi. Ertuğrul Özkök ile M.Ali Birand, " Apo asılmasın diye MİT bize brifing verdi biz de o yönde yayınlar yapıp, kamuoyu oluşturduk,"demişlerdi. Ayrıntısı "Kayıp Barış" isimli kitabımda var.

 

Güya Öcalan'ı elde tutarak Örgütü kontrol edeceklerdi, bunların hepsi yalandı tabi, amaçları hem Öcalan'ı idamdan kurtarmak,  hem de onu yaşatarak Örgütü yaşatmaktı, ikisini de başardılar. Kimse de çıkıp bu nasıl  plandı diye sormadı. Şimdi de aynı çevreler hapisten kurtarmaya çalışıyor.

 

Başta Bahçeli olmak üzere, "İmralı'ya gidelim, Öcalan ile halvete girelim" diyenlerin hiç biri  bunun ne faydası olacağına dair ikna edici tek bir gerekçe sunamıyor. Tek söyledikleri,- sorunun muhatabı ile görüşmek gerektiği. Zaten görüşülüyor,Farklı bir şey öğrenmek isteyen başka enstrümanlar kullanabilir. Mesela telefon, SEGBİS vs  gibi.

 

Ama dertleri kesinlikle APO'dan farklı bir şey duymak değil.

 

İmralı'ya kadar gitmenin sebep olacağı bazı sonuçlar var: Siyasetin onun ayağına gitmesi demek, onu terörist kimliğinden çıkarıp siyasi bir aktör haline getirmek demek. İşte Bahçeli bunu yapmaya çalışıyor. Onu hapisten çıkarmak yetmiyor, onu bir de saygın bir siyasi figür haline getirecekler.Israrlarının arkasında bu gerçek yatıyor.

 

Öcalan bir devletin muhatap alacağı bir kişi değil.

Bizimle benzer sorunlar yaşayan hiç bir ülke teröristleri veya onların başını siyasi muhatap olarak almadı.

İngiltere IRA'yla, İspanya ETA'yla masaya oturmadı. Sorunu siyasetçilerle, konuştu siyasetçilerle bitirdi. IRA terörünü bitiren -Hayırlı Cuma anlaşmasına- bakın, orada IRA'nın imzasını göremezsiniz.

İspanya'da siyasetçiler ETA ile görüşmedi. 1978 Anayasasında verilen özerklikler tamamen tek taraflı devlet tasarrufudur. Ve İspanya bugün buna pişmandır. ETA terörü,  Özerklik düzenlemesinden tam kırk yıl sonra bitmiştir. Şunu da hatırlatmakta fayda var; İspanya teröristleri affetmediği gibi -ETA terörü sürerken çocuk suçluların kullanılması üzerine terörle ilintili suçlarda çocukların cezalarını artırmıştır.

 

Öcalan çürümüşlüğün, yozlaşmışlığın her türlüsünü taşıyan  kokuşmuş bir kişiliktir.Hiç bir ahlaki değeri yoktur.

Şu iki örnek, onunla görüşmeye gidecek olanların nasıl bir kişilikle görüşeceklerini anlamaları için kafidir: 

"Kardeşi Osman Öcalan, ona bir iki eleştiri yöneltti.Bu eleştiriler yüzünden emdiği süt burnundan getirildi. Apo kişiliği, bu eleştiriler karşısında onu küfür ve hakaret yağmuruna tuttu.Bu ona yetmedi, onu can evinden vuracak bir şey yaptı: Eşi Zehra'yı yanından alarak 'yoğunlaşma evlerine" aldı.Onu da diğerleri gibi karılaştırdı.Olup bitenleri duysun diye de, bu yaklaşımını ve hakaretlerini etrafına sızdırdı.Sızdırdı ki, herkes onun ne kadar ne kadar güçlü ve intikamcı  olduğunu, Osman'ın da ne kadar zavallı ve çaresiz olduğunu anlasın. sözüm ona ders verdiği yüzlerce kişiye hitap ederken " bizim  Osman'da 'ben kadın seviyorum' diyor.Ulan aşağılık adam sen kim kadın sevmek kim! Kadın sevseydin, sevdiğin kadın yanında olurdu.Onun seviyorum dediği kadın  şu an benim yanımda.Öyle ki, ne yapıyorsam yanımdan ayrılmak istemiyor.Beni ona tercih etmiş olacak ki, git desem gitmiyor.Tuhaf değil mi -seviyorum dediğiniz kadınlar- yatağımdan çıkmıyor..."(Şemdin Sakık, Apo,s.345)

 

"Korucu kızı Hevidan çok küçüktü,12 yaşındaydı. Baho Ağa'nın aşiretindendi.Apo'nun çıkardığı"Korucu Çocuklarını Kaçırıp PKK'lı Yapma Kanunu" ile kaçırılıp getirilmişti.1997  Temmuz'unda 16 yaşına basmıştı.Kaçma planları yaptı ama anlaşıldı,tutuklandı.Beni en çok etkileyen,yargılanıp infaz kararı verildikten sonra yapılanlardır.Hevidan'ın eline kazma kürek verip mezarını kazdırdılar.Temmuz sıcağında çukur açarken söylediği türkü dağlarda yankılanıyordu.Son isteği sorulduğunda af dilemedi."  Kahrolsun Apo" dedi,o köylü kızı."Ahım sizin boynunuzda kalacak!"İnfaz mangasında tek bacağı protezli Siirt'li Rengin,Hevidan'ı gözünü kırpmadan taradı.Ölmüyordu bir türlü.Kadınlar başını taşlarla ezerek öldürdüler." (Burhan Semiz, Çıkmaz Sokak PKK,s.189)

 

Bahçeli'nin kimse gitmezse ben gideceğim dediği,devleti ayağına götürmek istediği  kişilik bu. Biliyorum,bu rezalete  kimse korucu kızı Hevidan kadar bile tepki göstermeyecek. Ama devletin kimin ayağına gideceğini bir defa daha göstermek istedim. Hevidan'ın vebali gidenlerin üzerine olsun!