Kahraman ecdadımız nerede ve hangi şartlar altında olursa olsun, toprağına inancına göz diken gavura karşı her zaman şahadete hazırdır.
Çanakkale de alasını yapmıştır.
Ancak, ittihatçı yönetim İngiliz işbirliğinde iken in Almanların safına geçerek Osmanlı ordusuna büyük bir zayiat verdirmenin arka planını tarihin akışı içerisinde sorguladığımızda, “Çanakkale Geçilmez” sloganının zata mahsus olmadığı hakikati ortaya çıkmış olacaktır.
Orada bir millet var.
Son Osmanlı askeri, son görev, son vedalaşma…
Kaldı ki bu harp, bizim olmaktan ziyade Almanlarla alakalıdır.
Peki derdi neydi?
Şuydu…
Almanları arkadan kuşatmak için boğazlardan geçmek zorunda olan İngiliz donanması var gücüyle yüklendi, fakat başarılı olamadı.
Çanakkale savaşını yöneten tek yetkili Alman General Otto Liman Von Sanders’tir. 5. Ordunun komutanı, Mustafa Kemal değildi.
45 bin askerini yitirerek başarı ona ait olduğu için ittihatçılar tarafından Müşir rütbesine terfi ettirildi. Buraya kadar itirazı olan varsa aksını çıksın söylesin.
…
Şimdi de bir mim koyalım…
Mustafa Kemal, bu savaşta yarbay rütbesinde takımından başka yetkisi olmayan Von Sanders’ın mahiyetindekilerden birisidir. Yarbaylığa onun tarafından terfi ettirilmiştir. Mustafa Kemal’in mahiyeti tamamen şehit olunca, başarısızlığı nedeniyle Başkumandan Vekili Enver paşa tarafından ataşeliğe gönderildi.
Her ikisi ittihatçı olduğu halde aralarının açık olması buradan kaynaklanıyor.
O yüzden Enver paşa, Mustafa Kemal’in sağlığından 1997 senesine kadar ancak cenazesi Tacikistan’ın Belcivan kasabasının Çegan tepesinden ülkemize nakledilmiştir. Cenazesine zamanın Kültür Bakanı İsmail Kahraman ile Devlet Bakanı Abdullah Gül’ün katıldıklarını biliyorum. Şimdi de Kemalist amigolar, Mustafa Kemal’in ismi hutbelerde neden okunmuyor diye tepiniyorlar.
Enver Paşa’nın da ismi okumuyor.
Okunsun mu yanı?
Hani laikliği savunuyordunuz?
Laik bir düzende şahısların isimleri mabetlerde zikredilmez.
Kaldı ki Mustafa Kemal peygamberimize “Arap uşağı”, vahye Muhammed’in saçmalıklarıdır diyen birisi. Öyle birisinin ismi Müslüman’ın hutbesinde neden okunsun? Hem de sağlığında öyle bir talebi hiç olmamıştır.
…
İttihatçılar hayâlı kahraman üreterek geçilmez dedikleri Çanakkale’yi İngiliz kısa bir süre sonra elini kolunu sallayarak İstanbul’u işgal etti.
O zaman Mustafa Kemal yok muydu?
Aslında İngiliz işgalinden Mustafa Kemal ile mahiyeti şikâyetçi değildi, aksine Osmanlı devletini parçalamak için projeye uygun bir hareketti.
Yunan işgali de öyle.
Sabahattin Selek de öyle diyor, Yunan İzmir’i işgal etmeseydi Osmanlı askeri Mustafa Kemal’in yanında yer almayacağından ikinci meclis açılamazdı.
Mustafa Kemal, Samsun’a İngiliz vizesi ile gönderilmiştir.
O yüzden tarihçiler iki şeyi soruyor…
Neden İngiliz vizesi?
Madem Çanakkale geçilecekti 250 bin şehidi neden verdik?
…
Bir şey daha var çok önemli…
Çanakkale’de şehit olanların yaş ve meslek durumuna göre, Sultan Abdülhamit’in yetiştirmiş olduğu en iyi elemanlar.
Çoluk çocuk yaşlısı 250 bin kişi şehit, 10 bin kişi kayıp.
Geriye burnu bile kanamayan ittihatçılar kaldı…
Devlet, cumhuriyet onların.
…
Bu da diğerleri kadar önemli…
Hani Yunan’ı patates çuvalları gibi Ege’den denize dökerken İstanbul başta olmak üzere Ankara, Samsun, Sivas İngilizlerin işgalinde idi.
Güneyde Fransız ve İtalyanlar.
Ne hikmettir bilinmez, Yunan’ı denize döken asker İngiliz’e tek bir kurşun bile sıkamadan kurtuluş savaşı vermiştir. Demek ki değil, 19 Mayıs Samsun’a çıkışı, Erzurum Kongresi, Ankara’da ikinci meclisin açılması gibi Milli Mücadele dedikleri aksiyonlar İngiliz generallerinin riyaseti ve izlenimi altında icra edilmiştir. Ama bu gerçeği resmi tarih milletinden gizler.
…
Sonrası malum, denize döktüğümüz Yunan da gitmedi İngiliz de.
Onun laikliği, onun cumhuriyeti, onun çamur demokrasisi.
Sonuçta ittihatçı dönmeler kazandı.
Gidin görün…
Yunan’dan kurtarmış olduğumuz İzmir’in en pahalı yerleri onların elinde.
Yine de öyle olsun!
Çanakkale geçilmez… 21.3.2023 Nusret Çiçek
