Yalanlarla avutuluyoruz. Bu süreçte belki silahlar susar ama ülke bölünme riskini büyüterek çıkar. Çünkü sürecin
mimarları Erdoğan/ Bahçeli ikilisi ile Öcalan/DEMP ve Kandil’in söylemleri arasında çok fark var. Toplumdan gizlenen Öcalan ziyaretinin ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkıyor; Saygı Öztürk Sözcü’deki köşesinde yazdı, “Öcalan Kürtçe’nin resmi ve eğitim dili olmasını, yerel yönetimlerin merkezden özerkleşmesini, elektrik gelirlerinden pay verilmesini”istiyormuş. Dahası PKK bütün bileşenleri ile silah bırakacak diyenlere karşı SGD’nin silah bırakmayacağını söylemiş.
Şimdi anlıyor musunuz, 16 sayfalık görüşmenin çarpıtılıp niçin 4 sayfaya indirilerek komisyona sunulduğunu? Öcalan’ın sözlerini sadece kamuoyundan değil, komisyondan bile saklamışlar. Bu durumda o partilerin o komisyonda durmalarının bir anlamı var mı?
Çeyrek asra yaklaşan AKP iktidarında birçok usülsüzlük yapıldı, birçok suç işlendi. Hiç birinin hesabı sorulmadı. Gelecekte de sorulmasın diye, ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyorlar. Düşerlerse, düşecekleri yerin muhalefet olmayacağını, sanık sandalyesi olacağını biliyorlar. Onun için ülkenin temellerini dinamitlemek pahasına süreci sürdürüyorlar. Bu, kesinlikle teröre veda süreci değil, bu DEMP’i de yanlarına alarak yağma ve talan düzenini sürdürme süreci.
YENİÇAĞ NEREYE?
Yeniçağ zor zamanlarda önemli bir misyon ifa etti. Milliyetçilerin, milli reflekslerin takipçisi oldu. Sahibi Ahmet Çelik, milliyetçi mücadelenin içinden gelen, hapishane gören bir isim. Ondan her dönem beklenen, bu çizgiyi sürdürmesi, vatanın bütünlüğü tehlikedeyken milli direnci zayıflatacak iç çekişmelere girmemesiydi. Fakat önce CHP ile ilgili bir dosya yayınlandı. Şimdide Akşener dosyası adı altında aslında İYİ partiyi hedef alan en azından faturası İYİ partiye çıkan bir yazı dizisi yayınlanıyor. Ülke ve ilkelerimiz saldırı altındayken kayıkçı kavgası olmaz. Fıkıhta bile savaş halinde - hat cezaları- uygulanmaz, tehir edilir. Bu yazı dizisinin kime faydası var? İYİ parti yıpranınca bundan kim kazanacak? Kendi yanlışlarımızla elbette yüzleşmeliyiz. Ancak doğru zamanda yapılmayan yüzleşmeler daha büyük yanlışlar içinde olanların kar hanelerine yazılır. Bugün yapılan bir avcının üzerine atılan sırtlan dururken bir kargaya ateş etmesine benzemektedir. Bu yazı dizisi Yeniçağ’a yakışmadı. Aramızdaki bütün ihtilafları ertelememizi zorunlu kılan bir süreçteyiz. Bizim gündemimiz şahıslar değil, ülkenin kaderi olmalıdır.Bizimkisi bir gönüldaşlık, kaderdaşlık sitemi ve hatırlatmasıdır. Gerisi sn. Çelik ve Yeniçağ yöneticilerine kalmış…
