Nusret Çiçek


TANRILARIN SİLÜETİ!

TANRILARIN SİLÜETİ!


Ölünce hanı toprak olacaktık? Hatta ki Mustafa Kemal bile, benim fani vücudum bir gün toprak olacaktır demişti. 

Ama yok, bundan sonra toprak moprak değil, kum tanesi bile olamayacağız!

 Ölenler için ahu vah etmeye artık gerek kalmadı, nasıl olsa reenkarnasyon inancı gereği beklemediğiniz anda bir dağın eteğindeki gölgede veya bir başka insan kılığında geri dönecekler.

Bayılırım şu saplantısı olanlara!..  

Şaka değil,  öyleleri Kur’an’daki mucizelere inanmaz amma  bir gölgenin reenkarnasyon halinde mucize olduğuna inanır.

Tapınmak dedin mi de öyle olur, başka türlü olamaz.

Aşırılığın gölgesi bile para ediyor.

 Hatta küçük abdestini bile yapmış olduğu mekânların koruma altına alınmasını arzu edenler var...Çocukluğumda pikniğe gittiğimizde dinlenme yeri olan Ankara’nın Söğütdüzü’nde sigara külleri tabağında hala duruyordu.

Sigara külü korumak Atatürk sevgisiymiş.

Bu konuyu niçin mi açtım?

Ardahan’ın Damal ilçesine ait Karadağlar’ın eteğinde gölge vurunca Atatürk’ün silueti oluştuğunu keşfetmişler ya, artık orası politikacıların yağdanlığında kutsanmış bir mekân olmayı hak etmiştir. Dedim ya, gölgesini koruma altına alan rakı şişesini alamaz m!  Zavallıcık keçi ve koyunlara Karadağ’ın eteklerinde otlamayı yasak etmişler. Oralarda otlama hürriyetleri CHP dayatmasıyla kaldırıldı. Otlamak yasak soyunmak serbest.

Hani birde hayvan severiz ya!

Ey keçi oğlu keçi, sen artık bu meralarda otlayamazsın, yasak!

1 Temmuz 2003 tarihli Hürriyet gazetesinin haberi:

“Damal'ın Yukarı Gündeş Köyünde, önceki akşam Atatürk'ün silueti göründü. Her yıl tekrarlanan bu olay sırasında bir hayvan sürüsünün dağdan geçmesi CHP milletvekili Ensar Öğüt'ü çok kızdırdı. Öğüt ‘Bu dağda hayvan otlatmak terbiyesizlik, izin verilmesi de ihanet’ dedi.”

Ne bağlılık, ne Atatürkçülük doğrusu gözlerim yaşardı…

“(…)  Ardahan Valisi Mustafa Yiğit, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, 25'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Naci Bayram Kırpınar, Kaymakam Yücel Gemici, Belediye Başkanı Gülcemal Fidan ve binlerce vatandaş Karadağ sırtlarına vuran silüeti alkışlarla karşıladı. İstiklal Marşı ve göndere bayrak çekilmesinden sonra askeri bandonun çaldığı marşlar eşliğinde izlenen siluet saat 18.25'te kayboldu.”

Damal Belediyesi CHP’nin elinde olunca da değme keyfine, dağa taşa selam rakı muhabbetine devam. Bir şey daha öğrenmiş oldum, İstiklal marşı demek ki siluet hurafelerinde de çalınıyormuş. Valinin belli ki daha başka ciddi işleri olmadığı için siluet seyretmeye gidiyor. Gölgeye selama duran subay kısmına ne dersin!  Halbuki Atatürk  türbeleri bile yasaklamıştı. Onun yolundan gittiğini iddia eden CHP siluetten yeni bir türbe anlayışı icat ederek o yörenin Mustafa Kemal sevenlerinin oylarına ipotek koymuş oldu. Aslında   Atatürk vefat ettiğinde ,  İnönü ile ipleri iyice kopmuştu(İzzettin Dinamo- Kutsal Barış).   Ama CHP’nin Türkiye seçmeni üzerinde başka dalı olmadığından Atatürkçülüğü tanrılaştıranların ipine öyle sarılmış ki bırakmıyor.

Bıraksa yok olup gidecek.

Ülke genelinde %20’lerde oyu var. Oyların %8 ile 10’nunu düzgün ailelere ayırsak geriye kalanların etiketleri malum. Eleseniz;  Osmanlı kültürü ile İslam’ın dünya görüşüne karşı olan gezicisinden  dönmesine, Sabetayist, ateist, Ermeni militanı, PKK Kürtçüsü, cinsi sapığı… Bunların da çoğunluğu Atatürkçü. CHP  Atatürkçülüğü ıskalasa elde var sıfır, sandıktan bile zor çıkar.

İşte siluetin hikâyesi bu kadar basit…

PKK Kürtçülüğü istismar ederse CHP de Atatürkçülüğü istismar eder.

Bunda yanlış olan ne var?

Politika değil mi o gün öyle idi bu günde böyledir.

İşte fark burada…

Müslüman’ın eserleri olur da reenkarnasyon anlayışında silueti olmaz.

İnsan fani olduğundan Hakk’ın divanına kadar gider.

Zalimler orada hesap verecekler.

Aynı anlayışı, adaletleriyle dünyaya ün salan  Osmanlı devletinin padişahlarına uygulamaya kalkışsak  değerleri milletin kalbinden silinir gider.

Siluetçi padişah olamaz.

Onlar kabirlerinde mütevazi, sessiz sakin.

 Hem millete hem de insanlığa yapmış oldukları  hizmet karşılığında  bir ücret beklemiyorlar. Kutsandıklarını bilseler secdeye kapanarak Allah’tan af dilerler.

Tek bekledikleri selam ve Fatiha...

“Faniyim fanı olanı istemem,/ acizim, aciz olanı istemem./Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayri istemem./ İsterim fakat bir yar-i bakı isterim./ Zerreyim, fakat bir bir şems-i sermed isterim.”

21.6.2022 Nusret Çiçek