Hüseyin Acarlar


Ramazan ve Kavramları Üzerine Derkenar

Ramazan ve Kavramları Üzerine Derkenar


Ramazan ve Kavramları Üzerine Derkenar Ramazan yalın bir şekilde bir fark bilgisini öğretmek için feyziyle geldi. Hoş geldi sefalar getirdi. Ramazan, müslüman kimlikli kişinin nerde durduğuna ve nerden hayata baktığına, Allah’la samimiyet bağına işaret eder gibidir. Bu “Şehr-i Ramazan”dır. “Şehr” teşhir edendir. Olanla olamayanın, çiğin ve pişmemişin samimiyet çizgisini belirler ve ayyuka çıkarır. Abdest kelimesi Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu” manasına gelen birleşik bir kelimedir. Abdest, Arapça ’da “güzellik ve temizlik” manasına gelen vudû kelimesiyle ifade edilir. Konuyla ilgili birçok hadiste zikredilen vudû’ Kur’ân-ı Kerîm’de geçmez. Kur’an’da temizlenme ve arınmayı genel olarak ifade eden kelimeler zekâ ve tuhr köklerinden türemiştir. İkinci kökten türemiş olan kelimeler bazı yerlerde maddî temizlik manasına gelirse de her iki kökün müştakları daha çok manevi bir arınmayı ifade eder. Toprak, boyumuzun ölçüsünü almadan seccadeye boyunun ölçüsünü vermek gerek. Onun için önce abdest gerek. Zamanın sahibi ALLAH, “Şehri Ramazan” dedi. Bedeni temizlemek için abdest aldığımız gibi Ramazan’la da ruh temizliği abdestine ulaştıran ALLAH’a hamdu senalar olsun. ALLAH (cc) mü’min kimseye Ramazan’da kalbine abdest aldırarak zikri (Kur’an’ı) nazil etmeye başladı. Belki bundandır malını temizlesin diye zekâtı bu ay dağıtır mal sahipleri. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesinde geçmişine abdest fırsatı yaratan Rabbimize hamdolsun. Kapı açık. Dua, kapı çalmaktır. Sonrasına karışmak, haddi aşmaktır. Müslümanca yaşama kalıcılığının garantörüdür Ramazan orucu. Ramazan hilalle başlar. Bu yılda gümüşten yay halli hilal ile başladı tabiat ruhunun kendini açığa çıkarması. Bundandır ki bize, gündüzü ve geceyi anlamlandırmak için iftarı ve sahuru derin sembolleriyle ve yaşatarak insan olma üstünlüğünü kavratan aydır Ramazan. Ramazan; “yanmak” demektir. “Ramaz” kelimesi güneş sıcaklığının şiddetli kızgın durumda ki halidir ki vurduğu yere de “ramda” denir. “Ramazan” “ramda” mastarından “yanmak” manasına gelir. Yani kızgın yerde yalın ayak yürümek ile yanmak... ‘Bu aya “Ramazan” denmesinin bir sebebi; bu ayın günahları yaktığıdır. Bu ayda açlık ve susuzluk hararetinden ıstırap çekilir. Veyahut oruç hararetinden günahlar yakılır’ der merhum Elmalılı Hamdi Yazır. Ramazanın bir başka manası da, “yağmur” demektir. Bu mana, yaz sonunda güz mevsiminin başlangıcında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına gelen “Ramadiyu” mastarından gelir. Bu yağmur yeryüzünü yıkadığı gibi Şehr-i Ramazan da ehl-i imanı günahlardan yıkayıp kalplerini temizlediği için bu isim ile isimlendirilmiştir. Tabiat incelir bu ayda. İnsanda oruçla yüklerini atarak incelir. İncelir ki karartıların sisle örttüğü kalbe abdest aldırıp temizlesin. Pak olunca saflaşır, o vakit ışıldar insan kalbi ve ancak o zaman öteleri görüş ve ötelere erişin ontolojisini yani varlık nedenini düşünebilir. Oruç, yaşadığımız günlük ve gündelik hayatın bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu,” küllü nefsin zaiketül mevt (her nefis ölümü tadacaktır)” hakikatini sahurda doğuşla başlatır. Hay olandan bahşedilen hayat oruçlu olma halidir. İftar Yemeğe saldırmak değil, takvayı aramaktır. Yokluğu, kıtlığı hatırlarken önündeki nimeti bahşedene teşekkür etmektir. İnsan olma nimetini, kıymetini hatırlayarak şükretmektir. fıtra- fıtrat- iftar... Bu kelimeler, oruçtan çıkıldığında nefsin yarılıp insanın ortaya çıkmasını anlatır. İnfitar, yarılmaktır. Oruç şu topraktan yaratılmış canı çapalamak, bellemek, alt üst ederek fıtratını ortaya çıkarmaktır. İftar meşakkattir. İnsan orada “yarılır”. Onun için oruç müminin kalbinde iftar eder. Eğer yoksa bu tefekkür, aç kalmak ibadeti anlamamaktır. Ramazan boyunca yerçekimi etkisini azaltır. Hafifler vücut, bârını atar. Namazla, duayla birleşince oruç, büsbütün renklenir. Vücut güçlenir, taze kan gelir. Nasıl ki kalp biyolojik olarak kanı temizler, ruhun kirlerini de Ramazanda temizler. Ve temizlik imandandır. Bu deverana abdest deyişim bundandır. “Oruçla, namazla, zekâtla, kalp, kalb olur. İmandan amele amelden imana, davranıştan inanca sürekli bir akış, Ramazan ayının sağladığı bir kan dolaşımıdır. Ramazanın ruhunu profanlaştırarak (içini boşaltma) dini ayine çevirdiğimiz geçmiş ramazanları hatırlarsınız. Hani Ramazan’la değişmek yerine Ramazanı değiştirme telaşı… Mübarek ayı, ibadet ayından eğlence ayına maniler, otellerde iftarlara çevirdiğimiz haramzade tekkesi belediye çadırlarında show iftarlarını hatırlayın. Bu yıl bunlar yok. İbretlik olan bir şey bu. Her hâlin bir edebi erkânı vardır ve her hâlin iyiliği edeple muhkemdir. En kuşatıcı edep ise Allah’ı ta’zimdedir ve bu edebin tezahürleri insanın her hâlinde kendini gösterir. Mesela riyadan uzak ibadet onun adabındandır. Namazın adabı; örneğin namaza durmakla Allah’ın huzuruna alındığını, bu yakınlaşmaya her şeyden daha çok muhtaç olduğunu bilmenin ciddiyetidir. Orucun adabı örneğin; Dili yalan ve gıybetten, kendisini ilgilendirmeyen hususlara müdahaleden alıkoymaktır. Şimdi pâklanma fırsatı, öze dönüş vaktidir vesselam.