(Anketler ne diyor?)
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İl-ilçe kongreleri vesilesi ile adım adım Türkiye’yi geziyor. Korona salgını sebebiyle çok fazla meydanlarda miting yapma imkânı olmasa da dolu salonlara hitap ediyor.
Diğer taraftan Gelecek Partisinin, sosyal medyayı en verimli kullanan partiler arasında üst sıralarda yer aldığını da söyleyebiliriz.
AKP’nin iktidara geldiği yıllarda ulusal televizyonlar ve yazılı basın, bugün için ‘Ana akım medya’ denilen medya grupları propaganda araçları olarak çok önemliydi. Bu nedenle olacak AKP bu medya gruplarının yüzde 80-90’larını bir şekilde ele geçirdi.
Ancak AKP’yi destekleyen ana akım denilen medya grubu; parti televizyonu, parti gazetesi olarak öyle kötü kullanıldı ki güvenilirlikleri pek kalmadı.
Günümüzde, sosyal medyanın partilerin propagandası açısından daha etkin olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle partiler, il-ilçe teşkilatlanmalarını yaparken aynı ehemmiyeti sosyal medya teşkilatlanmasında da yapması gerekir.
Ancak bu konuda eğitim şart, küfürlü, hakaret içeren paylaşımlar bir gün gelir sizi vurur.
Gelecek Partisi ve İYİ Parti bu konuda sanki bir adım önde gibi…
Gelelim Gelecek Partisinin ve Lideri Ahmet Davutoğlu’nun muhalefetine. Davutoğlu gerçekten imha edici muhalefet yapıyor. Sanırım bunun dört temel sebebi var. Birincisi, içeriden geliyor, AKP’nin içerisindeki dönen dolapları çok iyi biliyor. İkincisi kendinden çok emin yani; usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, haksızlıkların, hırsızlıkların, nepotizmin, FETÖ ile işbirliği yapma gibi ihanetin içerisinde olmamıştır. Üçüncüsü de AKP genel Başkanlığı ve Başbakanlığı döneminde iktidar partisini iki defa genel seçime götürmüş, hitabetini o dönemde geliştirmiştir. İlk seçimde meydanlardaki hitabeti gerçekten iyi değildi. Öyle görünüyor ki akademisyenlikten siyasete geçiş yapmış, hitabeti olgunlaşmış. Tabi Başbakanlığı döneminde bir de tepesinde Erdoğan vardı ki mutlaka konuşurken; ‘Acaba Erdoğan ne der- ne demez, beğenir mi?’ düşüncesi mutlaka olmuştur. Hâlbuki şimdi sadece, ‘Halk ne der’ düşüncesi vardır, yani lider kendisidir.
Bir diğer sebep de, kendi çocuğu gibi kurduğu, büyüttüğü Bilim ve Sanat Vakfı'na bağlı İstanbul Şehir Üniversitesi'nin tüm varlıklarına el konması diye düşünüyorum. Davutoğlu; ‘kaybedeceğim ne kaldı ki’ diye düşünüyor ve onun da kızgınlığıyla olabildiğince sert muhalefet yapıyor.
O üniversite kapatılırken Erdoğan iki defa hata yapmıştır; birincisi Davutoğlu’nu daha da hırslandırmış ikincisi belki kendisinin de emekleri olan güzide bir okulu kapatarak Ülke evlatlarını bu üniversitenin vereceği eğitimden mahrum bırakması olmuştur.
Millet İttifakına yani muhalefet cephesine genel olarak bakacak olursak, Gelecek Partisinin en etkili muhalefeti yaptığını söyleyebiliriz. Ana muhalefet partisi CHP etkili bir muhalefet yaparken Muharrem İnce bu etkili muhalefete çomak soktu bu durum onların hızını biraz kesti.
Kemal Kılıçdaroğlu her kesimin beğenisini alan bir muhalefet yapıyor ancak son günlerde, cumhurbaşkanlığı adaylığına Abdullah Gül’ün ismini dolaylı olarak da olsa zikretmesi korkunç hata. Öncelikle CHP tabanının seçim çalışmalarında hevesini kırarsınız. Pek çok CHP’li vatandaştan; “Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olacaksa hiç çaba göstermeye gerek yok, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak kalsın” diyenleri duydum.
Sayın Kılıçdaroğlu kendi tabanınızı demoralize ediyorsunuz!
İYİ Parti olgunlaşarak yoluna devam ediyor. Seçmen kitlesi partilileşiyor. Yavuz Ağıralioğlu hitabetiyle, entelektüel birikimiyle elbette İYİ Partinin yüz akı ancak başka isimlerin de medyada olması gerekir diye düşünüyorum.
DEVA Partisinin farklı çalışmalar içerisinde olduğunu görebiliyoruz. Taarruz için tahkimat yapıyorlar sanırım. Biraz daha ortak aklı kullanmaya çalışıyorlar. DEVA, şimdilik lider partisi görüntüsü sergilemiyor.
Ekonomik krizden çıkışın tek yolu erken seçimdir, bunu gerekçeleri ile sonraki yazımızda ele alacağız. Erken seçimin kaçınılmaz olduğunun en çok farkında olan parti de GP’dir.
Sağlıcakla kalın…