Alper Aksoy


Meleklerin bacakları ve Müslüman fantezileri

Meleklerin bacakları ve Müslüman fantezileri


Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi III.Murat’a:

‘’Yıldızların gözleminin felaket getireceğini; göklerin sırlarını örten perdeyi kaldırmanın uğursuz bir haddini bilmezlik olduğunu; dünyanın çok yakınından geçen kuyruklu yıldız ve veba salgınının bir uyarı olduğu' fetvasını verdi.

O günün Cübbeli Ahmetleri, Adnan Hocaları ise yıkıma seksi bir gerekçe buldular:

'Bunlar, gök yüzünde meleklerin bacaklarını seyrediyorlar, o güzelliğe kalp dayanamaz. Cenab-ı Hak da bizi cezalandıracaktır.'

Ve İstanbul Uzay Gözlemevi 1570 yılında top ateşi ile yıkıldı. Meleklerin bacakları o günden sonra bir daha seyredilemedi.

Peki o asırda öyleydi de günümüzde farklı mı?

Günümüz hocaları da ahiretteki 'cenneti' umumhaneye çevirdiler. Hiç inmeyen tenasül uzuvları erkeklerle sürekli cilveleşen huriler, kadınlara verilen gılmanlar, baba bir odada, kızı ve karısı başka bir odada veya cennet ağaçları altında durmadan seks yapıyorlar.

Bazı Müslüman geçinenler sapık hayallerini, fantezilerini sergiliyorlar.

***

Bir iftiranın içyüzü

Sosyal medyada bir fotoğraf dolaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu büyük önder Atatürk'e düşmanlık etmek için iftiracı Müslümanlar(!) yine iş başında...

Fotoğrafın sunumunu da şöyle yapıyorlar.

'Şapka Kanunu'na muhalefetten asılan kadın Erzurumlu Şalcı Bacı'.

Şimdi kendilerini 'Müslüman' olarak tanıtan dinbazların yalan balonlarını patlatalım.
Fotoğraftaki kadın Erzurumlu Şalcı Bacı değil, Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Darıbükü köyünden Hasan Kızı Fatma'dır.

TBMM tarafından idam cezası onaylanan ilk kadın işte bu Fatma'dır.
Peki suçu neydi?.. Kadınların şapka giymediğini bilmeyeniniz yoktur. Bu işi Şapka Kanuna'na bağlamak sadece cahillik değil aynı zamanda geri zekalılıktır.

Yemen, Balkan, Suriye, Filistin Cephesi ve Kurtuluş Savaşı'nda Darıbükü köyünün erkeklerinin yarıdan fazlası şehit olmuştur. Köyde bir erkeğe karşılık sekiz on kadın vardır... Erkekler karaborsaya düşmüştür... Hasan kızı Fatma kocası ile evlenmek için komşuları Eşref'in karısı Ümmüşanı başını baltayla parçalayarak öldürür ve cesedini ahırdaki gübrelerin altına gömer... Daha sonra ceset kokmaya başladığında büyük bir çuvala koyarak nehre atar... Bunu gören köylüler Fatma'yı jandarmaya ihbar eder, yargılanır ve idam edilir.

Yani işin siyasi boyutu yoktur.

Atatürk düşmanlığı yüzünden gözünü kin bürümüş sözde Müslümanlar(!) için iftira atmak, haram yemek, gıybet, yalan dolan sıradan bir şeydir çünkü bunların ar damarı da çatlamıştır.

Allah ıslah etsin bunları.

***

Fetö’nün darbeci ayağı içeride, burası tamam.

Siyasi ayağı ise bir türlü bulunamıyor nedense, ona da eyvallah.

Fetö’nün kültürel ayağı var bir de… Bu ayak 15 Temmuz’dan beri Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığına ara vermeden devam ediyor. Ak Parti tabanı ve tavanı da 15 Temmuz’dan önce olduğu gibi Fetö imalatı kültürel propagandanın baş müşterisi.

2013 yılında yani Fetö’nün bütün bakanlıklarda hakim unsur olduğu yıllarda Kültür Bakanlığı’nın desteği ile “Darağacına Takılan Düşler” adı ile bir belgesel çekilmiş ve televizyonlarda yayınlanmış. Araştırılsın, bu belgeselin  arkasından kesinlikle Fetö çıkacaktır.

Belgeselde Erzurumlu Şalcı Bacı adeta bir evliya gibi anlatılıyor… Anadolu insanı nezihtir, çingeneye doğrudan “çingene” demez, kimi yer “bohçacı” der, kimi yer “pırtıcı”, kimi yer “çarşafçı”, Erzurumlu da “Şalcı Bacı” demiş…

Erzurumlu arkadaşlar anlattı… İşte bu şalcının başka bir marifeti daha var, yaşı ilerledikten sonra kendisiyle para karşılığı yatacak erkek bulamayınca aklını çeldiği yoksul aile kızlarını erkeklere pazarlamaya başlamış… Derken Şalcı’nın karanlık dünyasında adı bir cinayete karışmış, yargılanmış ve idam edilmiş.

Fetö’nün bu olayın belgeselini çekmekteki amacı Atatürk dönemini karalamak mı, yoksa Şalcı Bacı üstünden siyasal İslamcıları madara etmek mi?.. Burada durup düşünmek gerekir… 

Bence ikinci ihtimal daha baskın duruyor.