Süleyman Kalaycı


NOKTA OLACAK BİR ZİYARET(2)

NOKTA OLACAK BİR ZİYARET(2)


AK Parti, Ortadoğu?da neler olacak biliyor elbette.  Ancak, olacakların önüne geçmek yahut olacak olanlardan Türkiye?nin zarar görmesini engellemek adına neler yapıyor bunu bilmek gerek.

Sayın cumhurbaşkanı ABD'ye giderken ? nokta koymaya gidiyorum? demişti. Fakat ziyaret bitiminde bu beklenen sonuç olmadı. Trump, kapılarda karşıladı, PKK ve DEAŞ? a karşı birlikteyiz dedi. Kore'deki Türk ordusunun başarısından bahsederek gururumuzu okşadı. PYD'ye gelince, adını dahi anmadı. PYD'ye verilecek ağır silahlardan geri adım atmadı. Sadece ? bu silahlar Türkiye ye karşı kullanılmayacak bundan emin olun? demekle yetindi. Nasıl emin olacaksak?

PYD ye verilen silahlar arasında uçaklar ve helikopterlere karşı kullanılacak ciddi bir savaş gücü var. Bunlar DEAŞ'a karşımı kullanılacak? DEAŞ? ın hava kuvvetleri mi var? Önceki yıllarda ABD?nin çekiç güçlerinin PKK'yı nasıl silahlandırdığını unutmadık daha. Bize verdiği hangi sözü hakkıyla yerine getirdi ki bu Amerika?

Sayın Cumhurbaşkanı bunların farkında elbet. Ziyaret sonrası yapılan basın toplantısında, kendi doğrularını söyledi. PYD ve FETÖ konusunda Türkiye bildiğini yapacaktır. Ziyaret belki ?nokta? ile sonlanmadı ama Türkiye kendi noktasını koydu. ? siz ne yaparsanız yapın, ben Ortadoğu?da kendi güvenliğim için, kendi bildiklerimi yapacağım? dedi.

Bu Suriye politikasında, ?ürküt-berkit? politikası yapan ABD ve RUSYA birçok konuda karşı karşıya gelir gibi yapıyorlar ama konu PYD olunca birleşiveriyorlar. Her iki tarafta PYD yi terörist saymıyor. Suriye'de ki meşru güçlerden biri olarak kabul ediyorlar. Her ne kadar Rusya ? ben PYD'ye silah vermiyorum. Türkiye bunu bilsin? dese de, kendi ülkesinde PYD temsilcilikleri açarak, PYD'ye olan desteğini saklamıyor.

Dünya siyaseti bilir ki bu iki güç bir konuda anlaşmışsa ve üstelik batılı devletlerin de onaylarını almışlarsa (ki çoğu zaman buna ihtiyaç dahi duymazla) ortada müşterek bir amaç için, müşterek bir planları vardır. Rahmetli Erbakan Hoca'nın 1992d'e TBMM'de dedikleri, artık hayata geçecek gibi. Küresel güçler, Erbakan Hocayı doğrulayacak eylemlere çoktan başladılar.

Önümüzdeki günler, Suriye'nin tek parça kalması değil, nasıl bölüneceği ile ilgili faaliyetlerin açığa çıkacağı günler olacağa benziyor.

Irak ta Barzani, Suriye'de PYD, ikisi de Kürt devletini ilan edecekler. Şimdiden Irak Başbakanı İbadi, ?Kürt devletinin kurulmasını bende istiyorum ama zamanlama doğru değil? diyerek, Irak Kürdistan?ına kapıları açtı bile. Belli ki, iki devlet içinde de bu devletçikler oluşacak.

Türkiye bu durum da ne yapacak? Elbette ABD, RUSYA gibi devletlerle aleni savaşacak değildir. Bunu bir kenara koyalım. Ancak, Türkiye bu coğrafyanın en önemli aktörüdür. Küresel güçler, blöf yapar ama Türkiye'yi de apaçık karşılarına alamazlar. Bunu Türk devletinin iyi bilmesi ve bu kartı iyi kullanması gerekir. Herkese kafa tutacak dirayetimiz ve moralimiz var. Yeter ki, biz, bizde olanı bilelim.

   PYD ne kadar silahlanırsa silahlansın, Türk devletine karşı bir şansı yoktur. Bunu dünya âlem bilir, o silahları kullanma şanslarını yok etmek gerek. ABD'yi vuramasak ta, Taşeronları vurmakta bir beis yoktur. Sincar da olduğu gibi.

    Bizim noktamız; bizim kararlılığımızdadır. Vesselam.