Tarih: 11.12.2022 12:01

YÜKSEL DURAK YAZDI; FUTBOL ÇILDIRMIŞ OLMALI... BİR AFRİKALI YARI FİNALDE

Facebook Twitter Linked-in

Yarı final için Arjantin ve Fransa zaten beklenen adaylardandı. 

Hırvatistan son turnuvanın (2018) finalisti olduğu için sürpriz sayılmazdı.

Ama Fas... Yarı finalist olurken tarih yazdı. Afrika’dan bir takım kupa tarihinde ilk kez yarı finale yükseldi.

Yıllarca (Yaklaşık elli yıl) İspanya ve Fransa’nın sömürgesi olarak kalmıştı Fas. Bağımsızlığına 1956 yılında kavuşmuştu.

İşte bu Fas İspanya’yı elemişti. Şimdi sırada neden Fransa olmasındı...

 

İngiltere bir kez daha çeyrek finalde elendi. Bu gidişle İngilizler daha uzun bir süre “kadın futbolunun” başarıları ile avunacak.

 

Yıldız dökümü hızlandı. Ronaldo ve Neymar’la birlikte Kane’de veda etti. İyi bir oyunculuktan yıldızlığa terfi eden Bellingham da turnuvadan ayrıldı.

 

KULAĞA KAR SUYU... Fas TD Walid Regragui yarı final zaferini Arap halkına ve Afrika’ya hediye etti...

 

BİR YILDIZ VEDA ETTİ...

HIRVATİSTAN-BREZİLYA

 

Dakika 105+1: Maçın en iyilerinden biri olan Neymar, çokça yaptığı gibi orta sahaya gelip topu aldı. Hızlandı ve ceza sahası yayının üzerindeki arkadaşıyla ikiye bir yaptı, son Hırvat futbolcuyu ekarte edip kaleci Liyakociv’le karşı karşıya geldi. Maç içinde de iki defa karşı karşıya gelmiş fakat golü atamamıştı. Bu defa Liyakovic’i zarif bir çalımla geçti, açısının daralmasına rağmen topu tavana çaktı: 1-0

Bir dünya markası Modric bu maçın Neymar’a rağmen yıldızıydı. Ancak golle Neymar apoleti Modric’ten aldı. 

O an yazımın başlığını “Bir yıldız; Modric turnuvaya veda etti.” şeklinde koydum. 

Fakat maç sonunda “Bir yıldız; Neymar turnuvaya veda etti.

 

Brezilya grubu çok rahat geçip son 16’da Güney Kore karşısında tam anlamıyla samba yapmıştı. İlk yarıda harika bir oyun çıkaran Brezilya maçı, ilk yarıda attığı gollerle 4-1 kazanmış ve ikinci yarıda aktif dinlenmeye çekilmişti.

En büyük favorilerden biri olan takımın final oynaması işten bile değildi. Lakin bu defa karşılarında Hırvatistan vardı. Brezilya turnuvada en ciddi ve zorlu maçına çıkacaktı. Bunu en iyi bilen adam TD Tite (Adenor Leonardo Bacchi) idi.

 

Gruptan çıkması beklenen ve bunu başaran Hırvatistan son 16’da penaltılarla de olsa Japonya’yı geçmişti. Oynadıkları oyun çok keyifli bir oyun değildi belki ama sıkı, sağlam ve disiplinliydi. Ayrıca bu adamlar 2018 turnuvasının finalistiydi yahu...

Rakip Brezilya olunca iş elbette çok zordu. Bu nedenle olsa gerek TD Zlatko Dalic satranç tahtasını kurmuştu.

 

Hem unutulmasın, turnuvadaki favori takımlar arasında kadrosu bir çırpıda sayılabilecek ender takımlardan biriydi. Defansta Lovren ve Gvardiol uyumu, orta sahada Brozovic ve Kovacic çalışkanlığı, forvette Perisic tehlikesi ve tabii bir dünya markası Luka Modric...

 

Karşılaşmanın ilk yarısı tam anlamıyla ortada geçti. Hırvatistan Brezilya ile eşit oranda sahip oldu ve tempoyu elinde tuttu, hızlanmasına izin vermedi. Bu yarıda net gol pozisyonu bulan taraf Hırvatistan oldu. Bu yarıyı “bir tık farkla” hak eden taraftı Hırvatistan. 

Dalic’in oyun planı tutmuştu.

 

Tite ikinci yarıya değişikliklerle damga vurdu. Genç oyuncuları alıp enerjiyi yükseltti. Böylece tempoyu zaman zaman yükseltti. Tempo yükselince Brezilya gol pozisyonları üretti. Neymar’ın ve Paqueta’nın ikişer net pozisyonuyla beraber başka pozisyonlar da buldu. Fakat kaleciyi geçemediler. Bu yarıyı Brezilya en az “iki tık farkla” hak eden taraf oldu.

 

Brezilya, uzatmaya giden maçta işi penaltılara bırakmak istemedi. Nitekim Neymar’ın çok güzel golüyle öne geçti. Fakat 117’de Petkovic ile gelen Hırvatistan golü eşitliği getirdi ve maç penaltılara gitti.

 

Kaleci Liyakovic, bir önceki turda olduğu gibi yine penaltı kurtardı. Brezilya’nın bir penaltısı da direkten dönünce sambacılar turnuvaya veda etti.

 

Tite ve Dalic... İkisi de üzerine düşeni yaptı. Şans Dalic’ten yanaydı.

 

Bir yıldız olarak turnuvaya gelen Neymar iyi oyunlar çıkardı. Bu maçta (özellikle 2. Yarı ve 30 dakikalık uzatmada) bir yıldızdı. Ancak V. Junior ve Raphael’in etkisizliğine Richarlison’da eşlik edince hazin son geldi. Brezilya’nın Neymar’dan sonra en iyi oyuncusu Casemiro oldu.

 

Hırvatistan’da herkes çok iyi oynadı. Kaleci Liyakovic ve sağbek Juranovic harikaydı.

Maçın yıldızı; tekniği, taktiği ve bitmek bilmez enerjisi ile Luka Modric’ti. Bu maçtaki oyunu, turnuvanın bugüne kadar oynanan en iyi oyunlarından biri oldu.

 

Maçın enstantanesi, maç sonunda iki eski takım arkadaşı Casemiro ve Modric’in tebrik ve teselli sohbetiydi.

 

DOMİNİK LİYAKOVİC... İlginç bir kaleci. Konuşması, atraksiyonu, atlaması, zıplaması, gereksiz uçması falan yok. Buz gibi. Minyatür kale maçlarda bile olmayacak bir sakinlik. Yere kolay yatmıyor. Ayakta kalarak vücudunu büyütüyor. Penaltılarda bile fazlasıyla sakin ve ustalıkla penaltı kurtarıyor. Hırvatistan final görürse ya da daha iyi bir kaleci performansı çıkmazsa turnuvanın en iyi kalecisi olabilir. 

 

Hırvatistan turnuvanın en iyi oyuncuları listesine kesin 3 oyuncu verdi: Liyakovic, Juranovic ve elbette Modric... 

 

Hırvatistan-Brezilya: 1-1 (4-2)

Goller: Petkovic (117’) Penaltılar: Vlasic, Majer, Modric, Orsic

               Neymar (105+1’) Penaltılar: Casemiro, Pedro (Kaçıranlar: Rodrygo, Marquinhos)

 

Brezilya’nın 12 isabetli şutuna karşın Hırvatistan tek isabetli şutla turu geçti.

Neymar kupada gol sayısında Batistuta’yı ve milli takımda Pele’yi yakaladı.

 

DÜNYA KUPASI’NDAN AMATÖR KÜMEYE

HOLLANDA-ARJANTİN

 

Hollanda tembeldi. Tempolu oyunu sevmiyordu. Savunmayı sağlam tutup “sıkıştıracağı” gol/gollerle maçı kazanmayı düşünen bir oyun oynamıştı. Gruptan sonra ABD’yi de buna zorlamış ve turu geçmişti.

 

Arjantin’de bu tuzağa düştü ya da o da öyle istedi. 35. Dakikaya kadar ortada hiçbir şey yoktu ama Arjantin’de Messi vardı. Olağanüstü bir pasla Molina’yı kaleciyle karşı karşıya bıraktı. Molina güzel bir vuruşla takımını 1-0 öne geçirdi.

Değişen hiçbir şey olmadı ve devre 1-0 bitti. Bu turnuvanın çok sıkıcı ve en kötü maçıydı. 2. Yarı da aynı şekilde başladı. Arjantin’in saman alevi pozisyonlarından başka bir şey yoktu. 

Messi 73’te penaltıdan attığı golle skoru 2-0 yaptı. 

Artık Arjantin, yarı finaldeki rakibi Hırvatistan’ı düşünebilirdi.

 

Van Gaal çıldırdı. Virgil Van Dijk’i, 64. Dakikada oyuna aldığı Luuk de Jong’un yanına, ileriye yolladı. 78’de bizim Beşiktaşlı Weghorst’u oyuna aldı. Arjantin yarı sahasında bu üçlüyle bir “Babil Kulesi” kurdu.

 

Bu dakikadan sonra oyun da çıldırdı. Koskoca Hollanda, amatör küme maçlarında “şişirme" ya da “doldur-boşalt” tabir edilen oyuna döndü. Hollandalılar her topu ileri gönderiyor, bu üçlüden biri topa dokunuyor ve karambol yaratıyordu.

 

Arjantin’de çıldırdı, amatör kümenin “tek-top” oyununa döndü. Gelen her topa “dan” diye vurarak ileri gönderdiler. İleri giden her top çok çabuk geri döndü tempo inanılmaz yükseldi.

 

Bu bir dünya kupası çeyrek finali olamazdı. Sahada mavi-beyazlarla turuncular top oynuyor olabilirdi.

 

Hollanda hava gücünün semeresini Weghorst ile 83. Dakikada aldı. Beşiktaşlı çok şık bir kafa vuruşu ile farkı bire indirdi.

Saha içinde gerginlik, itişme ve kakışmalar başladı. İtişme ve kakışmalara yedek kulübeleri de dahil oldu, kartlar havada uçtu.

 

90. dakikaya gelindiğinde Hollanda hava saldırısı bütün şiddetiyle devam ediyordu ki hakemin de (Lahos) çıldırdığı görüldü. Uzatma süresini tam 10 dakika olarak belirledi. Hollandalılar zaten kızgındı hakeme, Arjantinliler de kızdı.

 

Bunaltıcı Hollanda baskısı devam etti ama kronometre de 90+10’a geldi. Yayın üstünde Hollanda serbest vuruş kazandı ki bu, maçın son pozisyonuydu muhtemelen.

Kendisinden sert bir vuruş beklenen Koopmeiners, topu penaltı noktasına yakın bir yerde duran “maçın kader adamı” Weghorst’a gönderdi. Weghorst’un vuruşu skoru eşitledi.

 

Peki, uzatma devreleri nasıl oynanacaktı? Bu tempoya kim, nasıl dayanacaktı?

Öyle olmadı. Bir Messi’si olduğunu hatırlayan Arjantin top oynamaya başladı. Hollanda tamamen savunmaya çekilirken tempoyu düşürmeye çalıştı. 

Uzatmanın ikinci devresinde Arjantin oyuna tamamen ağırlığını koydu. Pozisyonlar buldu, son dakikada bir top direkten döndü ama maç penaltılara kaldı.

 

Her anı birbirinden tuhaf maçın penaltıları da tuhaftı. Hollandalılar ilk 2 penaltıyı kaçırdı. Büyük avantajı yakalayan Arjantin’de Fernandez penaltıyı kaçırınca Hollanda ümitlendi ama olmadı. Portakallar veda etti. 

 

Hakemden muhtemelen iki tarafta memnun olmamıştır. Fakat bu çılgın karşılaşma ancak bu kadar yönetilebilirdi. Lahos ve ekibi, maçın içinden çıkılamaz bir hal almasına izin vermedi.

 

Hollanda-Arjantin: 2-2 (3-4)

Goller: Weghorst (83 ve 90+11’) 

Penaltılar: Koopmeiners, Weghorst, de Jong (Kaçıranlar: Virgil, Berghuis)  

 Molina (35’), Messi (73’-P) 

Penaltılar: Messi, Paredes, Montiel, Martinez (Fernandes kaçırdı)

 

Maçın oyuncusu şüphesiz ve uzak ara Messi oldu. Messi varken Arjantin’in “Messi’siz” bir oyunu olamaz. Messi’den sonrasını şimdiden düşünmeli Arjantin.

Hollanda’da Dumfries ve Arjantin’de Acuna çok iyi oynadı.

 

Louis van Gall, kaybetmesine rağmen sınıfı geçti. Arjantin’de TD Lionel Scaloni kazanmasına rağmen geçerli not alamadı.

 

Maçın kader adamı Weghorst oldu. Doğrusu kazanmayı çok hak etti.

Hollanda’nın sağbeki ile Arjantin’in solbeki Acuna seyirciye muhteşem bir eşleşme seyrettirdi. Mücadelenin sonunda kazanan Acuna oldu. Dumfries’e attığı çalım sonrasında takımına bir penaltı kazandırdı.

“Amatör Küme” heyecanı, hele de o ülkelerden birinin vatandaşı/taraftarıysanız muhteşemdi.

 

Brezilya-Arjantin yarı final tahminim Arjantin-Hırvatistan ile sonuçlandı. Arjantin’in işi çok zor, tamamen Messi performansına bağlı...

 

YARI FİNALLERDE BİR AFRİKALI

FAS-PORTEKİZ

 

Karşılaşmanın favorisi Portekiz görünüyordu. Ancak Fas gruplardan sadece 1 gol yiyerek gelmişti ki onu da kendi kalesine atmıştı. Son 16’da İspanya’dan gol yememiş ve rakibini penaltılarla yenerek çeyrek finale kalmıştı. Artık Fas’ın kazanmasına “sürpriz” denemezdi.

Portekiz’in de Ronaldo sorunu vardı. İsviçre maçında Portekiz’in Ronaldo’suz daha hızlı oynadığına vurgu yapmıştık. Yıldız bu maçta da yedekti ama takımda da bir gerginlik vardı sanki.

 

Fas İspanya maçı taktiğiyle oynadı. Savunmada iyi kapandı. Kazandığı toplarda ayağa paslarla iyi çıkışlar yaptı. Bu Fas’ın tempoyu elinde tutmasını sağladı, Portekiz hızlanamadı. 

Fas’ın kazandığı toplarla iyi çıkması, rakibin baskısının sürdürülebilir olmasını engelliyor ve takım çok fazla bunalmıyordu. Yine öyle oldu.

 

42. Dakikada Azzedine Ounahi’nin çabuk bir şekilde sola gönderdiği topu Amallah ceza sahasına gönderdi. Youssef En-Nesyri (ya da Yusuf en-Nusayri) inanılmaz yükseldi, kalecinin önünde kafayı vurdu: 1-0

Kaleci Diogo Costo topa çıkarken muhtemelen takım arkadaşını ve Yusuf’u görmedi, şok bir gol yedi.

Golden sonra müthiş bir baskı yiyen Fas’ın imdadına devre arası yetişti.

 

İkinci yarı Fas’ın sahasında oynandı. 70’ten sonra kazandığı toplarla iyi çıkma özelliğini kaybedince Portekiz ağır bir baskı kurdu. Dakikalar geçtikçe baskı dayanılmaz oldu. Fırsatlar bulan Portekiz bunlardan gol çıkaramadı.

8 dakika süre ilave edilen maçta Portekiz’in “delikanlıları” Ronaldo ve Pepe birer fırsattan yararlanamadı. Fas’ta da kaleciyle karşı karşıya kalan Aboukhlal pozisyonu harcadı. 

 

İlk yarıda atılan golle Fas karşılaşmayı 1-0 kazanırken turnuvalar tarihinde yarı finale yükselen ilk Afrika ülkesi oldu. 

 

Fas-Portekiz: 1-0

Gol:       Yusuf en-Nusayri (42’)

Kırmızı Kart: Cheddira/Fas (90+3’)

 

Portekizli Bruno Fernandez sahanın en çalışkan oyuncusu oldu. Pepe iyi oynadı. İsviçre maçının yıldızı Gonçalo Ramos etkisiz kaldı.

Sakatlanıp çıkan Beşiktaşlı Saiss çok iyiydi. Onun çıkışı savunmanın dengesinin biraz aksamasına neden oldu.

İlk yarıda sahanın en iyisi Ounahi oldu fakat ikinci yarıda aynı oyununu sürdüremedi. Kaleci Yassine Bono iyi oynarken bu maçın adamı Amrabat oldu.

 

Fas TD Walid Regragui büyük bir başarıya imza atarken Portekiz TD Santos hayal kırıklığına uğradı.

 

Maçın enstantanesi; öpülecek kafa... 90+7’de Leao’nun kestiği topa Pepe oldukça müsait bir pozisyonda kafayı vurdu ama topu auta attı. Onu marke eden (daha doğrusu kaçıran) Faslı futbolcu Pepe’nin kafasını öptü. Portekizli golü ataydı o kafayı arkadaşları öpecekti.

 

BUNDAN SONRA RONALDO’SUZ...

Ronaldo 51. Dakikada oyuna girdi. İlk milli maçına çıkmış gibiydi. Sürekli hareket halindeydi. Fakat -her ne hikmetse- topla pek buluşamadı. Uzatma dakikalarında istediği topla buluşabildi nihayet ve şutu attı fakat kaleci Bono başarılıydı.

Ronaldo tarihi bir marka. Son 20 yılın en iyi iki futbolcusundan biri, kimilerine göre birincisi. Rekorlar, kupalar, şampiyonluklar... Sürekli zirve...

Ancak -doğduğu kulüp- Manchester United’den sıkıntılı ve sancılı bir ayrılış...

Katar’da milli takımda yaşanan sorunlar ve yedek kalış ve mutsuzluk...

Kulüp takımı neyse fakat milli takımdan böyle ayrılmamalı Ronaldo. Bir jübileyle milli takıma veda etmeli. 

Ronaldo futbol hayatına devam edecekse Avrupa’da 5 büyük ligin dışında bir kulüpte devam etmeli. Rekabetten tamamen sıyrılıp o kulüple yaşayacağı başarı kendisine inanılmaz mutluluk getirebilir. 

 

Katar’da Süper Lig’den tek futbolcu Beşiktaşlı Saiss kaldı.

Ronaldo bir kez daha (ve muhtemelen son kez) grup maçlarından sonra gol atamadı.

Neymar’dan sonra bir yıldız daha kaydı, Ronaldo “gözyaşlarıyla” veda etti. 

Bu turnuva pek çok yıldız için son turnuva oldu. 2026 yeni ve genç yıldızların turnuvası olacak. 

 

TAKTİK, TAKTİK VE TRAJEDİ...

İNGİLTERE-FRANSA

 

Finale yakışır bir müsabaka oynandı. Her iki takım da olabilecek en az hata ile kazanmak istedi.

Tamamen taktiksel maça her iki takım temkinli başladı. Savunmada iyi kapanıp açık vermemek öncelikli ve önemliydi. Fransa’da Kounde Foden’i marke ederken İngiltere’de Walker, turnuvanın en iyi ve en hızlı oyuncularından Mbappe’yi savunması harikaydı.

Savunma göbekleri de sağlam olunca pozisyon anlamında kısır bir maç olacak gibiydi. Görece İngiliz atakları daha tehlikeli oldu.

17. Dakikada Tchouameni’nin beklenmedik bir anda attığı şut köşeden ağlarla buluştu. Yine de bu harika şutu Pickford’un çıkarması beklenebilirdi. Bir de atağın başında Upamecano topu alırken Saka’ya teması vardı ancak İngilizlerin faul beklentisine hakem cevap vermemişti.

Golden sonra İngiltere ataklarını sıklaştırdı. Kane’nin bir penaltı beklentisi de karşılık bulmadı. Devre 1-0 bitti.

 

Mbappe’nin etkisiz kalması Fransa’nın hücum gücünü büyük oranda düşürdü. Griezmann’ın çabaları yeterli olmadı. Giroud topla hiç buluşamadı. 

İlk devrenin en iyi oyuncusu Kane olurken Bellingham her yere yetişti.

 

İkinci devrede Kane’ye Foden ve özellikle top kendisindeyken Saka katıldı. Saka topla çok etkiliydi ama hakemle arası iyi değildi. Hakem oyuncunun beklediği faulleri çalmıyordu.

Dakika 47... Bellingham turnuvanın en güzel gollerinden birini atacakken Lloris turnuvanın en güzel kurtarışlarından birine imza attı.

Dakika 52... Saka bu defa ceza sahasında yerde kaldı. Hakem penaltıyı çalınca inanamadı. VAR kontrolünden sonra topun başına gelen Kane geçti. Kalede Tottenham’dan takım arkadaşı Lloris vardı. Kane net bir vuruşla topu ağlara gönderdi.

55’te Rabio net bir fırsatta Pickford’a takıldı ve beraberlik devam etti.

70. Dakikada Maguire maçın oyuncusu olmaya çok yaklaştı. Savunmada iyi bir performans gösteren oyuncunun kafa vuruşu direği sıyırarak auta gitti. 

Kaçan fırsatlar oldu ama İngiltere golden vazgeçecek değildi. 

 

Fransa’nın hücum gücü tamamen tükenmiş görünürken, yorulan Griezmann ilk yarıdaki performansını gösteremezken, Mbappe etkisiz kalırken topla hiç buluşamayan Giroud 76. Dakikada gollük bir vuruş yaptı ama Pickford süper bir refleksle çıkardı. Aynı Giroud’un ikinci kez buluşmasında dakika 78’i gösteriyordu. Fransız bu defa kafayla golü attı ve takımını öne geçirdi. 

 

84. Dakikada Kane penaltı vuruşu için tekrar topun başındaydı. Penaltı VAR kararıyla gelmişti. Golcü bu defa inanılmaz kötü vurdu ve top üst direğin en az bir metre üstünden auta gitti, İngilizler yıkıldı.

 

İngiltere-Fransa: 1-2

Goller: Harry Kane (54’-P)

Tchouameni (17’), Giroud (78’)

 

Fransa’nın en iyisi Griezmann oldu ancak maçın kader adamı belki de topla en az buluşan Giroud oldu.

Bellingham yine iyiydi. Maguire ve özellikle Walker çok başarılı oynadı. Saka zaman zaman etkili oldu. Sadece İngiltere'nin değil, maçın yıldızı Kane’ydi fakat kaçırdığı penaltı büyük bir talihsizlik oldu.

 

Her iki teknik direktör; Deschamps ve Southgate başarılıydı ve tebriği hak etti. Ancak Southgate, Grealish ve Rashford’u oyuna daha erken alabilirdi. 

 

MAGUİRE... Bu İngiltere’nin bir taktiği miydi, Fransa mı bunu zorladı, bilemiyorum ama Maguire enstantanelerini çok seyrettik. Temponun düşük olduğu bölümlerde Fransa kapanınca topu oyuna uzun toplarla Maguire soktu. Bunda kısmen başarılı oldu. Savunma kadar hücuma katkı verdi, partneri Stones ile uyum içindeydi.

 

WALKER-MBAPPE EŞLEŞMESİ... Walker’in başarılı olması şaşırtıcı olmayacaktı. Ancak bu kadar başarılı olması şaşırtıcı oldu. Bu performans onu turnuvanın en iyi sağbeki unvanına taşıyabilir. Mbappe Walker’i sadece bir kez geçebildi ve pozisyon oluşturdu.

Fransa Mbappe’siz oyunu da düşünmeli...

 

Brezilyalı hakem Wilton Sampaio tartışmalara açık bir karşılaşma yönetti. Verdiği ve vermediği ya da VAR kararlarıyla düdük çalması oyuncuları kızdırdı. Kenar yönetimlerden de memnuniyetsizlik görüntüleri ekrana yansıdı.

 

Aslında her iki takım da yarı finali hak etti ama ancak bir tanesi gidebilecekti. Daha şanslı olan kazandı. 

Kaçan penaltı olmasaydı sonuç İngilizler için bu kadar acı olmayabilirdi. Buna rağmen taraftar takımına teşekkür etti.

Fransızlar şampiyon olmuşçasına sevindi.

 

İngiltere bir kez daha çeyrek finalde (toplamda 7. Kez) veda etti.

Fransa son şampiyon olarak katıldığı turnuvada yarı finale yükselen ikinci ülke oldu. 1998’de Brezilya aynı başarıyı göstermişti.

Turnuvanın yıldızlarından Kane ve Bellingham veda etti.

 

TAHMİNLER...

Hırvatistan-Brezilya maçında Brezilya dedim ama Hırvatistan geldi...

Hollanda-Arjantin maçında -umarım Hollanda bir kez daha yanıltmaz- Arjantin demiştim... Hollanda çok zorladı fakat bu defa olmadı.

Fas-Portekiz maçında -yanılmamda hiç sakınca yok- Portekiz demiştim ve Fas yanılttı, yarı finale kaldı.

İngiltere-Fransa maçında Fransa’yı tutturdum.

Katar finali için en yüksek ihtimal Fransa-Brezilya eşleşmesi gibi görünüyor demiştim lakin final Fransa-Arjantin olacak gibi. Ama diğer iki takımın ikisini birden ya da birini finalde görmek çok da sürpriz olmasa gerek. 

 

 

NOTLAR;

En İyi Maç                      İngiltere-Fransa (1-2)

Hırvatistan-Brezilya (1-1, penaltılarla 4-2)

En Heyecanlı Maç       Hollanda-Arjantin (2-2, penaltılarla 3-4)

                                            Fas-Portekiz (1-0)

Yarı finalin bütün maçları iyiydi aslında...

En İyi Takım                 Fas

En İyi Oyuncu               Amrabat (Fas)

İyi Performanslar       Messi, Acuna (Hollanda), Modric, Juranovic, Liyakovic (Hırvatistan), Neymar (Brezilya), Dumfries (Hollanda), Kane, Bellingham, Walker (İngiltere), Griezmann, Kounde (Fransa)

En Güzel Gol                  Neymar (Brezilya)

Güzel Goller                   Yusuf en-Nusayri (Fas), Tchouameni (Fransa)

En İyi Hakem               Hakemler (İngiltere-Fransa hariç) iyiydi

En Sıkıcı Maç                Yok

En Renkli Taraftar     Fas, Brezilya

En Hoş Enstantane    Faslı futbolcunun Pepe’nin kafasını öpmesi.

 

 

GENEL NOTLAR;

* Portekiz’i de geçen Fas, kupa tarihinde ilk kez yarı finale kaldı.

* Favori Brezilya gitti.

* Messi ve Ronaldo rekabeti; Ronaldo veda etti, Messi devam ediyor.

* Yıldızlardan beklenen performansta Messi iyiydi. Ancak bir dünya markası olan Modric ile birlikte Amrabat da çeyrek finale damga vurdu.

* İngiltere yine çeyrek final ötesini göremedi.

* Bellingham iyi bir oyuncu olarak geldiği turnuvadan veda ederken “yıldız” apoletini omzuna taktı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —