Tarih: 10.10.2023 11:16

YÜKSEL DURAK KALEME ALDI; SAHADAN MASAYA

Facebook Twitter Linked-in

Ülkemiz gibi futbolumuz;

Çok yoğun gündemler…

Gün aşırı değişen gündemler…

Bitmez, sonu gelmez tartışmalar…

Yorgun ve yorulmayan konuşmalar…

 

MAKSADIMIZ İNGİLİZLER GİBİ…

 

“Maksadımız İngilizler Gibi…” olarak düşünmüştüm haftanın manşetini. 

 

“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme sahip olmak ve Türk olmayan takımları yenmek...” diye daha kuruluşta belirlemişti vizyonu Merhum Ali Sami Yen Beyefendi.

Galatasaray UEFA Şampiyonu olarak bu vizyonu misyona çevirmişti. Misyon bütün hızıyla devam ediyor. Muhtemelen yeni hikâyelerle tarih yazımı devam edecek.

Tabii vizyon ve misyon bu iken, İngilizleri İngiltere’de yenmek bir başka keyif ve gurur veriyor insana.

SAHADAN MASAYA

 

Başta Manchester maçı olmak üzere Avrupa maçları konuşulur sanmıştım fakat Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un, bir televizyon programında konuşmaları gündem oldu.

Programda moderatör, FB üyesi ve son yıllarda Divan Kurulu Başkanlığı yapan Gazeteci Uğur Dündar’dı.

 

Ali Koç, hakem-VAR yönetimleri, MHK ve federasyon eleştirileri, rakip takımlara (daha doğrusu GS’ye) göndermeleri ile gündemi sarstı.

 

Ali Koç’un göndermelerine cevap çabuk bir şekilde Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’ten geldi.

 

Futbolun sadece sahada oynanan bir oyun olmadığını biliyorduk ama böylesine büyük bir yoğunlukla masaya taşınmasına bir kez daha tanıklık etmiş olduk.

 

HAKEM-VAR, MHK, TFF

 

Manşetimi Hakem-VAR, MHK, TFF olarak atsaydım da olurdu. Hem bu manşet, ülkem futbolunda eskimez, her dem tazeliğini koruyan bir manşet olurdu.

 

Bu kadar “kötü yönetim”, taraf tutmak, bir takımı kayırmak, birilerini kollamak gibi hususlarla açıklanamaz. Gerçekten…

Hemen bütün maçlarda büyük, bazen fahiş hatalar söz konusu oluyor. Hakemlerimizin bir standardının olması bir yana, aynı maç içinde standart bir yönetim gösteremiyor hakemler. Çok benzer pozisyonlarda bazen kırmızı kart gösterilirken bazen sarı çıkmıyor, faul bile verilmiyor.

 

Hakemler, MHK ve federasyonunun 8. haftaya kadar en büyük şansı, büyük takımların maçlarında fahiş hatalarının sonuca etki etmemesi oldu. Aksinde gerçekten kıyamet kopardı.

Peki, Anadolu takımlarının, hatalar nedeniyle küme düşecek takımların günahı ne?

 

Üstelik son iki haftadır “Yardımcı/yan hakemler de” kötü yönetim furyasına katıldılar. Son adam hizasını alamayan yardımcı hakemlerimiz, adeta ısrarla yanlış ofsayt bayrakları kaldırıyor. Alın size VAR gereği…   

 

Milli arada umarım hakemler, MHK ve TFF buna bir çözüm bulabilirler. Yoksa vatandaşlarımız arasından kura ile hakem seçelim… Bundan daha kötü olmaz sanırım.

 

SÜPER LİG DEĞİRMENİ 

 

Değirmen teknik direktörleri öğütmeye devam ediyor. 8. haftaya kadar Emre Belözoğlu, Çağdaş Atan, Hüseyin Eroğlu, Erdal Güneş, Recep Uçar, Fatih Tekke, Tolunay Kafkas takım değiştirmiş ya da görevinden ayrılmıştı.

Lugano maçı sonrası Şenol Güneş’te Beşiktaş’tan ayrıldı.

Ancak Pendik Teknik Direktörü Osman Özköylü sert çıktı; “Bu takım benim bebeğim gibi… Bu takımı buraya ben ve ekibim getirdi… Hiçbir yere ayrılmıyorum…” dedi.   

 

Süper Lig Milli ara haftasına girdi. Milli Takımımıza Hırvatistan ve Letonya maçlarında başarı diliyorum. Montella ve ekibinin -şansları da biraz yaver giderse- bizi heyecanlandırmasını umuyorum.

 

KUPA AVRUPA’SI

 

30 YIL ÖNCE

İngiliz medyası maç öncesi ve sonrasında 30 yıl öncesine göndermeler yaptı. İndependent, Manchester United’in 30 yıl sonra cehennemi bulduğunu yazdı. Üstelik bu defa İstanbul’da değil, Manchester’da...

03.10.2023

UCL’DE EZELİ RAKİP…

Manchester United-Galatasaray: 2-3

Manchester United, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde (UCL) ezeli rakipti adeta. Serüven 30 yıl önce GS’nin Manu’yu elemesiyle başlamıştı. 

Manu elbette 30 yıl önceki gücünde değildi. Ama yaralıydı ve bir çıkış arıyordu. Ayrıca UEFA sıralamasında halen 7. sıradaydı ve önünde Bayern, Real ve PSG ile 3 İngiliz takımı vardı.

 

Ev sahibi tipik bir İngiliz gibi başladı, yüksek tempo ve baskı. GS, 10. dakikada bunu kırdı fakat 

17’de hızlı bir atakta golü yedi. Fakat bizde Zaha vardı ve belki de Zaha’nın Manu ile bir hesabı. Zaha’nın golüyle GS, çabuk cevap verdi, eşitliği sağladı.

İlk yarının kalan bölümü denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçti ve başka gol olmadı. 

 

İkinci yarı da benzer başladı ancak 55’den sonra Manu birden oyunu domine etti ve müthiş bir baskı kurdu. Bu bölümde Tete ve Zaha yoruldu, Icardi ve Kerem Aktürkoğlu kadrajda görünmez oldu.

10-12 dakika süren bu baskıda Manu bir kez daha öne geçti lakin gol GS atakta iken kaybedilen bir topla geldi. Oliveira’nın inanılmaz kötü pası ve Sanchez’in ayağının kaydığı pozisyonda Abdülkerim Bardakçı Hojlund’a yetişemedi. 

Golden sonra bu ligin gediklisi GS kontrolü ele aldı. Icardi’nin kilit pası ve Barış Alper Yılmaz’ın asistiyle Kerem Aktürkoğlu şahane bir gol attı ve skoru bir kez daha eşitledi.

Yetmez diyen temsilcimiz yüklendi. Mertens 77’de açık ve net bir penaltı aldı. Pozisyonda ikinci sarıyı gören Casemiro oyun dışı kaldı. Ancak Icardi, -beklenmedik kötü bir vuruşla- topu auta attı. Yılmadı Arjantinli… Penaltı kaçırdığı bir maçta yine gol atmayı ve son sözü söylemeyi başardı… 81’de bir Icardi golü atarak 3 puanı ve zaferi getirdi.

 

Manchester United takımında 2 gol atan Hojlund (UEFA Danimarkalıyı maçın oyuncusu seçti) çok etkili olurken ikinci yarıda oyuna giren Eriksen ona katıldı.

GS’de herkes görevini yaparken Tete arkadaşlarına göre biraz geride kaldı. 

Muslera kalede her zamanki gibiydi. Davinson Sanchez ve Abdülkerim Bardakçı çok sağlam oynadı. İlk yarıda Zaha çok iyiydi. Torreira-Kaan Ayhan ikilisi çok çalışkandı. Yenilen ikinci gole kadar Icardi daha çok önde baskı ve savunma performansıyla göze çarptı. 

Kerem Aktürkoğlu… 10 numara pozisyonunda çok zorlanmasına karşın inanılmaz koştu, çok mücadele etti fakat fazla top kaybetti. Eğer o golü atmasa ve maç kaybedilse en çok eleştirilecek oyuncuların başında gelirdi. Skordan bağımsız olarak söylüyorum; Aktürkoğlu, bu takımın en önemli parçalarından biridir.

Allah nazarlardan saklasın, Boey, Icardi ile birlikte bu takıma çok büyük bir armağan.

 

OKAN BURUK’un ilk on biri için söylenecek bir şey yoktu ki Kaan Ayhan olmasaydı. Okan Hoca yine bir sürprizle Ayhan’ı Torreira’nın yanına koyarak maça çıktı. Uruguaylının insanüstü çalışkanlığı, Kaan Ayhan’ın rakibi sinir eden sakinliğiyle orta saha aksamadı, çoğunlukla rakibe üstünlük kurdu.

Buruk, kariyerine, Manu’yu Old Trafford’da yenen ilk Türk teknik adam olma başarısını kattı.        

 

Bu maç, Okan Buruk karşıtlarına ciddi bir mesaj verdi; Okan Buruk’tan kolay kolay kurtulamazsınız. 

 

Slovak Hakem Kruzliak iyi bir maç yönetti fakat ben Şampiyonlar Ligi kalibresi için daha çok çalışması gerektiğini düşündüm.

 

DEMİŞTİM DEMEYİ, hele de sonuç böylesine gurur verici ve keyifli olunca çok seviyorum.

Süper Lig, 7. hafta değerlendirmemde (GS-Ankaragücü maçı), “Manchester United maçı öncesi GS’nin temposunu yükseltmesi ve bunu maçın sonuna kadar devam ettirmesi umut verici oldu.” demiştim.

Değerlendirmemin sonunda da, “Kadro kalitesi ve toplam kadro değeri elbette çok önemli... Şampiyonlar da genellikle bu takımlardan çıkıyor. Ancak futbol sadece parayla oynanmıyor. Koşu, fizik güç ve yüksek mücadele ile çözüm bulmak teknik kadroların işi. Savunma da bu oyunun bir parçası.” demiştim.

 

Manu-GS maçı değerlendirmesini Bülent Timurlenk ile noktalayayım;

Bülent Bey’in yazısının başlığı, karakter, itibar ve liyakatti…

“Kazanırsın, omuzlarda gelirsin, kaybedersin başın dik dönersin. Burası Devler Ligi, burada herkes sahne almaz, bunu en iyi sen biliyorsun…”

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/spor/timurlenk/2023/10/04/karakter-itibar-ve-liyakat

 

BİR DE söylemeden olmaz; yayıncı kuruluş çöktü… Neyse ki Acun Ilıcalı maçı TV 8,5’tan verdi de (belki de UEFA’nın zorunluluğuydu bu) bir skandalın önüne geçmiş oldu. 

Ancak abonelerin 1 maç hakkı baki kalmalı…

 

05.10.2023

GÜNEŞ KARARDI

Beşiktaş-Lugano (İsviçre): 2-3

 

Beşiktaş pek de iyi oynamadığı bir maçta, Şapkacısı (Aboubakar) ile 2 gol buldu ve 3 puana çok yaklaştı. Aboubakar maçın yıldızı olacaktı ki…

 

52. dakikada 2-0 geriye düşen İsviçre ekibi, kaybedecek bir şeyi olmamasının gözü karalığı topyekûn saldırıya geçti. Beşiktaş kalesinde pozisyonlar üretti.

61’de Rosier’in kırmızı kartından sonra Lugano adeta tek kale oynamaya başladı. Evet, günümüz futbolunda, özellikle çok koşan rakiplere karşı 10 kişi oynamak gerçekten çok zor fakat Beşiktaş’ın bu derece kapanması, en azından tribündeki taraftar için kabul edilemezdi.

Lugano 81’de golü bulunca maç koptu, ardı ardına gelen 2 golle Lugano 3-2 öne geçti ve maçı kazandı.

 

Tribünlerde şoku yaşayan büyük bir grup taraftar stadı terk etmedi. Yönetimi protesto etti ve istifa istedi.

Futbolda ihtimallerden biriydi yenilmek. Fakat taraftarın öfkesi, takımının iyi oynamaması bir yana mücadelede eksik kalması ve teslim olmasınaydı.

 

Yönetim de stadı terk etmedi. Şenol Güneş’in de katıldığı uzun bir toplantı yaptı. Toplantı sonunda Şenol Güneş’in takımdan ayrıldığı açıklandı, hocaya teşekkür edildi. 

Ahmet Nur Çebi başkanlığındaki yönetim seçim kararı alındığını da açıkladı.

 

Beşiktaş’ın hem ligde hem de Avrupa’da iddiası son bulmuş değil. Her iki ligde de henüz yolun başı sayılır. Beşiktaş camiasının bunu aşıp aşamayacağını zaman gösterecek. 

 

05.10.2023

ROTASYONLU SERİ

Spartak Trnava-Fenerbahçe: 1-2

 

TD İsmail Kartal, ciddi anlamda rotasyonlu (son maçın kadrosundan 9 oyuncu değiştirmişti) bir kadroyla sahaya çıktı. 

Ev sahibi de, topun arkasında kalıp hızlı hücumlarla rakip kaleye gitmek istedi. Ancak ilk yarı Fenerbahçe’nin baskısı altında oynandı. Trnava, Kaleci İrfan Can Eğribayat’ı bir kez olsun zorlayamadı.

Temsilcimiz zaman zaman tehlikeli olmasına karşın ciddi anlamda pozisyon üretemedi.

 

İkinci devrede aynı şekilde devam etti. Muhtemelen 1 puan ev sahibi için düğün bayramdı.

63. dakikada Fred ve Szymanski’nin oyuna girişi seyri değiştirdi. FB’nin pas kalitesi yükseldi, rakip bunaltıldı, arka arkaya pozisyonlar geldi. 

Zaten takımın en iyisi olarak görünen King 2 golle takımını öne geçirdi.

Trnava ancak ikinci golden sonra rakip kaleye gidebildi. Fakat gol atmaları pek mümkün değildi. Gole kadar takımın iyilerinden olan Oosterwolde’nin asistinde Ofori 88’de skoru 2-1’e getirdi.

Bu golden sonra FB 2 gol daha sıkıştırdı kalan süreye fakat kıl payı ofsaytlarla VAR’dan döndü. Bu dakikalarda Trnava’nın ceza sahasına doldurduğu uzun toplar, serinin bozulması endişesi yarattı.

 

Kent çalışkan fakat bireysel göründü. Zajc beklentinin altındaydı. Defans hattı zorlanmadı ancak Oosterwolde arkadaşlarından bir adım öndeydi. Ancak o da yenilen golde büyük bir hata yaptı. Takımın en iyisi ve maçın yıldızı King oldu.

Oyuna sonradan giren Fred’in, FB için çok büyük bir şans olduğunu söylemek gerek. Brezilyalı oyunda gerçekten fark yaratıyor.

Süper Lig’de kayıpsız devam eden FB, Konferans Ligi’nde de kayıpsız devam ediyor. 

 

Süper Lig 8. Hafta

06.10.2023/Cuma

BU DEFA SAĞLAM

YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 1-0 

Gol: Nani (29’)

 

Aslında maç, oyundan çıkana kadar Yusuf Sarı ile Trabzon sol kanadı arasında oynandı desek yeridir. Trabzon’un sol kanadı Yusuf Sarı’yı durduramadı. İlginç olan tek golün soldan gelmesi oldu ama pozisyonda yine Sarı vardı.

29. dakika: Oyun gereği sol kanada gelen Yusuf Sarı Belhanda’nın pasında topu arka direkteki arkadaşına kesti. Defanstan seken topu Kaleci Uğurcan Çakır tokatladı fakat top Nani’nin önünde kaldı. Portekizli sakin bir vuruşla golü yaptı. 

Oyunun ilk yarısı bariz bir şekilde ev sahibinin üstünlüğüyle geçti. Trabzon karşılık veremedi. 

 

İkinci devrede artık Bjelica gemileri mi yaktı? Trabzonlu futbolcular, bu ligin şampiyonlarından biri ve 4. büyük takımı olduğunu mu hatırladı? ADS’li oyuncular çok mu yoruldu? Kluivert skoru sağlama almak mı istedi?

Sorular, sorular… Sebep biri ya da birkaçı… Veya hepsi… Bu yarıda Trabzon çok daha etkili oynadı. Ancak başta Visca ve Bakasetas’ın etkisizliği pozisyon üretme sorunu doğurdu. Takım zaman zaman tehlikeli anlar oluştursa da net pozisyon üretmekte başarılı olamadı.

Savunmada sağlam duran ev sahibi, sonuçta istediğini aldı.

 

Yusuf Sarı maçın yıldızı olduğu gibi haftanın performanslarından birine imza attı. Yorulana kadar Emre Akbaba ve Belhanda takımın oyun aklıydı. Gösterişsiz oyunuyla Kaptan Stambouli, her yere yetişti.

Trabzon’da Onuachu etkiliydi. Takımın daha iyi oynaması durumunda Nijeryalı çok faydalı olabilir. Berat Özdemir, takımı toparlamaya çalışan adam olarak kayıtlarıma geçti.    

 

CORENDON ALANYASPOR-VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK: 2-1 

Goller: Souza (18’), Oğuz Aydın (83’)/Güven Yalçın (90+2’)

 

Hatalarla dolu bir oyun oynandı. Goller, halı sahada bile olmayacak hatalar sonucu geldi.

Maçın hakkı golsüz beraberlikti fakat ev sahibi günün daha şanslı olan tarafıydı.

Bu galibiyet TD Ömer Erdoğan’a bir nefes aldırdı.

 

Karagümrük’te Serdar Dursun, Feghouli, Nazım Sangare, Güven Yalçın gibi oyuncular ortaya bir fark koyamayacaksa hocanın işi zor. Tabii takımın da…

 

07.10.2023/Cumartesi

SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ-EMS YAPI SİVASSPOR: 2-3

Goller: Erencan Yardımcı (68’), Gökcan Kaya (74’)/Barrow (4’), Manaj (57’), Appindangoye (76’) 

 

Sivas kısmetli başladı maça ve 2-0 öne geçti. Direnen Pendik, bir geri dönüşle 2-2’yi yakaladı.

TRAJİK… Büyük çabayla eşitliği sağlayan Pendik takdiri hak ederken bu sevinç sadece 2 dakika sürdü.

 

İki takımın da büyük sorunları var. Böyle gittiği takdirde lig onlar için hayli zor geçecek.

Pendik, Paraguaylı Romero’nun eksikliğini maç boyu yaşadı.

 

Hakem-VAR maalesef kötüydü. Çalınan ve çalınmayan düdükler, görmezden gelinen penaltılar… 

 

MKE ANKARAGÜCÜ-MONDİHOME KAYSERİSPOR: 3-0

Goller: Rodrigues (49’), Bajic (52’), Macheda (89’)

 

Öncelikle Kayseri’nin bu derece etkisiz oyunun şaşırtıcı olduğunu belirtmeliyim.

Yeni TD Emre Belözoğlu, Ankaragücü ile ilk maçında net bir galibiyet aldı, böylece iyi başlamış oldu. Ancak Başkent ekibinin önceki maçlarından daha iyi oynadığını söylemek zor…

 

Maçın en ilginç notu, toplam 11 fauldü ki Ankaragücü 90 dakikayı sadece 1 faul yaparak kapadı.

 

ICARDİ VARKEN

BITEXEN ANTALYASPOR-GALATASARAY AŞ: 0-2

Goller: Sanchez (58’), Icardi (86’)

 

Galatasaray maç iyi başladı ve ilk 10 dakikada iki tehlikeli atak ile Antalya kalesini yokladı. 10. dakikadan sonra ev sahibi toparlandı ve oyunda dengeyi sağladı. İlk yarıda Jehezkel ile Kazımcan Karataş’ı fazlasıyla zorladı ve ev sahibinin atakları bu kanattan geldi.

Bu yarıda Manchester zaferinin mimarlarından Barış Alper Yılmaz inanılmaz top kaybıyla oynadı.

 

Golsüz biten ilk yarıdan sonra Okan Buruk ikinci yarıya Tete ile (Barış Alper Yılmaz’ın yerine) başladı. Tete sağ kanada -fazla uzun sürmese de- bir hareket getirdi. GS’de daha etkili başladı.

Forma giydiği günden beri duran toplarda etkili olan, fırsatlar bulan Sanchez, 58’de ligdeki ilk golünü, Icardi’nin asistinde attı.

 

Golden sonra Antalya rakip sahayı daha fazla düşündü ancak kalesinde de tehlikelerle yaşadı. 86’da Icardi yine sahneye çıktı, bir imza golüyle skoru belirledi.

Maçın en ilginç pozisyonlarından biri Assombalonga’nın boş kaleye atamadığı top oldu.

 

Antalya’nın en etkili oyuncusu Jehezkel olurken golcü Buksa etkisiz kaldı.

GS’de Kazımcan Karataş ve Barış Alper Yılmaz iyi bir maç çıkaramadı. Zaha ve Tete yorgun göründü. Boey her zamanki gibi oynarken Icardi bir kez daha maçın yıldızı oldu.

 

Hakem-VAR yönetimi kötüydü. Aynı pozisyonlarda çalınan farklı düdükler, penaltı pozisyonları, çıkmayan ve/veya yanlış çıkan kartlar.

Muslera’nın verilmiş sadakası varmış ki sakatlık yaşamadı. Pozisyonun kahramanı Buksa maçı kart görmeden bitirdi. Muslera muhtemelen pozisyon kayda geçsin diye sarı kart gördü… Kırmızı da an meselesiydi ki pozisyonun sertliğini görmeyen Zorbay Küçük bunu da görmedi.

Neticede hakem-VAR yönetiminden her iki takım da şikâyetçiydi.

 

Okan Buruk ve GS, zorlu maçı beklenenden daha kolay aldı. Nuri Şahin’e takımının mücadelesi teselli kaldı.

    

RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ-GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ: 2-0

Goller: Opoku (3’), Djilobodji (36’-KK)

 

Çağdaş Atan’a, ardı ardına gelen ağır mağlubiyetlerden sonra acilen bir 3 puan gerekti. Erken 1 gol ve ilk yarısı 2-0 olan maç sonunda kazanmayı başardı. Fakat iyi bir oyundan söz temek hiç kolay değildi.

 

Gaziantep ikinci yarı daha fazla yüklendi ancak pozisyon üretme başarısı gösteremedi. Penaltıyla en azından gole yaklaşan konuk takım, penaltıcısı Maxim’le şok yaşadı. Süper Lig’in penaltı rekortmeni Maxim yanılmıyorsam son 22 penaltıyı gole çevirmişti lakin bu defa kaçırdı.

 

Bu maçın hakem-VAR yönetimi de gerçekten hiç iyi değildi.

 

08.10.2023

ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-YILPORT SAMSUNSPOR: 1-0

Benhur Keser (80’)

Kırmızı Kart: Mithat Pala (13’-Rize)

 

Geçen hafta alınan ağır yenilginin ardından moral çöküntüsünü atmak için hemen bir galibiyet gerekiyordu İlhan Palut’a. Ancak maçın başında, henüz 13. dakikada Mithat Pala’nın ihracıyla Rize 10 kişi kalınca iş zorlaştı.

 

Kırmızı karttan sonra topla daha çok oynayan taraf Samsun oldu fakat etkili olan takım ev sahibiydi. Benhur Keser’in golüyle 3 puanı alan Rize hem moral kazandı hem de puan cetvelinde üst sıralardaki yerini korudu.

 

Samsun puanı hak eden bir oyun ortaya koysa da takımın işi çok ama çok zor…   

 

ABOUBAKAR DİRENİYOR

BEŞİKTAŞ AŞ-İSTANBULSPOR AŞ: 2-0

Goller: Aboubakar (6’), Ghezzal (90’-P)

 

Beşiktaş, Şenol Güneş’siz çıktı maça. Teknik direktörsüz(!) çıkılan maçta fikstür şansı olsa gerek rakip, etkili olamayan ve istediği sonuçları alamayan İstanbul’du. 

Teknik direktörü yoktu fakat Aboubakar’ı vardı BJK’nin. 6. dakikada takımını 1-0 öne geçirerek tribünleri de rahatlattı Kamerunlu. Gol, haftanın golü olabilecek güzellikte bir goldü.

 

Sonrasında maç 1-0’a kilitlendi. Maç böyle bitecek sanılırken Ghezzal son dakikada penaltıdan skoru belirledi. 

 

Siyah beyazlılarda sorun sadece teknik direktör değildi. Lugano maçı sonrası yönetim seçimli kongre kararı da almıştı. 

Teknik direktörsüz dedim ama Beşiktaş maça Burak Yılmaz ile çıktı. Yılmaz ilk maçında 3 puan alma başarısı gösterdi. 

İstanbul galibiyeti ve Milli ara BJK için an azından lig yarışında kalmak adına önemli bir fırsat olabilir.

 

SAKİNCE VE DİNLENEREK

KASIMPAŞA AŞ-FENERBAHÇE AŞ: 0-2

Goller: Dzeko (6’), Tadic (45+3’-P) 

 

FB, tempoyu istediği gibi ayarlayarak sakin ve dinlenerek oynadı. Düşük tempoya rağmen rakibinden topu almakta yine çabuktu misafir takım. Bütün bunların üstüne bir de yine golcüsüyle erken bir gol bulunca FB için kolaylaştı maç.

 

Kasımpaşa bu yarıda sadece bir kez isabetli şut bulabildi. Kasımpaşa’nın maç boyunca tek isabetiydi bu.

Devrenin sonunda Dzeko’nun aldığı penaltıyı Tadic net bir vuruşla gole çevirdi ve maçı bitirdi İsmail Kartal’ın ekibi.

 

İkinci devre kendini zorlamayan FB, rakibine şans vermeden maçı bitirdi ve serisini devam ettirirken Milli araya keyifle lider olarak girdi.

 

FB lehine penaltıyı çok kolay veren hakem-VAR, Ngoy’un Fred’e müdahalesini sarı kartla geçiştirdi. Fred’in de, Muslera gibi verilmiş sadakası varmış. Brezilyalının bileğinde kırık olması işten bile değildi.

Faul, penaltı vb. neyse de hakem-VAR yönetiminin “futbolcu sağlığı” konusunda fevkalade hassas olması ve çözüm bulması için zaman geldi geçti. Allah korusun; oyuncular ciddi anlamda sakatlanma riskiyle karşı karşıya… 

 

ATAKAŞ HATAYSPOR-TÜMOSAN KONYASPOR: 3-1

Goller: Dadaşov (22’-P ve 53’), Strandberg (83’)/Prip (32’)

 

Aslında denk bir maç oldu fakat ev sahibi fırsatlardan daha iyi yararlanan taraf olunca kazanmayı başardı.

Konya, önceki sezon performansına bir türlü ulaşamazken TD Volkan Demirel, takımını üst sıralarda tutmaya devam ediyor. Üstelik Hatay, GS ve FB ile birlikte henüz mağlup olmayan 3 takımdan biri…

 

Fazlasıyla vasat bir hafta nedeniyle değerlendirme yapmak zor oldu. Birçok konuyu boş geçmek zorunda kaldım.

 

Haftanın Maçı

-

Haftanın Heyecanlı Maçı

-

Haftanın Takımı

-

Haftanın Futbolcusu

Yusuf Sarı (ADS)

Haftanın performansı

Icardi (GS)

Haftanın Performansları

Stambouli (ADS), Jehezkel (Antalya), Boey, Sanchez (GS), Aboubakar (BJK), Ferdi Kadıoğlu, Fred (FB) 

Haftanın Golü

Aboubakar (BJK)

Güzel Goller

Icardi (GS)

Haftanın Hakemi

-

Haftanın iyi hakemleri

Ümit Öztürk (Hatay-Konya)

Mert Üzenge (Ankaragücü-Kayseri)

Haftanın Asisti

-

Haftanın Pozisyonu

-

Haftanın Talihsizi

-

Haftanın Talihlisi

Hakemler… (Hâlâ şampiyon adaylarının maçlarını kazanmasıyla)

Muslera (GS) ve Fred (FB)… Haftayı sakatlanmadan atlattıkları için

Haftanın Söylemi

Ali Koç (FB Başkanı, açıklamalarıyla)

Teknik direktörler ve futbolcular (ortak metin sanki): Rakibin nasıl oynayacağını biliyorduk…

Haftanın Kötüsü

Hakem-VAR yönetimleri, rakibi sakatlayacak müdahaleler, futbolcu sahtekârlığı…

 

GÖZE TAKILANLAR

 

*Muazzam bir kalite düşüklüğü yaşandı. Adana Demirspor’un 15 dakikalık oyununun haricinde futbol heyecanı ve coşkusu görülmedi.

*Hakem-VAR yönetimi dibe doğru gitmeye devam etti.

*Icardi-Dzeko-Aboubakar… Santrfor rekabeti büyük keyif vererek sürdü.

*Bazı takımlarda kadro kalitesi tamam ama mücadele ve oyun planına ne oldu? Avrupa liglerinde de kadro kalitesi farkı var elbette. Lakin takımlar çok çalışarak, fizik gücü yükselterek, mücadele ederek, iyi savunma yaparak oyunlarına değer katıyor.

*Süper Lig’in kalitesi ve marka değeri için TFF’nin çok çalışması gerekiyor. Öncelikli çarelerden biri takım sayısını azaltmak olabilir.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —