Prof.Dr. Cenk GÜRAY; Müzik Teorisi; bir kültür tarihini, ortak bir hafıza zeminini ve müziğin oluşum yollarını bize anlatır…(2)

Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, Prof. Dr. Cenk Güray (Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı) ile yaptığı “Sanat-Müzik ve Kurumlarımız “konulu söyleşiye devam ediyoruz.

Ropörtaj 5.07.2023 11:10:00 0
Prof.Dr. Cenk GÜRAY; Müzik Teorisi; bir kültür tarihini, ortak bir hafıza zeminini ve müziğin oluşum yollarını bize anlatır…(2)

Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, Prof. Dr. Cenk Güray (Hacettepe Üniversitesi, Ankara Devlet Konservatuvarı) ile yaptığı “Sanat-Müzik ve Kurumlarımız “konulu söyleşiye devam ediyoruz.

AY: Müzik alanında yazan, çizen, proje ortaya koyan sayımız neden az? Müzik, sadece çalmak ve söylemek mi? “O zaman akademide ne işiniz var” diye sormazlar mı? Ne düşünüyorsunuz?

GÜRAY: Hayatımdaki bütün çalışmalarımda temel hedefim “müziğin temel çıkış noktası olan icrayı” ve “bu işin bilimsel arka planını” bir arada düşünmek olmuştur. Hatta Müzik Akademisi’ndeki üretimlerin, bu üretimlerin gerçek sahibi olan “halkın” hafızasına daha verimli bir şekilde katılmasının yolunun sivil toplum örgütlenmesinden geçtiğini ön gördüğümüz için kıymetli dostum Mahmut Ölmez’in ve pek çok akademisyen/sanatçının desteği ile 2018 yılında Anadolu Müzik Kültürleri Derneği’ni kurduk. Bu derneğin desteği ve aracılığı ile, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda ve Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müzikbilim Anabilim Dalı gibi diğer komşu akademik kurumlarımızda ürettiğimiz tez ve bilimsel çalışmaların “somut sanat” ve “bilim üretimleri” olarak halkın düşünce dünyasına nasıl daha güçlü bir biçimde dâhil olabileceğinin ön çalışmalarını yapmaktayız. Ve işaret ettiğiniz gibi Akademide bilimsel çalışmalar ile icra çalışmalarının bir arada yürümesinin müziği ve müzik çalışmalarını “asıllarını” oluşturan “söz-ses-kültür” bağlamına daha güçlü bir biçimde oturtabileceğini ve bu üretimlerin bu biçimleriyle halkların ortak hafızalarına daha yoğun bir katkı yapabileceklerine inanıyorum. 

AY: 2017’de yayımladığınız “Bin Yılın Mirası
Makamı Var Eden Döngü: Edvar Geleneği” adlı eserde “Makam kuramının geçmişiyle bağlantı kurularak hatırlanması, hem geleneksel müzik üretiminin kökleriyle tutarlı olarak yaşamasını hem de toplumumuzun kültür kimliğini daha ayrıntılı bir şekilde algılamasını sağlayacaktır. “ diyorsunuz… Kısaca neyi amaçlıyorsunuz?

GÜRAY: Yukarıda bahsettiğim gibi “müzik teorisinin” kişilerin, toplumların ve kültürlerin “müzik yapma biçimleri ve yollarını” belirleyen kuralları ihtiva ettiğini düşünüyorum. Bu yönüyle gelenek dediğimiz, kültürel aidiyetimizi belirleyen; hatta Mehmed Uzun’un da dediği gibi “kendimizi evimizde hissetmemizi sağlayan” bu ezgiler, söz konusu ortak müzik yapma biçimleri dolayısıyla binlerce yıllık bir geçmiş içindeki “kültürel uzlaşmaları” içlerinde taşırlar. Dolayısıyla benim açımdan “Müzik Teorisi” çalışmaları salt “Müzik Teorisi “alanını ilgilendiren bir başlık değildir, tam aksine bu başlık binlerce yıllık bir kültür tarihini, ortak bir hafıza zeminini ve zemin üzerinde yükselen halkların en önemli ortak ifade aracı olan “müziğin” o coğrafya ve kültür içindeki oluşum yollarını bizlere anlatır. Ve biz bu “yazılı” bilgiler üzerinden o coğrafyada yaşayan halkların “hayata, doğaya ve insana” nasıl baktıklarını, yaşamlarını hangi esaslar üzerinde kurduklarını anlarız. Velhasıl, hayata dair saklı pek çok noktanın söz konusu tarihsel nazariyat kaynaklarında mevcut olduğunu düşünüyorum. Bu kaynakların ortaya çıkmasının ve yorumlanmasının da bir toplumun kültürel kodlarının anlaşılması için çok önemli olduğunu düşündüğümden, akademik hayatımın önemli bir kısmında bu “teori” kaynaklarının incelenmesini hedefledim. 

 

AY: Biliyorsunuz ki, müzik alanında “Ses Fiziği” konusuna kimse girmek istemiyor. Zor bir alan ve geometri, fizik, matematik v.b. bilim dallarında bilgi istiyor. Sizin çevirisini yaptığınız,   Barry Parker’ın “Güçlü Titreşimler Müziğin Fiziği’nde”  (2016); “Ses ve ses dalgaları, müziğin yapı taşları, çalgılar, yeni teknolojiler ve akustik olarak dört ana başlık altında yazılmış bu kitap, farklı altyapı ve ilgi alanlarına sahip her tür okuyucunun zevkle okuyacağı ve faydalanacağı bir kaynak niteliğinde” yazıyor. Sizce, müzik insanları bu yayınla ilgilendi mi ve 6 yıldır üstüne yeni bir eser kattılar mı? Katmadılarsa neden?

GÜRAY: Bu yayın şu anda Tübitak Yayınları’ndan üçüncü baskısını yaptı, demek ki ilgi görüyor. Ancak henüz bu ilginin müzik teorisi alanına yansımasını tespit edebilmiş değilim. Sizin de işaret ettiğiniz gibi “ses sistemi ve bu sistemin bileşenleri” toplumların müzik yaptıkları ses malzemesini ortaya koyar. Ve kişinin müzik ile ilişkisi çalgılar ve sesler aracılığıyla bu malzeme üzerinden başlar. Dolayısıyla bu konu ile ilgili yapılacak çalışmalar çok önemlidir. Değerli Meslektaşım Oya Levendoğlu,  değerli hocamız, rahmetli Prof. Dr. Ayhan Zeren’in geniş notlarını bana emanet etti. Biz de kıymetli öğrencim İrem Yamansoy ile bu konuyla alakalı bir çalışma yaptık, devam edeceğiz. Bunun yanında yine kıymetli öğrencim Şule Yücel’in yüksek lisans ve gelecekteki doktora tezlerinde bu konuya eğilme fırsatı bulacağız. Yine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’da görev yapan kıymetli hocalarımız Prof. Dr. Gülçin Yahya Kaçar ve Dr. Öğretim Üyesi Emir Değirmenli’nin ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Serkan Günalçin’in de bu alandaki çalışmaları dikkat çekicidir. Bu önemli alandaki çalışmaların artmasını umut ediyoruz.

AY: İnşallah…Ülkemizde Çok Fazla Müzik Eğitimi Kurumu Var ve Sınırları Çizilmemiş. Kimin Ne Yetiştireceği, Çıktıları Yok. Başarı Ölçütleri Yok!..Katılıyor musunuz? Cevabınız evet, ise neden yok? 

GÜRAY: Bu soruya sadece kendi açımdan cevap verebilirim. Mühendislik çalışmalarım dolayısıyla “Sistem Analizi” ve “İstatistik” temel çalışma alanlarım arasındadır. Bu bağlamda, bir “sistem” olarak görebileceğimiz bir eğitim kurumunu da öğrencileri, eğitim müfredatı ve mezunları ile hedefleri noktasında verimli işlemesi gereken bir mekanizma olarak addetmeyi tercih ettim ve görev yaptığım kurumlara “ölçülebilir”, “takip edilebilir” verileri tespit etmek aracılığıyla “bütüncül” işletilmesi gereken bir sistem olarak baktım. Bu yönüyle de içinde bulunduğum her kurumun doğrultusunu, geçmişi ve hedefleri doğrultusunda şekillenen geleceği noktasında “daha verimli” bir yöne hareketlendirmeye gayret ettim. Bu anlamda görev yaptığım her birimde öğrenciler, müfredat, kurumun fiziki koşulları, paydaşlarla ilişkiler ve mezunlarla irtibat noktasında “toplam kalite yönetimini” uygulayarak, gerektiği yerlerde güncellemeler yaparak, yüksek verimliliği hedeflemeye devam ediyorum. Kanımca bu sorulara her kurum kendi iç dinamikleri noktasında cevap verebilecektir. Bu vesileyle Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı yönetiminde söz konusu koordinasyonu beraber sağlamaya gayret ettiğimiz Müdürümüz Prof.Dr. Metin Munzur’a ve Müdür Yardımcımız San. Öğr. Gör.Doğan Çakar’a ve tüm akademik-idari personelimize şükranlarımı arz ederim.

AY: “Teorisi olmayan bir bilim/sanat dalının üniversitede yerinin olmadığı belirtilir.” Sizce, Müzik Terminolojisi konusunda 49 Konservatuvar da birlik sağlandı mı? Sağlanmadıysa neden?

GÜRAY: Henüz “Müzik Terminolojisi” noktasında “birlik” sağlanmadığını düşünüyor,  “alışkanlıkların kırılabilmesi” noktasında zorlukların rol oynadığını görebiliyorum. Ancak yukarıda işaret ettiğimiz gibi “verimli bir eğitim sisteminin” oluşumu sadece “bir eğitim kurumuna bağlı” olamaz, öğrenciler, eğitmenler ve diğer paydaşlar pek çok eğitim kurumunda ortak hedefte çalışmalar yapıyor. Bu anlamda ortak bir terminolojinin oluşmamış olması eğitim kurumları arasında bilimsel irtibat kurulmasını zorlaştırabiliyor. Bu meselenin çözüm yolunun öncelikle her kurumun kendi içinde, güncel bilimsel ve sanatsal çalışmaları dünya ölçeğinde verimli bir biçimde takip edebilmesi ve kurum içi ortaklığı derinlikli bir bilimsel zeminde sağlayabilmesinden geçtiğini düşünüyorum. Sonrasında kurumlar arası çoğul ilişkilerin güçlendirilmesi ile zaman içinde bu birliktelik sağlanabilecektir.  

AY: Konservatuvar – GSF Müzik Bölümleri - Eğitim Fak. GSE Böl. Müzik ABD’lerinde başarı ve kalite için; Eğitim programları mı? Akademisyenleri mi? Öğrencilerin seçimi mi? Binaların müzik eğitimine  uygun olması mı? Sistem mi önemli?

GÜRAY: Yukarıda işaret ettiğim gibi “sistem-yani müzik eğitim kurumu” tüm bu bileşenlerin birleşiminden oluşur. Ve başarılı bir sonuç ancak bu bileşenlerin öncelikle kendi içindeki sonra da diğerleriyle işbirliğindeki başarısıyla elde edilebilir. Dolayısıyla, ben öncelikli olarak bütüncül bir bakış açısıyla “sisteme” odaklanılması gerektiğini düşünüyorum, Sonrasında da ihtiyaç duyulan bileşenlerin üzerine büyüteç tutularak verimlilik arttırılabilecektir. Ve her bileşendeki verimliliğin artması “sistemin” doğru ve başarılı bir şekilde işlemesini sağlayabilecektir.

AY: Değerli Müzik İnsanı Muammer Sun ve Ahmet Adnan Saygun Hocalarımızı da etkinlikler ve eserlerle andınız…Bilgi Verebilir misiniz?

GÜRAY: Adnan Saygun ve öğrencisi Muammer Sun hocalarımızın Ankara Devlet Konservatuvarımız’ın temel dayanakları olduğunu söylemem yanlış olmayacaktır. Zira her iki bestecimiz de “Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Anasanat Dalımızın” kalıcı temellerini atmakla kalmamış, bunun yanında Cumhuriyet Müzik Devriminin halka aktarılmasının temel bileşeni olan “Bestecilik“ alanının iki önemli temsilcisi olarak “Cumhuriyet’in” kültür fikirlerinin toplumdaki yayılımının temel kaynakları olmuşlardır. 

Bu bağlamda, aramızdan 16 Ocak 2021 tarihinde ayrılan Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bestecilerinden ve üniversitemiz emekli öğretim üyesi olan Muammer Sun anısına Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda, “Bestecilik, Fikir İnsanı ve Müzik Eğitimciliği Boyutlarıyla Muammer Sun” başlığı altında 22-23-24 Mart 2022 tarihleri arasında bir sempozyum düzenledik ve sempozyum kapsamında Muammer Sun’un eserlerinden oluşan veya araştırmalarından ilham almış konserler gerçekleştirdik. Bu sempozyumda Muammer Sun, Bestecilik, Müzik Eğitimciliği, Müzik Kurumları Yöneticiliği, Çağdaş Türk Müziği ve Koro Müziği Besteciliği, eserleri ve müzik dili boyutlarıyla ele alındı. Ayrıca Sun’un, Türkiye’nin Kültür, Müzik Tiyatro Sorunlarına duyarlı araştırmacı bir yazar ve fikir insanı olarak Atatürk Müzik Devriminin gerçekleştirilmesi ve geliştirilmesi sürecindeki çabalarına da yer verildi. Bu Sempozyum’da sunulan bildirilerin bu sene bir kitap olarak yayımlanması planlanıyor, bu konuda Sevda-Cenap And Müzik Vakfı ile çalışmalarımız devam ediyor.

Adnan Saygun hocamızı ise aramızdan ayrılışının 30. yılında bir kitap ile anma fırsatı bulduk. Müzik Kültürümüze değeri ölçülemeyecek katkıları olan Pan Yayıncılık’tan çıkan kitabın ismi “Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları”. Kitabın editörü “Prof. Dr.Türev Berki Hocamız kitabın ortaya çıkış öyküsünü bakın nasıl anlatıyor:

‘“Besteciler notaları bir araya getirirler; hepsi bu.”
Igor Stravinsky imzalı bu ünlü özdeyiş, müzik teorilerinin belki de en geniş çalışma alanının tarifnamesi: “Bu eserde, sesler nasıl bir araya getirilmiş?”
Elinizdeki kitap; Çağdaş Türk Müziği’nin bir çınarının, Ahmed Adnan Saygun’un yapıtlarını müzik teorileri zaviyesinden anlama ve anlamlandırma çabamızın mütevazı bir ürünü.
Evet ama, –tıpkı müzik teorileri gibi– uçsuz bucaksız bir okyanus, Saygun. Bu yüzden, kitabın hepsi de akademisyen olan yazarları; tez konusu seçmeye çalışan öğrencilerine sıkça yaptıkları şu uyarıyı, bu kez kendileri için tekrarladılar: “Bir okyanusun en derinlerine dalıp yeni şeyler keşfetmek için, araştırma yaptığın yüzeyin alanını daraltmalısın. Aksi takdirde, herkesçe bilinen şeyleri tekrarlamaktan öteye geçemezsin. ”
Peki, yüzeyi nasıl daraltacak, Saygun’un ses dünyasını oluşturan onlarca bileşenden hangisini seçeceklerdi? Doğrudan besteciye başvurdular. Aldıkları yanıt şu oldu:
“Benim için makam denilen şey, bir renktir sadece; elbette ben makamları on yedinci, on sekizinci yüzyıllardaki gibi kullanacak değildim. […] Mademki makam benim için sadece bir renk, bir araç; öyleyse ben onu Batı’nın tampere on iki ton sistemi içinde serbestçe kullanırım…”

Saygun Müziğinde Makam Soyutlamaları, işte böyle ortaya çıktı…”

Bu kitaba yazılarıyla Türev Berki, İsmet Karadeniz, Özkan Manav, Ferhat Çaylı hocalarımız destek olurken,  bendeniz de bir yazımla mütevazı bir katkı vermeye çalıştım.

Devam edecek…


Cumartesi 31.3 ° / 19.6 °
Cumartesi 31.3 ° / 19.6 °
Pazar 31.5 ° / 19.5 °