İzmir Barosu: Çocuk işçiliğine karşı acil eylem planı şart
12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla çocukların zorla çalıştırılmadığı ve çalışmak zorunda bırakılmadığı bir dünya hayali vurgusu yapan İzmir Barosu, her kesimi çocukların çalışmak zorunda bırakılmasının önlenmesi adına acil eylem planlarını oluşturmaya ve uygulamaya davet etti.
İZMİR (İGFA)- 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla İzmir Barosu Başkanlığı'ndan yazılı açıklama yapıldı.
Baro Başkanlığı, Türkiye'de ne yazık ki yüz binlerce çocuğun İş Kanunu hükümlerinin dışına çıkılarak pek çok farklı biçimde ve sektörde çalıştırıldığınad dikkati çekerek, zorla çalıştırılan çocuklar eğitim hakkına, oyun hakkına ve sağlık hizmetlerine erişememenin yanı sıra; riskli bir çevrede yaşama, şiddet ve istismar, uzun çalışma saatleri, düşük ücretle çalıştırma, iş güvenliği açısından riskli ortamlarda çalışma, fiziksel zorlanma, esenliğinin bozulması, kültürel ve zihinsel anlamda ilerleyememe, olumsuz barınma koşulları, meslek hastalıklarının oluşması gibi hak ihlallerine maruz bırakıldığını öne sürdü.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisinin hazırladığı, 2013-2022 yıllarını kapsayan Çocuk İş Cinayetleri Raporu'na da dikkati çekilen açıklamada, Türkiye'de 2022 yılında 61 çocuğun, son 10 yılda ise en az 616 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini belirlendiğine vurgu yapılarak, yaşamını yitiren çocukların 211’ i 14 yaş ve altı 405’i ise 15-17 yaş grubunda olduğu vurgulandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 1994, 1999, 2006, 2012 ve 2019 yıllarında yapılan"Çocuk İşgücü Araştırması"na da atıfta bulunarak, "Araştırmaya göre çocukların çalışmak zorunda bırakılmasının en sık karşılaşılan nedenlerinin hane halkı gelirine katkıda bulunmak, iş öğrenmek/meslek edinmek ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak olduğu görüşülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre 2019 yılında Türkiye’de 720 bin çalışmak zorunda bırakılan çocuk bulunduğu ve yıllar içerisinde çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısının ve işgücü içindeki oranının düştüğü görülmektedir. Her ne kadar toplumsal farkındalığın, asgari eğitim yaşının yükseltilmesinin, uluslararası ve yasal düzeyde yapılan bazı mevzuat değişikliklerinin olumlu sonuçlarının olduğu düşünülse bile gerçek sayıların ve ortaya çıkması gereken tablonun bu verilerin çok daha üzerinde ve çok daha ağır olduğu düşünülmektedir. Bu düşünce; bu araştırmanın mevsimlik işçiliğin yoğun olduğu aylarda yapılmamış olması, MEB verilerine göre yüz binlerce çocuğun eğitimine açıktan devam ettiğinin görülmesi, UNICEF ve ILO verilerine göre pandemi sonrasında dünyadaki çalışmak zorunda bırakılan çocuk sayısının uzun zamandır ilk kez artış göstermiş olması ve mülteci/göçmen çocuklara ilişkin verilerin sağlıklı bir şekilde toplanmamış olabileceği dikkate alındığında kabul görmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.
İzmir Barosu olarak çocukların zorla çalıştırılmadığı ve çalışmak zorunda bırakılmadığı bir dünya hayaliyle çabalayacaklarını belirterek, "Anayasamız ve tarafı bulunduğumuz uluslararası sözleşmeler çerçevesinde çocuk hakları ihlali niteliğinde olan ve çocukların sağlığı, eğitimi, gelişimi için ciddi tehlikeler oluşturan çocukların çalışmak zorunda bırakılmasının önlenmesi adına acil eylem planlarını oluşturmaya ve uygulamaya çağırıyoruz" denildi.