Ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından ve aynı zamanda Şehit Lider , Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisini sürdüren onun fikirlerinin
izinde giden, İNİSİYATİF Derneği Genel Merkezi büyük çalışmaları yaparak milletimize hizmet ediyor. Ülkücü Camiaya mensup sahip ANDA Kardeşe Vefa, Yesevi Hareketi, Altın Küre gibi STK’lar ve İnisiyatif Derneği Yapmış oldukları büyük hizmetlerle tarihe not düşüyorlar.
İnisiyatif Merkezi Derneği’nin Eskişehir Temsilciliği tarafından düzenlenen “BOP , Bölücülük, Bölücüler” adlı konferansın konuşmacısı Araştırmacı Yazar Hakkı Öznur’du. Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşı , 9 Ciltlik Ülkücü Hareket kitabının yazarı, Ülkücü Hareketi’n önde gelen isimlerinden Hakkı Öznur’un konferansına Eskişehirlilerin ilgisi ve alakası büyüktü.
STK temsilcileri, akademisyenler, siyasi partilerin temsilcileri ve kalabalık bir gençlik topluluğu konferansa dinleyici olarak katıldı Toplantının açış konuşmasını, geçmişte, Eskişehir Alperen Ocakları Başkanlığı yapmış olan Eskişehir’de sevilen sayılan bir bürokrat olan İnisiyatif’in Eskişehir temsilcisi Çağrı Yıldırım yaptı. Yıldırım konuşmasında İnisiyatif Derneği olarak Eskişehir’de yapmış oldukları faaliyetleri anlattı.
Ardından İnisiyatif Merkezi Derneği Genel Başkanı ve Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşlarından Fahri Bozgeyik kısa bir konuşma yaptı konuşmasında, "Ankara'da bulunan aşevinde her gün 1000 kişiye yemek dağıtıyoruz, İstanbul'da hafta sonları sokakta yaşayan-evsiz vatandaşlarımıza kahvaltılık dağıtıyoruz, her ay çoğunluğu kız olan 500 üniversite öğrencisi kardeşimize düzenli burs veriyoruz, Eskişehir'de ihtiyaç sahibi ailelere düzenli olarak gıda desteği sağlıyoruz. Bizi bu iyilik mücadelesinde yalnız bırakmayan bütün bağışçılarımıza teşekkür ederiz." diye konuştu.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisini ,duruşunu, ve misyonunu devam ettiren Hakkı Öznur ise konuşmasında Türk dış politikasını ve yakın dönem siyasal süreçleri, (özellikle-2002 -2025 ) anlatmış, 2001 yılında kurulan AKP’nin kuruluş sürecine değinmiş ve AKP’nin 24 yıllık kirli ve karanlık politikaları ve 23 yıllık AKP iktidarı ile ilgili çok çarpıcı analizler yapmıştır.
Hakkı Öznur, konuşmasında, “Türkiye’nin Milli Güvenliği” ve “Beka meselesi”ni de geniş bir şekilde ele almış ve anlatmıştır. Öznur, geçmişten günümüze genel olarak Orta Doğu bölgesinden bahsettikten sonra Irak ve Suriye konusunda dinleyicilere tarihi bilgiler verdi. Olaylarla, belgelerle kronolojik olarak bölgenin 110 yılını anlattı. Konuşmasında mevcut sınırları, İngiliz emperyalizminin çizdiğini, Musul ve Kerkük’ün Misakımilli’ye dahil olduğunu anlattı. Öznur konuşmasında terör rejimi İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” planını, Ortadoğu’daki küresel emperyalist oyunları, Asimetrik savaşı, vekalet savaşlarını, çıkar ittifaklarını ve ABD ve Batı emperyalizminin ve Siyonist İsrail’in Ortadoğu’daki kirli ve karanlık oyunlarını anlattı.
Öznur konuşmasında , “küresel bir proje olan Büyük Orta Doğu projesinde Suriye’nin, Irak’ın, Lübnan’ın üçe bölünmesi ve ikinci İsrail olan ABD, İsrail ve AB çizgisinde bölgede ve bir Kürt devletinin kurulması vardır” dedi.
Hakkı Öznur,Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’na yapılan muameleye’de tepki göstermiş, devlet adamı gibi davranan bölücülüğe ve bölücülere karşı çıkan, Milli bir duruş ortaya koyan Tunceli Valisine destek vermiş “Şerefli Valimizle Türk Milleti gurur duyuyor” demiştir. Öznur PKK açılımlarına karşı çıkmış ve ihanet açılımları demiştir. Cumhur ittifakını, PKK uzantısı, DEM’i şiddetle eleştirmiş “devlete teslim olan Öcalan’dan Cumhur ittifakını teslim alan Öcalan’a gelindi” demiştir.
Hakkı Öznur açıklamasında şunları söylemiştir:
TÜRK MİLLETİ, DEĞERLİ VALİMİZ BÜLENT TEKBIYIKOĞLU İLE GURUR DUYUYOR.
Birinci ihanet süreci gibi (2009-2015) İkinci ihanet sürecide (22 Ekim- 12 Mayıs 2025) Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini ve beraberliğini hedef almıştır.
Stratejik maşa ,PKK meşrulaştırılmaya, çalışılıyor Çok tehlikeli bir sürece giriyoruz. Ülkemizi 12 Eylül 1980 öncesine çevirmek istiyorlar. Siyasal iktidar ülkeye ihanet ediyor. 2005- 2025 arası devam eden “Kürt açılımı” ,“Dersim Açılımı”, Ermeni Açılımı”, “Barzani Açılımı”, “PKK açılımı”, ”Öcalan açılımı” ihanet açılımlarıdır.
18 Mayıs 2025 günü ,cinayet şebekesinin önde gelen isimlerinden Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un Tunceli’de bölücü bir gösteri ile anılmasına karşı çıkan, bağlı olduğu Bakanlığı uyaran, Şerefli Valimiz sonuç alamayınca, milli bir duruş ortaya koyarak merkeze alınmasını istemiştir. Vatansever Valimiz Bülent Tekbıyıkoğlu, Devlet adamı gibi davranmış bölücülüğe karşı bir devlet tavrı ortaya koymuş ancak sahte devlet adamları ise gerçek devlet adamı tavrını ortaya koyamamışlardır.
Tunceli Valisi PKK’lıların ‘anma’sını kabul etmedi!
Böyle onurlu şerefli kişilerin arkasında durmak boynumuzun borcu olsun.Tarih bugünleri yazarken Tunceli'nin şerefli valisi Bülent Tekbıyıkoğlu'nu da sizi de doğru cümlelerle yazacak, merak etmeyin!
Bülent Tekbıyıkoğlu,Türk Milletinin Gönlünde yer almıştır. Bunu şeref nişanesi olarak bir ömür boyu taşıyacaktır.
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nu şerefli duruşundan dolayı Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur Böyle şerefli namuslu devlet adamlarının sayısının artmasını dilerim.
Devletine, milletine, vatanına ve bayrağına sevdalı; tavizsiz Türk milliyetçisi olan çok kıymetli Tunceli Valimiz Bülent Tekbıyıkoğlu kardeşimizi, göstermiş olduğu millî duruş, vakur davranış ve devlet adamlığı vasfından dolayı gönülden tebrik ediyorum.
Kripto Ermenilerin ve bölücü unsurların tehlikeli oyunlarını gören, bu oyunları bozan; millî duruş ve hassasiyet sergileyen yüce tavrını büyük Türk milleti asla unutmayacak ve aziz milletimizin gönlünde her daim saygı ve sevgiyle yer alacaktır.
TÜRKİYE’NİN “MİLLİ GÜVENLİĞİ” KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR
Ortadoğu’da asimetrik savaşlar devam ediyor. Bu savaşların arkasında, küresel emperyalizm var. Devam eden asimetrik savaşlar, ülkemizin milli güvenliğini de yakından ilgilendiriyor. Bölgemiz ateş çemberi. Suriye ve Irak’tan dolayı ülkemiz açık hedef halinde. Milli güvenliğimiz, tehdit altındadır.
911 km’lik Suriye sınırı, 384 km’lik Irak sınırı, 560 km’lik İran sınırı, yol geçen hanına dönmüştür. Türkiye, Irak-Suriye hattına dikkat etmelidir. PKK meselesi, Türkiye-Irak hattında sürerken bir de şimdi PKK’nın Suriye kolu olan PYD/YPG yüzünden PKK meselesi, Türkiye-Suriye sınırına da taşındı. Amaç, bölgede Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi. Sığınmacılar ve devam eden göçler, Türkiye’nin ve Türklerin milli güvenlik meselesidir.
Türkiye, uzun bir zamandan bu yana, birçok devletin istihbarat elemanlarının rahatça cirit atabildiği bir istihbarat çöplüğüne dönüşmüştür. Sınırlarımız yolgeçen hanı. Terörizm otobanına dönmüş durumda.
KÜRESEL EMPERYALİST PROJE “BOP” İLE ORTA DOĞU’DA SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLMEK İSTENİYOR
1989 Berlin duvarı yıkıldı , Doğu bloku çöktü. Varşova Paktı dağıldı. 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından ABD’nin uygulamaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin-BOP, varlığından bölge ülkeleri ancak yıllar sonra haberdar olmuşlardır. Fas’tan Pakistan’a (hatta Endonezya ve Malezya’ya), Somali’den Kazakistan’a, Yemen’den Bosna’ya, Azerbaycan’a uzanan bu geniş coğrafyada, ABD’nin 1991’den beri yürüttüğü askeri operasyonlar ve dayattığı siyasi, sosyal ve ekonomik çözümler hep bu projenin birer parçaları durumundadır. Amerika ve İngiltere’nin bugün Ortadoğu’da uyguladıkları ve planladıkları projelere baktığımızda Soğuk Savaş döneminde bölgede uyguladıkları politikalarla benzerlik taşıdığı görülmektedir.
“Yeşil Kuşak” projesi, BOP, BİP ile devam ediyor. Afganistan’daki savaşın lojistik ve insan kaynağı açısından beslendiği yer, Pakistan’dı. Türkiye de Suriye’deki iç savaşın lojistik beslendiği yer oldu. İzlenen yanlış politikalar sonucunda Suriye’siyle, Irak’ıyla Orta Doğu, Türkiye’ye girmiştir.
Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) istikametinde Afganistan, Irak, Libya, Suriye, kan gölüne döndü. Amerika İsrail, AB bölgede iç savaş, kaos ve karışıklık istiyor. BOP ve BİP projeleri doğrultusunda mezhep savaşı kışkırtılıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi; Amerika’nın Orta Doğu’yu yeniden şekillendirme projesi olarak da bilinir. Büyük Orta Doğu Projesi’nin amaçları kaba hatlarıyla şöyledir:
-Terör rejimi İsrail’in varlığını korumak,
-ABD ulusal çıkarlarının Orta Doğu’da korunması,
-Siyonist İsrail’in güvenliği için Irak ve Suriye Kürtlerini kapsayan İkinci İsrail’in kurulması.
Amerika, BOP projesini İşbirlikçi Kürtler üzerine kurmuştu. CIA’nın paralel kuruluşlarından Atlantik Konseyi’nin “açılım” ve “Kürt raporları” BOP teorisyenleri ve CIA’nın Orta Doğu masasında görevli istasyon şefleri tarafından hazırlanıyordu.
BOP projesi doğrultusunda ABD ve ortakları, sınırlarımızın dibinde terör koridoru oluşturmaya çalışıyorlar. Aradan geçen 103 yıl sonra BOP projesi doğrultusunda Orta Doğu’da haritalar, sınırlar, yeniden çiziliyor. Orta Doğu, şimdi de Amerika Birleşik Devletleri’nin petrol çıkarları için kanamaya devam ediyor.
İngiliz casuslar Bell’in, Lawrencelerin, yerini Amerikalı CIA mensupları, istasyon şefleri, Perleler, Henzeler , Galbraitlar, Rubinler, Barkeyler, Grucklar, Phillipsler almıştır. Modern Kürt Lawrenceleri, Barzani ailesinin dostları Peter Galbraith, David Phillips, Henri Barkey, Brett Mcgurk, Joel Rayburn, David Brownstein, vb. Irak’ın kuzeyinde yürüttükleri kirli ve karanlık faaliyetlerle Barzanilerin Orta Doğu’daki en büyük müttefikleridir.
İsrail’e ve İsrail’in temsil ettiği çizgiye bağlı olan “Neoconlar” olarak bilinen çevre, Orta Doğu’da her zaman Barzani’ye, Talabani’ye, açık destek vermişlerdir. Washington yönetimi ve Neoconlar, PKK ve onun Suriye kolu olan PYD’ye de desteklerini devam ettirmektedir.
STRATEJİK MAŞA TERÖR ÖRGÜTÜ PKK, HENDEK VE BARİKATLARLA İSYAN ÇIKARTMAK İSTEDİ
2014 yılının 6-9 Ekim günlerinde yaşanan Kobani provokasyonlarını, yaşanan olayları terör örgütü, fırsata çevirdi. ABD Özel Kuvvetleri tarafından eğitilen ve Suriye iç savaşında yer alan PKK’lılar, rahatça topraklarımıza girip her türlü eylemleri yapıyorlar. Terör örgütü PKK, Irak’ta kısmen ve Suriye’de hemen tamamen mobil, mobil araçlarının büyük yüzdesi ağır silahlıdır.
Topraklarımıza sokulan EYP’ler, Kobani’de hazırlanmıştır. PKK/PYD’nin kullandığı EYP’ler, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve koalisyon güçlerinin koruması altındaki PYD bölgelerinde üretilmiştir. 2014 sonlarından itibaren PKK/PYD, 2500 civarında militanını Kürt-Türk çatışması çıkarıp ülkemizi iç savaşa sürüklemek için sınırlarımızdan içeriye sokmuş ve Hendek terörünü çıkartmıştır.
7 Haziran 2015 seçimlerinden 1 ay sonra bölücü HDP’nin özerklik ilanlarıyla destek verdiği terörde, birçok ilçe merkezinde hendekler kazıldı, barikatlar örüldü. PKK, hendek stratejisini açılım sürecinde planladı. 2012 yılından itibaren belli şehir ve ilçelerde kazılacak hendekler planlandı. Yerleri ta o zaman tespit edildi. Yapılan çizimler ve krokiler, Kandil ve Kobani’deki şefler tarafından onaylandıktan sonra uygulanmak üzere sahneye konuldu.
22 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde PKK terör örgütü tarafından iki polisimiz, evlerinde enselerinden vurularak şehit edilmiş, ardından öz yönetim ilanı, hendekler, barikatlar karşımıza çıkmıştı.
Suriye’nin kuzeyinde ABD/NATO desteğiyle ilan ettikleri kantoncukları, ülkemizde de kurmaya heveslendiler. Terör örgütü PKK, Abdullah Öcalan tarafından çizilen “öz yönetim” modelini fiili olarak uygulamaya çalışıyordu. ABD, İsrail ve Batı taşeronu terör örgütü, 4 il ve 8 ilçede tek taraflı ‘öz yönetim (özerklik) ilan ettim’ diyor.
12 Ağustos 2015 tarihinde terör yapılanması KCK, yandaşlarına ‘Öz yönetim ilan edin’ talimatı vermiştir. Kızıl Stalinist terör örgütü KCK, kent ayaklanmaları gerçekleştirip Türkiye içinde Kobaniler oluşturmayı planlamaktaydı. HDP/PKK, özerklik ilan etme, kanton kurma peşindeydi.
Terör örgütü PKK/KCK, tonlarca bomba patlattı, NATO silahlarıyla, ağır silahlarla, (BKC-Biksi) roketatarlarla, doçkalarla güvenlik güçlerine saldırdılar. Suriye’de PYD’ye verilen silahlar, Türkiye’de sivil halka ya da polise, askere karşı kullanılmıştır. ABD’lilerin Kobani’de eğittiği teröristler, Suriye’de PYD, Türkiye’de ise PKK, YDG-H olarak terör estirmişlerdir.
ABD Özel Kuvvetleri, tarafından eğitilen ve Suriye iç savaşında yer alan PKK’lılar, rahatça topraklarımıza girip her türlü eylemleri yapıyorlar.
Güvenlik güçlerimiz ile terör örgütü PKK militanları arasındaki çatışmalar, 2015/2016 kış aylarında iyice tırmanmıştı.
PKK’nın dağ kadroları, şehirlere ve ilçelere inerek, eylemlere yön vermişlerdir. Kobani’de eğitim gören YDG-H militanları, hendek savaşlarını başlattılar. Şehir içi savaşlarını Amerikalılardan ve Almanlardan öğrendiler. PKK bölgede yandaşlarına binlerce silah dağıttı. PKK’lı hendekçiler, Kobani’den geldiler.ve Kandil’den gelmişlerdir.
PKK’lılar, ‘keskin nişancı’ olarak kullanılmıştır
Suikast silahı kanas ve Rus yapımı, uzun namlulu, suikast silahlarını çok rahat kullanan örgüt mensupları, çatışmaları şehir merkezlerine de taşımıştır. Kazılan hendekler ve kurulan barikatlar nedeniyle bölge kan gölüne dönmüştür.
20 Temmuz 2015’te başlayan terör eylemlerinde 779 asker, 296 polis 106 korucu, güvenlik görevlisi şehit edildi. Terör saldırılarında 4 binin üzerinde güvenlik görevlisi ve 2 binden fazla vatandaş yaralandı. El yapımı patlayıcı (EYP) saldırıları sonucu 515 vatan evladı, şehit düşmüştür. Kentsel yerleşim alanlarındaki PKK’lı keskin nişancıların ateş açması sonucu 46, roket güdümlü el bombası veya roketatar sonucu 88 vatan evladı şehit düşmüştür.
1984 den günümüze 10 bin asker ve polisimiz 3 bin korucumuz 6500 sivil insanımız PKK tarafından şehit edildi.
TERÖRLE MÜZAKERE OLMAZ TERÖRLE MÜCADELE OLUR!
Temelleri, Nisan 1973 yılında Tuzluçayır’da atılan, 27 Kasım 1978’de kurulan cinayet şebekesi PKK, 12 Mayıs 2025 günü kendini feshettiğini duyurdu. Yeni ihanet sürecinin tüm ortaklarının, dört gözle bekledikleri bölücü açıklama 12 Mayıs günü geldi.
PKK'dan yapılan açıklamada, 12. Kongre'nin 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlendiği ve kongrede silahlı mücadelenin sona erdiği kararı alındığı belirtildi.
47 yıldır, toplumsal barışa ve kardeşliğe kurşun sıkan PKK yeni stratejisiyle siyasi parti olarak legalleşmek istiyor. Stratejik maşa PKK amaç ve iddialarından vazgeçmemiştir. Terör örgütü yapısını dağıtmadığı gibi yeniden yapılanıyor. Küresel bir plan dahilinde Türkiye Cumhuriyeti’nin “Ulus-devlet” yapısı sorgulanıyor ve feshedilmesi isteniyor.
Türkiye’deki hedefleri DEM’ ide içine alan yeni parti ile teröristbaşı liderliğinde TBMM’ de olmak.
PKK’lı faşistlerin bölücü talepleri şunlardır:
-Abdullah Öcalan Baş müzakereci olarak muhatap kabul edilmeli ve serbest bırakılmalı.
- PKK lideri Öcalan serbest bırakılmalı ve TBMM de konuşmalı,
-Anayasa değişmeli, kürt ulusu maddesi anayasaya konmalıdır
-Türkiye Cumhuriyetin tapusu ve kimlik belgesi Lozan Antlaşması’nın kazanımları yok sayılmalıdır.
- Ana dilde eğitim verilmeli. Kürtçe ana dil olarak kabul edilmeli.
-PKK yasal parti olarak özgürce faaliyet göstermelidir.
- Dağdan inişleri serbest bırakılmalı gözaltı ve tutuklamalar olmamalı.
- PKK’lılar için genel af çıkarılmalı. Cezaevlerindeki 20 bin PKK’ lı serbest bırakılmalı.
- Irak’ın kuzeyine ve Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri operasyonlar durmalıdır.
-Türk Devleti Mazlum Abdi ile görüşmeli ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt yönetimini tanımalıdır.
Cumhur ittifakı teröristbaşı için “PKK kurucu Önderi” diyor. PKK uzantısı Amerikan uşağı DEM’e teşekkür ediyor
Cinayet şebekesi terör örgütüne sahip çıkan “Baş Müzakereci Öcalan’dır, Öcalan Önderliktir. Süreç onunla yürütülmeli. Baş müzakereci olarak muhatap kabul edilmeli” diyen siyasileri, hainleri aziz milletimiz affetmeyecektir.
LOZAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TAPU SENEDİDİR
PKK terör örgütü açık açık Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin iki kuruluş ,temel kuruluş belgesini iki temel ayağını hedef alıyor.
1. Lozan anlaşması.
2.1924 anayasası.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu Lozan’a Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve kazanımlarına savaş ilan ettiler.
Terör Örgütü Lozan Antlaşmasını hedef almıştır.
Lozan tartışılamaz! Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin Tapu Senedidir. Emperyalist işgalci güçlere karşı verilen bir savaş sonucu elde edilmiştir.
24 Temmuz 1923`te imzalanan Lozan Antlaşması, Atatürk`ün önderliğinde yok edildiği sanılan bir ulusun yeniden ayağa kalkması,
PKK kendisini feshetmiyor, Lozan’dan girip Ankara’dan çıkıyor, Türkiye’yi feshediyor!
Lozan yok sayılarak terör örgütü meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Terörün son bulması, herkesin istediği bir gelişmedir. Ancak Türkiye’nin tapusu olan Lozan Antlaşması’nın tartışmaya açılması kabul edilemez.
ABD UŞAĞI DEM KAHRAMAN KORUCULARIMIZI HEDEF ALMIŞTIR!
1985 yılında, terörle mücadele amacıyla kurulan Güvenlik Koruculuğu sistemi kapsamında, Türkiye genelinde yaklaşık 60 bin aktif görevli, 30 bin emekli ve 17 bin gönüllü korucu bulunuyor. Sistemin kurulduğu tarihten bu yana 2 bin 500 korucu şehit olurken, 3 bin korucu da gazi ünvanı aldı. Yüzlerce Korucu ailesine mensup sivil insanlar terör örgütü tarafından katledildi.
1977-2025 arası, 48 yıl boyunca stratejik maşa PKK terör örgütü tarafından 12 binden fazla vatan evladı hain pusularda ,tuzaklarda saldırılarda şehit düşmüştür.
PKK terör örgütü 1978 – 2019 arası 500 köy basmıştır. 500 köyde toplu katliam yapmıştır. Kundaktaki bebekler (276) dâhil öldürdüğü çocuk sayısı 1232’ dir. Binlerce sivil, masum insanı katletmiştir.
Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Dağlıca’da, Aktütün’de Bayraktepe’de, Ağrı’da, Hakkari’de, Mardin’de, Şırnak’ta ,Beytüşşebap’da, Cizre de, Nusaybin de, Bağlar’da, Sur’da, dağlarda, kırsalda, metropellerde şehit düşen yüzlerce vatan evladımız için günlerce haberler yapılmadı.
48 yıldır çoluk, çocuk kadın erkek, genç, yaşlı demeden binlerce masumu öldürdüler. Bingöl, Başbağlar ,Mısır Çarşısı, Anafartalar, Güngören ,Yavi, Vezneciler, Çankaya, Güvenpark, Elazığ, Şemdinli, Van, Adana, Beşiktaş, Kayseri, Kulp, Mersin Polisevi İçişleri Bakanlığı – Emniyet Genel Müdürlüğü, Havacılık ve Uzay Sanayi Tusaş eylemi vb. onlarca katliam. Bu kanlı katliamların, kanlı eylemlerin hepsini PKK terör örgütü yaptı.
1984’ten günümüze 500 köy basan katliamlar yapan, 400 civarında karakolumuzu basan, dağda, kırsalda, metropolde binlerce askerimizi, polisimizi şehit eden, 1500 civarındaki bebeği katleden, binlerce sivil, masum insanı katleden, cinayet şebekesinin propaganda memuruna özel muamele gösterenleri Türk milleti affetmeyecektir.