HABER MERKEZİ- Alzheimer-Demans-Parkinson Hasta ve Yakınları Derneği Genel Başkanı, Alzheimer Başucu Kitabı'nın yazarı Hakan Berktaş, Dünya Alzheimer Günü’nde verdiği mesajda, “Nüfusumuz hızla yaşlanırken, Alzheimer hastalık riskimiz artıyor. Bu hastalıkla ilgili olarak hükümetimizin ve Sağlık Bakanlığımızın çok ciddi çalışmalar yapması gerekiyor. Bu noktada bizim Meclise sunduğumuz ve kabul edilen Bakım Sigortası teklifi çok önemliydi” dedi. Alzheimer-Demans-Parkinson Hasta ve Yakınları Derneği Genel Başkanı Hakan Berktaş, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan rapora göre Alzhemer’a yakalanacak hasta sayısının 2030’da 78 milyona, 2050 yılında ise 139 milyona ulaşması beklendiği açıklandığını hatırlatarak, “Bu rakam çok ürkütücüdür. Bu noktada bizim de Sağlık Bakanlığı olarak alabileceğimiz önlemleri en kısa zamanda hayata geçirmemiz gerekiyor” dedi. Berktaş, nörolojik bir hastalık olarak bilinen ve dünya dünya çapında 55 milyondan fazla insanda yılda 1,3 trilyon dolara mal olan Alzheimer-demans (bunama) hastalığıyla ilgili yayımlanan raporun çok ürkütücü olduğunu vurguladı. Berktaş, “Ülkemizde de yaklaşık 600 bin Alzheimer-demans hastası olduğu bilinmektedir. Uzmanlar, Alzheimerin ilerleyen safhalarında beyne ciddi hasar verdiğini ve inme gibi sonuçları olabileceğini kaydetmektedirler. Bu ciddi riskleri erkenden kontrol altına alabilme noktasında önlemler alınması şarttır” diye konuştu.
"Dünya nüfusu gibi bizim nüfusumuzun da yaşlanıyor, Alzheimer riskinin de beraberinde artıyor"
Dünya ve Türkiye nüfusunun gün geçtikçe yaşlandığını kaydeden Hakan Berktaş, “Maalesef dünyada dört ülkeden sadece biri bunamayla ilgili sağlık tedbirleri almaktadır. Bu noktada DSÖ’nün ürkütücü raporunu dikkate alarak bu konuda hükümetimizin bu çok ciddi halk sağlığı konusunda adım atması gerektiği çok açıktır. Biz dernek olarak sağlık sigortası yanında bakım sigortası kanun teklifimizi meclise sunduk. Bu bağlamda bakım sigortası kanununun çıkarılmasına vesile olduk. Hükümet yetkililerimizin ve Sağlık Bakanlığımızın bu ciddi hastalık konusunda hem teşhis, hem tedavi hem de evde-kurumlarda bakım konusunda kapsamlı bir çalışmaya öncülük yaptığımıza inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
"Hastalık riski kadınlarda daha fazla"
Berktaş, hastalığın görülme sıklığının 65 yaş üzerinde arttığını ve kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğunu belirterek, “Alzheimer hastalığı, bilişsel işlevlerin bozulmasına, davranışsal problemlere yol açan genellikle ileri yaşlarda görülen kronik dejeneratif bir nörolojik hastalıktır. Hastalık, öncelikle unutkanlıkla kendini gösterir. İsim bulmada güçlük, yer bulmada ve zaman algısında değişiklikler, konuşma bozukluğu, görev veya iş yaparken zorlanma gibi yüksek bilişsel işlevlerde bozukluk gözlenir” açıklamasını yaptı.
"Ülkemizde yaklaşık 600 bin kadar Alzheimer Hastası olduğu tahmin ediliyor"
Alzheimer hastalığının görülme sıklığının dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de artış eğiliminde olduğunu belirten Hakan Berktaş, “Ülkemizde yaklaşık 600 bin kadar Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Kadınlarda erkeklere göre daha sık ve 65 yaş üzerinde görülme sıklığı artmaktadır. Genelde 85 yaş üzerinde her iki yaşlıdan birine Alzheimer hastalığı tanısı konuyor. Alzheimer hastalığında en önemli risk faktörünün yaştır. Diyabet, hipertansiyon, obezite gibi metabolik hastalıklar, kafa travması, eğitim seviyesi, depresyon, psikiyatrik hastalıklar, uyku apne sendromu, alkol, sigara kullanımı ve genetik faktörler sayılabilir. Hastaların yüzde 5‘inde genetik bozukluklar tespit edilmektedir. Bu olgular genellikle genç hastalarda görülür” değerlendirmesini yaptı.
"Teşhis klinik muayene ve tetkikler sonucu konuluyor"
Alzheimer hastalığının teşhisinin klinik muayene ve tetkikler sonucu konduğunu söyleyen Berktaş, “En önemlisi hasta ve hasta yakınlarının aktardığı öykü ve gözlemleridir. Ayrıca diğer hastalıkları ayırt etmek için beyin MR'ı, beyin PET'i, EEG, kan tetkikleri ve gerektiğinde beyin omurilik sıvı incelemesi yapılabilir. Alzheimer hastalığında erken teşhisin önemi çok büyüktür. Alzheimer hastalığının erken teşhisiyle hastalığını ilerlemesini yavaşlatmak ve/veya durdurmak için bazı yapılabilecek uygulamalar söz konusudur. Alzheimer hastalığının tedavisinde klasik anlamda semptomatik olarak kullanılan ilaç tedavileri mevcuttur. Bu ilaçlar, bilişsel problemlerin yanı sıra psikiyatrik, davranışsal sorunlar veya uyku bozukluklarının kontrolünde etkilidir. Bunlar dışında yaşam tarzı değişiklikleri, bilişsel aktiviteler, nörokognitif destekler, psikiyatrik destekler, egzersiz, uyku düzenlenmesi gibi ek önlemler alınması önemlidir” ifadelerini kullandı.
Hasta yakınlarının dikkat etmesi gerekenler
Alzheimer hastalarının bakımında hastalığının seyri ve şiddetine göre yaklaşımların değiştiğini belirten Berktaş, “Hastalık ilerledikçe hastalık yönetimde aile yakınlarına veya bakımı üstlenicilerine ek sorumluluklar düşmektedir. Hastanın stabil, sakin, bildiği eşyaların olduğu kendi yaşadığı ortamında yaşamına dikkat edilmelidir. Hastayla münakaşaya girmekten veya inatlaşmaya girilmeden kaçınılmalıdır. Ayrıca bakım yükünü üstlenen bireylerin de desteklenmesi ve yüklerinin paylaşılması önemlidir” değerlendirmesini yaptı.