TEMEL KARAMOLLAOGLU: "TALIMAT VEREREK EKONOMIYI DIZAYN ETMEK, DÜZE ÇIKARMAK MÜMKÜN DEGILDIR"

TEMEL KARAMOLLAOGLU:

Saadet Partisi Genel Baskani Temel Karamollaoglu, Tarim Kredi Kooperatifi marketlerinde bazi ürünlerde indirim yapilmasiyla ilgili “Talimat vererek ekonomiyi dizayn etmek, düze çikarmak mümkün degildir. Kooperatifler kar amaçli degildir, fiyatlari düsürün

Saadet Partisi Genel Baskani Temel Karamollaoglu, Tarim Kredi Kooperatifleri marketlerinde bazi ürünlerde indirim yapilmasiyla ilgili “Talimat vererek ekonomiyi dizayn etmek, düze çikarmak mümkün degildir. Kooperatifler kar amaçli degildir, fiyatlari düsürün diyen Cumhurbaskani bu zararlarin yine millet tarafindan karsilanacagini hiç düsünmüyor. Bir yerde bir kurum var, fiyatlari zararini da göze alarak düsürüyorsa birisinin bu karsilamasi icap eder. Neticede bu dönüyor garibanin sirtina yükleniyor. Siz bu kafayla her seyi ucuzlatirsiniz bir tek fiyatlari indiremezsiniz” dedi.

Saadet Partisi Genel Baskani Temel Karamollaoglu, bugün partisinin genel merkezinde gündeme iliskin açiklamalar yapti. Sözlerine 17 Agustos 1999 Marmara Depremi’nin yildönümü dolayisi ile depremde yasamini yitirenleri anarak baslayan Karamollaoglu, “Bugün geriye dönüp baktigimizda bu felaketlerden yeterince ders almadigimiz ortaya çikiyor. Maalesef ne depremlere ne sel felaketlerine ne yanginlara karsi hala hazirlikli olmadigimiz anlasiliyor” dedi. Karamollaoglu, konusmasina söyle devam etti:

“AFETLERE HAZIRLIK MESELESI SIYASI BIR POLEMIK KONUSU YAPILMADAN ELE ALINMALIDIR”

“Deprem, orman yanginlari, sel oluyor, olay sicakligini korurken çok büyük cümleler kuruluyor ve ardindan bunlarin hepsi unutuluyor, ta ki bir sonraki felakete kadar. Ama bundan sonra görüne o ki alarmin rengi hep kirmizi olacak. Buzullar eriyor, atmosfer eskiye göre isiniyor. Il, ilçe ve siyasi parti gözetmeden bu ifadeleri kullaniyorum. Afetlere hazirlik meselesi siyasi bir polemik konusu yapilmadan ele alinmalidir. 2 gün önce Ankara’da meydana gelen yarim saatlik firtina ve yagis sonrasinda AFAD binasinin bile dis cephe kaplamalarinin kagit gibi havada uçustuguna sahit olduk. Iktidar birtakim tedbirleri mutlaka almali. Sadece felaket aninda sesini yükseltmek problemlerimizi çözmeye yetmiyor. Ülkemiz bütün olarak büyük afetler karsisinda hep sinifta kalmistir. Bunlara bir yenisini daha eklememek için geçmis felaketlerden, hadiselerden ders çikarmak mecburiyetindeyiz. Artik bir saniye dahi vakit kaybetmeden gerekli tüm hazirliklarimizi tamamlamali, yeterli tüm tedbirleri eksiksiz almaliyiz.

“GITTIGIMIZ TÜM ILE VE ILÇELERDE GÖRÜYORUZ KI INSANIMIZ DA YENI BIR BASLANGIÇ ISTIYOR VE BU BASLANGICIN ÖNCÜLERINDEN BIRISI OLARAK DA SAADET PARTIMIZI GÖRÜYOR”

Seçimler yaklasiyor. Vaktinde yapilmis olsa bile seçimlere en fazla 10 ay gibi bir süre kaldi. 6’li masa toplantilarinin altincisini bu hafta sonu Saadet partimizin ev sahipliginde gerçeklestirecegiz. Geçen hafta bütün siyasi parti liderlerini 6’li masanin, tek tek ziyaret ettim. Cumartesi günü de Ankara’da teskilat toplantilarimizin ilkini yaptik. Bir bakima seçim startini verdik. Pazar be pazartesi günleri ise Bursa’mizdaydim. Hem teskilat mensuplarimizla verimli toplantilar gerçeklestirdik hem de sivil toplum kuruluslarini ve esnafimizi ziyaret etti, vatandaslarimizla bir araya gelerek kendilerinin talep ve beklentilerini bizzat kendilerinden dinledik. Biz Saadet Partisi olarak seçimlere ve iktidara hazir oldugumuzu bu çalismalarimizla ortaya koyuyoruz. Gittigimiz tüm ile ve ilçelerde görüyoruz ki insanimiz da yeni bir baslangiç istiyor ve bu baslangicin öncülerinden birisi olarak da Saadet Partimizi görüyor. Her seçim önemlidir ancak bu seçim tarihi bir seçimdir. 20 yillik AKP iktidarinin sonunun geldigine isaret eden bir seçim olacaktir. Vatandaslarimiz verecekleri her bir oyla Türkiye’mizin yolunu ve yönünü belirleyecek, gelecegimize karar verecek, nasil yönetilecegimize dair. Tek adamin istisaresiz olarak yönettigi bir Türkiye mi? Ortak aklin istisarelerle yönettigi bir Türkiye mi? Aslinda biz bu konuda karar verecegiz millet olarak.

“TALIMAT VEREREK EKONOMIYI DIZAYN ETMEK, DÜZE ÇIKARMAK MÜMKÜN DEGILDIR”

AKP iktidari hem içeride hem disarda arabayi duvara toslamistir. Bu iktidar ekonomiden demokrasiye, adaletten bürokrasiye ülkeyi bir felaketin içine sürüklemistir. Bugünden sonra Türkiye’ye verecegi hiçbir sey kalmamistir. Kendi ifadeleri ile metal yorgunlugu ile maluldür bu iktidar. Yorgundur ama daha vahim olani Türkiye’yi de yormaktadir. Büyük ve süslü cümlelerle verdikleri hiçbir vaadin karsiligi da yoktur, kalmamistir. En son Tarim Kredi marketlerindeki bazi ürünlerin fiyatini ucuzlatacaklarini açikladilar her yolu denemesine ragmen hayat pahaliligini bir türlü düzgünlemeyi basaramayan Erdogan, en sevdigi seyi yaparak krize çözüm bulmaya çalisiyor. Talimat vererek fiyatlari indirmeye kalkiyor. Talimat vererek ekonomiyi dizayn etmek, düze çikarmak mümkün degildir. Ülke genelinde biraz kabarik subeleri olan bazi kurumlarin subelerini artirarak bu problemin çözülmesi kesinlikle mümkün degildir. Kooperatifler kar amaçli degildir, fiyatlari düsürün diyen Cumhurbaskani bu zararlarin yine millet tarafindan karsilanacagini hiç düsünmüyor. Bir yerde bir kurum var, fiyatlari zararini da göze alarak düsürüyorsa birisinin bu karsilamasi icap eder. Neticede bu dönüyor garibanin sirtina yükleniyor. Siz bu kafayla her seyi ucuzlatirsiniz bir tek fiyatlari indiremezsiniz. Nitekim TBMM’yi pas ederek demokrasiyi ucuzlattiniz.  Haksiz ve hukuksuz kararnamelerle adaleti ucuzlattiniz. Bu milletin parasinin degerini ucuzlattiniz, düsürdünüz. Ama en önemlisi ahlaki ve manevi degerlerimizi siyasi istismar vesilesi yaparak degerlerimizi ucuzlattiniz. Ama marketteki fiyatlar bir türlü ucuzlamiyor çünkü zihniyet yanlis. Market fiyatlari talimatla degil stratejik karalarla indirilir. Kendi çiftçisi girdi maliyetleri yüzünden tarimi birakirken yurtdisinda tarim arazisi arayan Tarim Bakanimiz var.

“BU IKTIDAR, ÇIFTÇININ, ESNAFIN DEGIL PARADAN PARA KAZANA BIR AVUÇ AZINLIGIN IKTIDARIDIR”

2022 bütçesinden milyonlarca çiftçiye ayrilan destek sadece 29 milyar lira. Bu rakam büyük gibi gelebilir az degil, ama kendi çikardiklari kanunla çiftçiye bu sene vermeleri icap eden rakam 70 milyarin üzerinde olmaliydi. Mili gelirin yüzde 1’inden azi verilemez emrini tasiyor bu kanun, hala yürürlükte, 2006’den beri bir kere bile bu rakami yakalayamadilar. Alin size basarinin da basarisizligin da sebebi. Kur Korumali Mevduat kapsaminda, mudilere son 5 ayda ödedikleri miktar tam 60 milyar lira. Çiftçiye sadece 29 milyar lira. Nereden karsilaniyor bu rakam elbette hazineden. Paradan para kazananlari, üstelik de faize karsi bir tavir sergileyerek ihya eden bu iktidar ülkenin ekonomi problemleriniz çözemez aciz çözmekten. Bankacilik sektörü cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde son bir yildir oldugu kadar mutlu olmamistir. Hiçbir dönemde bu kadar kar saglamamistir. Faiz lobisi görevini tam olarak yerine getiriyor karar verenleri etkiliyor. Bankacilik sektörünün 6 aylik dönemdeki net kari 219 milyar lirayi buldu. Bu rakam bir önceki yilin tam 5,5 misli, yüzde 550 bankacilik sektörünün kari artmis. Bu iktidar, çiftçinin, esnafin degil paradan para kazana bir avuç azinligin iktidaridir.

“19 YILDIR IKTIDARDASINIZ YENI DEGIL, EGER BIR KOMPLO VARSA BUGÜNE KADAR ZATEN ORTAYA ÇIKARMANINIZ GEREKIRDI”

Ne istediniz de yapmaniza engel olundu, yapamadiniz? 20 yildir bu ülkeyi siz yönetmiyor musunuz? Hatta bir 5 yil daha bu ülkeyi yönetmeye talip olan siz degil misiniz? 20 yildiz istediginiz atamalari yapamadiniz mi, istediginiz yasalari degistirip istediginiz kararnameleri çikarmadiniz mi? Simdi hangi yüzle faturayi çiftçiye; acizliginizi, beceriksizliginizi vatandaslara yüklemeye çalisiyorsunuz. Hep bahane ariyorsunuz, operasyonlar var, dis güçler var diye milleti kandiramazsiniz. 19 yildir iktidardasiniz yeni degil, eger bir komplo varsa bugüne kadar zaten ortaya çikarmaniniz gerekirdi. Simdi sikayet etmeye hakkiniz yok.

“AKP’YI SU ANDA AYAKTA TUTAN MILLETIN BAZI KESIMLERINE VERDIGI BIRTAKIM IMKANLAR”

AKP’nin masa basinda her gün bir yenisini ürettigi algilara, söylemlere çanak tutanlara da seslenmek istiyorum. Bir internet yayininda basörtülü kadinlarin psikolog olamayacagina yönelik sözler bazi kisilerin Türkiye’nin yasadigi bazi olumlu gelismeleri kabullenmekte zorlandiklarini gösteriyor. Yillardir yapmaya çalistiginiz su baskilari birakin yahu, mantiksizliklari bir kenara koyun. AKP’yi su andan ayakta tutan milletin bazi kesimlerine verdigi birtakim imkanlar. Bunlarla ayakta tutuyor, yanlislarinin üstünü onunla örtüyor. Bu gafleti göstermeyin en azindan. Mantik sahibi insanlar yüzünden önümüzdeki seçim kaybedilirse kaybedilir. Basörtüsüz olmayi “nötr” kabul ederek, toplumun genis bir kesiminin kabul ettigi yasam ve giyim tarzini dislamak kabul edilebilir degildir. Türkiye, bu tartismalari geride birakali çok oldu. Biz, kapanmis sayfalari israrla açmak isteyenlere inat, Türkiye’nin yeni bir baslangiç yapmasi gerektigine inaniyoruz.

“ÖMRÜNÜ KENDISINE BIR SALTANAT KURMAYA ADAYAN BU ARKADASLAR ISTIYOR KI BU SALTANAT SÜRSÜN. BIZ DE DIYORUZ KI HAYIR”

Iktidarin kazanimlar üzerinden, iktidar degisikligiyle insanimizi korkutmaya çalismasi ise; tam anlamiyla ‘tavsana kaç, taziya tut’ siyasetidir. Iktidarini sürdürmek istemelerinin tek sebebi kendi sahsi kazanimlarini korumak içindir. Gördügümüz kadari ile AKP, sadece koltuklarini kaybetmemek için siyaset yapan bir kurum haline gelmistir. Bazilari makam arabalarini kaybetmemek için bu siyaseti sürdürme çabasindalar. Bazilari da üç-bes farkli yerden aldiklari maaslarini kaybetmemek için gayret göstermektedirler. Ömrünü kendisine bir saltanat kurmaya adayan bu arkadaslar istiyor ki bu saltanat sürsün. Biz de diyoruz ki hayir; artik insanimiz bütün bir millet olarak öz vataninda insanca yasamak istiyor. Biz iktidara geldigimizde, birilerinin saltanat sürdügü bu düzeni; herkesin insanca yasam sürdügü bir düzenle degistirecegiz. Milletimizin her bir ferdinin kazanimlarini koruyacak ve bunlari daha da ileriye tasiyacagiz, bu noktada kararliyiz.

“TARIH ÇOK ENTERESAN. INSANLAR ÖYLE LAFLAR EDIYOR KI, BIR GÜN GELIYOR BUNU YALAMAK MECBURIYETINDE KALIYORLAR”

Disisleri Bakani’nin kalici baris için muhalefetle rejimi anlastirmamiz lazim sözlerini Suriye politikasi adina olumlu bir gelisme olarak görüyoruz. Fakat keske yillardir dile getirdigimiz bu yaklasima iktidar daha erkenden karsilik vermis olsaydi. Bunca dram yasanmadan, bunca insan hayatini kaybetmeden, bunca aile parçalanmadan, bunca aile memleketlerini terk etmek zorunda kalmadan bu akli selimi kullanabilselerdi. Keske bad’el harâb'ül-Sam dedirtmeden önce bizlere kulak verselerdi. Bir süre önce katil Esad’la görüsme teklifinde bulunanlar akillarini baslarina alsin diyen iktidar ortagi Bahçeli bile, simdi bu çagriyi çözüm arayislarina güçlü bir nefes olarak nitelendiriyor. Tarih çok enteresan. Insanlar öyle laflar ediyor ki, bir gün geliyor bunu yalamak mecburiyetinde kaliyorlar.

“SON BIRKAÇ SENELIK GELISMEYI GETIRIP DE 10 YILLIK GELISMEYMIS GIBI TAKDIM ETMEYE KALKMAYIN”

Bildiginiz üzere, Suriye iç savasinin henüz baslarinda biz Saadet Partisi olarak Suriye'ye gitmistik. Esad'la da görüstük. Düsüncelerimizi, fikirlerimizi, Suriye'nin ne yapmasi gerektigiyle ilgili tavsiyelerimizi onlara ilettik. Onlardan da bir tepki almadik. Eger siz Suriye'yi demokratik bir ülke haline getirmek istiyorsaniz; mutlaka muhalefete imkan taniyacaksiniz, parti kuracaklar, yayin organlari olacak ve Meclis'te temsil edilecekler, hiçbirisine itiraz etmediler. Biz zaten Türkiye'yi kendimize örnek almistik dediler. Biz, bunlari kendilerine anlattigimizda da siz bilmezsiniz, bunlari biz iyi biliriz, dediler. Ama bu söyledikleri söz 500-600 bin insanin hayatini kaybetmesine, 15 milyon ailenin oturduklari yeri tek etmelerine ve bunlarin yarisinin Suriye'yi terk etmesine sebep oldu. O yarisinin da en az 4,5-5 milyonu ülkemize geldi. Bunlar yasanmazdi, eger mantik dogru isletilmis olsaydi. Ama simdi, en azindan bu ifadelerin kullanilmis olmasini, geri planda da Suriye ile siyasi bir irtibat tesis edilmis olmasini çok önemsiyorum. Biz bunu hep yapiyorduk diyorlar. Neymis? Istihbarat kurumlari, birbiriyle irtibat halindeymis. Hadi oradan! Son birkaç senelik gelismeyi getirip de 10 yillik gelismeymis gibi takdim etmeye kalkmayin. Türkiye, oraya fiilen müdahale edenlere destek verirken; kiminle irtibat kuruluyordu? Ha ama son zamanlarda basaramayacaklarini anladiklari için ilk önce elbette istihbarat örgütlerinin temas kurmalarina imkan tanidilar. Bir adim. Arkasindan da Disisleri Bakani, bizzat kendi seviyelerinde bir adim atilmasi gerektigini vurguladi. Bunlar, olumlu gelismeler ama çok geç. Ayrica, nereye evrilecegi henüz belli degil.

“ÜRETMEYELIM, ALALIM DAHA UCUZA OLUR, BU MANTIKLA SIZ NASIL YÖNETECEKSINIZ?”

Simdi biz kagidi disaridan getiriyoruz, havsalam almiyor. Kendi fabrikani yikacaksin. Disaridan kagit ithal edeceksin, hangi mantik bu ya. Gübre, 1950’lerde ilk gübre fabrikalarindan birisi Türkiye’de kuruldu. Orta Anadolu’daki gübre fabrikasi kör topal gitmeye çalisiyor ama biz gübreyi disaridan getiriyoruz. Bu kadar kafasizlik olmaz. Seker fabrikalari ayni akibete ugruyor simdi. Bu mantikla siz memleketi nasil yöneteceksiniz. Üretmeyelim, alalim daha ucuza olur, bu mantikla siz nasil yöneteceksiniz? Tarim ve Kredi Kooperatifleri, çiftçiyi koruyan birlikler ama bakin 2021 yilinda 250 milyon lira zarar etti. 2022 yili zarar tahmini tam 1 milyar lira. 8 bin ortakli bir kooperatif, çiftçinin. Para sahiplerini destekleyeceksiniz onlara bütçeden milyarlari vereceksiniz ama bizi doyuran bir kooperatife bu kadar zararin çikarilmasina da seyirci kalacaksiniz. Bu is böyle gitmez.”

Karamollaoglu, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in kur garantili milli para sözleriyle ilgili soru üzerine su yaniti verdi:

“BU TÜRK LIRASININ DEGERINI ARTIRMIYOR, DOLARA OLAN ILGIYI ARTIRIYOR”

“Bizim paramiz zaten milli. Biz dolar kullanmiyoruz. Ama bu iktidar Türkiye’yi öyle bir hale geldi ki artik milli parayi elinde tutmaya kalkarsan yakiyor. Millet elinde dolar tutmak istiyor. Erdogan, dolar tutmak isteyenlere, paranizi dolara endeksli kur garantisi ile bankaya yatirin, eger dolar kiymetlenmisse farkini ben ödeyecegim. Akla bak ya sen gene dolari destekliyorsun. Hangi Türk lirasini destekledigini söyleyebilirsin bu mantikla. Bu Türk lirasinin degerini artirmiyor, dolara olan ilgiyi artiriyor.”

Karamollaoglu, artan kira ve yurt ücretleri ile ilgili soruya da sunlari söyledi:

“YANLIS POLITIKALARLA DOGRULUK BULUNMAZ”

“Yeni bir dönem basliyor. Geçmiste bunlar bir sorun haline, gündeme gelmezken bunu öyle bir politik hale getirdiler ki sanki Türkiye’nin problemi üniversitelerin civarinda kurulacak yurtlarla çözülür. Çözemezsiniz, çözemiyorlar iste. Yanlis politikalarla dogruluk bulunmaz.  Eskiden böyle bir problemi konusmuyorduk biz, eski dedigim 3-5 sene öncesine kadar. Ögrenciler üniversiteye girdigi zaman birakin diger kurumlar da yurt açsin, buralarda yanlis ideolojiler asilanmasin dogru buna da imtina gösterilsin. Ama ögrenciye kendi geçimini saglayacak kadar yeterli bir burs verilsin. Devlet yurt yaparak bu problemi çözemez.”