“SİYASİ İKTİDAR BUGÜN NE YAPMAK İSTİYORSA TÜRKİYE’DE ONUN BİR KOLCU KUVVETİDİR RTÜK”

“SİYASİ İKTİDAR BUGÜN NE YAPMAK İSTİYORSA TÜRKİYE’DE ONUN BİR KOLCU KUVVETİDİR RTÜK”

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, “Siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de, onun bir kolcu kuvvetidir şu anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasıl bir gömlek biçti

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ilhan Tasci, “Siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de, onun bir kolcu kuvvetidir su anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasil bir gömlek biçti ve giydirmeye çalisiyorsa RTÜK de bu gömlegi izleyicilere giydirmeye çalisiyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek” dedi.

Sosyal Demokrat Avukatlar Dernegi, Ankara Barosu Egitim Merkezi’nde “Ifade Özgürlügü Bakimindan RTÜK Kararlari ve RTÜK’ün 2021 Karnesi” baslikli bir panel düzenledi. RTÜK’ün CHP kontenjanindan seçilen üyesi Ilhan Tasci ve Ankara Üniversitesi Iletisim Fakültesi ögretim üyesi Gökhan Bulut, panele konusmaci olarak katildi.

Tasci, üst kurulun üye seçim sisteminin degismesi gerektigini belirterek; “9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdigi kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallasti mi sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi. Bugün baktiginizda RTÜK’ün üye seçim yapisinin ivedilikle degismesi gerekir” diye konustu. Tasci özetle sunlari söyledi:

“RTÜK, bin 780 radyo ve televizyonu denetliyor gözüküyor ama kagit üstünde. RTÜK bir ceza karari aliyor hemen arkasindan sosyal medyada ‘RTÜK kapatilsin’ deniyor. Isini beceremeyen, liyakatsiz her kurumu kapatacak olursaniz Türkiye’de isletecek kurum bulmazsaniz. Bazilari RTÜK bir 12 Eylül fasizmi ürünü gibi düsünüyorlar oysa RTÜK, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Avrupa Birligi’ne uyum serüvenin bir parçasidir. Gelismis bir demokrasinin parçasidir. Teknolojinin bu kadar gelistigi bir çagda düzenleyici bir kamu otoritesinin olmadigi bir an, sizin internet yayinciligindan baslayip sosyal medyaya kadar bütün alanlariniz grilesmeye baslayacaktir. Sorunun otoritenin varligi degil, isletilme biçimiyle ilgili bir sikinti var. En basta da su geliyor; RTÜK tam anlamiyla bir sansür kurulu. Anayasaya göre suç ama pratige baktiginizda bu algiyi destekleyen de RTÜK’ün bizatihi kendisi, aldigi kararlar bunu gösteriyor. Öyle kararlara imza atiyor ki bir sansür kurulu olsaydi ancak bu kadar karar verirdi.

“RTÜK’ÜN ÜYE SEÇIM YAPISININ IVEDILIKLE DEGISMESI GEREKIR”

Kanun diyor ki; RTÜK düzenleyici bir otoritedir ama ben 4,5 yili bitirmek üzereyim görevde daha hiçbir düzenleyici karara imza atamadim ama denetleyici karara simdi gelirken imza attim. Sürekli denetleyen sürekli ceza kesen bir kurulla karsi karsiyayiz ve bunun altinda yatan temel sorun; üye seçim sistemi yanlis. Ben de CHP kontenjanin bu göreve aday gösterilmis, seçilmis bir üst kurul üyesiyim, benim için bir onurdur ama 9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdigi kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallasti mi sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi.

Bugün baktiginizda RTÜK’ün üye seçim yapisinin ivedilikle degismesi gerekir. Bu üyeleri parlamentodaki siyasi partiler yerine bana göre meslek örgütleri kendi içinden seçerek kurulda görevlendirmesi gerekir. Bu kadar siyasallasmis üyelerle var olan bir kuruldan siyasi iklimden bagimsiz karar beklemek birazcik hayalperestlik.

“SADECE AMA SADECE ÜST KURULUN GÜNDEMINI BELIRLEME YETKISI RTÜK BASKANINA TANINMIS”

RTÜK Baskani Sayin Ebubekir Sahin gece yarisi tweet atiyor; su yayinla ilgili inceleme baslattik diyor, dairenin haberi yok, inceleme yapacak daire orada yok, uzmanin zaten bilgisi yok. Bir sabah uyaniyoruz inceleme baslatildigini ögreniyoruz. Sadece ama sadece üst kurulun gündemini belirleme yetkisi RTÜK Baskanina taninmis, istedigi konuyu görüstürüyor istemedigi konuyu hiçbir güç ve kuvvet toplanti salonuna getiremiyor. Milli ve manevi degerlere aykirilik çok sübjektif bir ifade, ucu çok açik istediginiz yere çekebilirsiniz, genel ahlaka aykirilik daha da ucu açik bir kavram. Ahlak toplumlar arasinda, toplum içerisinde kitleler içinde degisebilir. RTÜK, Amerikan dizisine Türk aile yapisina aykiriliktan ceza verdi.

“SIYASI IKTIDAR BUGÜN NE YAPMAK ISTIYORSA TÜRKIYE’DE ONUN BIR KOLCU KUVVETIDIR SU ANDA RTÜK”

Bütün bunlarin söyle bir gerekçesi var; siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de onun bir kolcu kuvvetidir su anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasil bir gömlek biçti ve giydirmeye çalisiyorsa RTÜK de bu gömlegi izleyicilere giydirmeye çalisiyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek. Bazi kararlarda gerçekten içim ciz ediyor, böylesine birilerinin keyfine göre sadece bu yayin türü izlenecek diye bir anlayisla karsi karsiyayiz.

“ÖYLE TRIBÜNLERE OYNAYARAK, SLOGANVARI BASLIKLAR ATARAK, BELLI BASLI KARAKTERLERI KULLANARAK SIZ ELESTIREL YAYINCILIK YAPAMAZSINIZ”

Insan gerçegi ister, hakikati vermediginiz sürece hiçbir izlenirliginiz olmaz onun içindir ki yüzde medyanin yüzde 95’inin yönetmelerine, tek isaretle 25 gazeteye ayni basligi attirabilen güç yüzde 5’iyle ugrasiyor. O yüzde 5, yüzde 95’den daha etkili, o yüzde 5’in özgül agirligi daha fazla, inandiriciligi toplum nezdinde daha yüksek. Sunu da söyleyeyim o yüzde 5’in de yaptigi yayincilik biçimi de tartismali, öyle aman aman bir uluslararasi anladigimiz anlamda evrensel ilkeler ve ölçütler baglaminda bir yayincilik yaptiklari da söylenemez. Öyle tribünlere oynayarak, sloganvari basliklar atarak, belli basli karakterleri kullanarak siz elestirile yayincilik yapamazsiniz.

“TÜRKIYE’DE YURTTASLIK KRIZDEDIR, IFADE ÖZGÜRLÜGÜ KRIZ OLARAK YASANMAKTADIR”

Panelde konusan Ankara Üniversitesi Iletisim Fakültesi ögretim üyesi Gökhan Bulut ise özetle sunlari söyledi:

“Bugün AKP’nin özgün özelligi sudur medya sermayesi dogrudan kendine aittir. Hem RTÜK içerisinde mücadele veriliyor hem de RTÜK hakkinda mücadele veriliyor. RTÜK bizler açisindan bir mücadele alanidir.  Türkiye’de yurttaslik krizdedir, ifade özgürlügü kriz olarak yasanmaktadir ve tersi ifade özgürlügünün krizi bir yayincilik krizi degildir. Türkiye’de ve dünyada burjuvazi bir sinif olarak ilerici karakterini yitirmistir dolayisiyla burjuvazinin ilerici oldugu dönemlerde, sosyal refah devletinde ortaya çikmis kurumlarin burjuvazinin ilerici karakterini yitirdiginde devlet burjuva fraksiyonun hakimi haline geldiginde onun aparati haline gelmis olmasi kaçinilmazdir. Yapilmasi gereken sey kazanilmis haklarin savunulmasi, korunmasi ve ilerletilmesi aslinda bu tarihsel süreci içererek asarak güçlenmeli. Içermeden asmaya çalismak ütopyaci olur.”