Uluslararası Af Örgütü: 2021’in En Büyük Kayıplarından Biri İstanbul Sözleşmesi

Uluslararası Af Örgütü: 2021’in En Büyük Kayıplarından Biri İstanbul Sözleşmesi

Uluslararası Af Örgütü'nün geçen yıl 154 ülkedeki insan hakları alanında kaydedilen gelişmeleri değerlendirdiği raporu açıklandı. Raporda geçen yılın insan hakları bakımından en büyük kayıplardan birinin Türkiye'nin İstanbul Sö

Uluslararasi Af Örgütü'nün 154 ülkeyi kapsayan 2021/2022 Yillik Raporu online olarak düzenlenen bir basin toplantisiyla açiklandi. Raporda, Türkiye ile ilgili, 'Asiri Devlet Müdahalesi', 'Muhalefete Yönelik Baskilar', 'Ifade Özgürlügü', 'Insan Haklari Savunuculari', 'Kadinlarin ve Kiz Çocuklarin Haklari', 'LGBTI+ Haklari', 'Toplanma Özgürlügü', 'Örgütlenme Özgürlügü', 'Iskence ve Diger Türde Kötü Muamele', 'Zorla Kaybetmeler' ve 'Mülteci ve Göçmenlerin Haklari' basliklari altinda degerlendirmeler yapildi. 

GRI LISTE HATIRLATMASI 

Uluslararasi Af Örgütü Türkiye Direktörü Ece Ünver, rapor hakkinda yaptigi açiklamada, 2020 yili sonunda çikan Kitle Imha Silahlarinin Yayilmasinin Finansmaninin Önlenmesine Iliskin Kanun'un sivil toplum örgütlerinin çalismalarini olumsuz etkiledigini belirtti. Bu nedenle geçen ekim ayinda Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye’yi daha yakindan izlemek için 'Gri liste'ye aldigini hatirlatti. Ünver, “Sivil toplum kuruluslari olarak bizler böyle bir atmosferde basladigimiz yili geride birakirken Türkiye’den pek çok hak ihlali de bu yil da raporlarimiza yansidi” dedi. 

“YILIN EN BÜYÜK KAYBI ISTANBUL SÖZLESMESI” 

Ece Ünver, Uluslararasi Af Örgütü Yillik Raporu'nda da yer aldigi gibi 2021 yilinin en büyük kayiplarindan birinin Istanbul Sözlesmesi oldugunu söyledi. Ünver, 'Kadinlara Yönelik Siddet ve Ev Içi Siddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Iliskin Avrupa Konseyi Sözlesmesi’nden çekilerek Türkiye, kadinlari ve kiz çocuklari ayrim gözetmeksizin tüm siddet biçimlerine karsi koruyan hayati önemdeki bir sözlesmeden yoksun birakildi' dedi.

Ünver, muhalefete, örgütlenme özgürlügüne ve ifade özgürlügüne dönük açilan ve yillara yayilan davalarin da ya sonuçlanmadigini ya da insan haklari savunucularinin haksiz bir biçimde cezalara çarptirildigini dile getirdi. Bu tespitlerin de raporda yer aldigini vurguladi.

Uluslararasi Af Örgütü Yillik Raporu'nda Türkiye ile ilgili özetle su degerlendirmeler yapildi:

“ADALET BAKANLIGI’NIN HAZIRLADIGI INSAN HAKLARI EYLEM PLANI YETERSIZ KALDI: Adalet Bakanligi’nin hazirladigi yeni Insan Haklari Eylem Plani ve iki Yargi Reformu Paketi, yargi sistemindeki derin kusurlari gidermekte yetersiz kaldi. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, insan haklari savunuculari ve diger kisiler temelsiz sorusturmalar, yargilamalar ve mahkûmiyet kararlariyla karsi karsiya kalmaya devam etti. Türkiye 5 milyon 200 bin göçmen ve mülteciye barinma sagladi ancak binlerce siginmacinin ülkeye girisi engellendi. Mülteci karsiti söylemin yükselisiyle mültecilere ve göçmenlere yönelik fiziksel saldirilar artti. 

AIHM KAVALA VE DEMIRTAS BASTA OLMAK ÜZERE PEK ÇOK HAK IHLALI KARARI VERDI: Avrupa Insan Haklari Mahkemesi (AIHM) Selahattin Demirtas, Osman Kavala, Ahmet Altan, Nazli Ilicak basta olmak üzere Türkiye hakkinda pek çok hak ihlali karari verdi. Aralik ayinda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Türkiye’ye, Osman Kavala’nin serbest birakilmasi yönündeki AIHM kararina uymadigi için hakkinda ihlal prosedürü baslatilacagini resmen bildirdi. 

AIHM, Vedat Sorli/Türkiye Davasi’nda verdigi emsal bir kararla Cumhurbaskani’na hakareti suç sayan Türk Ceza Kanunu Madde 299’un ifade özgürlügü hakkiyla bagdasmadigina hükmetti ve hükümeti ilgili mevzuati Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi Madde 10’a uygun hale getirmeye çagirdi. 

ASIRI DEVLET MÜDAHALESI: Bu baslik altinda barolara dönük baskilar ve yarginin araçsallasmasi yer aldi. Temmuz ayinda, Olaganüstü Hal yetkilerini bir yil daha uzatarak hakim ve savcilar dahil kamu görevlilerinin 'terör' örgütleriyle baglantili olduklari iddiasiyla yargi denetimi olmaksizin ihraç edilmesine izin veren torba yasa Meclis'ten geçti. 

Muhalefete yönelik baskilar basliginda, Halklarin Demokratik Partisi (HDP) üyeleri ile eski es baskani Selahattin Demirtas’in da aralarinda bulundugu 108 kisi hakkindaki 29 ayri suçu içeren iddianame yer buldu. 

Insan haklari savunuculari basliginda, Gezi Parki Davasi ve Osman Kavala’nin yillardir süren tutuklulugu ilk sirada yer buldu. Beraat, bozma, birlestirme ve AIHM kararlari eksenindeki gündemde 2021 yilinda da Osman Kavala ve Gezi Parki protestolari nedeniyle yargilanan saniklar hakkinda yargilama süreci somut bir suçlamaya ya da delillere dayanmadi. 

TOPLANMA ÖZGÜRLÜGÜ: Bogaziçi Üniversitesi protestolari sirasinda yüzlerce ögrencinin gereksiz ve asiri güç kullanilarak gözaltina alinmasi, tutuklamalar, ev hapisleri raporda yer bulurken, yil sonu itibariyle iki ögrenci hâlâ tutukluydu. 2018’de Cumartesi Anneleri/Insanlari’nin 700. haftasinda yapilan orantisiz polis müdahalesiyle yasananlar sonrasi martta baslayan davada Cumartesi Anneleri'nin de aralarinda bulundugu 46 kisinin yargilandigi dava basladi. 8 Mart Dünya Kadinlari Günü’nde Feminist Gece Yürüyüsü’ne katilan 17 kadin 'Cumhurbaskanina hakaret' ve 'Toplanti ve Gösteri Yürüyüsleri Kanunu'na muhalefet suçlamalariyla gözaltina alindi, kadinlar hakkinda 8 yila kadar hapis cezasi istemiyle hazirlanan iddianameyi kabul etti. Nisanda Rize’nin Ikizdere ilçesinde jandarma, köyde tas ocagi açilmasi kararini protesto eden köylülere biber gaziyla karsilik verdi. Tas ocaginin çevreye hasar verecegini ve içme suyunu kirletecegini savunan köylülerden bazilari gözaltina alindi. Istanbul Onur Yürüyüsü art arda 6'nci kez yasaklandi. Polis, protestoculari dagitmak için gereksiz ve asiri güç kullandi, en az 47 kisiyi gözaltina aldi. Davanin ilk durusmasi kasimda görüldü. 

ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜGÜ: Haziranda Anayasa Mahkemesi, Yargitay Cumhuriyet Bassavciligi’nin HDP’nin kapatilmasi ve partinin 451 yöneticisi ve üyesine 5 yillik siyaset yasagi getirilmesi istemiyle hazirladigi iddianameyi kabul etti. HDP, 520 kisi hakkinda asiri genis terörle mücadele yasalari kapsaminda sürdürülen kovusturmalar ve mahkûmiyet kararlarina dayali olarak devletin bütünlügüne aykiri eylemlerin odak noktasi olmakla suçlaniyor. Iskence ve diger türde kötü muamele basliginda Mehmet Siddik Mese davasi ve Avrupa Iskenceyi Önleme Komitesi’nin ocak ayinda Diyarbakir Cezaevi'ni ziyareti yer buldu. Yil sonu itibariyle komitenin raporu henüz yayinlanmadi. Kandira Cezaevi’nde Garibe Gezer hücresinde ölü bulundu. Gezer’in intihar ettigi iddia edildi. Gezer, ölümünden önce infaz koruma memurlari tarafindan sistematik olarak iskenceye ve cinsel saldiriya maruz birakildigini bildirmisti. Savcilik, iddialara iliskin dosyada takipsizlik karari verdi. 

ZORLA KAYBETMELER: Eski Basbakanlik hukuk müsaviri H. Galip Küçüközyigit, zorla kaybedilmesinden dokuz ay sonra Ankara Sincan Cezaevi’nde ortaya çikti. Yetkililer, Küçüközyigit’in resmi gözetim altinda oldugunu inkâr etmisti. Dokuz ay boyunca akibeti ve nerede tutuldugu ise yil sonu itibariyle hâlâ bilinmiyordu. 

MÜLTECI VE GÖÇMENLERIN HAKLARI: Resmi verilere göre kasim itibariyle Türkiye’de 5 milyon 200 bin civarinda göçmen ve mülteci yasiyordu. Bunlardan 3 milyon 700 bini geçici koruma statüsünde olan Suriyelilerdi. Temmuzda yetkililer Iran sinirindaki duvarin uzatilacagini duyurdu. Ayni ay Van Valiligi, ocak ayindan beri 34 bin 308 kisinin sinirdan ülkeye girisinin engellendigini açikladi. Basinda Türkiye’nin ülkeye düzensiz bir sekilde girmeye çalisan Afganlari Iran’a geri itmeyi sürdürdügüne iliskin haberler yer aldi. Eylülde göç yetkilileri Ankara’yi Suriyeliler için geçici koruma kaydina kapatti ve koruma statüsü veya ikamet izni olmayan düzensiz göçmenlerin sinir disi edilecegini duyurdu.'