Suriye Parlamentosu, Hatay'ın Türkiye’ye katılmasının 82. yıl dönümü vesilesiyle dün bir açıklama yaparak şehrin ‘işgal altındaki Suriye topraklarının bir parçası olduğunu’ savunmuş ve açıklamada, ‘Hatay’ın Türkiye'nin eline kalmaması ve geri alınması için mümkün olan her şeyin yapılacağı’ belirtilmişti.
Suriye Parlamentosu’nun açıklamasına yönelik yöneltilen soruya yazılı cevap veren Bilgiç ise şu ifadeleri kullandı:
'Suriye halkını hiçbir şekilde temsil etmeyen, demokratik meşruiyetten yoksun Halk Meclisi’nin ülkemizin toprak bütünlüğünü hedef alan hadsiz ve hukuksuz açıklamasını şiddetle reddediyoruz. Bu tarz açıklamalar, kendi halkına yıllardır zulmeden, yüz binlerce masumun ölümünden ve milyonlarcasının yerlerinden yurtlarından edilmesinden sorumlu bir rejimin içinden çıkamadığı hezeyanın bir başka tezahürüdür. Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de vatan topraklarına göz diken alçakça emellere ve milli çıkarlarına yönelik her türlü tehdide karşı gerekli karşılığı verme azim ve kararlılığına sahiptir.'
Enpolitik’e ulaşan bölgesel kaynak ise geçtiğimiz aylarda YPG’ye dikkat çekmiş ve önemli açıklamalarda bulunmuştu. YPG’in Esad güçleri ile masaya oturduğu ve anlaşmaya yönelik mutabakata vardıkları söylenmişti. Kaynaklardan elde edilen bilgiye göre, hazırlanacak Suriye anayasası Irak anayasası gibi olacak ve Kuzey Suriye’nin otonom bir hale getirilecek.
“Esad Güçleri ve YPG Hatay’a Saldırı Düzenlenmesini Ele Aldı”
Enpoltik’e ulaşan kaynak, Esad’ın Suriye Ordusunun YGP içinde görevler üstlendiğini ve YPG kıyafetleriyle hareket etmeye başladığını söyledi. Bütün bunlardaki amacı sorduğumuzda “Esad, YPG altında ordusunu Hatay’a saldırtacak” dedi. Şuan YPG mevcut kuvvetlerinin 150 binin üzerinde yer aldığını, silah envanterine sök-tak modelli jet dâhi eklediklerini ve kendisinden bağımsız haldeki grupları da himayesinde bulunduğunu ifade eden kaynağımız, İdlib ile Halep arasında yer alan Türk gözlem noktalarının Rusya ile yapılan mutabakat büyük oranda boşaltıldığını; kontrolün de Esad ve YPG’nin eline geçtiğini ifade etti.
Ümit Yardım: “Hatay Meselesinin Şuan Gündeme Gelmesi Tesadüf Değil”
Kendisine konuya istinaden ulaştığımız, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Ümit Yardım şu açıklamalarda bulundu:
“Tabii Suriye o kadar karışık ki özellikle Kuzey Suriye itibariyle orada her türlü yani yeni bir gelişme ya da yeni bir faktör devreye girebilir. Devreye girebiliyor. Bunlara da hiç şaşırmamak lazım. Bu Hatay da olabilir konusu da ya da başka bir süreç de olabilir. Çünkü artık eninde sonunda Suriye önümüzdeki beş, on yıllara bugünkünden farklı bir şekilde girecek. Onda bir şüphe yok. Yani bu çünkü sürdürülebilir bir konu olmayacak bu birincisi. İkincisi, tabii o bölgede Rusya’dan Amerika’sına bütün ülkeler var. YPG ve türevi örgütler var. Ondan sonra bunların hepsinin bir takım atakları var. Şimdi ben bu Hatay konusunda şaşırmadım ama şu anki koşullarda bir daha ele almak lazım. Hatay, Türkiye ile Suriye’nin arasının en güçlü olduğu zamanlarda bile bir mesele olmaya devam ediyordu. Seksen iki yıllık bir mesele şu anki koşullarda gündeme geldiği ve işlendiği için herkesin hazır olması lazım.
“Mevcut yapının altında bir Suriye devlet derin yapısı vardır”
Çünkü Suriye Devleti ne kadar çözülmüş, dağılmış olsa da ülkesinin üçte birini kontrol edemiyor olsa da mevcut yapının altında bir Suriye devlet derin yapısı vardır. Suriye'nin entelektüel yapıları, aydınları var ve bunlar için de o ülke hangi şart altında olursa olsun Hatay özel bir konum teşkil eder. Suriye'nin bugünkü durumundan farklıdır bu. Çünkü Hatay meselesi devletin genlerine işlemiş bir konudur. Dolayısıyla şu özetle de şunu söyleyeyim: Bu bugünün şartlarında, şu günkü tablo içinde tabii Suriye'nin halini de bildiğimiz için haddini aşan anlamsız, içeriği olmayan Suriye gerçekleriyle hiç uyuşmayan saçma sapan bir şey açıklamadır bu Halk Meclisi'nin yaptığı açıklama. Kendileri de zaten Suriye'yi temsil eden bir yapı da değildir bugünkü Suriye Meclisi.
Bunları söyledikten sonra da giriş cümlelerinde söylediğim gibi bu Hatay konusunun Suriye'nin devlet genlerinde olduğunu da hiç aklımızdan çıkarmamak lazım. Ona göre ilgili makamların uygun şekilde yetkilere rahatsızlıklarını dile getirmelerinde fayda var. Ama tabii bu tepkileri dile getirirken de böyle konuyu böyle Suriye'nin istismar edebileceği gibi hiçbir zemin üzerinden de vermemek lazım. Bugün de yani bugünün şartlarında da Hatay konusunu Suriye kendisi için özel bir alan olarak görüyor bu her zaman önümüze çıkacak bir konudur. Suriye'yle ilişkilerimizin çok güzel olduğu dönemlerde bile olduğu gibi bundan sonra da günün birinde mesela Suriye'de yeni bir anayasa, yeni bir rejim, yeni bir sistem kurulduğunda diyelim ki Türkiye'yle ilişkiler normalleştiğinde bile bu konu gündemde olmayı sürdürecektir. Ama Türk yönetiminin de bu konuda keskin, net bir tavrını uygun şekilde ama uygun bir üslupla Suriye'ye aktarmasında ben fayda görüyorum.”
YPG’ninbölgedeki olası etkilerini sorduğumuzda ise Sayın Yardım şunları söyledi:
“Aslında bu dönemdeki dünyanın en büyük gerilim hattı Doğu Avrupa bölgesi”
“Bu tür bu tür konularda devletler bazen Hatay örneğinden politikalarını belirliyor. Devletler bazen operasyonlarını doğrudan yapabildikleri gibi –Suriye Halk Meclisinin açıklaması gibi zaman zaman da bazı terör örgütleri üzerinden de gündeme getirebilirler. YPG'yi böyle konumlandırmak lazım. Hatay konusundaki konuya bakarken bunu sadece bir Suriye'nin reaksiyonu olarak da görmemek de lazım. Onlar da ön planda görünüm de var ama bu tür bir çabanın içinde yani böyle gündeme getirme çabası içinde başka devletler de olabilir. Rusya da olabilir; Amerika'nın bizzat kendisi de olabilir. Yani bu tür süreçlerde kimin nerede konumlandığını sadece ortada kim var diye bakarak anlayamayız. Dolayısıyla bu denklemde YPG'nin de olması yani olduğunu düşünmek o mümkündür. Olabilir; çünkü YPG, Kuzey Suriye'de kendini konumlandırmaya, bir takım kazanımlar sağlamaya -ki bunu önemli ölçüde yaptılar- çalışmalarında da Suriye rejimi bu konuyu onlar üzerinden işlemeyi de sürdürüyor olabilir. Hani bu da hiç böyle senaryo gibi değil. Ya bu gerçek bir çaba da olabilir. Yani YPG'yi bu alanda da Suriye rejimi ya da başka unsurlar kullanıyor olabilirler. Ve onlar üzerinden bu Hatay konusunda gündeme taşımayı sürdürüyor olabilirler.
Şimdi dediğim gibi bu konu öyle geniş ki yani sadece Halk Meclisi'nin bir açıklaması olarak görmemek lazım. Mesela bu dönemde Doğu Avrupa'da çok önemli bir süreç var. Yani savaş değil ama sonuçta Rusya, Ukrayna üzerinden büyük bir gerilim hattı var şu dönemde. Aslında bu dönemdeki dünyanın en büyük gerilim hattı Doğu Avrupa. Bölgesi. Şimdi o ve o bölgedeki gerilimin en önemli unsuru şu anda kim biliyor musunuz? Türkiye ve Rusya. Bu drone satışlarından dolayı Türkiye'nin Rusya'yla Ukrayna arasında kalmışlığı söz konusu. Şimdi dolayısıyla böyle bir Hatay konusunun şu dönemde gündeme gelmesi üzerinde Rusya'nın bile bir etkisini, bir yönlendirmesi, olabilmesi gayet mümkündür. Rusya'nın düşüncelerinde böyle bir şey yer alıyorsa, Halk Meclisi'ne böyle bir çağrı yapması onlar için bir dakikalık bir iştir. Dolayısıyla bu konunun dediğim gibi çok farklı aktörlerce gündeme getirilmiş olmasını düşünmek lazım.”
haber: enpolitik
