Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile parti kurma çalışmalarında bulunan Ak Parti Manisa 24-25 ve 26'ıncı dönem eski milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, gündemin sıcak başlığı Erdoğan-Trump görüşmesini değerlendirdi.
ABD-Türkiye ilişkisini, Mehlika Sultana aşık 7 gencin hikayesine benzeten Özdağ, 'Sultan bizlere uğrunda hayatımızı harcadığımız ama bir türlü ulaşamadığımız hayallerimizi anlatır. Bana göre ABD ile olan ilişkimizin özetidir bu hikaye' dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı ve Türk Milletine hakaret boyutu taşıyan mektubuna ilişkin daha önce uyarıda bulunan Selçuk Özdağ, aynı zamanda görüşmenin kayıt altına alınmasını önemle vurgulamıştı.
Görüşmeyi Enpolitik'e özel değerlendiren Özdağ, İki ülke liderinin Recep Tayyip Erdoğan ve Donald Trump?ın ikili ve heyet halinde yaptıkları görüşmelerin devlet geleneğimiz ve teamüllerimiz gereği tümünün resmi kayıt altına alınması görüşme öncesi gerektiği ifade etmiştim. Tüm bu görüşmeler, yine devlet geleneğimiz gereğince milli hassasiyetleri olan parti liderleri ile paylaşılacak mıdır, kendileri bu konuda bilgilendirilecek midir?' ifadelerini kullandı.
Sayın Erdoğan daha önce ağır hakaretler içeren Donald Trump'ın mektubunu çöpe attığını söylemişti. Ancak dünkü görüşmede, söz konusu mektubu, Trump'a hitaben 'Sayın Başkana bu mektubu takdim ediyorum' diyerek, Türk Milletini ve devletini aşağılayan Trump'a gereken tepkiyi verememiştir.
'Takdim' ifadesi diplomatik açıdan zımmi bir 'kabul' anlamına gelmektedir. Burada yapılması gereken bu mektup ulaşır ulaşmaz, ayni ile karşılık verilerek, söz konusu mektup ile birlikte Trump'a iade edilmeliydi.
'Kamuoyunda Trump?un yazdığı ikinci bir mektuptan bahsediliyor' diyen Özdağ, 'Bunun gerçekliği ve ilkinden bir farkı var mıdır ve bu konuda bir açıklama yapılacak mı?' diye sordu.
ABD Temsilciler Meclisi'nde tasarısı kabul edilen sözde 'Ermeni Soykırımı' taslağına da değinen Özdağ, 'Sözde Ermeni soykırımı konusunda topu taca atar mahiyette konuyu tarihçilere bırakalım anlayışı sadece sürecin aleyhimize işlemesini sağlamaktadır. Konu aslında büyük ölçüde siyasi bir hal almış ve fakat hükümetin yıllardır siyasi manada ne yaptığı bir muamma olarak karşımızda durmaktadır.
Bu arada ülkemizde 100 binden fazla ermeni kökenli insan yaşamakta ancak neredeyse tamamına yakınından bugüne kadar konu hakkında bir şey söylediklerine şahit olmadık. En önemlisi, iktidar partisi milletvekili ve aynı zamanda da Ermeni kökenli bir vatandaş olan Sn. Markar Eseyan bu konuda ne düşünmektedir' dedi.
Açık açık teröre desteğini açıklayan ABD ile olan ilişkilerimize ilişkin ise Özdağ,
'ABD ziyaretinin gerçekleşmesine vesile olan barış pınarı harekatı ile güneyimizdeki terör yapılanmasına destek verdiği ifade edilen ABD yönetimi ile olan ilişkimizde yıllardır neredeyse konuştuğumuz hiç bir konuda mutabık kalamadık. Suriye, YPG, FETÖ ile ilgili konulara bakınız? ABD?nin türlü azarlamalarına, ayar vermelerine, tehdit, şantaj ve hakaretlerine çok anlayışla yaklaşan yöneticilerimiz, ABD ne zaman isterse ayaklarına gitmekte de bu son örnekte olduğu gibi bir beis görmediler. Son görüşmeden ne tür bir kazanım elde ettiğimizi kamuoyuna açıklamaları gerekmektedir. Mesela, FETÖ elebaşı ve Ferhat kod adlı Mazlum Kobani gibi terör yöneticileri iade edilecek midir?' sorularını sordu.
Suriye'deki petrol bölgeleri ile ilgili olarak, bu yerlerin Suriye devletine ait olduğunu, Suriyelilerin kullanıma bırakılması gerektiğini Amerikalıların da bir an önce bölgeyi Suriye halkına bırakılması gerektiğini vurgulayan Özdağ, bu konuda karar alınıp alınmadığını, alındıysa ne tür bir kararın alındığını kamuoyu ile paylaşmalarını istedi.
ABD ile Türkiye münasebetini 'Mehlika Sultan' hikayesine benzeten Özdağ, 'Yöneticilerin ABD ile olan münasebeti bana; dillere destan Mehlika Sultana aşık 7 gencin hikayesini çağrıştırmaktadır. Mehlika Sultan, Kaf Dağlarının ardında yaşayan hayallerimizi süsleyen ve kavuşmaya bir türlü vasıl olamadığımız dünya güzeli bir peridir. Yahya Kemal Beyatlı?nın kelimelere hayat veren iksirli kaleminden yazıya dökülmüş bir şiir olan Mehlika Sultan bizlere uğrunda hayatımızı harcadığımız ama bir türlü ulaşamadığımız hayallerimizi anlatır. Bana göre ABD ile olan ilişkimizin özetidir bu hikaye' dedi.
Son olarak mal varlığı konusuna değinen Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 'Recep Tayyip Erdoğan, ABD?ye iner inmez basın önünde tüm mal varlığını açıklayarak kamuoyu önünde şahsı ile ilgili yapılan bütün algıyı yerle bir etmeliydi. Böylece şahsının ve de en önemlisi Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu tür algılar ile baskıya maruz kalmasının önüne geçebilirdi.
Ayrıca buradan kamuoyuna seslenerek bugüne kadar başbakanlık ve bakanlık yapmış herkesi bu manada mal varlıklarını açıklamaya davet ediyorum.' şeklinde kaydetti.