Tarih: 01.02.2019 16:37

Göktan Ay sordu Prof. Dr, Ortaş cevapladı: 'Teknoloji, insanı esir mi alacak?'

Facebook Twitter Linked-in

Sitemiz enpolitik yazarı İTÜ TMDK Sanatçı Öğretim Üyesi Dr. Göktan AY?ın, Enpolitik adına; Çukurova Ün. Ziraat Fak. Toprak ve Bitki Besleme Bölümü Öğr. Üy. Prof. Dr. İbrahim Ortaş ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz.



AY: İnsan ne zaman insan oldu? Tarihini tam biliyor muyuz?

ORTAŞ: Dünya üzerinde yaşayan bütün insanların geçmiş kısa tarihi hakkında çok az bilgimiz var. On küsur yıl kadar önce tarihimizi 10 000- 13.000 yıl olarak tahmin ediyorduk. Ancak, iletişim ve ulaşımın yakın geçmişe kadar sınırlı olması, bilimsel teknolojilerin yetersizliği nedeniyle bazı alanlara ulaşmak ve araştırma yapma şansımız yeterli olmadığından geçmişimizi tam anlayamadık. Ancak son yıllarda karbon C14 yöntemi ile geriye yönelik yaş tayınları yapılabilmektedir. Ülkemizde Şanlıurfa?da ortaya çıkan Göbekli Tepe kazıları ile tarihimizin 15 000 yıl öteye gittiği kanıtlandı. İnsan, doğada olmayan tarım gibi gıda üretimi teknolojisini yarattı (tarım devrimi), madeni harekete geçirdi (sanayi devrimi) ve iletişim ağlar üzerinden insanları ve makineleri (iletişim teknolojileri devrimi) ile birbirine bağladı. İnsanın geçirdiği önemli evrelerden, komünal düzenden yerleşik tarım hayata nasıl geçtiğini, insanın gelişim ve değişiminin sonucu olarak sanayi devrimi ile madene nasıl şekil vererek alet yaptığını, bu aletleri geliştirerek ulaşımın hızını artırdığını ve bugün de binlerce km hızla uzayın derinliklerine ilerlediğinin kısa tarihini yaşadık ve yaşıyoruz. Son yüz yılda insanlık; geliştirdiği birçok teknoloji ile, yaşamın önemli sırlarını çözdü ve teknolojinin ekonomilerine kattığı artı değerle gelişme yönünden ilerledi ve yaşamlarını daha da kolaylaştırır oldu.  Ancak, halen bazı toplumlar teknolojiyi yaratamadı ve istenilen ölçüde kullanamamaktadır. Bazı toplumlar halen neyin ne olduğunu ve nasıl bu denli toplumların birbirimizden farklılaştığımız da anlayamıyorlar. İnsanlık tarihinin önemli kısmını oluşturan besin arayışı savaşları ve keşifler ve bunların sonunda yaratılan teknolojiler yaşamı kolaylaştırdığı kadar yeni sorunlarda çıkardı.

AY: Günümüzdeki durum nedir?

ORTAŞ: Bugün insanlık kendi elleri ile yarattığı; çevre, iklim değişimleri ve hepsinden önemlisi yapay zekânın esiri olma sorunlarını sorgulamaya başladı bile. İnsan bilinci geliştiği günden beri, geçmişini sorgulayarak günümüze kadar birikimini büyüterek geldi. İnsanın yarattığı bilgi birikimi ve yaşamını kolaylaştırmak için harekete geçirdiği teknolojinin sonuçlarının insana yarar mı zarar mı getirdiği günümüzde sıkça sorulmaktadır. Son yıllard; dünyanın oluşumu ve geçirdiği biyolojik evrimleri, yaşamı, tarihi, bütünlüklü olarak sorgulayan ve analiz eden önemli yazarların kitapları yayınlanıyor. Bu kitapların bir kısmı başucu eser niteliğindedir. Elektronik çağın yarattığı imkânlar ile çok sayıda kitap hızlı bir şekilde yayınlanıyor. Binlerce kitabın yayınlandığı günümüzde, bir insanın bütün yayınları okuma ne yazık ki mümkün değil. Ancak bu kitaplardan, bilgi kirliliğinden arınmış ve bizleri doğru bilgilendirdiğinden emin olduğumuz kaynakların okunmasını önermek okumak isteyenler için yararlı olabilir. Son dönemde yayınlanan ve okunmasında yarar gördüğüm bir iki kitap geçmiş ve gelecek arasındaki ilişkilerin sağlıklı kurulması yönünde önemli ve ufuk açıcı bilgi sağlamaktadır.  




AY: ?Kısaca; teknoloji insanı esir mi alacak??

ORTAŞ: Gerd Leonhard 1961 yılında Almanya?da doğmuş, İsviçre?de yaşayan, insanlık ve teknoloji arasındaki tartışmalarda uzmanlaşmış bir Avrupalı fütürist. 2015 yılında WIRED Dergisinin ?Avrupa?nın En Etkili 100 İsmi? listesine adını yazdırmayı başarmış bir yazar. Teknolojiye Karşı İnsanlık (İnsan ile Makinenin Yaklaşan Çatışması) adlı kitabı, insanın yarattığı teknoloji le yaşayacağı sorunları işleyen okumaya değer önemli bir kitap. İnsanı düşündürten ve sorular sordurtan bir kaynak. Leonhar?dın yazığı ?Teknolojiye Karşı İnsanlık? kitabının işlediği konular bir sonuç veya olabilecek olası sorunları karşısında insanlığın sorgulaması gereken durumları açıklıyor. Teknolojinin insan hayatında yarattığı etki vazgeçilmez ancak teknolojinin esi olma ve onun etkisinden kalmanın yarattığı veya yaratacağı kaygı hep sorgulanır olmuştur. Ancak ondan önce insanlığın doğa ile nasıl baş edebildiğini, doğayı nasıl anlayıp ondan yaralanmaya başardığının anlaşılması bakımından Jared Diamond?ın yazdığı ?Tüfek, Mikrop ve Çelik? kitabı ve Yuval Noah Harari yazdığı ?Sapiens - İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi? kitapları son derce önemli bilgiler sunmaktadırlar.

AY: ?Sonuç şu mu: ?Teknoloji insan yaratmıyor, insan teknoloji yaratıyor ve insan amacına uygun teknoloji yaratıyor??

Teknolojinin son 50-60 yılda insanın yaşamını kolaylaştırmak için başardığı onlarca buluş ve bunların insan yaşamındaki olumlu etkileri ortada. Ancak insanın neredeyse artık teknolojiye bağımlı halen gelen (mobil telefon, araba, internet vs.) yaşamı ve bunların insan düşün hayatı ve fizyolojisi üzerinde yarattığı etkiler son yıllarda sıkça konuşulur oldu. Yaşamımıza ?yapay zekâ robotlarının katılmasının, masa başı işlerin çoğalmasının, raf ömrü uzun gıdaların tüketiminin? insan sağlığını tehdit ettiği sıkça dile getiriliyor. İnsanların bazılarının; ?az çalışarak çok harcaması, haksız kazan, kayırmacı yaklaşımlar, şan şöhret peşinde koşması, doyumsuz yaşam ve bunların oluşturduğu depresif yaşam ve etik sorunlarda? sorgulanır oldu. Bu bağlamda, geçmişte yaşadıklarımız ve bu sürede oluşturduğumuz birikimli bilgimizin analiz edilmesi bakımından geriye dönüp ciddi bir analizin yapılması yararlı olabilir. Bu bağlamda geçmişi objektif olarak anlatan ve analiz eden yazıları çok çok önemsiyorum.

AY: İnsanın gücünü ve doğayı bütünlüklü anlamak için ne yapmak gerekiyor?

ORTAŞ: Gerçekten, ?insanın gücünü ve doğayı bütünlüklü anlamak için? bu tür kaynakları okumak gerekir.

Gerd Leonhard kitabı için diyor ki ?kitapta şunları savunuyorum: Gelecekteki bilim- teknoloji araştırmalarına, bu alandaki gelişmelere, bunların ticarileşmesine yönelik yatırımları gerçekleştirirken karar verme ve yönetişim süreçlerinin merkezine, insan mutluluğunu ve esenliğini koymalıyız; çünkü en nihayetinde teknoloji, aradığımız şey değil, arama yöntemimizdir?. Sanırım burada amaç ve araçları iyi anlamak zorundayız.

Ne aradığımızı iyi bilmek zorundayız. Bulduğumuzun ne anlama geldiğini de bilmek zorundayız.

Ezbere yaşayarak, kulaktan duyma ile değil bilfiil paçaları sıvayarak suyun içine girer gibi tarihin derinliklerinde nereden nereye geldiğimizi okuyarak öğrenmek zorundayız.

Kendimizi ve geçmişte yaşadıklarımızı, ne tür zorlukları aştığımızı bilmek zorundayız. Bilemez isek hiçbir şeyin kıymeti olmaz.

Yaşamı anlamlı yaşmak için gençlerin bu kaynakları okumasını öneririm.

AY: Teşekkür ediyorum?





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —