Ulaş Salih Özdemir

Tarih: 04.03.2024 17:23

VELİ !!! NİMET Mİ ?

Facebook Twitter Linked-in

Sevgili okurlarım devlettin her kademesinde, ayrıca özel sektörün tüm alanlarında çalışmış biri olarak bugün bir sitem yazısı yazayım istedim.

Veli Nimet Midir?

Yoksa öğretmen mi NİMETTİR?

Maalesef bu paradoks haline aldı.

Özellikle velilerin son 30 yılda aşırı şımarık, kendi şahsı muhteremlerinden oluşan gereksiz özgüvenleri ve çok bilmişlikleri ile devlet öğretmenleri ve idarecilerine, özellikle de özel sektör öğretmen ve idarecilerini artık çileden çıkarır hal almıştır.

Her şeyi bilen...

Her konu hakkında bilgisi olan...

Öğretmenden daha öğretmen ...

Müdürden daha çok müdür tipler çıktı.

Okulun işleyişini bilen.

Size akıl verip yol gösteren.

Ama sadece kendi çocuğunun menfaatlerini ve konfor alanını düşünen. Okulun büyük bir resim olduğunu unutup, küçük işlere odaklanan veliler.

Daha önce sanki sizin hiç düşünmediğimiz yaklaşımları önünüze getiren.

Ve bunu da atomu parçalamış Einstein edası ile size sunan.

Size sunması etmiyormuş gibi watshap gruplarından diğer velileri provoke eden türler türedi.

Tabi ki tüm velileri kast etmiyorum.

Sayıları çok değil ama etkileri çok fazla olan veliler.

Bu veli oranı da gariptir ki artmaya başladığını üzülerek görüyorum.

(Bir hatırlatma daha. Bu benim okulumun velileri için yazdığım bir yazı değil.)

Tüm Türkiye’de maalesef bu profile doğru yoğun bir geçiş var.

Ve artık bu müşkülatlı durum rahatsız edici boyutlara ulaştı.

Zorlayıcı ve yorucu oluyor.

Bundan en çok şikayet edenler kendi okullarında öğretmen olanlar.

Maalesef çocukları mevzu olunca kaplan kesiliyorlar.

Diğer meslektaşımızın hatasını arama.

Onu açığa düşürme.

Zor durumda bırakmak için elinden geleni yapıyorlar.

Halbuki iç dışa, dış içe çevrilse o isteklerinin belki de üçte birini kendi sınıflarında yapmıyorlar.

Tekrar velilere dönelim...

Gece geç saatte aramaları mı?

Her konudaki yol göstermeleri mi?

Daha neler neler sayabiliriz.

##

Gerçekten faydalı olacağını düşündüğünüz bir fikriniz varsa saygı çerçevesi içerisinde ve ders saatleri dışında öğretmenle görüşebilirsiniz. Bunun için” Bireysel Görüşme” zamanları ayarlanmıştır.

ÖĞRETMENLERDE TÜKENMİŞLİK SENDROMU


 

Mesleki tükenmişlik sendromu, kısaca kişinin kendisine büyük hedefler koyup daha sonra istediklerini elde edemeyip hayal kırıklığına uğrayarak, yorulduğunu ve enerjisinin tükendiğini hissetmesi olarak açıklanabilir. Yaygın olarak insanların yüz yüze çalıştığı mesleklerde bireylerin, duygusal yönden kendilerini tükenmiş hissetmeleri, işleri gereği karşılaştıkları insanlara karşı duyarsızlaşmaları ve kişisel başarı duygularında azalma şeklinde görülen ve literatürde tükenmişlik olarak adlandırılan sendromun öğretmen açısından çeşitli sonuçları bulunuyor.

Tükenmişlik sendromunun belirtileri duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtiler olmak üzere 3 grupta toplanabilir.

Duygusal tükenmişlik belirtileri; depresif duygulanım, desteksiz, güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde gerilim ve tartışma artışı, kızgınlık, sabırsızlık, huzursuzluk gibi negatif duygularda artış, nezaket, saygı ve arkadaşlık gibi pozitif duygularda azalma olarak sıralanabilir.

Fiziksel tükenmişlik belirtileri; kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, yıpranma, hastalıklara daha hassas olma, sık baş ağrıları, bulantı, kas krampları, bel ağrısı, uyku bozuklukları gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.

Zihinsel tükenmişlik bulguları; doyumsuzluk, kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı negatif tutumlar içerebilir. sonuçta işi bırakma, savsaklama gibi davranışlar görülebilir.

Öğretmenlerde tükenmişlik sendromuna yol açan nedenler nelerdir? Tükenmişliğin sonuçları nelerdir?

Öğretmenleri tükenmişliğe yönelten birçok etken bulunuyor.:

***Özellikle sınıfların kalabalık olması,

*** Öğretmenlik mesleğinin statü itibariyle de yükselmeye imkan veren bir meslek olmaması,

*** Türkiye'de öğretmenlere yönelik değerlendirme standartlarının olmaması,

***Okullardaki yönetimin birçok okulda 'okula özgü' yönetim sergilemeyememesi gibi nedenlerle öğretmenler tükenmişlik sendromu yaşayabiliyorlar.

*** Çalışma şartlarının ağır olması buna neden oluyor.

*** Okul yöneticilerinin yeterli performansı sergileyememeleri, öğretmenlerde ciddi şekilde moral bozukluğu ve tükenmişlik sendromu yaratıyor.

***Türkiye'de eğitimin ulusal politikasının olmaması en büyük sorunların başında geliyor.

***Öğrenci, veli ve idareci baskısı öğretmeni tüketiyor.

***Çalışma ortamı düzeltilmeli maaşlar yükseltilmeli.

*** Her gün yenilik yapmak, öğretmeni ciddi şekilde yoruyor, mesleğinden zevk almamasına yol açıyor.

*** Öğretmenlerin temsilcilerine danışılmadan kararlar alınması onları mesleğe yabancılaştırıyor. Öğretmen mesleği, sevilerek yapılacak bir meslek.

PEKÂLÂ; TÜKENMİŞLİK SENDROMU ÖĞRETMENLERDE HANGİ SONUÇLARA YOL AÇIYOR?

- İşi terk etme,

- Motivasyon eksikliği,

- İşe geç gelme,

- Derse geç girme,

- Araştırıma faaliyetlerinde isteksizlik,

- Akademik unvan ya da kariyer basamaklarını edinmede başarısızlık,

- Rol belirsizliği

- Önderlerin yetersizliği, denetim yetersizliği ya da her ikisi

- Aşırı yüklenme

- Sorumluk almada isteksizlik .

- Çalışanlar arasında destek ve sosyal ilişkilerin olmaması,

- Kurumunu yeteri kadar sahiplenemem

- Kuşkusuz, yukarıda anılan sonuçlar, Milli Eğitimin yaşadığı ve yıllardır kanayan yara olarak süren sorunlarındandır. Maalesef ki içi doldurulamayan ve öğretmenler tarafından angarya ya da tatil vesilesi olarak görülen hizmet içi eğitim faaliyetleri ile de bu sorun kısa vadede aşılacak gibi görülmemektedir.

Özelliklede tecrübeli ve emekliliği yakınlaşmış bazı personellerde bu sendrom ya da bir başka ifade ile meslek hastalığı artarak devam etmektedir.

Maalesef tek maaşlı öğretmenlerin geçim sorunu ve ekonomik zorlukların ikinci bir iş yapmaya yönlendirmesi MEB’deki öğretmen performansını düşürmektedir.

Hele ki özel sektör öğretmenlerinin maaş sorunları, sigorta problemleri çok ciddi bir problem.

Zorda darda yaşamaya mahkum edilen özel sektör öğretmenlerinin sorunları görmezden gelinerek çözülemez.

Bende sizlerle bu sendromu ve özelliklerini paylaşayım ki şu günlerde tüm öğretmen arkadaşlarımızın kendilerini daha iyi tahlil etmelerini istedim. Bunca yapılan , yapılmaya çalışılan yada YAPILMAYAN şeylerden sonra bu sendroma yakalanmamak elde değildir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —