Osman Özbaş

Tarih: 20.04.2023 23:15

ULUSAL EGEMENLİK VE HİMAYE-İ ETFAL

Facebook Twitter Linked-in

23 Nisan 1920, Milli bağımsızlığımız ve halkın egemenliğini, Devletimizin genç Cumhuriyetiyle birleşerek adı verilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açılışının yıldönümüdür;

Bugünün anlam ve öneminin tarihi arka planını pekiştiren kavramlara geçmeden önce bir noktayı açıklayalım; daha önceleri Bugün’ün kutlamaları içerisinde Saltanatın kaldırılmasını temsilen ‘Hakimiyet-i Milliye Bayramı’ da vardı; 1 Kasım 1922;

Ancak bu tarihin ifade ettiği anlam, bu kadar sınırlı değil; bir de çocuklarla kurulan bir bağ olması sebebiyle de ilginç bir süreci içeriyor;

Himaye-i Etfal Cemiyeti’ yle çok yakından ilişkilidir;

 Peki Himaye-i Etfal Cemiyeti nedir?... Bugünün Sosyal Hizmetler ve Çocuk esirgeme Kurumu’ dur; 1. Dünya Savaşı’ nda cephede savaşanların çocukları ile kaybedilen topraklardan Anadolu’ya göç eden ailelerin çocuklarına bakmak üzere kurulmuştur; tabii bu 1917 yılında, ulusal düzeydeki kuruluş amacıdır; daha öncesinde, 2. Meşrutiyet döneminde kurulan Darüleytamlar gibi kuruluşlar vardı;

Hatta hatta, Tuna Valiliği sırasında Mithat Paşa tarafından kurulan Islahhaneler vardı; işte bu kurumların yetersizliği üzerine Himaye-i Etfal kurulmuştu…

Bu bilgiyi neden verdik; bu Cemiyet’e dikkat çekmek ve Devletimizin kuruluşuyla aynı-ümitlerle gelişen genç fidanlara, Ulusal Mücadelemizin şehit-gazi yakınlarının korumasını üstlenmek üzere teşekkül eden bu milli davaya kimlerin-nasıl bir gönül yakınlığıyla emek verdiğini anlatmak istedik;

Sonuçları itibariyle de, çocuklara bırakılan bir Milli Egemenlik Günü’nün baş aktörleri de onlardır;

Anlatalım:

Kurtuluş Savaşı boyunca ‘İstanbul Himaye-i Etfal Cemiyeti’ ve ‘Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti’ olmak üzere iki dernek varlığını sürdürdü. İstanbul’ daki, Osmanlı dönemini temsil eder;

Söylendiğine göre Himaye-i Etfal Cemiyeti ilk olarak 1908 yılında Kırklareli’nde kurulmuş; 1917 yılında İstanbul’a-Merkez’e katılarak ulusal düzeye geçmiş, ( bu dönemle ilgili yazar Cüneyt Okay’ ın tarihe not düşülecek ilginç bir tezi de vardır: Cemiyet’in kullandığı üçgen içersindeki hilâl ambleminin, sağlık-ahlak ve irfan anlamına geldiğini söyler;)

Ve; 17 ocak tarihinde de padişah iradesi ile kamu yararına çalışan bir dernek olarak kabul edilmiş;

Şimdi o dönemin kurucu isimlerini verelim:

‘’Reis: İsmail Canbulat, Reis-i Sâni: Muhtar Bey, Kâtib-i Umumi Celal Derviş Bey, Üyeler: Adnan Bey, Servet Efendi, Nesim Mezalyah Efendi, Haralambidi Efendi, Doktor Rasim Ferid Bey, Mustafa Reşad Bey, Ahmed Emin Bey;

Hükümetin cemiyete izin vermesinden sonra katılan diğer sekiz kurucu ise: Cavid Bey, Ahmed hakkı Bey, Orfanidis Efendi, Arif Bey, Doktor Ömer Fuad Paşa, Emanuel Karasu efendi, Mustafa Asım Bey ve Noradinkyan Efendi.’’ 

Kurucular arasında söylendiğine göre İttihad ve Terakki’ nin önde gelen kişilerini de barındırması, parti ile cemiyet arasındaki ilişkiyi ortaya koyduğu söylenir; keşke bu dönem iyi okunabilse!!. Ne demek istediğimiz belki bazılarınca tam anlaşılmamış olabilir;

Nitekim;

İstanbul’ daki dernek kurucuları, Milli Mücadeleye katılmak üzere Ankara’ya gidince, TBMM Hükümetinin kurulduğu ve yeni devletin inşa edildiği dönemde, 1923’den sonra İstanbul’ daki kapandı.

Başkent’  de bu Cemiyet, nerdeyse Devletin ilk kurumlarından biri oldu…

 İşte Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti’ nin kurucuları:  

‘’Mustafa Fevzi Paşa (Kozan Mebusu), Dr. Adnan Bey (İstanbul Mebusu), Dr. Fuad Bey (Bolu Mebusu), İbrahim Süreyya Bey (Saruhan Mebusu), Mustafa Necati Bey (Saruhan Mebusu), Dr. Refik Bey (Beyazıt Mebusu), Muhtar Bey (İstanbul Mebusu)Rauf Bey (Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanı), Şeref Bey (Edirne Mebusu), Vasıf Bey (Balıkesir Kuvay-ı Miliyet Hareketi Heyet-i Merkeziye Azasından), Abdullah Azmi Bey (Eskişehir Mebusu), Nadi Bey (İzmir Mebusu), Nafiz Bey (Erzurumlu Tüccar), Dr. Rıza Nur Bey (Sinop Mebusu), Faik Bey (Edirne Mebusu), Hüseyin Ragıp Bey (Matbuat Umum Müdürü), Hoca Esat Efendi (Aydın Mebusu), Eyüp Sabri Bey (Eskişehir Mebusu), Emin Bey (Canik Mebusu), Enver Bey (İzmir Mebusu), Hamdi Bey (Bilecik Mebusu), Vehbi Bey (Niğde Mebusu).

Peki bu bayram neden kutluyoruz;

Cevap çok net tabii, 23 Nisan 1923’ de TBMM açıldı. Fakat neden çocuklara bırakıldı; Saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşunu temsil eden bir günün hediyesi olarak çocuklara neden armağan edildi?…

İşte burada Himaye-i Etfal devreye giriyor;

Cemiyet’ in, 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk himayesinde düzenlenen; savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocuklarını, BİR BAHAR ŞENLİĞİ ortamında sevindirmek istediklerinden;

Çocuk Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’yla kendiliğinden birleşmiştir;

Bayramımız her daim kutlu Olsun!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —