Göktan Ay


Sn. Erdoğan; “Büyüklerin nasihatleri, gençlerin tekamülünü sağlar…(3)

Milliyet eğitim yazarı Abbas Güçlü doğruları yazmış; “Üniversiteler açılırken, doğru yere doğru fakülteler açılmadı, istihdam odaklı insan gücü planlaması yapılmadı, yeterince öğretim kadrosu yetiştirilmedi, içi doldurulamadı, en önemlisi de üniversiteler özellikle de vakıf üniversiteleri bir kazanç kapısı olarak görüldü….


Milliyet eğitim yazarı Abbas Güçlü doğruları yazmış; “Üniversiteler açılırken, doğru yere doğru fakülteler açılmadı, istihdam odaklı insan gücü planlaması yapılmadı, yeterince öğretim kadrosu yetiştirilmedi, içi doldurulamadı, en önemlisi de üniversiteler özellikle de vakıf üniversiteleri bir kazanç kapısı olarak görüldü….Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkat çektiği noktada eğitim sistemini anaokulundan üniversiteye sil baştan ele alıp yeniden yapılandırmak şart. Hem de en kısa sürede ama gel de bunu MEB, YÖK ve ÖSYM’ye anlat…”

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/universite-sevdasi-sona-mi-eriyor-3-7094710

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Gençlerimize çok daha büyük vizyonları hayata geçirebilecekleri büyük, güçlü, müreffeh bir ülke emanet edebileceğiz. Sizlerden beklentimiz ise kendinizi bu geleceğe hazırlamanızdır. Tabii bu hazırlığın söylemek kadar kolay olmadığını biliyoruz. Bunun için yeri geldiğinde güncel gelişmeleri takip etmek, yeri geldiğinde eskilere kulak vermek, bazı gençlerimize eskilerin tavsiyeleri biraz harcıalem gelebilir ama emin olun öyle değil."

"Bugün ise en basitinden selamlaşmayı dahi unutmuş, ihmal eder hale gelmiş hatta beceremeyen gençlerimize rastlıyoruz. Halbuki Kur'an ve sünnetten Kutadgu Bilig ve Babürname'ye, destanlarımızdan şiirlerimize kadar, medeniyetimize temel teşkil eden tüm eserlerde selamlaşmanın önemine vurgu yapılır. Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle emretmiştir, 'Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.'. Evet. Selamünaleyküm. Ve aleykümselam." diye konuştu.

AY: Selamlaşma gerçekten çok önemlidir. Ancak, son yıllarda siyasette kullanımı yüzünden bazı gençlerin “selamünaleyküm ve aleykümselam” sözcüklerini kullanmaktan imtina ettiklerini görüyoruz. Tıpkı bir zamanlar Mehter’e sahip çıkan bir parti yüzünden bir kesimin Mehter’den nefret etmesi gibi, neyse ki unutuldu. Şimdi de birisi rahmetli olduğunda temenni için bir kesim “Nurlar içinde yatsın” derken, bir kesimde “Işıklar içinde yatsın” diye ayrışmayı sürdürdüğü gibi.

“Işıklar içinde yatsın” sözü mevtânın ardından asırlardır söylediğimiz “Nûr içinde yatsın” temennisinin bugünkü “entel” karşılığı oluyor ve rahmetli muhafazakâr veya dindar çevrenin hürmet gösterdiği bir zât ise bu defa alışılmış ifade, yani “Nûr içinde yatsın” sözü telâffuz ediliyor. (Murat Bardakçı)

Türkçe çoktan merhum oldu ama "Nûr içinde" değil, "Işıklar içinde" yatıyor!

https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/2171497-turkce-coktan-merhum-oldu-ama-nur-icinde-degil-isiklar-icinde-yatiyor#

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bu iklimin bereketinden mahrum bir gençlikten daha büyük davalara hizmet nasıl beklenebilir? Selamdan mahrum kalmayı beddua kabul eden bir ecdadın evlatlarına, başı önde gelip geçmek yakışır mı? Biz şahsen kendi tekamülümüzü bu tür nasihatlere ve nasihat sahiplerinin dizleri dibinde büyümeye borçluyuz. İnşallah sizlerin de bu hikmet pınarlarından en verimli şekilde istifade edeceğinize inanıyorum… İnsana yaşadığını hissettiren sadece kalbinin atması veya ailesiyle, arkadaşlarıyla geçirdiği vakit değil, kendisini aşkın bir davaya mensup hissetmesi ve o dava yolunda verdiği mücadeledir.” 

AY: Bu iklimin bereketi çoktur. Her gencin ülkeyi tanıması, gezmesi, nefes alması vb. gerekir. Büyüklerin nasihatleri, tecrübelerinden dipte kalanları dinlemek, öğrenmek gençleri çabuk olgunlaştırır. Keşke, her genç dedesinden, nenesinden, anne-babasından hikmetleri alabilse ve değerlendirebilse. Elbette amaçsız, hedefsiz bir çalışma sonuç vermez. Ama bu illa da siyasi bir hedef olmamalı, kendisinin ve ülkesinin ikbali için olmalıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ayasofya yeniden ibadete açıldı, Taksim'e cami yapıldı, kıyafeti yüzünden mağdur edilen insanlar haklarına kavuştu, inanç ve değerlerin üzerindeki baskılara ve yasaklara son verildi. 

Gençlik, heyecan, ataklık ve cesaret ile doludur. Gençleri –kadın-erkek farkı gözetmeden- en iyi şekilde vatanına-milletine yararlı bir insan gibi yetiştirmek en büyük görevimiz olmalıdır.

Ne mutlu genç olana, genç kalana…

“Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar

Sesimizi yer, gök, su dinlesin
Sert adımlarla her yer inlesin
Sesimizi yer, gök, su dinlesin
Sert adımlarla her yer inlesin

Bu ağaçlar güzel kuşlar
Ya bu insanlar insanlar
Güneş ufuktan bir gün doğar
Yürüyelim arkadaşlar

Sesimizi yer, gök, su dinlesin
Sert adımlarla her yer inlesin
Sesimizi yer, gök, su dinlesin
Sert adımlarla her yer inlesin inlesin”