Göktan Ay


Doç.Dr. Yusuf BENLİ’nin ‘Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu’ Eserine Bir Bakış…

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr.Üyesi Doç. Dr. Yusuf Benli ile “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” adlı eseri ile ilgili yaptığı röportaja yer vermiştik. Şimdi de kendi görüşlerimizi aktaralım.


İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğr.Üyesi Doç. Dr. Yusuf Benli ile “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu (BİTEM)” adlı eseri ile ilgili yaptığı röportaja yer vermiştik. 

Şimdi de kendi görüşlerimizi aktaralım.

1/ Her şeyden önce, İTÜ T.M.D. Konservatuarı mezunumuz, sevgili Y.Benli’yi tebrik ederiz. Türk Müziği alanında kim eser ortaya koyuyorsa teşekkür ediyoruz. Elbette burada yine belirtelim ki Doç. aşamasında dosyasında “basıma hazır” ibaresi ile yer verilen eserlerin Prof. olduğunda bile ortada gözükmemesinden üzüntü duyuyoruz.

2/ Pan Yayıncılık sahibi dostlarımız sağ olsunlar, okumayan müzik ve güzel sanatlar alanı insanları için yine destek veriyor.

3/ Y. Benli Hoca, bu çalışmasıyla “müziğin tını estetiğinin bağlama üzerinden anlatılmasını ve metotlaştırılmasını hedef almış. Tını estetiği konusu elbette sadece Bağlama için değil, tüm Türk müziği ve Çok Sesli Müzik vb. çalgılar için geçerlidir.

4/ Birinci bölümde Bağlama hakkında tarihçe ile Kopuzdan Bağlamaya geçiş ve Bağlama icrasının gelişimi hakkında bilgi verilmiş. 

5/ Y.Benli çalışması boyunca “enstrüman”, “saz” kelimelerini değil “çalgı” diyerek  doğru terminoloji kullanmıştır. Akademisyenlerin YÖK’ün kabul ettiği terminolojiyi (Çalgı (Eğitimi) Bölümü, Meslek Çalgısı, Çalgı ASD vb.) kullanması zorunluktur ki ben de “Müzik Terminolojisinde Yanlış Bilinen Doğrular” adlı eserimizde buna geniş yer vermiştik. Ancak hala 52 Konservatuvarda “Dil ve Terminoloji” birliği sağlanamaması da alana hizmet edenlerin günahıdır.

6/ Y. Benli; Bağlamada Düzenler, Boyutlarına Göre Bağlama Ailesi, Özel Bağlama Ailesi başlıklarına geniş yer vererek okuru Tını Estetiğine hazırlamış…

7/ Müzikte “tını” nedir?

Müzikte tını/timbre terimi “özel ses tonu-ses rengi” olarak da tanımlanabilir. Sesin üretilme biçimine göre değişiklik gösteren renk farkı, sesin tını özelliğini oluşturmaktadır.” (Benli)

“Müzikte, tını, ton rengi veya ton kalitesi olarak da bilinir, bir müzik notasının, sesinin veya tonunun algılanan sesidir. Tını, sesleri kaynaklarına göre, örneğin koro sesleri ve müzik aletlerine göre ayırır. Ayrıca dinleyicilerin aynı kategorideki enstrümanları ayırt etmelerini sağlar.” (Vikipedi)

 

“Bu örneği hayal edin: Carlos Santana ve Wolfgang Amadeus Mozart, elektro gitarı 18. yüzyıl piyanosuna karşı çalmak üzere mucizevi bir şekilde bir araya getirilmiş. Sırayla A notasını çalıyorlar. Özellikle A4 - piyanoda orta Do'nun üstündeki A, 440Hz'e ayarlanmış. Aynı notayı çalıyor olsalar bile, iki ses çok farklıdır. Aslında o kadar farklı ki, gözleriniz kapalı olsa bile kimin çaldığını anlayabilirsiniz. Ve bu, özetle, tınıdır. Özünde, belirli bir müzik aletinin ses kalitesidir.” (Mastered Blog)

“Temel Tını Türleri: 

Bir müzik aleti sesi çeşitli yönlerden belirleyebilir. Örneğin bir gitar ya da keman hem yay hem de tel çekme tekniği kullanarak ses üretebilir;

Sesin karakteri aynı zamanda müziğe belirli distorsiyonlar ve tonlar veren ek sesler ve armonikler gibi harmonik unsurlar tarafından da belirlenir;

Sesin kayıt karakteri, notaların seslendirildiği aralığa bağlıdır. Örneğin, yüksek notalar hafif ve havadar melodiler yaratabilirken, alçak notalar müziğe daha koyu ve derin tonlar verebilir;

Sesin dokusu veya yanıltıcı karakteri, performans tekniği, ritim, eşlik eden enstrümanlar, nota aralığı ve çok daha fazlası gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.” (Ampedstudio)

Görüldüğü gibi 4 farklı kaynakta, benzer cümlelerle tınının ne kadar önemli olduğunu vurgulanmış. (Elbette, kaynaklardaki yanlış terminolojiyi görüyorsunuz: Müzik aleti, enstrüman vb.)

8/ Y. Benli 4 ayrı bileşen üzerinden  ele almış:

1/ Yapısal özellik, perde sistemi vb.

2/ Çalış tekniği ve nüanslar vb.

3/İcracıyla-eser  arasındaki manevi bağlantı vb.

4/ Eserin alt bileşenleri vb.  (Sf.33)

Y.Benli Hoca, daha sonra bu 4 başlığı açarak ne kastettiğini anlatmış. Her özellikte farklı duyguların, ses duyumların olduğunu görmüş.

9/ Y.Benli, Kayıtlı veriler ışığında geleneksel bağlama icrası yapmış bazı usta icracılarının isimlerini yazarak Bağlama öğretiminde 2’nci evrenin de tamamlandığını şöyle açıklamış: “Birinci ve ikinci evresini tamamlayan bağlama öğretiminde gelinen bu noktada bağlama icrası ile ilgili icra edilecek bir eserin notası tel numarası, parmak numarası ve mızrap vuruşları bellidir veya hemen belirlenebilmektedir.”

Benli Hoca, artık  “bağlamada icra edilecek eserin hangi telde, hangi parmakla ve nasıl tezene vurulacağı sorusu yerine eserin “tını estetiği” ile nasıl çalınacağı sorusunun sorulması” ile “3’üncü evreye geçildiğini ya da geçilmesi gerektiğini” belirtmiş.

10/ Bu 3’üncü evrede dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle berlirtmiş:

“Coşku ve yüksek enerji ile parmağın perdeye ve tezenenin tele olan teması yani  kıvam, (Kıvam: parmak baskısındaki “güç yoğunluğu dengesi”, tezene tutuşundaki “sıkma dengesi” ve tezene “vuruş darbı”dır.) Kıvam, bağlama icrasında gerek parmağın perdeye temas ânındaki baskı güç yoğunluğu dengesi gerekse tezene tutuşundaki sıkma kıvamı ve tezene vuruş darbı çalış tekniği ile birlikte nüans derecelerini de belirleyen temel özelliktir. 

11/ Y.Benli’nin Çok Sesli Müzik’te çok kullanılan “çalış hız terimlerini” Bağlama için de kullanması doğru olmuş.(sf.47-56)

12/ Sf. 69-88 arası Tezene Kalıplarına örneklere,  Sf.97-317 arasında da Tını Estetiğine göre çalınması gerek türkülere yer verilmiştir.

13/ Sonuç olarak Y.Benli diyor ki; “Bağlama İcrasında Tını Estetiği Metodu” (BİTEM) bileşenlerinin icraya uygulanması sonucu elde edilen, duygu ve coşkuyu içinde barındıran; bölgeye, yöreye, türe, tarza ve kişiye ait istenmeyen seslerden arınmış rafine bir tınıdır.” NOKTA