İrfan Sönmez

Tarih: 03.07.2025 21:31

BU MUDUR DEVLET AKLI?

Facebook Twitter Linked-in

Apo’nun 1999’ yılında Türkiye’ye teslim edilmesi, PKK’ ve uzantılarında büyük şok yarattı. Önce  inanamadılar, müttefiklerinin onları yolda bırakmayacağını düşünüyorlardı,ama sonra yakıcı gerçeği kabul etmek zorunda kaldılar. Hamileri onları yüz üstü  bırakmış, kullanıp bir kenara atmıştı.

Fakat asıl büyük şok gerideydi, yere göğe sığdıramadıkları Apo, sorguda çözülmüş, bildiği bilmediği her şeyi anlatmış, ona inananların hayallerini yıkmıştı. Sorguda o kadar küçülmüştü ki, her türlü hizmete hazır olduğunu söylüyor, hayatını kurtarmak için bayrağı öpüyor, Kürtlere hiç bir baskı yapılmadığını belirtiyor,Şeyh Said’e yapılanları doğru bulduğunu ifade ediyordu.
Yargılama aşamasında da  aynı tavrı sürdürdü. Onun bu korkak tavrı,Örgütte tartışmalara neden olmuş, yüzlerce militan Örgütten ayrılmıştı.

PKK bir lider hareketiydi, bir lider vardı bir de diğerleri…Bu tip hareketlerde liderin tasfiyesi örgütün dağılması anlamına gelir.
Tarihte,başı koparılınca dağılan bir çok kalkışma örneği vardı. Bu tecrübeye rağmen, devletin istihbarat kurumu tam tersi bir yol izledi. Öcalan’ın asılmaması için gazetecilere brifinkler verdi. Bunu yaparken İki argümanı vardı: bir; Öcalan’ın asılması halinde örgütte yeni liderlerin  çıkacağı, Öcalan’ı yaşatarak onun üzerinden Örgütün kontrol edileceğiydi, iki; “ABD Öcalan’ı asmamak şartıyla  teslim ettti”gerekçesiydi. İkisi de yanlıştı. Başsız hareketlerin nasıl sönüp kaybolduğuna dair tarihte sayısız örnek vardı. Üstelik Örgüt’ün Öcalan üzerinden dizginleneceği ham bir hayaldi. Tam tersine Öcalan Örgüt’ü yıllarca avukatları üzerinden yönetti. O yaşasın diye her  yolu deneyenlerin hiç bir beklentisi gerçekleşmedi.

Öcalan yaşadığı için Örgüt de yaşadı. Asılmama şartı diye bir şey de yoktu. Onu teslim edenler, sadece adil yargılanmasını istemişlerdi. MHP lideri Bahçeli bile MİT raporlarıyla ikna edildi.

Aradan 25 yıl geçti, Apo’yu kurtaranlar şimdi yine devredeler. Dün Örgütü onun üzerinden kontrol ederiz diyenler bugün ‘ Terörsüz Türkiye’ için onun serbest bırakılmasını, mecliste konuşma yapmasını, istek ve taleplerinin kabul edilmesini istiyorlar. Türk toplumunun, binlerce insanın katilinin yeni pozisyonunu kabullenmesini bekliyorlar. 

İnsanlığın kemal noktası Hz. Peygamberdir. O bile, amcası Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi’ Müslüman olduğunda ona;“ Müslümanlığın tamam ama bana amcamı hatırlatıyorsun, gözüme fazla görünme diyecek, Vahşi de Medine’den ayrılıp başka bir şehire taşınacaktı.

Bugün Apo’yu göklere çıkaranlar, binlerce şehit veren vatandaşın  ona karşı yüzünü buruşturmasını bile çok görüyorlar. Bekliyorlar ki,vatandaş bu haine kurtarıcı muamelesi yapsın. Onu terörist olarak görmesin, evlatlarının akan kanını unutsun.

Bir de buna ‘devlet aklı’diyorlar. Onu idamdan kurtarırken de öyle demişlerdi. Öcalan’ın yaşatılmasının bu ülkeye ne faydası oldu? PKK daha büyüyüp Suriye’de devletleşmedi mi? Öcalan teröristlikten siyasi liderliğe terfi etmedi mi? Onun peşine takılarak başlatılan birinci Çözüm Sürecinin sonu Hendek terörü ve yüzlerce şehit olmadı mı?Hala terör yoluyla elde etmeye çalıştıklarını siyaset yoluyla istemeye devam etmiyorlar mı? Spor kulüplerine, partilerine devlete meydan okurcasına isyan ve ayrılıkçılığı körükleyen isimler(Kobani Spor gibi) vermiyorlar mı?

Bu mudur devlet aklı? Hangi devlet aklı, ülkesini bir örgüt liderinin peşine takar? Bölücülüğü meşrulaştırıp, vatan toprağını pazarlığa açmak ne zamandan beri devlet aklı oldu?

Bu ülke, Apo’yu binbir yalan söyleyerek idamdan kurtaran resmi görevliler ile  onların medyadaki uzantılarından hesap sormadıkça başını terör belasından kurtaramaz. Bu, devlet  veya millet aklı değil, vatan toprağı üzerinde hesabı olan başkalarının aklıdır.Bu akla teslim olmak, PKK ile aynı düzleme düşmektir. Sonunda Apo’nun dediğine gelecekseydiniz, bunca gencin hayatıyla niye oynadınız?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —