Cuma İçten


RACON ÖYLE DEĞİL, BÖYLE OLUR!

RACON ÖYLE DEĞİL, BÖYLE OLUR!


En kolay olan zaten racon kesmektir, adam olmak ise en zor olandır. Her serseri racon kesebilir ama herkes adam olamaz!

Racon kesenlerin ağzından hakaret ve küfür çıkar, kural olmaz en büyük gücünü kuralsızlıklardan alır. Racon kesenler dünyanın en korkak insanlarıdır. Sadece bağırır, kuru gürültü yapar tüm sermayesi budur. İnsanların sınırlarını aşmayı sever ilgi çeker sınırları aşınca da kendisine kamuoyu önünde kimsenin zarar vermeyeceğini bilir avazı çıkarcasına bağırdıkça koruma zırhı daha da genişler. Neyse ki bu durum siyaset için geçerli değildir.

Gerçekte Racon; kurallara uymak. Adaleti, hakkı, hukuku tanımak; alçak gönüllü, mütevazi olmak, kendisine oy veren, vermeyen herkesi kucaklamak ülkenin tüm sorunlarına çözüm bulmaya çalışmak ile olur. Siyasetçiler milleti hakkı ile temsil ederken anayasaya ve hukuka uyanların haklarını korur, hukuka aykırı tüm kişi ve işlerden uzak durur, raconu kesecek biri varsa o da devlettir onun adına ADALET keser. Tarihte racon kesenler hep racon ile muhatap olmuşlardır. Hangi dilden anlarsan onunla muhatap olursun.

Ak parti mhp iktidarı ülkeyi 6 yılda Tımarhaneye çevirdiler!

Nerden tutarsanız tutun elinizde kalıyor! Her alanda TUTARSIZLIK var. Her köşe başında RACON kesen var. Mafya bile iktidara hatta devlete racon keser hala geldi.

Nereden nereye geldik! Sicilya ile yarışır haldeyiz. Böyle bir durumda kaybeden sadece sen, ben, biz değiliz 84 milyon birlikte kaybediyoruz.

Siyaset Nezaket dili ile milletine hizmet etme sanatıdır.

Örnek seçilmiş kişi milletvekilidir, milleti temsil eder. Racon kesmek, kabadayılık yapmak, posta koymak siyasilerin işi değildir. Bu işi onlardan daha iyi yapıp hakkını verenler toprak altında, cezaevinde, hastanede ya da kaçak olanlardır.

Dokunulmazlık zırhına, makamına, rütbene, korumana, parana, çevrene, unvanına, devlete, ailene, aşiretine güvenerek RACON kesmek kolay! Zor olan tüm bunlar olmadan, her Zaman her yerde, kime yapılırsa yapılsın, kim olursa olsun, haksızlık karşısında ADAM gibi karşı koymak ile RACON kesilir.

Racon nasıl mı kesilir?

Ülkemin cumhurbaşkanına “Aptal olma” diye mektup yollandığında ABD büyük elçiliği makama çağrılır, Dünya kamuoyu önünde sert bir diplomatik üslup ile mektup resmi bir yazı ile kayıtlara girecek şekilde iade edilir ve NOTA verilirdi.

'Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız.' dedikten sonra hemen akabinde rahip ABD’ye iade edilmezdi, ya Almanya’ya Avrupa’ya iade edilenlere ne demeli!

Davos’ta “one minute” krizinde İsrail’e posta konulduğunda hemen akabinde özür dileyip, özür dilememiş gibi Dünya’da algı yönetimi yapılmazdı, İsrail’e terörist devlet dedikten sonra Terörist devleti defalarca saraylarda, TBMM’de kırmızı halılarla devlet töreni ile karşılanmazdı. Tarihin en büyük ticari anlaşmaları İsrail ile yapılmazdı.

Hdp’ lilere terörist deyip; parti yardımı yapılmaz, meclisi yönetmesine, kırmızı plakalı araçları kullanmalarına müsaade edilmez, Osman Öcalan TRT’ye çıkarılmaz, Öcalan denen teröristin mektupları meydanlarda okutulmaz; hakimler savcılar teröristlerin ayağına gitmezdi.

Askerlerimiz Suriye’de Rusya tarafından şehit edildikten sonra dostumuz Putin ziyaret edilmez, hatta S400’ler alınır kurulur, F35’ler ile ilgili ABD’ye NOTA verilirdi.

Öğretim görevlileri, öğrenciler, pazarcılar, hal esnafı, kebapçılar, asgari ücretliler, Eyt’liler terörist ilan edilmezdi.

Ya da mal varlığı üzerinden ABD’nin sayın Cumhurbaşkanına, Hollanda’nın Binali Yıldırım’a tehditlerine pabuç bırakılmaz aksine “hodri meydan” denilirdi. Yargıtay MAN Adası’na ilişkin MASAK raporuna dayanarak belgelerinin sahte olmadığını söylemesi üzerine “ispatlasınlar istifa ederim” demenin gereği yerine getirilirdi.

Ben daha fazla Türküm diye racon kesen biri daha çıktı!

27 Mayıs 1960 askeri darbede kurmay yüzbaşı olarak görev alıp, menderesi astıranlardan birinin oğlu, darbe yapılmasından, rahmetli menderesin asılmasından, rahatsızlık duymayan babası ile gurur duyan bir siyasetçi öğretim görevlisi çıktı. (Merhaba bir sen eksiktin, 'Hûn bi xêr hatin” Tımarhaneye) Dağıstan’dan gelip on binlerce yıl bu toprakların sahibi olan, bizlere vatanı anlatmaya çalışan bir parti lideri daha oldu.

Ben bir Kürt olarak 5 dedemin ismi ile birlikte mezar taşını ziyaret edebilirken, Dağıstan’dan gelen bu zat Türklüğünü diğer Türkler ile yarıştırma derdine girmiş. Herkese kaçak muamelesi yapan zata sormazlar mı dedenin geldiği yer Türk yurduysa senin burada ne işin var? Yok değil ise ata topraklarına ataların neden sahip çıkmamışta şimdi yapmadığın bir şey için racon kesiyorsun? Yarın da buradan nereye kaçacaksın?

Acaba kendisi Türk mü?

Genelde birileri kendi ırkı üzerinden ırkçılık yapıyor ise bilin ki o ırkın mensubu değildir, amacı o ırkın zırhına girip bir başkalarını pataklamak ve böylelikle aidiyet duygusunu geliştirmek ve zırh elde etmektir. Bu tipler Almanlarda da Fransızlarda da Ruslarda da fazlası ile var. Bugün kucak açtığımız Arap veya Afganlıların yarın doğacak torunları da bu zat gibi davranacaklarından pek kuşkum yok. Ben ülkenin sahibi olarak bunlardan rahatsız değilim. Kim kendini ne hissediyorsa varsın o olsun. Irkçılık yaptığı halde Siyasal bir tabana sahip olmayan bu zatın gündeme gelme çabası Suriyeler kendi ülkesine gittiğinde bitecektir. 250 bin dolara vatandaşlık satılırken, Rusya askerimizi Suriye’de katlederken, racon kesmeyen “silahsız geliyorum” deyip bakanlık basmayan, bakanlık önünde şov yaparak gündeme gelerek oy toplayacağına inanan bir siyasetçimiz daha oldu hadi hayırlı olsun. İktidar şimdi çok seviniyordur! Cumhurbaşkanı olmak iddiası olmadan muhalif partiden birini aday gösteren siyasal bir yaklaşım! Merhaba siyaset!

Peki Attığı adımlar kimin işine yarıyor?

Elbette iktidarın. İktidar eli ile kurulduğunu düşündüğüm, bu ve benzeri siyasi oluşumların hedefi iktidarın toplayamayacağı oyları kendi partilerine toplayıp onlar üzerinden sonrasında ittifaklar geliştirmek. İktidar içinden muhalif hareketlerin çıkması siyasetin doğası gereği elbette karşılığı olacaktır. Ancak CHP’nin ve İyi Partinin, muhalefet içinde iktidar yanlısı sözde muhaliflerin, siyasal oluşumlarının asla karşılığı olmaz. Tarih bu örnekler ile doludur.

İçişleri Bakanının kapısına Kürt kimlikli bir siyasetçi dadansaydı sonu ne olurdu?

Ülkenin İçişleri Bakanı ise bu şahsı “istihbarat” elamanı olmak iddiası ile suçladı!

Öyle ise sayın bakanın ilgili parti liderinin, hangi ülkenin istihbarat elemanı olduğu iddiasını netleştirmelidir.

Suriyelileri iktidar geri yollayacak ise bu gerginlik kimin işine yaradı?

İyi partinin oylarını almaya hevesli bir partinin iktidara; bak bende buradayım deyişi danışıklı dövüş olmasın! Kasımpaşa kültürü ile başlayan siyasetteki RACON kesme hızla başka mahallelere sıçrayarak devam ediyor. Oysaki bu alemde bir laf vardır “benim olduğum yerde benden başka kimse RACON kesemez” Eee bu durumda şimdi ne olacak!

Memleket Kurtlar vadisine döndü, öyle ya siyasi iktidar TV’lerde çevrilen tüm filim ve dizilerde senaryosunu kendi tezgahından geçiriyor ise başka bir sonuç beklemek doğru olmaz.

Ak parti iktidarından önceki Türkiye’de farklı siyasi partilerin liderlerinde ve milletvekillerinde temiz dil, temiz bir üslup vardı. Birbirlerini eleştirirken bile edep, ahlaka, insan olmanın gereğine uyulur ve dikkat edilirdi. Tartışma programlarında bile yüzleşmekten çekinilmez tüm sorunlar konuşulur edebi HİCİV sanatı sergilenirdi.

Eh! tabi bunlar için kültürlü siyasetçiler olmalıydı o da nerde!

Ak parti tüm değerleri ayaklar altına aldığı gibi siyaset yapanların saygınlığını da ayaklar altına aldı ve seviyeyi yerle bir etti. Ak parti 20 yıldır kutuplaşma üzerinden oy devşirmekte ve safını sıkı tutmaktadır. 20 yıldır ak parti genel başkanı diğer siyasi parti liderleri ile bir TV’de boy gösterememiştir. Sizce bu korku neden? Hadi buyursunlar da görelim.

İlk seçimlerden sonra Gelecek Partisi ‘SİYASİ AHLAK YASASINI’ çıkartacak ve sokak ağzı ile siyaset yapılmasını tarihe gömecektir. Siyaset kurumuna olan güveni tekrar kazandıracak ve namuslu, ilkeli, değerlere sahip hangi düşence olursa olsun herkesi dinleyen, kucaklayan, siyaset anlayışının hâkim olmasını sağlayacaktır.

Karanlık günlerden aydınlık GELECEK günlere. . .