Selçuk Özdağ


2 TEMMUZ 1993

Topluluklar/kalabalıklar sanılanın aksine duyguları ile hareket ederler, fazla düşünmezler, coşkun ya da kızgındırlar. Bireylere atfedilen bu özellikler esasen kalabalıkların şiarıdır. Birey ile konuşursun, tartışırsın, uzlaşamaz ya da fikrini değiştirebilirsin.



Topluluklar/kalabalıklar sanılanın aksine duyguları ile hareket ederler, fazla düşünmezler, coşkun ya da kızgındırlar. Bireylere atfedilen bu özellikler esasen kalabalıkların şiarıdır. Birey ile konuşursun, tartışırsın, uzlaşamaz ya da  fikrini değiştirebilirsin.

Yeterince doldurulmuş kalabalıkların sevk ve idaresi bir tek slogana, basit bir kıvılcıma bakar. 
Cahil ve kötüler,  örgütlü ve organize kalabalıklara dönüşürse, hukuka ve insana saygılı, onurlu iyi insanların bunların karşısında durma şansı neredeyse imkansızdır.

Zira bunlar ilke nedir bilmez, kendi çıkarları için öldürür, yakar hatta ölürler de. Ülkeleri, konu komşuları da umurlarında değildir bunların. 
Bu güruhlardan evvel, onları organize edenlere hesap sorulmadığı taktirde bunların yeni kalabalıklar bulması hiç de zor olmuyor.

Ve bizlere millet olarak bu acıları çok yaşattılar. Toplum önderleri ve siyasetçilerin din/inanç ideoloji ve hamasetle doldurduğu toplum kesimleri  birilerinin elinde hep oyuncak oldu, silah oldu, bomba oldu ve gün geldi ateşe benzin döken eller oldu.

Kalabalıkların akl-ı selim olmaları beyhudedir. Onlara yön verenlerin akl-ı selim sahibi ve her şeyden önce insan olmaları gerekir. 
Bencil çıkarları, siyasi ikbal kaygıları adına milletimizi birbirine düşman edenler, yaktıkları bu ateşin kendilerine uğramayacağını düşünür hep.

Ve kalabalıklar..!
Onlar,  tıpkı idam mangalarındaki askerler gibidir.
Derler ki; idam mangalarında  tüfeklerden biri kuru sıkıdır ve hangisinin kuru sıkı olduğu bilinmez. Böylece ateş eden infazcıların her biri kendininkinin kuru sıkı olduğunu düşünüp vicdanını rahatlatır.

Ama unutulmasın ki bu vicdanlar asla huzura ermez. Zira yitip giden nice can, kiminin evladı, kiminin ana/babası, kiminin kardeşi, kiminin de yavuklusudur. Her biri biz ve her birimiz onlardır aslında. 
Herkes elini vicdanına koyup gerçekten bizler ne yapıyoruz demeli artık.

Ve maalesef 30 yıl önce bugün yukarıda bahsettiğim şuursuz ama doldurulmuş kalabalıklar eliyle, aralarında yazar, şair, düşünür ve sanatçı 33 insanımız Sivas'ta yakılarak öldürüldü. 
Her birini saygı ve rahmetle anıyorum. Yakınlarına ve sevdiklerine tekrar başsağlığı diliyorum.

Doç.Dr.Selçuk Özdağ Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi, 28.Dönem Muğla Milletvekili