YÜKSEL DURAK'IN YORUMUYLA; “MASADA DEPREM” Altında kim/kimler kalacak?

YÜKSEL DURAK

TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 11. HAFTA (3-6 Kasım 2023)

Son şampiyon Galatasaray için yeni sezon çok iyi başlamıştı. Şampiyonlar Ligi’nde ön elemeler geçilmiş, grupta Manchester galibiyetiyle 4 puana ulaşılmıştı. Kayseri beraberliğiyle başlayan Süper Lig’de de ardı ardına galibiyetler gelmişti.

 

Şampiyonluk özlemi artık tavan yapan Fenerbahçe ise sezona ezeli rakibi GS’den de iyi başlamıştı. Avrupa’da ve Süper Lig’de fırtınalar estiren takım oynadığı her maçı kazanmış, yarıştığı iki kulvarda da lider olmuştu.

 

Beşiktaş ve Trabzonspor ise dalgalanmalar ve kırılmalar yaşayınca yarış bu iki takıma kalmış gibi oldu. Muhtemelen şampiyonluğu da kendi aralarında oynayacakları maçlar belirleyecekti.

 

DEJAVU… Aslında FB geçen yıl da böyle başlamıştı. Her şey iyi giderken yaşanılan ilk sorunda dengeler değişmiş, takım gerçekten şanssız 2 maç sonunda Sevilla’ya elenmiş, Süper Lig’de şampiyonluğu kaybetmişti.

 

FENERBAHÇE’NİN FENERBAHÇE’YE ETTİĞİNİ… Zannederim kimse etmemiştir. Neredeyse herkes sebebi “Milli Ara” gibi görmüş ancak işler iyi giderken ilk sorundan sonra gereksiz 3-5-2 tartışmaları gündeme girmiş… Ardından hakem-VAR kararları tek gündem olmuş, tepki ve eleştiriden öte ortalık yangın yerine çevrilmiş… Sonrasında “5. yıldız” talepleri gelmiş…

Neticede şampiyonluk ve Avrupa Ligi elden gitmişti.   

 

Bu yıl da benzerini yaşanmıyor mu? İnanılmaz bir seri yakalayan takımın Başkanı, Uğur Dündar ile yaptığı programda gündemi değiştirdi. Başkan Ali Koç, alenen ve/veya zımnen federasyon, MHK, hakem-VAR kararlarının ötesinde rakipleri, daha da açık söylemek gerekirse GS’yi hedef aldı.

Buna GS Başkanı Dursun Özbek cevap verdi. Ardından GS Yöneticisi Erden Timur’un iddiaları gündemi sarstı. Erden Timur’a muhatapları cevap verdi.

Sonrasında eski ve yeni hakemler, yardımcı (yan) hakemler ve hatta hakem eşleri devreye girdi. Yangın yerine döndü buralar. 

Buralar yangın yeriydi ama yangını söndürmesi gerekenlerden (TFF-MHK) ses çıkmadı, klasik, anlamsız ve yetersiz cezalarla sorunların üstü örtülmek istendi adeta.

 

Oysa herkes araştırma ve inceleme istiyordu. Geçen yıl Erden Timur’un, “Herkes için adalet” çağrısı karşılık bulmamıştı. Buna karşın şimdi herkes “adalet” isterken neden TFF ve MHK “hodri meydan” demiyor?

 

Yangın durulmuyordu… FB Başkanı Ali Koç, Divan Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda muhataplarına sert göndermelerde bulundu, taklit etti, hakaretamiz ifadeler kullandı, şiddet içeren cümleler kurdu. Gündem bir kere daha FB ve Ali Koç oldu.

Ancak bu defa Ali Bey’e öncelikli cevap Tuzlaspor’dan geldi. Kulüp, Ali Koç’un isim vermeden kendilerini itham etmesi gerekçesiyle çok sert bir açıklama ile cevap verdi. Tuzlaspor Kulübünün açıklamasında Ali Koç’a hitabından öte ciddi iddialar yer aldı. Ali Koç’a Lamine Diack (Şimdi Ankaragücü Futbolcusu) transferi ve Olgun Peker ile ilgili sorular vardı.

 

Ardından GS Başkanı Dursun Özbek’ten Ali Koç’a “bölmeyin” çağrısı geldi. Özbek, kulüp başkanlarına itidal tavsiye etti.

 

“Otuzikikısımtekmilibirden” bir film seyrediyorduk sanki. Gündem, tıpkı siyaset gibi her gün değişiyor, yarını merakla bekliyorduk… Futbol mu? Hafta sonu oynanan maçlar mı? Trabzon’un 26 yıl sonra Kadıköy’de kazanması mı? Şimdi pek sırası değildi herhalde… 

 

Malum, “masa” sözcük dağarcığımızda ağırlıkla yer alan bir metafordur. Genel seçimler öncesi ittifaklardan birinin adı “Altılı Masa” idi. “Masanın altında kim/ne var?”, “Orta bacak nerede?”, “Yedinci ayak kim?” soruları ve “Masa dağıldı” söylemleri kayıtlarda yerini almıştı. 

 

Futbolumuzda da önemlidir “masa”. Yarışta geride kalan yöneticiler, hemen “masayı” gündeme getirirler. Saha dışı faktörler, dış güçler, masa başı oyunlar kayıtlara geçer. 

Ama bu defa bayağı sertleşti iş. Masada deprem var… Masa fena halde sallanıyor. Yıkıldı, yıkılacak…   

Eski Adalet Bakanından mülhem, “Adalet yerini bulsun, yıkılacaksa bu masa bu defa yıkılsın”…

Sağlıklı, tertemiz, heyecanlı ve kaliteli, hak edenin hak ettiğini aldığı bir yarış… Zannımca fanatikler ve fanatik yöneticiler ve fanatik medyacılar haricinde hiç kimse buna karşı gelmez…

 

Bütün bunlara rağmen federasyonun sessizlikten öte ketumiyeti hayret verici. 

TFF’nin en önemli meselelerinden biri ligimizin “Marka” değeriydi. Ama kimse futbol konuşmaz, herkes masa konuşurken federasyon hangi markayı koruyacak ya da değerini yükseltecekti acaba…

Sakın “masa” olmasın…

 

TOZ-DUMAN ALTINDA AÇILIŞ MAÇI

03.11.2023/Cuma

GALATASARAY AŞ-KASIMPAŞA AŞ: 2-1

Goller: Zaha (33’ ve 51’)/Omeruo (54’) 

 

Maç öncesi beklentim, tıklım tıklım dolu tribünler önünde Kasımpaşa kapanacak, hızlı ataklarla Muslera’nın kalesini zorlamaya çalışacaktı. Ancak öyle olmadı, TD Kemal Özdeş, takımını kalesinin önüne yığmadı, mümkün olduğunca önde oynamaya çalıştı. 

Korakor bir oyun ortaya çıktı, GS ilk 10, hatta 15 dakika içinde rakip kalede etkili olamadı. 

30 dakikalık bölümde Zaha istekli ve hırslı göründü, Hakim Ziyech ince oynamaya çalıştı. Uzun bir aradan sonra 11’de yer alan Nelson, Sanchez ile uyumlu görünmedi. 

 

33’te Zaha, ceza sahası dışından çok sert ve etkili vurup golü attı… GS taraftarı ceza sahası dışından golü bir süredir göremiyordu.

Bu devrede Zaha’nın golünün haricinde akıllarda kalan Fall’ın 2 pozisyonu oldu, Muslera gole izin vermedi.

 

2. devreye de konuk takım daha iyi başladı. Okan Buruk oyuncu değişiklikleriyle önlem almaya çalıştı. Ancak istenilen katkı gerçekleşmedi. 

Futbol işte bu… 51’de, bu defa ev sahibi, misafir takımın planıyla hızlı bir atak sonucunda Zaha ile 2. Golü attı.

Bu gol bir anlamda maçın bittiğini ilan ediyordu ki 54’te Omeruo duran topta skoru 2-1’e getirdi, son düdüğe kadar dedi.

Bir de üstüne Kaptan Muslera’nın sakatlığı -geçmiş olsun- geldi. 60. dakikada kaleye Günay Güvenç geçti. Bu dakikadan sonra karşılıklı ataklar vardı fakat her iki kalecinin de zorlandığını söylemek mümkün değildi. 

 

GS, istediğini alıp haftaya lider başladı. Akıllar Münih’teyken gözler FB-Trabzon maçına çevrildi.

 

GS’de Sanchez-Nelson uyumsuzluğu göze çarptı. Boey yine standart iyisini oynadı lakin hücuma yeterli katkı veremedi. Kaan Ayhan yine sakince görevini yaparken Torreira takımın en iyisiydi.

Doğal olarak maçın yıldızı Zaha oldu.

 

Paşa’da Mamadou Fall öne çıktı. Senegalli güçlü ve çabuk bir oyuncu ancak savruk... Son tercihleri; gerek şut ve gerekse pas anlamında sıkıntılı. Kariyer sezonunu oynayan Aytaç Kara savunmada iyiydi fakat bu maçta hücuma çok katkı veremedi. Kaleci Gianniotis’in gollerde yapacak bir şeyi yoktu. 

TD Kemal Özdeş, yenilmesine rağmen haftanın en iyi performanslarından birine imza attı. Son zamanlarda istatistiki olarak (GS; 4/15 şut ve Paşa; 5/12 şut) Bayern Münih’te dâhil GS ile böyle oynayan bir rakip olmamıştı.

 

Kemal Özdeş’in maç önü, maç içi ve maç sonrası beyefendiliğine karşın bazı Kasımpaşalı oyuncular pekiyi bir görüntü vermedi. Kendilerini çok kolay yere bıraktılar. Zaman zaman rakibi ve seyirciyi provoke ettiler.

 

Hakem Arda Kardeşler, oldukça iyi bir görüntü verdi. Maçın neticesine etki edecek hata yapmadı. Konuk takımın penaltı beklediği ve Zaha’nın ilk golü öncesi faul beklediği pozisyonlarda sıkıntı yoktu. Rakibin elini sırtında hisseden oyuncular kendilerini yere attı.

 

Maçın talihsizliği Muslera’nın sakatlığı oldu. 

Winck-Bardakçı pozisyonu (2 oyuncu da sarı gördü) hem gereksiz hem de çirkindi, yakışmadı. Winck’in provokasyonu kayıtlara geçti.  

 

AKILLAR BAYERN MAÇINDA MI? Olmamalı… Futbolda oynanan maç en önemli maçtır. Üstelik UCL’de Bayern Münih doğrudan rakip değildir. Elbette alınacak her puan çok önemlidir fakat grupta GS’nin rakibi Manu ve Kopenhag’dır. 

 

 

04.11.2023/Cumartesi

İSTANBULSPOR AŞ-SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ-: 2-4 

Goller: Ndao (40’), Rroca (89’)/Erencan Yardımcı (30’), Welinton (45+3’ ve 60’), Thuram (83’)

 

Esenyurt’ta seyir zevki yüksek, bol ve güzel gollerle süslü bir karşılaşma oynandı. Daha iyi taraf ve fırsatları daha iyi değerlendiren Pendik kazandı. FB maçından sonra takım moral kazandı.

 

Maçın yıldızı şüphesiz, bir asist ve 2 golle oynayan savunmacı Welinton oldu. Brezilyalı Türkiye’deki kariyer maçlarından birine imza attı.

Süper Lig’de santrfor rekabetinden söz etmiştim sezon başında. Bu rekabeti son haftalarda Erencan Yardımcı’nın da zorladığını söylememek genç oyuncuya haksızlık olur.

 

İstanbul TD Hakan Yakın için işler pekiyi gitmiyor.  

 

YILPORT SAMSUNSPOR-ATAKAŞ HATAYSPOR: 2-1

Goller: Ercan Kara (77’-P), Schindler (90+9’)/Lamkel Ze (36’)

Kırmızı Kart: Fernandes (90+11’) 

 

FB maçına kadar yenilgi yüzü görmeyen Hatay, bu maçın ardından üçüncü mağlubiyetini Samsun’da aldı. Aslında konuk takım maça daha iyi başlayan taraftı ve golü de bularak öne geçti.

 

Ligde henüz galibiyeti olmayan Samsun, 2. yarıda gemileri yaktı. Beraberlik golüne kadar da etkili oynadı. 

 

1-1’den sonra her iki takım da galibiyet için oynadı. Şans son dakikada Samsun’a güldü.

İlk galibiyetini alan Karadeniz ekibinde çok büyük bir sevinç yaşandı. Nerdeyse şampiyonluk sevinciydi yaşanan.

 

Maçta Samsunlu C. Holse öne çıkan oyuncu oldu. Hatay’ın iyisi golü de atan Lamkel Ze idi ancak Kamerunlu son dakikalarda mutlak bir golü harcadı. 

 

Maçta ilginç enstantaneler yaşandı;
3’e 1 atakta Samsunlu Mouandilmadji’nin topu ezmesi inanılacak gibi değildi.

Hatay’ın golünde Rivas harika bir asist yaptı.

Yine Samsunlu Drongelen’in ters vuruşunda -sert şutu da denebilir- top Kaleci Okan Kocuk’tan döndü.

 

SERİYE FIRTINA SONU

FENERBAHÇE AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 2-3

Goller: Tadic (61’-P ve 90’-P)/Onuachu (10’), Berat Ayberk Özdemir (46’), Pepe (47’)

Kırmızı Kart: İsmail Yüksek (78’)

 

Fenerbahçeli ve Trabzonlu dostlar kusura bakmasınlar ama öncelikle bu maç yazılamaz dedim. Hatta sadece sonucu yazıp geçmeyi düşündüm. Ama olmazdı…

FB-Trabzon maçları her zaman haftanın maçıdır. Özel maçlardır. Futbol tarihine kayıt düşülen maçlardır. 

 

Trabzon’da son şampiyonluktan sonra işler iyi gitmemiş, Abdullah Avcı ayrılmış, Bjelica dönemi başlamıştı. İşler daha da kötüye gidince yeniden ve ikinci Avcı dönemi başlamıştı. Yaralıydı takım, sorunlar vardı. Son Karagümrük maçı hiç tat vermemişti.

Ayrıca bordo mavililer bu statta rakibini 26 yıldır yenememişti.

 

Buna karşın FB, geçen sezon başarılı bir dönem geçirmişti. İyi oyunlar oynamış, içeride dışarıda maçları kazanmış, gole doymamıştı. Avrupa’da Sevilla’ya talihsiz bir şekilde kaybetmiş, o Sevilla Avrupa Ligi’ni kazanmıştı. Süper Lig’de şampiyonluğu son maçlara kadar kovalamış, sezonu ikinci sırada tamamlamıştı. Kazanılan Türkiye Kupası teselli olmuştu.

Şampiyonluk gelmeyince Jesus ile yollar ayrılmış, bu sezon büyük transferler yapılmış ve takımın başına camianın öz evlatlarından İsmail Kartal getirilmişti yeniden.

Sarı lacivertliler hiçbir maçı kaçırmadan ve üstelik birçoğunu kolay ve farklı kazanarak müthiş bir seri yakalamıştı. 15/15, 16/16…

Ev sahibi bu maça 19 maçta 19 galibiyet ile gelmişti. 

 

Evet, FB maçın mutlak favorisiydi lakin derbileri her zaman favorilerin kazanamaması gibi bir gerçek hep ihtimal dâhilindeydi.

 

Aslında futbol kamuoyunun gördüğü, Ludogorets’in bile öğrendiği taktiği Abdullah Avcı bilmiyor olamazdı ve görmezden gelemezdi. Topla çıkmak isteyen takım, FB’nin ezici ön alan baskısında topu kaybediyor ve topu ağlarında görüyordu. FB, birçok maçını 20. dakikada bitiriyor, sonrasını keyif ve antrenmana çeviriyordu. 

Trabzon kendi yarı sahasında, hele de ceza sahası civarında hiç top yapmadan başladı maça. Gönderilen uzun toplara da Onuachu bir şekilde müdahale edince Avcı’nın isteği fazlasıyla gerçekleşmiş oldu. Üstüne bir de kornerden gelen Onuachu golü, konuk takıma büyük bir avantaj sağladı. 

 

Sonrasında FB topla oynadı, Trabzon yine uzun top yaptı. Ancak devre tek isabetli şutla (Trabzon’un golü) kapandı.

 

Kimilerinde 2. devre başında bir gol bulacak FB’nin, bu maçı mutlaka çevireceği beklentisi varken kimilerinde de bu endişe hâkimdi.

KÂBUS… Devre Berat Özdemir ve Pepe’nin golleriyle başladı ve skor bir anda 3-0 oldu. 48. dakikada FB serilerinin sonlanması ihtimali artık çok güçlüydü. 

Buna rağmen 61’de Tadic’in penaltı golü Kadıköy’e umut getirdi. İsmail Yüksek’in kırmızı kartıyla 10 kişi kalan FB 90’da yine Tadic ile farkı bire indirdi ve daha 10 dakika vardı.

 

Olmadı… Trabzon Kadıköy’de galibiyet hasretine son verdi.

 

Abdullah Avcı bu maça müthiş hazırlanmış. Kaleci Uğurcan Çakır ve defans sağlam durdu. Berat Özdemir ve Mendy orta sahayı kapattı. Visca ve Pepe etkili oynarken Abdülkadir Ömür çok çabuktu. Maçın yıldızı, FB defansına bir dakika nefes aldırmayan Onuachu oldu. Oyuna girenler de katkı verdi.

 

FB, ilk yarıda çok etkisiz kaldı. 2. yarının hemen başında gelen şok goller belki de oyun planını bozdu. 3-0’dan sonra kenar yönetim çok da tepki veremedi. 2. devrede Ferdi Kadıoğlu-Tadic işbirliği zaman zaman Trabzon defansını yordu ve 2 gol bu kanattan geldi. İsmail Yüksek yine çok çalışkandı fakat dikkati (genel olarak) eksikti, kırmız kartı takımını zor durumda bıraktı.

Evet, FB’nin de sorunları vardı. Fred ile birlikte Becao-Djiku ikilisi çok arandı. Samet Akaydın-Oosterwolde ikilisi Onuachu’yu durduramadı.

 

ZİHNİYET

FB-Trabzon maçları özel maçlarda biridir dedim ya… Bu maçta çok özeldi. İçinde, birbiri içine geçmiş hikâyeleri yazmak gerekirdi aslında. Onuachu başlı başına bir hikâyeydi mesela. Ona karşı Samet Akaydın-Djiku hikâyesi. İsmail Yüksek ile Tadic-Ferdi Kadıoğlu hikâyeleri… Kalesine gelen 6 toptan beşinin filelerle buluşmasına en yakından tanık olan Livakovic… Belki de haftanın golünü atan Berat Ayberk Özdemir.

Olmadı. Hakem-VAR yönetimi her şeyin önüne geçti. 

 

HAKEM-VAR

Her şeyden önce bir zihniyet meselesi... Sahadaki yönetimin ardından spor programlarını seyrettim. Eski hakemler, futbol yorumcuları… Bastı-yeterince basmadı, tuttu-kuvvetli tutmadı, doğal konum-doğal olmayan hâl, oyuncunun niyeti… Hakemin/VAR’ın niyeti… Zorbay Küçük kurban, sorumlu başkaları…    

Futbol basit, belki de dünyanın en basit oyunu. Kuralları da basit ve hemen herkesin bildiği/anladığı kurallar. Bu kadar çok sevilmesinin ve takip edilmesinin en önemli sebebidir basit olması. Çünkü insan, kuralını/kurallarını bilmediği/anlamadığı/anlamakta zorluk çektiği oyunları sevmez, seyretmez. 

 

Bütün bunlara karşın benim en çok önemsediğim nokta futbolun doğasıdır. Futbolun bir doğası vardır ve onun neticesi de iyi oyun, seyir zevki ve olmazsa olmazı goldür. Bu bağlamda;

42. dakika… Trabzon korneri kullandı. Onuachu ve İsmail Yüksek hareketlendi. Onuachu’nun eli Yüksek’in yakasındaydı. Nijeryalı vurdu, gol. Zorbay Küçük’ten düdük geldi; faul var gol iptal.

61. dakika… Ceza sahasında Tadic-Mehmet Can Aydın mücadelesi. Aydın’ın forması Tadic’in elinde. Neredeyse forması çıkacak çocuğun. Ardından Mehmet Can Aydın’ın müdahalesi, Tadic yerde, düdük Zorbay Küçük’ün ağzında; penaltı.

 

Şimdi hakem bu kararları verdi. Televizyonlarda onlarca yorumcudan doğru bulan vardı, yanlış bulan. Ellerinde bir “ölçümetre” var gibi şiddet konuşan, hakemin ve oyuncuların niyetini okuyan…

 

Futbolun doğası gereği ben, Onuachu’nun golünü de, Tadic’in penaltısını da verdim. İkisinde de ihlal görene saygı duyarım. Çünkü pozisyonlar “sana göre, bana göre,” sübjektif. Ancak birini verip diğerini vermeyenler ve bunu savunanlar konusunda kafam karışık. 

Zorbay Küçük sahaya, gördüğünü çalmak için çıkmış bir hakem görünümü verdi. Ama işler inanılmaz karıştı. Birçok pozisyon da -hakem şanssızlığı olsa gerek- ihlal ya da değil kararının kabul edilebileceği pozisyonlar şeklinde gelişti. Tamam, o zaman burada gerekli olan “hakem-VAR” standardıydı, olmadı. 

Yine de bunlara neyse dilelim lakin disiplin kararlarındaki hatalar kabul edilemezdi.

Durum böyle olunca hakem-VAR bir kez daha futbolun önüne geçti. Her iki taraf da bu yönetimden hiç memnun -Ne İsa, ne Musa mevzuu- olmadı. 

 

Futbolun doğası diyorum ya; oynanan oyun gerektiği şekilde “doğal” yönetilseydi maçta Trabzon’un 5 golü olacaktı.

Bir de Kasımpaşa TD Kemal Özdeş, bu maçtan sonra “ev sahibine takdir hakkı” konusunda ne derdi acaba?

Ben, maç sonu kıyamet kopar sandıydım… 

 

05.11.2023/Pazar

EMS YAPI SİVASSPOR-YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ: 1-1

Goller: Koita (10’)/Stambouli (57’)

 

Sivas, Samu Saiz ve Emrah Başsan’ın çok etkili olduğu oyunda emeğinin karşılığını 3 puan olarak alamadı. İyi oyun ve pozisyonları gole çeviremiyorsan kazanamıyorsun.

 

Adana Demirspor, şaşırtıcı bir biçimde iyi görünmediği bu maçta 1 puanı kalecisi Ertaç Özbir ile kurtardı. 

Konuk takımda Yusuf Erdoğan’ın penaltı için hakemi aldatmaya yönelik kendini atışı yakışmadı.

 

KAÇAN KOVALANIRMIŞ…

RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ-MKE ANKARAGÜCÜ: 3-3

Goller: Piatek (14’ ve 27’), Figueiredo (75’)/Ali Sowe (2’), Pedrinho (20’), Tolga Ciğerci (59’)

 

Süper Lig’de santrfor rekabetinde adaylarımdan biriydi Piatek, ancak Polonyalı sessiz kalmış ve beni yanıltmıştı. Bu maçta duble yaptı. Umarım bundan sonra rekabete katılır ve bizler de güzel ve bol gol izleme şansını elde ederiz.

 

Emre Belözoğlu bu defa çok iyi tanıdığı bir takıma, eski takımına karşı iyi bir oyun sergiledi. Başkent ekibi hızlı ataklarını golle sonuçlandırmayı başardı. Ali Sowe ve Pedrinho etkiliydi.

Ancak konuk takımın sorunu kaleci ve defans hattı arasındaki uyumsuzluktu ki onlara 2 puana mal oldu. 

 

TÜMOSAN KONYASPOR-VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK: 1-1

Goller: Çikalleshi (90+7’-P)/Güven Yalçın (46’)

 

Skor olarak haftanın mütevazı maçlarından biri oynandı Konya’da. Sakin maç dakikalar ilerledikçe heyecanlandı, zaman zaman kalite geldi oyuna.

Konuk takımda Can Keleş -özellikle ilk yarıda- çok iyi oynadı. Gol de onun katkısıyla geldi.

 

Golden sonra Çikalleshi ve Cicaldau oyuna ağırlık koydu. Rumen’in direkten dönen topu takımı ve kendi adına şanssızlıktı.

 

Ev sahibinin çabaları sonuç vermedi maç 1-0’a kilitlenerek son dakikaya girildi. Bu dakikada son derece gereksiz bir penaltı Karagümrük’ü 3 puandan etti. İstanbul takımı 1 puanla evine döndü.

 

Karagümrük Başkanı Süleyman Hurma, hakem yönetimini çok ciddi eleştirdi, MHK ve İbanoğlu’nun istifasını istedi. Hurma, zaten edeceksiniz demeyi ihmal etmedi. 

 

AKDENİZ AKŞAMLARI

BITEXEN ANTALYASPOR-BEŞİKTAŞ AŞ:

Goller: Saric (46’), Jehezkel (50’ ve 57’)/Cenk Tosun (45+2’), Muleka (79’)

 

İlk devresi son derece keyifsiz bir maçtı. Antalya, birkaç kontratak dışında pek varlık göstermez ve rakip kaleye gitmezken/gidemezken BJK pozisyon üretmede yeterince başarılı olamadı. Son dakikada gelen Cenk Tosun golüyle bu devreyi hak eden 1-0 önde kapadı.

 

2. devrede Beşiktaş sahaya Eric Bailly olmadan çıktı. Yerine Rosier girmişti. Bu değişikliğin sırrını çözmek mümkün olmadı. 

2. devre hızlı başladı. Antalya daha dakika dolmadan ilk atağında golü buldu. Bu gol misafir takımı moral olarak bozdu.

Bundan yararlanan Antalya, oyunun kontrolünü bir süre ele aldı. Ancak onlar da kaleye gitmekte zorluk yaşadı. 

Buna rağmen Jehezkel’in ikincisi çok güzel 2 golüyle iki farklı avantaj yakaladı.

Futbol diyoruz ya; bu dakikaya kadar rakip kaleye 3 şut atan ev sahibi bu 3 şuttan 3 gol çıkarmış oldu.

 

Burak Yılmaz oyuncu değişiklikleriyle puan istedi. Giren oyunculardan Muleka gerçekten çok istekliydi. Nitekim golünü de attı.

Sonrasında Beşiktaş baskısı skoru değiştirmeye yetmedi, siyah beyazlılar bir kez daha yenildi. Antalya, rakibini burada 10 yıl sonra yenmenin sevincini yaşadı. 

 

Hakem-VAR yönetiminde 2 karar çok öne çıktı. 34. dakikada Erkan Rakip, Salih Uçan’ı bozdu ve topa istediği şekilde vurdurmadı. Açık bir penaltıyı hakemler göremedi.

39’da Necip Uysal’ın Jehezkel’e müdahalesi fauldü ve bariz gol pozisyonu nedeniyle ceza kırmızı kart olmalıydı. Hakemler bunu da atladı. 

Yaşar Kemal Uğurlu tecrübesi ve kalitesi şaşırttı.

 

Maç sonrası Burak Yılmaz çok heyecanlı ve öfkeliydi. “Beşiktaş forması her şeyden önemli” diyen Yılmaz, devre arasında Tayfur Bingöl ile tartışan ve yakasına sarılan Bailly’i cezalandırmıştı.

Yılmaz, yönetimle görüşeceğini, seçimlere kadar kalacaksa başkandan 2-3 isteğinin olacağını, kabul edilmezse başkanın elini öpüp ayrılacağını söyledi.  

Bir de “eski abilerin” teknik direktörlük için beklediklerini ifade etti ki, ilginçti.

 

06.11.2023/Pazartesi

GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ-ÇAYKUR RİZESPOR AŞ:

Goller: Maxim (20’-P), Draguş (50’)

 

Topu rakip takıma bırakan iki takımın müsabakasında top kimde kalacaktı? Daha doğru bir deyişle topla rakibinin fazla oynamasını başaracaktı.

Sumudica başardı, ev sahibi topu Rize’ye bıraktı. Topla daha çok oynayan konuk takım rakibinin kalesine 10’dan fazla şut atma imkânı buldu. Bunda, skorda geriye düşmesinin etkisi de vardı doğal olarak. 

 

Oyun planını Rize’ye kabul ettiren Gaziantep, her iki şuttan birinde isabeti bulunca kazanması muhtemel takım oldu. 

Sumudica-Gaziantep “kimya uyuşması” bir galibiyet daha getirdi ev sahibine. 

 

Maçın pozisyonu penaltıdan hemen önce geldi… Kaleci Gökhan Akkan aut atışında ya da aut atışı için topu Emirhan Topçu’ya gönderdi. Gradel’in baskısında Emirhan Topçu, kısa bir tereddütten sonra topu eline alınca hakem Ali Şansalan penaltı çaldı. Gaziantep’in penaltı kralı Maxim yine kaçırmadı, topu ağlara gönderdi.

Muhtemelen Emirhan Topçu, futbol hayatında bir daha böyle bir talihsizlik yaşamayacaktır.

 

Farklı tarzıyla zaten dikkat çeken Sumudica, bu maçta da dikkat çekti. Oyun esnasında, hakemin kararına itiraz ederken teknik alanı da geçip sahaya girince kırmızı kart gördü.    

 

MONDİHOME KAYSERİSPOR-CORENDON ALANYASPOR:

Goller: Kemen (64’)

 

Alanya’da topla oynamayı çok seven ve isteyen bir takım değil. Bu maçta da topu ev sahibine bırakarak oynamayı tercih ettiler.

Oyun başa baş geçse de, daha çok isabet kaydeden takım Alanya olsa da ev sahibi kazanmayı başardı. 

 

 

Haftanın Maçı

FB-Trabzon (2-3)

Haftanın Heyecanlı Maçı

Samsun-Hatay (2-1)

GS-Kasımpaşa (2-1)

Haftanın Takımı

Trabzon

Haftanın Futbolcusu

Onuachu (Trabzon)

Welinton (Pendik)

Haftanın performansı

Abdullah Avcı (Trabzon TD)

Haftanın Performansları

Torreira (GS), Tadic (FB), Holse (Samsun), Erencan Yardımcı (Pendik), Samu Saiz (Sivas), Jehezkel (Antalya), Kemal Özdeş (Kasımpaşa TD)

Haftanın Golü

Berat Ayberk Özdemir (Trabzon)

Güzel Goller

Hafta, adeta “güzel goller” haftasıydı. Neredeyse bütün goller güzeldi. Yine de;

Erencan Yardımcı (Pendik), Rroca (İstanbul), Zaha (GS-1. gol), Pepe (Trabzon) 

Haftanın Hakemi

Arda Kardeşler (GS-Kasımpaşa)

Haftanın iyi hakemleri

Ali Şansalan (Gaziantep-Rize)

Haftanın Asisti

Rivas (Hatay)

Haftanın Pozisyonu

Osayi-Samuel (FB, penaltı almak istediği pozisyon)

Haftanın Talihsizi

FB taraftarı

Haftanın Talihlisi

Trabzon camiası

Haftanın Söylemi

Kemal Özdeş (Kasımpaşa TD): Galatasaray'ı kutluyorum. Hakemlerimiz de sonuca etki edecek hata yapmadılar. Sadece bu atmosferlerde takdir hakları bir tık onlara daha fazla oluyor. Bu oyunun içini geriyor. Bunu da yönetmeyi bilmek gerekiyor. 10 dakika uzamış, burada gol pozisyonuna girmemiz gerekiyordu."

MOR KART

Winck (Kasımpaşa)

Osayi-Samuel (FB)

Hakem-VAR, MHK, TFF

 

GÖZE TAKILANLAR

*Trabzon’un, Kadıköy’de 26 yıl sonra kazanması…

*FB’nin serilerinin son bulması…

*Abdullah Avcı ve Kemal Özdeş başta olmak üzere teknik direktör performansları…

*Dzeko’nun, “İlk yarıda bir kez gelip golü attılar” demesi. Evet, derbinin ilk yarısının tek isabetli şutu goldü. FB, Uğurcan Çakır’ın kalesine isabetli şut atamadı ilk yarıda.

*Bizim çocukların (Yerli futbolcular) “vücutlarını” kullanamaması bu hafta çok açık bir biçimde örneklendi. Onuachu-Samet Akaydın ikili mücadeleleri ve Tadic-Mehmet Can Aydın penaltı pozisyonu. Bu eşleşmelerin galibi vücudunu ve fizik gücünü daha iyi kullanan Onuachu ve Tadic oldu.

*Hakem-VAR’ın konuşulmadığı bir haftanın bırakın gerçekleşmesini, Kaf Dağı’nın ardına doğru yollanması…

GÖZE BATANLAR

*Eleştiri; tamam… Haksızlığa karşı çıkma; gerek… Hakkını aramak; saygı duyulası… Ancak bütün bunları yaparken haksızlık etmemek, söylem, üslup ve dile dikkat etmek gerek… Özellikle bir grubu, bir kulübü, bir camiayı temsil ediyorsanız…

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç, Divan Kurulunda yaptığı konuşmalarda söylem, üslup ve dile dikkatten uzak kalmıştır. Muhatapları küçümsemek, taklit etmek, hakaretamiz söylemlerde bulunmak, tehdit ve özellikle şiddet içeren cümleler kullanmak, 100 yıldan fazla bir maziye sahip Fenerbahçe’nin kulüp başkanına yakışmamıştır. 

Başkanlar ve yöneticiler gelip geçicidir. Nice başkan ve yönetici geçip gitmiştir. Bugünküler de zamanı geldiğinde gidecektir. Ama camialar ve kulüpler kalıcıdır, kalacaktır. Lütfen…

*Fenerbahçe yöneticilerinin ve medyasının (FB Televizyonu), camiaya mal olmuş, izler bırakmış Ogün Altıparmak, Selim Soydan ve benzeri kişilere hitaplarında ve söyleyecekleri sözlerde hassasiyet göstermeleri, herkesten fazla dikkat etmeleri gerekmez mi?

*Tamam, MHK sessiz… Tamam, federasyon ketum… İyi ama bizim spor kanunlarımız, yönetmeliklerimiz yok mu? Ortalıkta birbirinden vahim iddialar kol gezerken ilgili ve sorumluların harekete geçmesi gerekmez mi? 

İYİ ŞEYLER

*Houston Rockets forması giyen milli oyuncu Alperen Şengün, NBA kariyerinde 500 asiste ulaşan en genç pivot oldu. 

*Sakatlıktan kurtulan Arda Güler, Real Madrid’in son maçında kadroya dâhil oldu. Milli futbolcumuzun en kısa zamanda süre almasını bekliyoruz.