Tarih: 31.10.2023 11:46

YÜKSEL DURAK'IN YORUMUYLA; 100. YIL HAFTASI

Facebook Twitter Linked-in

Hafta Cumhuriyet’in 100. yıl haftasıydı. 

Takımlar sahaya 100. yıl pankartlarıyla çıktı.

Tribünlerde 100. yıl gösterileri vardı.

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun…

100. yılımız kutlu ve mutlu olsun.

Cumhuriyeti bize bırakanları, Atatürk ve emeği geçenleri, şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla andık…

Gurur, sevinç ve coşkumuz daim olsun.

 

Avrupa kupalarında bir galibiyet alırken iki hüzün yaşadık.

Şampiyonlar Ligi’nde gene Almanlar kazandı. Galatasaray çok iyi oynamasına rağmen Bayern Münih’e yenildi.

Konferans Ligi’nde Fenerbahçe kazanırken Beşiktaş kaybetti.

 

Sahadan masaya taşınan Süper Lig’de maalesef yine hakem-VAR tartışmaları futbolun önüne geçti. 

 

BALLON D’OR… Bir kez daha Messi.

Arjantinli 8. Kez kazandı ödülü. 

 

KUPA AVRUPA

 

GENE ALMANLAR KAZANDI…

24.10.2023

TEŞEKKÜRLER GALATASARAY

Galatasaray-Bayern Münih: 1-3

Goller: Icardi (30-P)/Coman (8’), Hary Kane (73), Musiala (79’)

 

İNANILMAZ… Temsilcimiz ilk yarıda Bayern’i adeta ezdi. 2003-04’ten bu yana bir UEFA Şampiyonlar Ligi (UCL) maçında Bayern kalesine en fazla şut çeken takım GS oldu. 

Topla daha fazla oynayan takımımızın 16 şutuna (maalesef 4 isabet) karşın konuk takım sadece 3 şut (2’si isabetli) atabildi.

GS rakip ceza sahasında (RCS) 18 ke topla buluşurken Bayern 8 kez buluşabildi. GS’nin 1,81 olan gol beklentisine karşın rakibin gol beklentisi 0,36’da kaldı.

Ama Bayern’di bu, devre 1-1 bitti.

“Karizması çizilen” Bayern 2. devreye daha önde başladı. Bu defa 70’e kadar “korakor” bir oyun oynandı.

70’ten sonra gelen Kane golü maçı bitirdi. 

 

Abdülkerim Bardakçı, Torreira ve D. Sanchez kusursuza yakın oynadı. Icardi yine çok etkili olurken kanatlarımız (Zaha ve Tete) etkisiz kaldı.

Bu maçta Kerem Aktürkoğlu ve Torreira’nın gol atamaması büyük şanssızlıktı… Kısmet ya da beceriksizlik diyenler de olabilir.

 

Sadece Kerem Aktürkoğlu’nun girdiği pozisyon (4) kadar gol pozisyonuna girebilen Almanlar 3’ünü atarak maçı kazandı.

 

Müthiş maçın hakemi de (Davide Massa) muhteşemdi… 

 

Maçın pozisyonu; Kerem Aktürkoğlu’nun volesini Kaleci Ulreich’in çıkarması…

 

Bir de “Panenka” ile penaltı kaçırmış olan Icardi’nin, bu kritik penaltıyı yine “Panenka” ile atması… Artık Icardi’ye şaşırmıyoruz. 

 

26.10.2023

ŞAŞIRDIK MI? HAYIR… 

Fenerbahçe-Ludogorets: 3-1

Goller: Batshuayi (42’), Zajc (52’ ve 90+3’)/Becao (65’-KK)

 

Fenerbahçe kazandı ve kayıpsız olma yolunda 18. maça ulaştı. Ludogorest maçını kazanmak, hem de oldukça kolay kazanmak beklenen sonuçtu. 

Şaşırtıcı olan konuk takımın FB’yi zorlaması oldu. Özellikle Kaleci İrfan Can Eğribayat’ın 2-1’den sonra kurtarışları öne çıktı.

Bulgarlar, FB’yi bu yıl Antalya ve Gaziantep’ten sonra en fazla zorlayan takım oldu. FB’nin 16 şutuna karşın Ludogorets 18 şut gönderdi FB kalesine.

Ancak şurası bir gerçek ki FB, Konferans Ligi’ne, en azından gruplar itibarıyla çok fazla. Temsilcimizin gruptan 18 puanla çıkması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.

 

Maçın adamı Zajc olurken iki İrfan Can’ı (Eğribayat ve Kahveci) ile Ferdi Kadıoğlu’nu beğendim.

 

Maçın pozisyonu: Batshuayi’nin golü öncesi Ludogorets oyuncusunun hakeme faulü… Şaka bir yana çarparak yere düşürmesi.

 

ŞAŞIRDIK

Bodo/Glimt-Beşiktaş: 3-1

Gronbaek (28’), Pemi (58’), Saltnes (87’)/Brede Moe (90+1’-KK)

 

Kartal yaralıydı. Art arda gelen yenilgiler nedeniyle Şenol Güneş ile yollar ayrılmış, yönetim kongre kararı almıştı. Bu şartlar altında GS derbisi de kaybedilmiş fakat maçın yaklaşık 60 dakikasını 10 kişi oynayan takım bir duruş ve direnç göstermişti.

 

Kuzeylilerle oynamayı pek sevmem. Sağlam, kuvvetli, fizik gücü ve kondisyonu yüksek oyuncular… Eskiler, “zor oyunu bozar” demişler ya, bunlar gerçekten bozuyor. Hemen hemen bütün takımlarımız da bunu test etmiştir.

 

Bütün bunlara rağmen temsilcimizin 3-0 geriye düşmesi, direnmemesi, bir duruş gösterememesi şaşırtıcı ve üzücü oldu. 

Yine de 1 puana rağmen BJK gruptan çıkacak güçte. Ghzezzal ve Gedson Fernandes Aboubakar’a biraz katkı verebilirse çıkar ve çıkmalı.

 

Maçın pozisyonu: Aboubakar’ın kafa şutunu rakip kalecinin kurtarması.    

 

BİR AÇIKLAMA: Avrupa Kupaları maçlarında bazı okurlar, GS’ye daha fazla yer verdiğimi düşünmüş/düşünüyor olabilirler. Öyle oluyor. Çünkü o kategori Şampiyonlar Ligi.

Buna karşın FB ve BJK hiç hak etmedikleri bir kategoride mücadele ediyor. Bundan bir an önce kurtulmak -ki bu yıl iyi puan toplandı- gerek. Trabzon’u da katarak 4 büyüklerin UCL ve UEFA Kupasında oynaması gerek. Böyle neredeyse adını bilmediğimiz, ismini telaffuz edemediğimiz takımlarla değil.

Ben sağlıklı bir GS taraftarıyım. Doğrudan GS ile ilgili düşüncelerimi köşe yazılarımda yazıyorum. “Taraftar Gözüyle Süper Lig” sayfasını bir “futbolsever” olarak hazırlıyorum.

Saygıyla, 

 

27.10.2023/Cuma

KASIMPAŞA AŞ-İSTANBULSPOR AŞ: 3-1

Goller: Fall (32), Aytaç Kara (56’), Ngoy (72’)/Emir Kaan Gültekin (76’)

 

Konuk takım maça müthiş başladı ve çok iyi biri ilk yarı oynadı. Ancak bu devreye damga vuran Kaleci Gianniotis’i geçmek mümkün olmadı.

Buna karşın ev sahibi, belki de tek önemli atağında Fall’ın müthiş golüyle 1-0 önde kapadı.

 

2. devre Kasımpaşa rakibin alanında fazlasıyla boşluklar buldu. Kariyer sezonlarından birini oynayan Aytaç Kara’nın önderliğinde iyi bir oyun oynadı. 

72’de maç 3-0 olunca İstanbul için yapacak bir şey kalmadı. Tek gol İstanbul için teselli bile olamazken Emir Kaan Gültekin’in istatistiği için önemliydi. 

 

Maçın adamı kuşkusuz Aytaç Kara oldu. Gianniotis ve Gomis iyi performans sergiledi.

İstanbul’da Kaleci Jensen’in gayreti golleri önlemeye yetmedi.

 

ATAKAŞ HATAYSPOR-MONDİHOME KAYSERİSPOR: 1-2

Goller: Dadaşov (68’-P)/Burak Bekaroğlu (33’-KK), Boa Morte (47’)

 

Kayseri, geçiş oyununun nasıl oynanması gerektiğini, hızlı ve dikine hücumların nasıl etkili olacağını çok güzel örnekledi. Şans da yanında olunca önce bir kısmet golü, ardından duran toptan gelen bir gol ile iki farka ulaştı. 

Skor avantajı ve oyun avantajı artık konuk takımdaydı. Hatay buna rağmen asıldı. Riskleri de göze alarak rakip kaleyi baskı altına alma uğraşı verdi ve zaman zaman ciddi tehlikeler ve iyi şutlar attı.

Burada Kaleci Bilal Bayazit öne çıktı, penaltının haricinde rakibe gol şansı tanımadı.

 

Volkan Demirel’in sorunu, takımının ilk yarıları pekiyi oynamaması olsa gerek. Trabzon ve FB maçlarından sonra bu maçın ilk yarısı da iyi değildi. Sadece 2. devrelerde oynanan oyun her zaman galibiyet için yeterli olmuyor. 

8. haftaya yenilgisiz gelen Hatay, 2 mağlubiyetini son 2 haftada aldı.

 

Geçen haftanın golcüsü Thiam yine çok fırsat yakaladı fakat bu defa kısmetinde gol yoktu.     

 

28.10.2023/Cumartesi

DRAMATİK…

CORENDON ALANYASPOR-EMS YAPI SİVASSPOR: 1-2

Goller: Fatih Aksoy (66’)/Kvet (90+3’), Manaj (90+7’)

 

Beyefendiliği bir yana Ömer Erdoğan’ı, gittiği takımlarda oynattığı oyun nedeniyle de severim. Hatta hoca, Ankaragücü ile anlaşınca Başkent adına sevinmiştim. Fakat olmadı, yönetim sabırlı olmadı ya da olamadı yollar çabuk ayrıldı.

Alanya-Ömer Erdoğan birlikteliğinin de bize güzel ve seyir zevki yüksek maçlar vadettiğini düşünmüştüm. Olmadı. Hocanın dediği gibi bu süreçte gerçekten “maç şansı” yanında hiç olmadı.

 

Yine de maçın 90. dakikasında skor 1-0 Alanya lehineydi. Çanlar Sivas TD Servet Çetin için çalıyordu. Ancak ne olduysa oldu, 90’dan sonra işler değişti. Sivas ilave edilen sürede 2 gol bularak maçı kazandı.

 

Ömer Erdoğan istifa etti… Yolun açık olsun hocam. Bunu yeni bir başlangıcın ilk adımı sayalım. 

 

BAYERN’DEN SONRA

ÇAYKUR RİZESPOR AŞ-GALATASARAY AŞ: 0-1

Gol: Oliveira (68’)

 

Öncelikle Galatasaray’ın golünden önceki Abdülkerim Bardakçı-Olawoyin pozisyonunu irdeleyelim. Bu pozisyonu anlamak ve çözmek için maçın ilk yarısına gitmek gerekiyor, gidelim.

Kadir Sağlam, maçın başından itibaren verdiği ve vermediği faul kararlarıyla kafaları karıştırdı, futbolcuları “hinliğe” yönlendirdi.

Bir GS atağında ve 3 Rize kontratağında “atak fazı başlangıcı faullerini” atladı. Ki bunlardan birinde Rize, GS defansını 5’e 2 yakaladı. Pozisyonun başlangıcı hakemin hemen gözü önündeydi. Rizeli oyuncu, Kerem Demirbay’ı güreş tabiriyle “bohçaladı” ve atağı başlattı.

Görünen oydu ki Kadir Sağlam’ın, açık faullere faul vermemek gibi bir standardı vardı.

 

Abdülkerim-Olawoyin pozisyonunda, Abdülkerim’in topa dokunuşu vardı ancak rakibe de bir müdahalesi söz konusuydu. Türkiye’de 10 hakemden yarısı bu pozisyona faul çalardı… Kalanı da ya çalar ya çalmazdı. Kadir Sağlam, ilk yarı standardı gereği -ki bu onların yanında hayli masumdu- oyunu devam ettirdi, ardından Oliveira’nın golü geldi.

 

Hakem yorumumuzu bitirelim. Kuralları bilmek iyi hakem olmak için yeterli olmuyor, oyunu okumak gerek. Kadir Sağlam’ın “pozisyonları süzememek” gibi ciddi bir sorunu var.

Nitekim Okan Buruk bu durumu dile getirirken İlhan Palut “ironi” yapmakla yetindi.

Buna karşın Rizespor yönetiminin “gasp” yorumu ağır oldu. Yöneticilerin sağduyulu olmak gibi bir sorumluluğu var. 

 

Bayern maçından sonra bu maça konsantre olmak gerçekten çok kolay değildi. Üstelik o maçta harcanan efor, güç ve enerji bu maçta sorun yaratabilirdi. Nitekim sarı kırmızılılar biraz yorgun göründü.

Buna karşın İlhan Palut takımını maça çok iyi hazırlamış. Rize iyi başladı, pozisyon üretemese de 15 dakika etkin oynadı. 

15. dakikadan sonra konuk takım kontrolü ele aldı, oyunu rakip yarı sahaya yıktı. Aslında beklenti de buydu. GS topa sahip olup baskılı oynayacak, ev sahibi hızlı ve çabuk hücumlar arayacaktı. Öyle de oldu.

 

Okan Buruk, 2. Devreye 3 oyuncu değişikliğiyle başladı. Takımın enerjisi yükseldi ve daha baskın bir oyun ortaya çıktı. Oliveira’nın kısmet golünden sonra Kerem Aktürkoğlu maçı bitirebilirdi lakin inanılmaz bir gol daha kaçırdı. Maç 1-0 bitti.

 

GS defansı; Bardakçı-Sanchez-Boey standart hâle getirdikleri iyi ve sağlam oyuna devam etti. Zaha, istemesine rağmen etkisiz kaldı. 

Maçın yine en çalışkanlarından biri olan Kerem Aktürkoğlu inanılmaz bir gol daha kaçırdı. Bu çocuğun üzerindeki baskı anlaşılır değil. Aktürkoğlu, bu ligin devamlılığı en yüksek oyuncularından biri -belki de birincisi- olup en iyi oyuncularından biridir de… İstatistiği de sağlam ve iyidir. Eleştirilere ve ağır yorumlara, hatta hakaretlere kulaklarını tıkayıp işine odaklanmalı. Zira hocası ve arkadaşları ona güveniyor… Önemli olan da bu…

 

Demek ki bütçe değerlerine ve kadro kalitesi farkına rağmen direnç, mücadele ve hatta oyun oynamak mümkünmüş. İlhan Palut ve takımı bu maçta bunu gösterdi. Bayern’i “ezmiş” olan GS’ye zor anlar yaşattı. 

 

Oliveira çok önemli bir gol attı. İyi bir Ziyech bu takıma nasıl katkı verebileceğinin küçük örneklerini verdi. Kaan Ayhan bir kez daha hazır kıta olduğunu gösterdi. 

 

Maçın adamı, maç sonu beyanatlarıyla da -mağlubiyet rağmen- İlhan Palut oldu.

 

YUKATEL ADANA DEMİRSPOR AŞ-TÜMOSAN KONYASPOR: 3-0

Goller: Niang (54’ ve 90+3’-P), Balotelli (81’)

 

Öncelikle kısa “Valsli Cumhuriyet” filmi ve diğer gösterileriyle farkındalık oluşturan Adana Demirspor’u tebrik ederim.

 

Montella ile ADS müthiş heyecan ve seyir zevki veren bir takımdı. Ancak özellikle büyük maçlarda savunma zafiyetleri öne çıkıyordu.

Kluivert ile savunmayı da esas almıştı takım. Fakat son 3 maçta Adanalılar eski hâline döndü ve hızlı, etkin hücumlar yaparken defansta pozisyonlar vermeye başladı.

Yeni Hocası Hakan Keleş ile Konya iyi bir görüntü verdi. Zorlu rakipten puan almak için yeterli pozisyon da ürettiler. 

 

Sonuçta 4 isabetli şuttan 3 gol çıkaran ADS, 3 isabetli şuttan gol bulamayan Konya’yı net bir skorla yenmiş oldu. 

Hakan Keleş’li Konya’yı Milli aradan sonra göreceğiz gibi…

 

29.10.2023/Pazar

VAVACARS FATİH KARAGÜMRÜK-TRABZONSPOR AŞ: 0-0

 

Trabzon iyi başladı, ilk yarım saat Karagümrük yarı sahasından çıkmadı. Hatta bu bölümün büyük kısmını ceza sahası civarında oynadı fakat kaleyi bir türlü bulamadı.

30’dan sonra ilk atağını gerçekleştiren ev sahibi oyunu dengeledi.

 

İkinci yarıda daha etkili olan taraf Karagümrük oldu. Bu bölümde Güven Yalçın çok etkili oldu ve Trabzon kalesini hayli zorladı. Genç futbolcunun bir golü de -kıl payı- ofsayt nedeniyle geçerlilik kazanamadı.

İkinci yarıda Karagümrük’e Kaleci Uğurcan Çakır izin vermedi ve kalesini kapattı.

İkinci yarıdaki etkisiz oyununa rağmen birkaç pozisyon buldu Karadeniz ekibi. Ama sorun isabetteydi. 14 şuta karşın sıfır isabet… Abdullah Avcı’nın çok önemli sorunu olsa gerek.

 

Trabzon’da Bakasetas yoktu, Abdülkadir Ömür etkisiz, Visca formsuzdu. Onuachu rakip defansla tek başına uğraştı.

Karagümrük’ün en iyisi Güven Yalçın olurken Feghouli zaman zaman klasını gösterdi.

 

BITEXEN ANTALYASPOR-RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ: 1-0  

Gol: Saric (16’)

 

Ortada geçen maçta doğrusu golü atan kazandı.

Hakem Ümit Öztürk, önce Antalya’nın, sonra Başakşehir’in bir penaltısını atladı. Maçın son dakikasında Antalya lehine çaldığı penaltı fahiş bir hataydı, VAR’dan döndü.

 

BİR YANDA BAŞKENT BİR YANDA SAMSUN

MKE ANKARAGÜCÜ-YILPORT SAMSUNSPOR: 2-0

Goller: Efkan Bekiroğlu (71’), Ali Sowe (75’)

 

Bu anlamlı günde İstiklal Savaşı’nın başlangıç kenti Samsun, Cumhuriyet’in Başkentine konuk oldu. Dostça geçen maçta kazanan Başkent temsilcisi oldu.

 

İlk yarıda etkili olamasa da kalesini korumayı bildi konuk takım. Bunda ev sahibinin çok etkili olamamasının da payı olsa gerekti.

İkinci devrede kazanmak için yüklendi Ankaragücü. 70-75 arası gelen gollerle maçı 2-0 kazandı.

 

Samsun’da öne çıkan oyuncu olmadı. Sonradan oyuna giren Fofana çok istekliydi fakat bir o kadar da bireyseldi.

Ankaragücü’nde Tolga Ciğerci-Efkan Bekiroğlu uyumu gittikçe daha çok önem kazanıyor ve takıma fayda veriyor. Gary Rodrigues kıpırdanmaya başlarken Ali Sowe hâlâ geçen sezonki formundan uzak.

 

FORMA AŞKINA…

SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL AŞ-FENERBAHÇE AŞ: 0-5

Goller: Erdem Canpolat (30’-KK), İrfan Can Kahveci (42’), Dzeko (65’, 77’ ve 87’)

 

100. yıl etkinlikleriyle birlikte takımlarımız özel formalar ve tişörtler hazırlamıştı. Fenerbahçe’nin Pendikspor karşılaşmasında giydiği forma (Göğüste Atatürk ve sırtta Meclis) gerçekten çok güzeldi. Elinize, emeğinize sağlık…

 

Öncelikle, FB’ye rakip olan takımların ceza sahası içinde, önünde ve hatta 20 metrelik bir alanda pas yapmaması, pasla çıkmayı düşünmemesi gerekiyor. Elin Ludogorets’i bile öğrenmiş, Bulgaristan takımı hep uzun toplarla çıktı. Gerçi onlar da 3 gol yedi.

Maçın yarım saati 0-0 geçince Pendik’te oyunu tuttum sandı. Oysa FB çok düşük tempodaydı. Maçı biraz hızlandıran konuk takım kalan 15 dakikada attığı 2 golle maçı bitirdi.

 

İlk devre antrenman yapan FB, -Pendik- kusura bakmasın ama oyunu ter idmanına, hatta halı sahaya çevirdi. Güle oynaya Dzeko ile 3 gol daha atan sarı lacivertliler bir maçı daha farklı kazandı.

 

Maçın can sıkıcı yanı Fred’in sakatlanmasıydı. Darbesiz sakatlanan Brezilyalıya geçmiş olsun dileklerimi iletirken önce sağlık diyorum.

 

FB’de oynamayan oyuncu Livakovic diyecektim lakin oda Pendik’in tek pozisyonunda topu çeldi ve görevini yapmış oldu. 

Bu maçta İrfan Can Kahveci/Osayi-Samuel uyumu ve etkisi görülmeye değerdi. Ki Pendik kenar yönetiminin de buna çare aramaması ilginçti.

Defansta kalabalık olmak, iyi savunma yapmak anlamına gelmiyor. FB’nin gollerinde 9-10-11 oyuncusu ceza sahasındaydı Pendik’in.

 

Hakem Abdulkadir Bitigen, tabiri caizse bu kolay maçı “idare” etti ki bilgi, birikim ve tecrübesinin altında vasat kaldı. Faul ve kart hataları vardı. 

Tartışmasız… Lusamba-Ferdi Kadıoğlu pozisyonu penaltı. Maç 5-0 ve son dakika… Bu penaltı neden ve nasıl çalınmaz?

Nitekim maç sonu açıklamalarında TD İsmail Kartal, “Hakem konuşmak istemiyorum ama penaltımız neden çalınmıyor?” diye sordu. 

Ancak başarılı teknik adamın daha sonra söylediği sözler daha da ilginçti;

“Biz, bütün maçlarımızı hak ederek kazanıyoruz… Başkalarının nasıl kazandığına bakmıyoruz…”

 

30.10.2023/Pazartesi

KARTAL YÜKSEKTE

BEŞİKTAŞ AŞ-GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ AŞ: 2-0

Goller: Salih Uçan (63’), Cenk Tosun (75’)

Kırmızı Kart: Hadziahmetovic (86’)/Furkan Soyalp (90+3’)

 

Beşiktaş’ın derdi sadece skor değildi. Takım skorun ötesinde oyunu ve hatta oyun isteğini kaybetmişti. Bu durum beklenmedik yenilgilerle sonlanmıştı.

Bu defa sahada, taraftarına bir borcu olduğunu da düşünen istekli, arzulu bir takım vardı. Maçın başından itibaren yüklendiler. Ama yetmezdi. Avrupa maçı sonrasında dediğim gibi Ghezzal ve Gedson Fernandes’in acil katkısı gerekiyordu. Ghezzal veremedi. Üstelik 21. dakikada sakatlanan -geçmiş olsun- Cezayirli oyundan çıktı, yerine genç Yakup Arda Kılıç girdi.

Gedson iyi ve etkili oynarken ona Salih Uçan eşlik etti. Sol bekten gelen Zaynutdinov sert şutlarıyla konuk takım kalesini zorladı.

Bu arada BJK taraftarı Rashica’yı, Rashica ise eski günlerini arıyordu.

 

Ev sahibinin baskısına karşın sağlam bir Gaziantep vardı. Kapan, alan bırak bırakma, dikine ve hızlı hücum… Sumudica’nın basit taktiği için bugün Draguş çok etkili olmadı ancak Riascos BJK kalesini hayli zorladı. Fakat Necip Uysal defansın en sağlam adamı olarak oynarken açıkları da kapamayı görev bildi.

 

2. devreye siyah beyazlılar daha önde başladı. Gaziantep bu defa karşılık vermekte zorlandı ve oyun boyu Nita’nın kalesine doğru kısalmaya başladı.

Korner atışından gelen Salih Uçan golü oyuncular üstündeki baskıyı biraz olsun aldı. Rashica da sağ kanada geçince daha etkili oldu ve Cenk Tosun’a harika bir asist yaptı.

Konuk takım arada ataklarla birkaç pozisyon buldu fakat topu çizgiden geçiremediler. 

 

BJK’de Necip Uysal, Gedson Fernandes ve Salih Uçan öne çıktı. Maçın kahramanı Gedson olabilirdi lakin bu paye gol atana veriliyor.

Gaziantep’te Furkan Soyalp çalışkandı. İlk yarıda Riascos etkili olurken Nita 2 gole rağmen fena değildi. Geçenlerde taraftarının protestosuna maruz kalan Maxim, bu takımın vazgeçilebileceği son oyucu olduğunu bir kez daha gösterdi. 

 

İnsanın unutmak gibi bir özelliği, hatta hastalığı vardır. Fakat gerçekten geçmişte kendi takımının oyuncusunu yuhalayan, protesto eden -hele de oyun oynanırken- hatırlamıyorum. Ayrıca bunun bir faydasının olduğunu hiç kimse iddia edemez. 

 

Beşiktaş’ın zorlu rakibini yenerek 3 puan alması kendileri ve Burak Yılmaz açısından çok önemliydi. Bunu Aboubakar ve Kaleci Mert Çetin’in yokluğunda başarmaları değerliydi. 

Sumudica takımını maça iyi hazırlamıştı fakat Draguş’un olması gerekenden fazla bireysel oyunu planlarını bozmuş olabilir.

 

Hakem Mete Kalkavan sıkıntı yaşamadı… Dolayısıyla sıkıntı yaşatmadı.

 

Haftanın Maçı

-

Haftanın Heyecanlı Maçı

Rize-GS (0-1)

BJK-Gaziantep (2-0)

Haftanın Takımı

Kayseri

Haftanın Futbolcusu

Dzeko (FB)

Haftanın performansı

İlhan Palut (Rize TD)

Haftanın Performansları

Oliveira, Sanchez, Abdülkerim Bardakçı (GS), Olawoyin (Rize), İrfan Can Kahveci, Osayi-Samuel (FB), Aytaç Kara, Gianniotis, Gomis (Kasımpaşa), Bilal Bayazit (Kayseri), Gedson Fernandes, Necip Uysal (BJK)

Haftanın Golü

Efkan Bekiroğlu (Ankaragücü)

Güzel Goller

Fall (Kasımpaşa)

Haftanın Hakemi

-

Haftanın iyi hakemleri

Ali Şansalan

Haftanın Asisti

Rodrigues (Ankaragücü)

Szymanski (FB)

Haftanın Pozisyonu

Olawoyin-Abdülkerim Bardakçı (Rize-GS)

Haftanın Talihsizi

Kerem Aktürkoğlu (GS-gole/gollere çok yaklaştığı haftayı golsüz kapatması)

Haftanın Talihlisi

Kadir Sağlam (Rize-GS hakemi… GS puan kaybetseydi çok daha büyük tartışmalara maruz kalırdı)

Haftanın Söylemi

İlhan Palut (Rize TD): Maçın pozitif yanlarını kazanç, negatif yönlerini ders çıkarıp çalışarak aşmak gerektiğini ve sonucunu da üzüntü olarak cebimize koyduk/Hakemler hakkında konuşmanın bize bir faydası yok…

MOR KART

“Taç hakemleri”

İki yandaki yardımcı hakemler faullerde hakeme yardımcı olmuyor. Ofsayt kararlarını da VAR’a bıraktılar. 3 metre (Pendik-FB), 5 metre (Rize-GS) ofsaytlarda bayrak kaldırmayıp pozisyonu devam ettiriyorlar. Geriye bir taç atışı kaldı… Onu da hakeme bakarak belirliyorlar. 

 

GÖZE TAKILANLAR

*100. yıla özel formalar, tişörtler… Bütün statlarda kırmızı-beyaz görüntüler… 100. yıl kutlamalarına bütün statların coşkuyla katılması.

*100. yıl kutlamaları kapsamında Adana Demirsporlu 10 futbolcunun sahada vals yapması.

*GS Kalecisi ve Kaptanı Muslera’nın maç sonu röportajında Türkçe, “Cumhuriyetin 100. Yılı kutlu olsun” demesi. Bizdensin, bizimsin Muslera…

*Cengiz Ünder’in Dzeko ve Tadic’e “Nutuk” hediye etmesi…

*Süper Lig’in yabancı futbolcularının sosyal medya mesajlarıyla 100. yıl kutlamalarına katılması.

*Futbol kalitemiz oldukça düşük kaldı. Keşke bu hafta futbol kalitemiz “yakışır” olaydı… Keşke bu hafta hakemlerimiz konuşulmasaydı… Keşke bu hafta teknik adamlar ve yöneticiler az konuşsa, rakiplere gönderme yapmasaydı… Keşke…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —