14 Mayıs öncesi Fethiye'de halksa seslenen CHP 4. sıra Milletvekili Adayı Selçuk Özdağ'ın hedefinde tek adam saltanatı ve 14 Mayıs genel seçimleri vardı. 17 yıl boyunca Büyük Birlik Partisi'nin Kurucu Genel Başkanı ve Türk siyasetinin önemli isimlerinden Muhsin Yazıcıoğlu'yla Genel Başkan Yardımcısı olarak kader ve yol arkadaşlığı yaptığını kaydeden Özdağ, Manisa'da Milletvekilliği yaptığı üç dönemde de parti ayrımı yapmaksızın tüm Manisalıların ve Türkiye'nin Milletvekili olarak çalıştığını kaydetti.
SADECE PARTİNİN DEĞİL MANİSA'NIN VE TÜRKİYE'NİN MİLLETVEKİLİ OLDUM
Yenilgilerinden daima zafer çıkaran bir siyasetçi olduğuna vurgu yapan Özdağ, “Milletvekili olduktan sonra kendime şunu sordum. Selçuk, bir partiden seçildim. O partinin müvekkili olacaksın, Manisalıların ve Türkiye’nin mi bir vekili olacaksın diyerek, Manisalıların ve Türkiye’nin vekili olmayı tercih ettim. Manisa’ya gittiğinizde sorabilirsiniz. Herkese sorabilirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanları, Milletvekilleri, Hasan Ören’inden Sakine’sine, Sakine Hanım’dan, Özgür Özel’e bütün milletvekillerine sorabilirsiniz. HDP’lilere sorabilirsiniz, MHP’lilere sorabilirsiniz. Herkese, sağcılara, solculara, Alevilere, Sünnilere, Kürtlere, Türkmenlere, göçmenlere sorabilirsiniz. Ben bir kişiye partisini sormadım efendim. Bir kişiye ırkını sormadım. Bir kişiye mezhebini sormadım. Sordu diyen varsa gelsin. Parlamentoda belki bazıları sevmediler. Ama saygı duyulan bir milletvekili olmaya çalıştık. Gayret sarf ettim” dedi.
BEN MUĞLAYI, MUĞLA BENİ ÇOK İYİ TANIR
Konuşmasında Muğla’ya yabancı olmadığını, 16 yıl üniversitede Öğretim Görevliliği yaptığını ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün kendisini çok iyi tanıdığını belirten Özdağ, “Manisa benim acılarıma manevilik yapan şehir. Fakat genel başkanlar Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Ahmet Davutoğlu gece saat birde bir arkadaşım vasıtasıyla Muğla’dan aday olacağımı söylediler. Muğla’da 16 yıl üniversitede hocalık yaptım. Osman Gürün başkanım, çok değerli siyasetçi beni çok iyi tanır. Orada beraber çalıştık. Muğla Gülağzı’nda bir evim var. Şimdi bir seçimler arifesindeyiz. Ben Ahmet Davutoğlu’na darbe içi, parti içi darbe yapılırken onun yanında yer aldım. Birinci sıra milletvekilliğimde genel başkan yardımcısıyım. İmzanı at ve git bakan ol dediler kabul etmedim. Kim reddeder? Sonra beni çok önemli bir kişi aradı. Parti kurma aşamasında. ”Selçuk Bey, Ahmet Bey’le olma, istediğini verelim" dedi. Hem dünyalık hem makam olarak. İsteseydim hem spor akademisi, hem tarih mezunuyum. Gençlik ve Spor Bakanı olurdum. Kültür ve Turizm Bakanı olurdum. Çok rahat, zengin olurdum. Ama bu eli hiç kirletmedim. Eğer bir kişi iktidar partisindeyken bir komisyon aldı, rüşvet aldı, şirket kurdu diyorsa buradayım siyaseti bırakacağım. Gerek Manisa’da, gerek parlamentoda çok önemli görevler aldım devlet sırları önümden geçti, darbeler, araştırma komisyonu başkan vekiliydim. Sözlerime fazla uzatmak istemiyorum. Altı parti bir araya geldik. Bir sistem kuruldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bunlarla ilgili de uyarılarım oldu. Türkiye’de yönlerinde imparatorluğumuz yıkıldıktan sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le beraber Türkiye’nin ve Türklerin tarih ve tarihi sakladığı bir kez daha yükselsin. O cumhuriyete sahip çıkmak mecburiyet birileri parti devleti olmak istiyordu. Gördüm bunu. Milletvekiliyken gördüm. Birileri kişi devleti olmak istiyordu. Gördüm bunları. Gittim. Muhalefet milletvekillerini uyardım. Sonra da oradan ceketimi aldım ve çıktım" şeklinde konuştu.
HEDEFİMİZ MUĞLA'DAN 6 MİLLETVEKİLİ ÇIKARMAK
6 partinin bir araya gelmesi konusunda büyük emeklerinin olduğunu kaydeden Özdağ, ““Bu altılı parti bir araya gelirken de sayın genel başkanımıza çok ciddi istişarelerde bulunduk. Büyük emeklerim oldu. ”Dördüncü sırada başka bir Cumhuriyet Halk Partili olabilirdi" diyebilirsiniz. “Demokrat Partili bir arkadaşımız olabilirdi” diyebilirsiniz. Bu ittifak kurulurken “Üç partiyle olmaz. Dört partili olmaz. Beş partili olmaz, Altı partili olur” dedim. “Ancak bir araya gelirsek bu sistemden kurtuluruz” dedim. Bu sistem ucube bir sistem. Ve bu seçimi kazanmamız lazım. Cumhuriyet için bu ay yıldızlı bayrak için. Gazi Mustafa Kemal Atatürk için. Ben orada kalsaydım yine Manisa’dan birinci sıra milletvekiliydim. Genel başkan yardımcısıydım. Ama hiç önemli değil kazanırız, kaybederiz. Ben inanıyorum ki bu seçimlerde buradan hem Mehmet Bey’i hem Fatma Hanım’ı göndereceğiz. Beraberce göndereceğiz. Bir olursa gönüller toplu sinerji vurursa yüreklere niye olmasın Neden olmasın? Başka şehirler yapıyor da Muğla niye yapmasın? Fethiye niye yapmasın?” ifadesinde bulundu.
DEVLETİMİZİ LİYAKAT,EHLİYET VE AHLAKLA BULUŞTURACAĞIZ
“Ya tek adam ya parti devleti ya bir daha cumhuriyetine adı anılmayacak bir daha demokrasi olmayacak bir daha hukuk devleti bir daha hukuk devleti, bir daha hukuk devleti adalet bahşetmeyecek. Bir daha devletimiz, Türkiye Cumhuriyeti devleti, liyakat ve ehliyetle konuşmayacak” diyen CHP Muğla 4. sıra adayı Selçuk Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, "Bizler bir noktada otoriter bir yapının emrinde olacağız. Seçimler şeklen olacak. Ne olur küçük düşünmeyelim. Amuda kalkarak siyaset yapmayalım. Gelin burada, Sandıras Dağları’ndan siyaset yapalım. Gelin Erciyes’e çıkalım. Gelin buradan Uludağ’a çıkalım. Ağrı Dağı’ndan siyaset yapalım. Bütün Türkiye’yi görelim. Türkiye’de Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapalım. Beş genel başkanını da cumhurbaşkanı yardımcısı yapalım. Üç dönem orada kaldım. Çok önemli komisyonlarda görev aldım. Mehmet Bey çok güzel bir şey söyledi eğer Sayın Kemal Kılıçdaroğlu kazanır ki kazanacak. Şu an 52-53 oyumuz var. Her geçen gün artıyor. Hep beraber daha fazla çalışacak liderler. Bizler hep beraber onlara destek vereceğiz. Ama şunu söyleyeyim ki eğer parlamentoda çoğunluğumuz olmazsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiçbir etkinliği olmaz. Türkiye çözüm üretemez. Ekonomisinde, eğitiminde, kültüründe tekrar seçim olur. Gelirlerse bir daha gitmezler. Burada benim seçilmem değil. Ben parlamentoyu tattım efendim. Gördüm oralarda bir köylü çocuğu olarak. Gelin Mehmet Bey’i ve Fatma Hanım’ı götürelim. Hep beraber çıkalım. Parlamentoda çoğunluğu sağlayalım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcıları parlamentonun üstünde olarak beraberce birlikte yani parlamento kararlarıyla beraber birlikte Türkiye’nin ekonomisini yeniden düzeltsinler. Adaletini yeniden düzeltsinler. Ve diyorum ki buradan cumhuriyeti, demokrasiyle taçlandıracağız. Devletimizi liyakat, ehliyet ve ahlakla buluşturacağız. Ve aynı zamanda da hukuk, hukuk, adaletle buluşacak devletlerin dini adalettir. O gün yaklaşmaktadır. Üç bayramınızı beraber kutluyorum. Bir yandan Ramazan Bayramı’nızı, bir yandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hem egemenliğe hem çocuklara atıfta bulunduğu egemenlik bayramımızı, çocuk bayramımızı, yirmi üç Nisan bayramımızı hem de 14 Mayıs demokrasi bayramınız kutlu olsun.”
