Kuşadası merkezli yaşanan 4.4 şiddetindeki depremin ardından geçmiş olsun dileklerini ileten TBMM Gelecek-Saadet Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ daha büyük depremlerin önüne geçilmesi için tüm tedbirlerin ivedilikle alınması uyarısında bulundu.
Kahramanmaraş Pazarcık ve Hatay merkezli depremlerde çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini, buna rağmen hala tüm tedbirlerin alınmadığını kaydeden TBMM Gelecek-Saadet Grup Başkanı ve Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, “Kötü yöneten değil yönetme becerisini tamamen kaybetmiş bir iktidar gerçeği var. Yaşanan üzücü depremlerde On binlerce insanımızı yitirdik. Uzmanlar devasa İstanbul depremi için uyarıp duruyor. Olup olmayacağı konusunda bir kesinlik yok deniliyor. Hayır kesinlikle olacak, hatta zaten oldu da: 17 Ağustos 1999’da hem de. 17 Ağustos depreminden sonra TBMM’de bir deprem araştırma komisyonu kurulmuştu. Komisyon 38 öneride bulundu. O günden beri iktidarın neler yapıp neleri yapmadığı ortada. Mesela depremde insanların sığınıp toplanacağı hiçbir yer bırakmadılar” dedi.
DEMPREM TOPLANMA ALANLARI RANTA KURBAN EDİLİRKEN HALKIMIZIN CAN GÜVENLİĞİ YOK SAYILDI
Deprem toplanma alanlarının birer birer birilerine rant sağlamak uğruna yok edildiğini kaydeden Özdağ, “Yaşanan tüm bu depremlerde halkımız binaların diplerinde toplanmak mecburiyeti altında bırakıldı. Düşünsenize depremde kendisini öldürecek binanın dibinde, yanında, yamacında toplaşmak zorunda bırakıldı milletimiz. Deprem felaketine zerre hazırlık yapmayan, fay hatlarına, dere yataklarına şehirler inşa edilmesine izin veren bu iktidar, sorunu sadece inşaat malzemesinden çalan ya da kurallara uymadığını söylediği müteahhit faktörüne indirgeyerek bu sorumluluktan kurtulma yolunu seçti” diye konuştu.
FAY HATLARINDAN ÖNCE AR DAMARLARI KIRILDI
“17 Ağustos depreminden itibaren toplanan ve artırarak toplamaya devam ettikleri deprem vergileri ve yardımlara ne oldu mesela?” sorusunu yönelten Özdağ, “Bugünlerde kurtarıcı olarak pazarlanan Şimşek bakanın ifadesiyle çerez parası mahiyetinde; itibar, temsil ve ağırlama olarak devletlulara aktarıldı. Peki tüm bu ihmal ve sorumsuzluğa: “Olanlar hep oldu. Bunlar kader planının içinde olan şeyler” diyen Erdoğan daha önce ne diyordu: “Buna ihmal denmez. Yeraltında fay kırıklarından önce, kırılan ar damarlarıdır. Olay kader diye geçiştirilemez.” Evet bizde aynısını diyoruz. Kırılan faylar üzerine şehirler inşa edilmesine izin veren yönetimler her şeyden önce ar damarlarındaki kırıklara bir baksınlar diyeceğim ama alışmış kudurmuştan beter olduğu için pek bir umudum yok maalesef” dedi.
HALKIMIZ BÜYÜK BİR ACI VE VAROLUŞ KAYGISI YAŞIYOR
“İnsanlarımız her depremin ardından büyük bir acı ve varoluş kaygısı yaşıyor. Sonra büyük bir çaresizlik ve sahipsizlik duygusu kaplıyor herkesi. Bu büyük bir öfkeye dönüşüyor ve zamanla unutuluyor” diyen Özdağ sözlerine şöyle devam etti, “Hadi vatandaş unutuyor diyelim peki iktidar unutur mu? O da unutmuyor elbette ama depremi değil vergisini tabiki. Beceriksiz ve kötü niyetli politikaları ile yaşatılan her krizden sonra salma salar gibi uyguladığı harç, ceza ve vergilerle depreme dayanıklı sağlam binalar mı yaptılar.! Hayır, onun yerine; kurdukları ahbap, çavuş ilişkileri ve kapitalist sistem üstüne bir de otoriter tek adamlıklarını inşa ettiler. Son deprem felaketinde bir kez daha anlaşıldı ki; deprem öldürüyor lakin ihmal, beceriksizlik, boş hamaset ve tek adamlık ise hem öldürüyor hem de süründürüyor.”
