Tarih: 28.06.2023 10:53

Dr.Öğr.Üy. Songül Çakmak; “Psikanalitik Ego Savunmaları” Sadece Kadın Aşıklarına Ait Değildir…(2)

Facebook Twitter Linked-in

Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan Ay’ın Dr. Öğr. Üyesi Songül Çakmak  (Van Y.Y. Üniversitesi, Türk Müziği Devlet Konservatuarı)   ile yeni yayımlanan “Kadın Ağıtları/Psikanalitik Bir Yaklaşım” kitabı üzerine yaptığı  söyleşiye devam ediyoruz…

AY: Ağıt, genellikle bir ölümün, acı, üzücü bir olayın ardından söylenen, korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili halk türküsüdür. Ağıt söylemeye “ağıt yakma”, ağıt söyleyenlere ise “ağıtçı” denir.  Türkçe’de 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. En çok rastlanılanı 8 hecelilerdir.  Bu tanımlama çalıştığınız kadın aşıkların ağıtları ile de uyuşuyor mu?

ÇAKMAK: Türkçe ağıt yakan kadınlarda rastlanması anonim karakterinden ve varyantlaşmalardan kaynaklanıyor. Kürtçe yakılan ağıtlar ve diğer dillerde yakılan ağıtlarda farklılaşabiliyor.

AY: Kültürel açıdan Kadın Ağıtlarının önemini birkaç paragrafta açıklar mısınız…Bir araştırmacı da erkek aşıkların ağıtları üzerine çalışma yapsa, sonuçlar farklı mı olur?

ÇAKMAK: Doğurganlık özelliğini kadın kaybettiğinde vücudunda bir parçayı yitirmiş duygusu verdiğinden elbette bir kadın bir erkeğe göre daha duygulu ve daha yoğun ifade ve ezgiyle ağıt yakabilmektedir. Erkek ağıtçılar da elbet çok duygulu ve acı merkezli bir yaşamdan geldikleri için her kayıp için destan şeklinde okuma kaabiliyetleri var. Kadın ve erkek yaşam tarzı ve beyin olarak farklıdır. Dolayısıyla aktarım ve söylemlerinde farklı duygular öne çıkması ve o duygunun etkileme gücü iki cinste de farklı olmasından kaynaklı farklı sonuçlar çıkacaktır.

AY: Ağıtların Psikanalitik Bir Yaklaşım ile analiz ederek neyi amaçladınız? Okurun/çalanın/söyleyenin bu analizden karı ne olacak?

ÇAKMAK: Kadının hala söyleyemediği, kendisini rahatsız eden ifadelerin olduğunu göstermek ve bunu söylerken kısmen katarsis sağlayıp kendi kendini bulunduğu kültürel çevre içinde iyileştirmesi durumunun ne kadar anlamlı bir yolla yüceltildiğini göstermeye çalışmak istedim. İleride bu çalışmayı okuyan eğitimli çevresinden birileri onların sıradan görülen hayatlarının aslında nasıl da sıra dışı ve anlamlı olduklarını görmeleri, onları belki zaman varken değerlerini erkek tarafından anlamalarını sağlamaktı. Kadın söylemlerinin erkek tarafından aracı kullanılarak aktarımını engellemek ve hakettiği noktaya ulaştırabilmekti. Kadının toplum içinde meziyetlerinin öne çıkmasıyla değerinin artabileceğini gördüğümden bu meziyeti olabildiğince yazılı ve görsel materyallerle sabitlemek istedim. İlerde araştırma yapacak kişilere ön bilgi ve yol sunmak hem kadınların tanınırlığını sağlayacak hem de bulundukları yerde meziyetlerinin kıymeti anlaşıldığından söylemeye devam edeceklerdir. 

AY: 4. Bölümde yer verdiğiniz “Psikanalitik Ego Savunmaları” sadece Kadın Aşıklarına ait diyebilir miyiz?

ÇAKMAK: Hayır, bunun için çok iddialı olur. Ego savunmaları her insanın başvurabileceği savunma mekanizmalarından oluşmaktadır. Kadınlar özelinde incelendiğinde sonucun ve anlamın nasıl çıkacağını göstermeye çalıştık.

AY: Derleyip, notaya aldığınız Ağıtları repertuvara kazandırdığınız için teşekkür ederiz. Ancak, Etnomüzikolojik Analizlerine sözlerim olacak… THM’de derlediğiniz türkülerin dizi isimleri (Yahyalı kerem, Düz kerem, Garip, Bozlak, Do/fa/sol müstezat v.b.) ve  ritimler (Devr-i hindi, Sofyan v.b.)  Türk müziği makam/teori sistemine  göre belirtilmiş. Derlemelerinizde “bu türkü Buselik makamında ve Sofyan usulünde” diyen kadın aşık gördünüz mü?

ÇAKMAK: Çalışmamda kadınların okuma yazması da müzik bilgisi yoktur. Ne söylediklerini bile yöresel aktarım ve deyim, atasözü gibi özlü sözler olduğu için çevirip Türkçe’ye en yakın ifade kullanılmıştır. Konservatuvar eğitimim Türk Sanat Bölümünde olduğundan Halk müziği dizilerine yabancı olduğumdan dolayı en iyi anladığım yöntemi uygulamaya çalıştım. Dışarıdan çok fazla destek almamak, bir şeyleri kendim derlediysem en iyi şekilde kendim aktarabilmek için bu yolu denedim.

AY: Görev yaptığınız Konservatuar THM Solfej-Dikte/Deşifre- Repertuvar v.b. derslerde böyle mi öğretiliyor?.. Cevabınız “Evet” ise, Folklorik kaynak gösterebilir misiniz?

ÇAKMAK: Elbette böyle öğretilmiyor, yukarıdaki soruda neden öyle olduğuna değindim.

Devam edecek…




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —