Dr.Göktan AY: MEB ve YÖK bir an önce karar vermeli: Önce: Sanat mı? Yabancı dil mi?…

İTÜ T.M.D.Konservatuarı Dr. Öğr.Üy. Göktan Ay ile yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz..

Ropörtaj 13.04.2023 12:48:00 0
Dr.Göktan AY: MEB ve YÖK bir an önce karar vermeli: Önce: Sanat mı? Yabancı dil mi?…

ENPOLİTİK: Muhalefet partileri “YÖK kesinlikle kaldırılacak, bir kurul oluşturulacak” diyor. Ama siz, Bakanlık olmalı diyorsunuz. Açar mısınız…

AY: Muhalefetin de konuya yüzeysel baktığı, derinlemesine incelemediği anlaşılıyor. 1982 de kaç üniversite vardı?Yirmiyedi üniversite ile bunlara bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuvar ve yüksekokullar. Şimdi kaç üniversite var: 207…

 

Ak Parti iktidara gelirken YÖK’Ü kaldıracağız” demiş, ama tek başına iktidar olunca, üniversiteleri kendi alanlarına çevirmeye, eski MV’den, Ak Parti’ye yakın isimlerden rektör atamaya başlamıştı. Kendi çıkardığı rektör atama KHK’sını iki defa değiştirerek, genç, tecrübesiz, liyakatsız, ehliyetsiz bazı isimleri rektör atamıştı. Başarısız olan ve şikayetler ve belgeli suistimaller sonucu YÖK’ün soruşturma açtığı rektörleri hakkında tek bir görevden olma yapılmamış, Sn. Erdoğan, atadığının arkasında durarak, muhalefetin “görevden alın” uyarılarına da kulak tıkamıştı. Ama, bu güvensizlik akademi kurumunu yıpratmış, rektörlere olan değer azalmış özellikle küçük illerde tahribat yaratmıştır.

Her zaman söylediğim gibi; Bizler, üniversitelerimizin olumsuz haberlerle yer almasını değil, patent/proje/buluş/yayın/ödül/konser/festival  v.b. üretimlerle yer almasını istiyoruz.

Konuya dönersek, YÖK kalkmalı mı: Evet. Ama, bir kurul olmaz. Mutlaka Yükseköğretim Bakanlığı ihdas edilmelidir. MEB, Okulöncesi, 4+4+4 sistemine, Bil-Sem’lere, Halk Eğitim Merkezleri’ne, Spor Etkinliklerine odaklanmalı, Yüksek öğretim ile ilgili her konu bu Bakanlık himayesinde olmalıdır.

Örnek vermek gerekirse: Devlet Konservatuvarları Sözleşmeli Sanatçıların İkramiyelerinin ödenmesinde izlenen yol şöyledir:

Konservatuvar listeleri hazırlar,

Senato olur verir,

YÖK paraf eder,

MEB Yükseköğretim Genel Müd. gelir…

Cumhurbaşkanlığına gönderilir.

İmzadan sonra MEB’e tekrar gelir.

MEB, YÖK’e gönderir.

YÖK, Konservatuvarlara gönderir.

Geçen süre en az 3 ay ve gereksiz bürokrasiyi görüyor musunuz?

Yıllardır yazdık, nasıl ki maaşları ödeyen İTA Amiridir, ikramiyeleri neden ödeyememektedir. Sorun, sözleşmeye yazılan “Cumhurbaşkanı imzasıyla” cümlesidir. Bunu da Allah yapısı gibi, yıllardır kimse düzeltememiştir.

 

 

ENPOLİTİK: Müzik eğitimi verilen okulların öğretim üyelerinin, ‘doçent ve profesör’ unvanı alabilmeleri için yabancı dil bilmeleri şartı aranıyor. Bu konudaki düşüncelerinizi lütfeder misiniz?   

AY: Üniversitelerde; konservatuarlar, GSFler, Müzik Eğitimi Bölümleri -problemleri çözülmeden- çoğalıyor… Şimdi de, MEB; öğretmenlerinin gelişmesi için, yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik yapmalarını engelliyor. 

Neden? 

Yetişmiş, kaliteli öğretim üyesi/öğretmen olmadan, sanatta/kültürde ilerleme nasıl sağlanacak? 

Sürekli programlarla, müzik ders saatleri ile oynanırsa, öğrenciler nasıl gelişecek? 

Uçak Mühendisliği, Mimarlık, Endüstri Mühendisliği v.b. ile sanat kurumlarını aynı şartlarda zorlayarak, ne kazanılacak? 

Yanlışları sadece biz mi görüyoruz? Sanat kurumları açılıyor, ama yabancı dil mecburiyeti sebebiyle (Doktora) Dr./Sy.(Sanatta Yeterlik) yapmış öğretim üyesi hâlâ bulunamıyor. Yüksek lisanstan sonra, sanatında iyi olanlar ilerleme yapamıyor. 

Yabancı dile önem verip unvan alanlar sanatı bırakıyor. Dr./Sy yapanlar, kurumları/bölümleri açmak için, 2-3 ay içinde Dr.Öğr.Üy. yapılıyor... Sadece göstermelik ve mecburiyetten…   

O halde; MEB ve YÖK bir an önce karar vermeli: 

Sanat mı?

Yabancı dil mi? 

Yoksa sanat ve yabancı dil mi? 

Biz, üçüncüsünden yanayız ve ısrar ediyoruz… 

 

ENPOLİTİK: Bu konuda önerileriniz oldu mu?

AY: 2011’de YÖK Y. Doç.ler çalıştayında rapor olarak sunduk; %70-75 bilim/sanat+%30-25 Yabancı Dil=60-65 olsun diye.  Birçok sanatkar arkadaşım yurt dışına çıkmıyor veya çıktığında kendisini ifade edecek yabancı dil bilgisine zaten sahip. Ama, o kadar çok YÖK Başkanı değişiyor ki, tam birini bu konuda olgunlaştırıyorsun, hop gidiyor yenisi geliyor, sil baştan ve alınan kararlar depolarda kalıyor. Zaten, %90’nın görüşü şu; “Konservatuarların, üniversite sistemi içine alınması ve unvan kavgası sanatı/üretimi gölgeledi…” Çetinoğlu: Yrd. Doç. Dr. Unvanı kaldırıldı dendi, oysa ucube bir yeni unvan (Dr.Öğr.Üy.) getirildi. Doç. olmak için puan 55 oldu. Yabancı dil, genç yaşta daha kolay öğrenilir.  Yabancı dil konusu Dr. döneminde bitirilmelidir. Dr.Öğr.Üy. olduktan sonra dil öğrenmek, biraz zorlaşır. 

Akademik yürümek isteyen yürüsün, problem yok. Profesörlerimiz var ama hâlâ Nida Tüfekçi’nin, Orhan Borar’ın, Adnan Saygun’un, Alaeddin Yavaşça’nın ve benzerlerinin yerleri doldurulamıyor. Ve, maalesef yayınlanmış; eserler/kitaplar  yok… Çetinoğlu: Şahsî görüşüme göre daha vahim bir durum var: Doçent ve profesör olmak için yabancı dil bilmek şart da, Türkçe bilip bilmediğine bakılmıyor. Konuşurken, yazarken, bildirilerde imla ve telaffuz hataları yapılıyor. Aynı noksanlığı sahne sanatkarlarında da görmekteyiz.  İnsanlarımız sahne sanatkarlarından, öğrencilerimiz hocalarından etkileniyorlar. Türkçemizin yanlış kullanılması kötü örnekler sebebiyle geometrik diziler hâlinde artıyor. Hangi ‘de’ ve ‘da’ takılarının nerede bitişik nerede ayrı, ve nerede (‘) ile ayrılmasını bilmeyen akademisyen o kadar çok ki…Yıllardır, bu konuda yazıyorum. Türkçe bilmeyen Profesörler, köşe yazarları çok fazla. Türkçeyi konuşamayan, yazamayan, hitabeti zayıf kişiler; Türk kültüründen, medeniyetinden bahsediyor!...Özellikle; müzik alanı insanlarımız, siyasilerimiz bu konuya çok dikkat etmeliler. 

 

ENPOLİTİK: Her şeyde olduğu gibi bir müzik te de bir  bozulma/gerileme dönemine mi girildi?

AY: Abdülkadir Meragi’den, Hacı Arif Bey’e, Kemani Tatyos Efendi’den Artaki Candan’a… Türk müziğimizin güzelim şarkılarının güftesini hatasız okuyabilen kaç sanatkârımız kaldı? Bir Alaeddin Yavaşça’nın yerini kim dolduracak. Nerede Türk müziğinin okuma üslubu?  Özel ve devlet televizyonlarında spiker ve sunucular Türkçemizi katlediyorlar…Bu ülkede ‘şaşırmamak’ elde değil. Son kabul edilen 7100 Sayılı kanundaki bir madde, Cumhurbaşkanımızın; ‘kültür/sanatta geri kaldık, başarılı olamadık’ sözünü ispat eder gibi; Madde 3-Kurul bünyesinde Yönetim Kurulu kurulur. Yönetim Kurulu, Üniversitelerarası Kurul Başkanı ile fen-mühendislik, sağlık ve sosyal bilimler alanlarından üçer üye ve güzel sanatlar alanından bir üye olmak üzere toplam on bir üyeden oluşur.’ Olacak iş değil!... 45 Konservatuar, 25 Müzik Eğitimi Bölümü, 105 AGSL, 15 GSF ve son olarak Müzik ve MGÜ bile  kurmuşsunuz; ama ‘neden Güzel Sanatlar alanından da 3 üye değil de 1 üye?’ sorusunun cevabı yok! 

Demek ki, sanat  alanı; sağlık, sosyal, fen-mühendislik alanlarından daha önemsiz? 

TBMM’de,  ‘sanat alanından da 3 üye olsun  teklifi yapıldı’, ama kabul edilmedi. 

Ayrıca, Cumhurbaşkanımız; ‘kültür ve sanatı önceleyeceğiz’ diyor, ama hala; Kültür ve Turizm Bakanlığı Koroları/Toplulukları/Orkestraları, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Devlet Senfoni Orkestrası, Devlet Tiyatroları v.b. ile   Üniversiteler Devlet Konservatuarları /TMDK/DTMK’da, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’nun 15. Maddesi uyarınca,  TİP Sözleşmesi ile çalışan Devlet Sanatkârları ve Sanatçı Öğretim Elemanlarına/Üyelerine,  yıl içinde verilen 6 ikramiye (teşvikle birlikte) maaşlara katılarak, emeklilik ikramiyesine ve ücretlerine /maaşlarına yansıtılamadı..   Gösterge  rakamı Başbakanlık Müsteşar Yardımcıları seviyesine (6400), (TRT sanatçıları gibi) yükseltilemedi, 4200’de kaldı. 

Sözleşmeli sanatçıların da kadroya geçirileceği Sn. Cumhurbaşkanımız, Sn. Vedat Bilgin Bakanımız tarafından açıklandı ama Nisan 2023 hala bir gelişme yok…Sanatçıların ikramiyeleri “emeklilik ikramiyesine ve maaşa” etki etmediği için, emeklilik de çok düşük maaş alıyorlar. Bunu çözmek, “ikramiyeleri maaşa katan bir sisteme geçmek” çok mu zor. TRT yıllar önce sanatçılarını kadroya geçirdi. Kısaca, Yeter ki istensin, dağlar dayanmaz…

 Sürekli Yusuf Nalkesen’in Hicaz şarkısını okuyoruz!; ‘Bülbülün çilesi yanmakmış güle, ömürler geçiyor ağlaya güle’


 


Anahtar Kelimeler: .Göktan : karar vermeli: : Sanat ? Yabancı ?…
Çarşamba 23.5 ° / 16.2 °
Perşembe 23.4 ° / 16.3 °
Cuma 23.6 ° / 14.7 °