“BÜYÜK TÜRK HAFTASI”

TARAFTAR GÖZÜYLE SÜPER LİG 5. Hafta (13-15 Eylül 2025)

Spor 16.09.2025 09:57:00 0
“BÜYÜK TÜRK HAFTASI”

Ben, Milli ara verildi sandıydım;

Meğer hafta “BÜYÜK TÜRK HAFTASIYMIŞ...

 

Önce kadınlar;

Voleybol takımımız Dünya Kupası’nda fırtına gibi esti, Filenin Sultanları önüne geleni yendi, yenilgisiz finale yükseldi.

Finalde rakip yine yenilgisiz, hem de otuz küsur maçtır yenilmeyen İtalya’ydı. 

Harika bir final maçı oynandı. İlk dört set sonunda skor 2-2 oldu. Karar setini İtalyanlar aldı ve biz ikinci olduk. Oysa şampiyonluğu en az İtalya kadar hak etmiştik.

Final oynamak çok büyük bir başarı ve gurur. Bununla birlikte asıl başarı sürdürülebilir olmak, devamlılık. Sultanlar hep buralarda, hep şampiyonluk kovalamada.

Teşekkürler takım... Hepinize helal olsun, helal olsun, helal olsun.

 

Cansu Özbay, Elif Şahin, Melissa Vargas, Hande Baladın, Ebrar Karakurt, Derya Cebecioğlu, Yaprak Erkek, İlkin Aydın, Eda Erdem Dündar, Zehra Güneş, Aslı Kalaç, Sinead Jack-Kısal, Gizem Örge, Eylül Akarçeşme Yatgın...

Daniele Santarelli, Diego Flisi, Andrea Zotta, Recep Vatansever, Pelin Çelik, Artun Aksan, Marco Greco, Luca Nocentini, Francesco Zucca, Ilenia Marin, Murat Beder, Marco Da Lozzo, Marco Sesia, Murat Mert Yücekök.

Başkan Mehmet Akif Üstündağ.

 

Sonra erkekler;

A Milli Basketbol takımız ise Avrupa Şampiyonası’nda fırtına gibi esti. 12 Dev Adam, başta turnuvanın büyük favorisi Sırbistan ve Yunanistan olmak üzere önüne geleni yendi, yenilgisiz finale çıktı.

Finalde rakip yine yenilgisiz bir takım, Almanya oldu.

Ergin Ataman ve öğrencilerinin duru durağı yoktu, sonuna kadar gidilmeliydi, gidildi. 

Harika final maçında takım, son iki dakikaya kadar önde oynamayı başardı. Ancak son iki dakika ters bir şeyler oldu, kaybettik. O güzel çocuk Alperen’in üçlüğü girseydi maçı uzatmaya götürebilirdik, olmadı. 

Takım öyle değerli ki Alperen Şengün’ü -ki çok hak etti- öne çıkarsanız diğerleri için içiniz burkuluyor. Her biri yıldızdı bu çocukların. Helal olsun, helal olsun, helal olsun.

Tabii Koç Ergin Ataman’ın da hakkını teslim etmek pek mümkün değil; çünkü deli bu adam...

 

Alperen Şengün, Adem Bona, Berk İbrahim Uğurlu, Cedi Osman, Larkin, Ercan Osmani, Erkan Yılmaz, Furkan Korkmaz, Kenan Sipahi, Onuralp Bitim, Ömer Faruk Yurtseven, Sarper David Mutaf, Sertaç Şanlı, Şehmus Hazer.

Halil Ergin Ataman, Nedim Yücel, Osman Sarısoy, Fikret Yakup Sekizkök, Ender Aslani Cenk Yıldırım, Aliseydi Eren Hangün, Barış Kocaoğlu, Uğur Diliaçık, İbrahim Ethem İraz, Murat Menderes Çağlar, Murat Erdem, Mehmet Burak Kozan, Mehmet Üstev, Miktat Güvendi.

Başkan Hidayet Türkoğlu.

 

Tabii futbol;

Dünya Kupası elemeleri nedeniyle Milli ara da vardı... 

Bizim Çocuklar Tiflis’te, Boris Paiçadze Dinamo Arena Stadyumundaydı.

GÜRCİSTAN-TÜRKİYE: 2-3

Milli Takım, müsabakaya Mert Müldür’ün erken golüyle (3’) 1-0 önde başladı. Ardından Kerem Aktürkoğlu’nun 2 golüyle takım 3-0 öne geçti. 

Skoru 3-1’e (63’) getiren Gürcistan, 66’da oyuna giren Barış Alper’in 71’de gördüğü kırmızı karttan sonra daha baskın bir oyun ortaya koydu. Gürcülerin fizik gücü de takdire değerdi doğrusu. Kvaratshelia 90+8’de skoru belirlese de elemelere 3 puan ile başlamayı başardık.

Maçın en iyisi Kvaratshelia olsa da takımını kurtaramadı. Maçın kısmetlisi 2 gol atan Kerem’di. Kritik anlarda savunmamız ve Eren Elmalı iyi iş çıkardı.

Ancak maç sonrası bir havaya girildi; sanırsın Gürcistan değil de İspanya yenildi.

Federasyon Başkanı Hacıosmanoğlu’nu tutmak mümkün olmadı; başkanın, mealen tarihin en şerefli, en karakterli kadrosu sözleri tepki çekti. 

TÜRKİYE-İSPANYA: 0-6 

Tabii bir de Konya vardı arada ve rakip maalesef İspanya’ydı.

Hemen unutmak isteyeceğimiz bir gece yaşandı Konya’da. İspanyollar, antrenman havasında bize tam 6 gol attı. Daha atarlar mıydı, atarlardı. Lamine Yamal ve Nico Williams’ın kısmeti kapalı olmasaydı çift hane olur muydu, olurdu.

Montella’yı seviyor ve destekliyorum lakin bu altının beşi, ona yazar... 

 

Doğrusu Büyük Türk Haftasına bu hiç yakışmadı fakat sporda/futbolda olur böyle şeyler.

Ancak mücadele etmemek kabul edilemez. Maalesef yere göğe koyamadığımız yıldız futbolcularımız mücadele de edemedi, dünya yıldızlarını seyretti.

...

SERTAÇ Şanlı... Mahcup sevinç...

Fenerbahçe A Milli Basketbol Takımına -Ergin Ataman gerekçesiyle- oyuncu göndermeme kararı almıştı bir zaman. Oyuncular ceza almasın diye de FB’den oyuncu çağrılmamıştı sanki.

Medya ve medyacılar bu konulara pek girmedi, kamuoyu olarak aydınlanma şansımız olmadı. Ama kadroda 2 Fenerbahçeli vardı.

Ancak zaferlerin sevincinde, bu oyunculardan biri olan Sertaç’ı buruk ve mahcup gördüm biraz. Belki de bana öyle geldi.

Boş ver evlat, sen idari ve politik kararları boş ver; Şanlı zaferin tadını çıkar. 

...

Dünya Boks Şampiyonasında gümüş madalya alan Busenaz Çakıroğlu ve Büşra Işıldar ile bronz madalya kazanan Şeyma Düztaş’ı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

 

Nerede kalmıştık;

Süper Lig başladı. Takımlar yeni transferleriyle ve kimi takımlar yeni hocalarıyla yeşil sahalarda yerlerini aldılar.

Nefret Yok, Futbol Var” etkinliğiyle başladı maçlar. Başlama vuruşundan sonra futbolcular 1 dakika yerinde durdu. Umarım bu etkinlik beklenen sonucu verir. Sevgiye ve özellikle saygıya çok ama çok ihtiyacımız var. 

 

Pazar günü Kadıköy’de bir büyük maç; Fenerbahçe-Trabzon maçı vardı...

TRANSFERLER YENİ HAKEMLER ESKİ

FENERBAHÇE AŞ-TRABZONSPOR AŞ: 1-0

Gol: Yusuf en-Nesyri (45’)

Kırmızı Kart: Okay Yokuşlu (20’, Trabzon)

 

Takımlar yeni kalecileri ve transferleriyle sahadaydı...

Fenerbahçe yeni hocasıyla sahadaydı...

Ama hakemler eskiydi...

 

Olması gereken bir futbol şöleniydi; maç iyi de başladı aslında. Fenerbahçe önde baskıyla Andre Onana’yı zorlayacak, Trabzon hızlı geçiş hücumlarıyla Ederson’u sınayacaktı. 

Tam da böyle başladı oyun. Planını sahaya daha iyi yansıtan taraf konuk Trabzon oldu. Bordo mavililer bunun karşılığını aldı da... Onuachu’nun nefis kafa vuruşunda Ederson çaresiz kalmıştı. Hakem Ozan Ergün golde bir ihlal görmemişti fakat VAR’da Davut Dakul Çelik, hakemi sahada incelemeye davet etti. İncelemeyi tamamlayan Ergün golü iptal etti ve Onuachu’ya sarı kart çıkardı. 

Bu durum Trabzon’u biraz bozarken sarı lacivertliler oyunu dengelemişti.

20’de Okay Yokuşlu’nun Kerem Aktürkoğlu’na müdahalesine hakem düdük çaldı ve Okay’a sarı kart gösterdi. Ancak Davut Dakul Bey bir kez daha incelemeye davet etti Ozan Ergün’ü. 

İncelemeden dönen Ergün sarı kartı iptal etti ve kırmızıyı çıkardı. Trabzon 10 kişi kaldı ve maç bir anlamda konuk takım için bitti.

 

Kararlar elbette tartışılır ve sayısına bakmaksızın doğru ya da yanlış değerlendirenler çıkabilir ki çıktı.

Fakat bundan öte bir durum VAR... Genç hakemler, özellikle Ozan Bey, sahada sadece düdük çalıyor ve maçı VAR yönetiyor. VAR kararları hemen her seferinde hakemlerin kararlarının önüne geçiyor.

Rahmetli Ümit Aktan öngörülüymüş; bir maç anlatımında (o zamanlar orta hakem denirdi) hakemden bahsederken “düdük hakemi” demiş ve kuruluşu TRT’den ceza almıştı.

Evet, protokolü değiştirelim, hakeme “düdük hakemi” diyelim ve maçları VAR hakemleri yönetsin... Bizler de muhatabımızı bilelim.

 

Benim kararlarım;

Onuachu’nun golü fazlasıyla temiz ve geçerli. VAR müdahalesi yanlış.

Okay Yokuşlu’nun müdahalesi benim standartlarımda kırmızı ama Süper Lig’in hakem ve hakem yorumcularının standartlarında sarı olur, kırmızıya yakın sarı olur, kırmızı desteklenir, kırmızı olur. Örnekleri sayısız. VAR müdahalesi bu defa doğru.

Peki sonra? Fenerbahçe yöneticilerinden Hulusi Belgü belki de haklı. Bay Belgü, maç sonrası Trabzon cephesine cevaben yaptığı açıklamada, “... hakem ikinci yarıda taraf değiştirdi...” dedi. Hulusi Bey, bu sözünü hemen “tarafsızlığını yitirdi” olarak düzeltti.

Bakalım; sahada hakem ve VAR olsaydı,

Trabzon 8 kişi kalırdı. Savic ve Onuachu ikinci sarıyı görürdü.

Fenerbahçe’nin bir atağı aut kararıyla kesilmez, Szymanski belki golü atardı.

Yusuf en-Nesyri’nin direkten dönen topuna gol kararı verilirdi.

Onuachu’nun her hareketine faul çalınmaz, Skriniar maçı sadece iki faulle bitiremezdi. 

Hakem Ozan Ergün için çok kötü bir yönetim kayıtlara geçti maalesef. Davut Dakul Bey’i tanımıyorum. İsmini ilk defa duyuyorum. Benim cehaletim olabilir.        

 

Yine de maça gelelim; zaten beşli oynayacaktı herhalde ama golden sonra Fatih tekke tamamen beşli defansa döndü. Takım tamamen kapandı. Kaleci Onana kritik kurtarışlarla yeni takımını maçta tuttu. Savic ve özellikle Onuachu sahaya müthiş bir karakter koydu. Ozan Tufan kritik müdahaleleriyle dikkat çekti. Batagov yine çok iyiydi. Batagov’la birlikte istikrarlı bir performans gösteren Mustafa Eskihellaç bu defa iyi bir günüde değildi. Jabol-Folcarelli çalışkandı ama etkili değildi. Okay’ın kırmızısından sonra daha çok savunmada gördüğümüz Zubkov iyi niyetliydi. Olaigbe ve Muçi fazlasıyla etkisizdi. Fatih tekke bu iki oyuncuyu sahada çok fazla (bana göre devrede değiştirmeliydi) tuttu. 76’da oyuna giren Visca, bütün Trabzonlulara keşke daha önce girseydi dedirtmiştir muhtemelen.

Trabzon, bir kere daha garip bir maçtan sonra mağlup ayrıldı İstanbul’dan.

 

Maç, erken bir dakikada 11-10 olunca Tedesco’yu değerlendirme şansı olmadı ama takım oldukça istekli ve hareketliydi. Skordan sonra da önde oynamaya devam etti sarı lacivertliler. İstatistiki olarak üstün bir oyun ortaya koyan Fenerbahçe bunu pozisyon üretmeye yansıtamadı. Sadece duran toplar ve şutlarla yokladılar rakip kaleyi. 

Ancak son on dakikada yaşanan panik anlaşılır gibi değildi. Üst üste hatalarla Visca, Ederson’a maçta olduğunu hatırlattı.

Yeni kaleci Ederson, son birkaç dakika sayılmazsa son derece rahattı. Kerem Aktürkoğlu çok istekli ve hareketliydi fakat etkisi çok sınırlı kaldı. Szymanski sağ kanatta etkili oldu, Mustafa’yı hayli zorladı. Kısmet golünü atsa da Yusuf en-Nesyri ve Talisca vasattı. Fred ve İsmail Yüksek çalışkandı. Mert Müldür, Skriniar ve Oosterwolde işini yaptı. Takımın en iyisi yine Archie Brown oldu.

Oyuna girenler bir farkındalık gösteremedi doğrusu.

 

Fenerbahçe, Mourinho’dan sonra ilginç bir teknik direktör ile anlaştı. Henüz 40 yaşında genç bir Alman Tedesco. Gençliği avantaj; çünkü futbol artık yeni nesil teknik adamlarla oynanıyor, oynanacak. Buna karşın selefi gibi büyük başarısı/başarıları yok. Leipzig ile sadece bir Almanya kupasına sahip.

Mourinho ile ortak yönü, bir takımı uzun süreli çalıştırmamış. Schalke’de yaklaşık iki yıl çalışmış. 

Zorlu bir tercih... Hayırlı olsun.

Tedesco ile Fenerbahçe daha hareketli ve özellikle evinde önde baskıyla oynayacak izlenimi verdi. Bunda bir sorun yok lakin ciddi pozisyon üretme sıkıntısı var takımın. Biraz abartacağım ama maçtaki tek organize pozisyon, Szymanski’nin Yusuf’a verdiği güzel pastı lakin Faslı topu auta attı.

Buna karşın maçın son on dakikasında Visca savunmayı çok zorladı. Pozisyon hataları ve bireysel hatalar peş peşe geldi. Neredeyse 2 puanı kaptıracaktı ev sahibi.

 

YÖNETİCİLER... Ya çok formsuzlar ya da -olması gereken kendilerince buysa- çok formdalar.

Hakem-VAR kararlarının böylesine etkin olduğu bir maçtan sonra açıklamalar kaçınılmazdı.

“Nefret yok, futbol var” (Aslında ikisi de yok, hakem ve VAR var.) haftasına yakışmadı. 

Trabzon Başkanı Ertuğrul Doğan, çok sinirli olmasına karşın dikkatliydi. Kulüpler Birliği başkanlığını da dikkate alan Doğan, kelimeleri özenle seçmeye çalışıyorum dedi. Başkan oldukça itidalliydi. Ancak bir ara sahadan çekilmeyi düşündüklerini ve Kulüpler Birliği başkanlığından ayrılmayı düşündüğünü de belirtti. 

Başkandan sonra Hulusi Belgü de aslında fena başlamadı. İtidalli olmaya dikkat etti. Takımını övdü. Bize de hatalar yapıldı golümüz verilmedi, bir şey demiyoruz dedi. Tabii maç berabere bitseydi o gol için Belgü’nün neler söyleyeceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

Buna karşın Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı konusunda öfkeliydi Belgü. 

Bir de gelen bir soru üzerine 2012-11 (kendi deyişi) şampiyonluğuna giden Belgü’nün sonraki açıklamaları sert oldu.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, maç sonu hakem kararlarıyla ilgili olarak; “Şike hâlâ devam ediyor. Kaç kişiye karşı mücadele ettiğimizi bilemiyoruz. 20 dakika buz gibi gol iptal ve kırmızı kart. Yuh olsun ve yazıklar olsun. Her zaman en büyük Trabzonspor” paylaşımını yapmıştı. 

Bu paylaşıma karşın Başkan Ali Koç’tan da sert açıklamalar geldi; “Bugün oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşması sırasında, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ucuz kahramanlık uğruna hadsiz ve şuursuzca yaptığı açıklamalar, Fenerbahçe camiasını ve taraftarını hedef almış; 3 Temmuz sürecinde FETÖ kumpasına karşı sergilenen onurlu direnişi görmezden gelerek toplumu nefret söylemleriyle ayrıştırmaya çalışmıştır/Biz 3 Temmuz’da Fetöyü yendik. Kırıntıları bize hafif gelir. Fenerbahçe camiası bir oldukça, kimse bize diz çöktüremez.”

Bu defa Trabzon cephesinden sert cevap geldi, Başkan Ertuğrul Doğan kelimeleri dikkatli seçme hassasiyetini bırakmıştı anlaşılan;

“Dün oynadığımız maçtan sonra Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç’un, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Metin Genç ile ilgili yaptığı açıklamayı takip ettik. Sayın Ahmet Metin Genç’in söylediklerinin altına imzamızı atıyoruz. Sayın Ali Koç ve yönetimine buradan hatırlatmak isteriz ki ‘mağdur edebiyatı’ yaptıkları konu; tapelerle, telefon konuşmalarıyla, ‘hediye edilen’ arabalarla, ‘verilen fetvalarla’, CAS’taki dosyalarla üzerine toprak atıp kapatacağınız bir konu değil!

Trabzonspor camiası bu konuda her zaman en temiz, en beyaz, en berrak taraf oldu. FETÖ’cü savcılarla top oynamadı. FETÖ’cüleri kulübe üye yapmadı. FETÖ organizasyonlarına sponsor olmadı. 3 Temmuz’un ardına saklanarak, 2010-2011 Şampiyonluğumuz hakkında yaptığınız ucuz siyaseti kamuoyunun takdirine bırakıyoruz!

Son olarak açıklamalarınıza, kullandığınız dile ve yöneticilerinizin söylemlerine dikkat etmenizi tavsiye ederiz.”

Bütün bunlara karşın genç bir adam, 34 yaşında Karadağlı Savic Trabzon kaptanı olarak şöyle bir açıklama yaptı;

“En büyük sorunlar sahada! Sorumlu insanlar aksiyon almazsa, her yıl daha kötüye gidecek! Sahada maç oynanmadı, oynanmış bir futboldan bahsedemeyiz! Trabzonspor'un mağlubiyetinden bahsedemeyiz! Bir mağlubiyet varsa, Türk futbolunun mağlubiyeti! Dolayısıyla maçla ilgili bahsedecek bir kelime yok!”

Bakar mısınız; anlamsız öfke yok. Kişisel suçlamalar ve itham yok. Hakaret yok. Saygı elden bırakılmamış. Olay açıklanmış. Öngörü var. Ciddi bir eleştiri ve manşet bir söz; Türk futbolunun mağlubiyeti var.

Helal olsun Savic. 

Üzgünüm ama yöneticilere, bazen futbolcuları örnek almalarını önereceğim.

 

SONUÇ: Derbide tam bir hakem ve VAR skandalı yaşandı. Bu ilk olmadığı gibi -en azından yakın zamanda- son da olmayacak. Bunlar futbolun içinde var maalesef. Bizde daha çok var. Son yıllarda daha da arttı. Savic’in dediği gibi önlem alınmazsa daha da artacak.

SEVİMSİZ BİR KONU: Bu maçın hakem atamaları için iddialar var. Değiştirildiği yönünde iddialar var. Böyleyse asıl vahim vaka burada. MHK ve federasyon futbol kamuoyunu aydınlatmak için açıklama yapmak zorunda. Yapar mı?

 

KESİNTİSİZ...

13.09.2025/Cumartesi

İKAS EYÜPSPOR-GALATASARAY AŞ: 0-2

Goller: Icardi (73’), Yunus Akgün (89’)

 

Öncelikle Galatasaray, top benim, buralar benim diyor. Mekânın sahibiyim, kimseye bırakmam anlayışında bir oyun ortaya koyuyor. 

Savunmayı oldukça sıkı tutan takım mutlaka gol atarım özgüveninde. Atıyor da...

 

Ev sahibi kalabalık ve sağlam bir savunmayla sahadaydı. Kendileri için iyi olan taraf, rakibin tempoyu düşük tutması ve yavaş bir oyun oynamasıydı. Bir de Icardi, Sane, İlkay Gündoğan ve Yunus Akgün’ün dar bir alana; Eyüp ceza sahası yayına sıkışması Eyüp’ün işini oldukça kolaylaştırdı. 

Eyüp, kendi yarı sahasından pek çıkamadı ama fazla pozisyon vermedi. İlk devrenin son dakikasında Ampem, yeni transfer Uğurcan Çakır’ı yokladı.

 

İkinci devre Eyüp, daha önde bir oyunla başladı fakat bu sadece beş dakika sürdü. Konuk takım oyunu yeniden ilk devre oyununa çevirdi. Ancak beklenen gol bir türlü gelmedi. 

Okan Buruk 57’de Sara’yı yanına çekip transferde zor günler yaşayan Barış Alper Yılmaz’ı sahaya sürdü. Barış, oyuna eksik olan dinamizmi getirdi ve Galatasaray pozisyonlar üretmeye başladı. 

Bu arada Eyüp tamamen savunmaya gömüldü.

 

Kaptanıyla 73’te skoru alan Galatasaray, Yunus’un son dakika golüyle tabelayı belirledi.

 

Torreira, her takıma lazım bir futbolcu olduğunu bir kere daha belgeledi. Sallai etkili oynadı. Sane ve Yunus hâlâ beklenen etkiyi vermekten hayli uzak. Uğurcan Çakır biraz heyecanlı görünürken İlkay Gündoğan isteğini oyuna tam olarak yansıtamadı. Kaptan Icardi’nin maç eksiği çok belliydi. Ancak Ahmed Kutucu’nun asistinde çok şık bir vuruşla golü attı Arjantinli. 

Maçın yıldızını bilemiyorum ama Barış Alper oyunu değiştirdi. Direkten dönen harika vuruşu kendi adına büyük şanssızlıktı. Bir şanssızlığı da -ya da bir gol atma hırsıyla- son pozisyonda topu Ahmed Kutucu’ya vermemesi oldu.

Eyüp’ten bir oyuncu seçme zorunluluğu var ise kaleci Marcos Felipe’yi söyleyeceğim.

 

Hakem Batuhan Kolak idare etti lakin faul standardını ciddi anlamda gözden geçirmeli. Minik temaslara faul çalarken açık faulleri es geçti doğrusu. İstatistiki rakamlarda açık ara önde olan Galatasaray’ın faul sayısının Eyüp’ten fazla olmasında Kolak’ın da bir katkısı vardı ki bir ara Davinson ve tribünleri kızdırdı. 

 

Bir not; Olimpiyat Stadyumu’nda, boş tribünlere karşın top oynamak gerçekten çok zor.

 

DEPLASMAN GÜNÜ...

Deplasman takımı Galatasaray’ın galibiyetiyle başlamıştı gün. Kasımpaşa da bu kervana katıldı.

İstanbul maçında Karagümrük, evinde Kasımpaşa’ya 1-0 kaybetti.

Golü 31’de Suriyeli Muhammed İyyad Kadıoğlu kendi kalesine attı. Kasımpaşalı Gueye 76’da kırmızıyla oyun dışı kaldı. 

Şüphesiz bu galibiyet Şota Arveladze’ye derin bir nefes aldırırken bu lig Karagümrük için hiç de kolay olmayacak.   

 

Samsun-Antalya: 1-2

Goller: Holse (51’)/Soner Dikmen (21’), Cikiya (46’)

Favori olan taraftı ev sahibi ve oyunu baskın da oynadı. Lakin hafta deplasman haftasıydı... Konuk takım sakin ve basit bir oyunla istediğini, belki de fazlasını aldı. 

Antalya ilk golü serbest vuruş sonucu attı. Abdülkadir Ömür’ün uzaktan müthiş vuruşu üst direkte patladı. Dönen topu Soner Dikmen tamamladı. 

 

Konya-Alanya: 1-2

Goller: Bardhi (51’)/Ogundu (28’), Maestro (79’)

Sezona iyi başlayan Konya, evinde kaybetti. Maçı yine deplasman takımı kazandı.

Bardhi çok istekli ve gayretliydi... Makedon bir de gol attı ama takımına puan kazandırmayı başaramadı.

Konya, ikinci golde Bazoer’in topu tam anlamıyla eveleyip gevelemesinin bedelini ödemiş oldu.

 

KARTAL KANATLANINCA...

BEŞİKTAŞ AŞ-RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ: 2-1

Goller: El Bilal Toure (74’), Cengiz Ünder (90+1’)/Eldor Shomurodov (71’)

Kırmızı Kartlar: Orkun Kökçü (90+8’, BJK/Ba (89’, Başakşehir)

 

Beşiktaş yeni transferleriyle sahadaydı. Sergen Yalçın özlediği tribünlerin önünde destekleri kabul etti. 

Beşiktaş, taraftarın desteğiyle baskılı başladı maça. Ancak oyunu hızlandıramayınca pozisyon üretmekte oldukça zorlandı. Yine de pozisyonlar buldu ev sahibi. Fakat geçen senenin kısmetlisi Rafa Silva, bu sezon aynı bereketle başlayamadı. Abraham da müsait fırsatları harcayınca skor yapamadı Beşiktaş.

 

Çağdaş Atan’ı gönderen Başakşehir’i maça Alman Pezzaiuoli çıkardı. Konuk takım sağlam ve dengeli bir oyun ortaya koydu. Ancak geçiş hücumlarında istenilen etkiyi gösteremedi. 

 

0-0 biten devre siyah beyazlıları düşünceye sevk etse de taraftar oyunu hiç bırakmadı. Bu destekle Beşiktaş daha etkin oldu lakin gol korner atışında Başakşehir’den geldi. Özbek Eldor Shomurodov (kendisine Şahmuradov diyeceğim bundan böyle) takımını öne geçirdi.

Beşiktaş’ın en büyük şansı gole çok çabuk cevap vermek oldu ki tribünler hepten ateş aldı.

 

İlerleyen dakikalarda mutlak gole ihtiyacı olan Sergen Yalçın, zorlu bir kararla Rafa ve Abraham’ı yanına alıp sahaya Demir Ege Tıknaz ile Fenerbahçe’de hayal kırıklığı yaratan Cengiz Ünder’i attı. Gol bu ikilden geldi. Demir Ege’nin harika asistinde -muhtemelen haftanın asisti olacaktır- Cengiz kafayla futbol hayatının en kolay gollerinden birini attı ve takımına 3 puanı getirdi. 

 

Başakşehir’de Ba ve Beşiktaş’ta Orkun Kökçü kırmızı kart gördü. Ben bu kartlarda hakemi eleştiremiyorum. Ancak Orkun’un pozisyonunda Ebosele’nin kartını -kırmızıdan yanayım- atlaması hataydı.

 

Yeni transferler; 

Tiago Djalo pek bir farkındalık göstermedi. Cerny, ilerleyen haftalarla birlikte faydalı olacağını gösterdi. 

El Bilal Toure, Allan Saint-Maximin tarzı bir oyuncu. Ancak Malili daha bir takım oyuncusu. Bu maçta top kontrolü sıkıntıları yaşadı ama harika bir gol attı. Cengiz Ünder’in böylesi bir golle başlaması büyük şanstı doğrusu. Cengiz, Sergen Hoca ile eski günlerine dönerse Milli Takım için de büyük kazanç olur. Kayseri’den gelen Gökhan Sazdağı, ben bu takımda oynarım mesajını çok net verdi. 

 

Maçın en çalışkanı herhalde Crespo’ydu lakin takımına puan getiremedi Portekizli. 

 

İki tehlike;

Birincisi, medyacıların bu galibiyeti fazlasıyla abartması. Bunu bilen Sergen Yalçın, “iyi mücadele ettik/sadece bir maç kazandık/oyun eksiğimiz var” dedi.

İkincisi; yenilen golde, neredeyse bütün futbolcuların bir sorumlu araması. Bireysel hatalar oyunda var ama sonuçta golü takım yer. 

 

14.09.2025/Pazar

Kayseri sarı kırmızıydı. Kayseri-Göztepe maçı, başa baş oynanınca haftanın seyir zevki en yüksek maçı oynandı. Goller de çok güzeldi doğrusu.

Cardoso harika bir vuruşla 60’ta takımını öne geçirdi. 85’te Efkan Bekiroğlu, Göztepe’ye 1 puan getiren golü attı. Efkan’ın attığı gol, bu sezonun bu haftaya değin atılan en güzel frikik golü oldu.

Maç 1-1 bitti.

 

Gaziantep-Kocaeli: 2-0

İki arkadaş; Burak Yılmaz ve Selçuk İnan karşı karşıya geldi. 

Selçuk İnan eski takımına karşı maça çıktı.

Maç uzun süre golsüz devam etti. Ev sahibi; 75 ve 79’da Kozlowski ve Yusuf Kabadayı’nın golleriyle kazandı. 

 

15.09.2025/Pazartesi

Rize-Gençlerbirliği: 1-0

Gençlerbirliği Niang ve sonradan oyuna giren yeni transferi Onyekuru ile etkili bir oyun oynadı. Rize de mutlak kazanmak için sahadaydı. Sonuç; keyifli bir müsabaka geçti kayıtlara.

Ancak 90 dakikada gol olmadı. +2’de Emrecan Bulut, çok şık bir golle takımını öne geçirdi. Tam 3 puan geliyor derken sakar bir penaltı ile Ankara ekibi beraberlik şansını yakaladı. Ancak penaltıyı ya Onyekuru kaçırdı ya da kaleci Fofana kurtardı ve Rize 3 puanı aldı.

 

HAFTANIN;

Maçı;

Kayseri-Göztepe (1-1)

İyi maçı;

Rize-Gençlerbirliği (1-0)

Zorlu maçı;

Fenerbahçe-Trabzon (1-0)

Takımı;

Alanya

İyi takımı;

Göztepe

Futbolcusu;

?

Performansları;

Torreira, Sallai, Barış Alper Yılmaz (GS), Crespo (Başakşehir), El Bilal Toure, Demir Ege Tıknaz (BJK), Bardhi (Konya), Onana (Trabzon), Brown (FB) 

Golü;

Efkan Bekiroğlu (Göztepe)

Güzel golleri;

Icardi (GS), El Bilal Toure (BJK), Emrecan Bulut (Rize), Cardoso (Kayseri), Kozlowski (Gaziantep)

Asisti;

Demir Ege Tıknaz (BJK)

Pozisyonu;

Onuachu’nun geçersiz sayılan golü

Söylemi;

Hulusi Belgü (FB Yöneticisi): Hakem ikinci yarıda taraf değiştirdi...

Kaan Ayhan (GS): (Barış Alper’e) O pozisyonda Ahmed’i nasıl görmezsin. Ver, o da sevinsin...

Sorusu;

Montella’nın Türk vatandaşlığı ne oldu?

Kaybedeni;

Fenerbahçe-Trabzon maçı hakemleri... MHK ve federasyon.

GÖZE TAKILANLAR;

*“Nefret yok, futbol var.”

Daha mesajın başladığı hafta futbolun bulunamaması... Yöneticilerin sert demeçleri. 

*Hulusi Belgü’nün, maç sonu açıklamasında “Galatasaray’ın sarı kartları verilmedi” demesi. 

*Fatih Hoca’nın, maç sonu açıklamasında Galatasaray’ı katması.

GÖZE BATANLAR;

*Birbirinin benzeri can sıkıcı spor programları.

Gerçekten can sıkıcı değil mi? Bir pozisyonu saatlerce konuşmak kimseyi sıkmıyor mu? 

*Eğer A Milli Futbol Takımımız, “tarihin en şerefli, en karakterli kadrosu” ise voleybol ve basketbol milli takımlarımıza ne diyeceğiz? 

GÖZE FARKLI GELENİ;

Sultanlar finalde kaybetti; dünya ikincisi oldu.

12 Dev Adam finalde kaybetti; Avrupa ikincisi oldu.

Bu büyük zaferlere karşın Sultanların ve 12 Dev Adamın final kaybetme hüznü... Vallahi kıyamam sizlere; binlerce teşekkür borcumuz var size. 

 

Haber-Yorum: Yüksel DURAK

Anahtar Kelimeler: “BÜYÜK HAFTASI”
Salı 32.7 ° / 21.4 °
Çarşamba 34.2 ° / 22.4 °
Perşembe 32.6 ° / 20.7 °