Tarih: 29.05.2022 22:16

HAKKI ÖZNUR: AHMET ER AĞABEY ÜLKÜCÜ HAREKETİN FİKİR MİMARLARINDANDIR

Facebook Twitter Linked-in

AHMET ER: ÜLKÜYE, DAVAYA, MILLETE, VATANA, BAYRAGA, TÜRKLÜGE ADANMIS BIR ÖMÜR

Ülkücü Hareketin fikir mimarlarindan, dava büyügümüz Ahmet Er agabey, üç aylarin üçüncüsü olan Ramazan ayinin üçüncü gününde, Istanbul’un fethinin yil dönümünde, güzel bir günde, mübarek bir günde, 29 Mayis 2017 günü hakka yürümüs, rahmeti rahmana kavusmustur.

Ahmet Er ömrünü aziz Türk milletine, Türk-Islam ülküsüne vakfetmis, Kur’an ve sünnet çizgisinde hayat sürmüstür. Vatan, millet, bayrak sevdalisi Ahmet Er agabey, her zaman dik durdu, düz yasadi. Inandigi yüce degerlere ve davasina hep bagli kaldi.

90 yillik ömrünü ülküye, Ülkücülüge, davasina, milletine, vatanina, Türklüge adayan Ahmet Er, müstesna ve abide bir sahsiyettir. Milli ve yerliydi. Hasbiydi, dava adami idi. Referansi Kur’an ve sünnetti. Siyasi yasaminda hep milli ve Islami degerleri savundu. Yasami boyunca, inandigi hak yolda inançla, azimle ve kararlilikla yürüdü. Inandigi hak davadan asla taviz vermedi. Rahmet ve sefkat peygamberinin izinde yürüdü.

Türkiye’nin siyasi tarihinin en önemli olaylarina taniklik etmis, hatta bizatihi içinde yasamis bir aktördü. Ahmet Er büyügümüzün Ülkücü hareketin siyasal olarak ortaya çikisinda ve Ülkücü hareketin fikir ve siyasi gelisiminde, tarihi rolü ve etkisi büyüktür. Ülkücü gençligin ve kadrolarin milli ve Islami suurla yetismesinde çok büyük katkisi vardir.

CHP ZIHNIYETLILER TARAFINDAN SÜRGÜNE GÖNDERILDI

Türkiye’nin yakin tarihine damgasini vuran, 27 Mayis 1960 ihtilalini yapan 38 kisilik MBK üyelerinden biriydi. Asla ihtilal taraftari degildi. Silahli Kuvvetler içinde maksatlari, niyetleri ayri ayri ihtilal kuvvetleri tesekkül etmisti. Ancak ordu içindeki cunta faaliyetleri ve CHP yanlisi, fanatik, radikal subaylarin, ihtilali CHP çizgisine kaydirma girisimlerine ve CHP çizgisinde bir zihniyetin ülkeyi yönetmesine engel olmak için Alparslan Türkes, Dündar Taser, Muzaffer Özdag, Rifat Baykal gibi isimlerle 27 Mayis darbesi içinde yer aldilar.

27 Mayis darbesinden rütbesi Yüzbasi olan Ahmet Er’in bir sözü söyledir: “CHP, 27 Mayis’in içindedir. 27 Mayis’i yönetmeye çalismistir”

Darbeden kisa bir süre sonra CHP yanlisi zihniyetin agirlikta oldugu MBK komitesinden tasfiye edildiler. 13 Kasim 1960 günü Türkes ile birlikte 14 kisi, sürgüne gönderildi. Ahmet Er agabey de sürgüne gönderilenlerdendi. Onun kaderine Libya düsmüstü. Libya Büyükelçiligi Devlet Müsavirligi’ne atanmisti.

Ahmet Er ve arkadaslari sürgündeyken bile, Menderes ve arkadaslarinin idamlarina karsi çikmislar, CHP yandasi tasfiyeci kanada, siddetli elestirilerde bulunmuslardir. Dava büyüklerimizden Ahmet Er agabey, 1962’de yurda dönmüs ve dogdugu köye yerlesmistir.

AHMET ER AGABEY 1965-1980 ARASINDA CKMP/MHP’DE SIYASET YAPMISTIR

Ahmet Er agabey, siyasete 31 Mart 1965 günü girmistir. Türkes, Dündar Taser, Muzaffer Özdag, Rifat Baykal gibi ordudan emekli olmus arkadaslariyla beraber CKMP’ye katilmislar ve CKMP’de siyaset yapmislardir.

Türkes, önce CKMP Genel Müfettisi olmus, Muzaffer Özdag ise CKMP Gençlik Kollari Müfettisi olarak görevlendirilmistir. Daha sonra hareketin lideri Alparslan Türkes, Ankara Büyük Sinema’da 3 gün süren (30 Temmuz-1 Agustos) 1965 günü yapilan CKMP 7. Olaganüstü Büyük Kurultayi’nin ikinci günü 31 Temmuz Cumartesi günü Genel Baskan seçilirken Ahmer Er, Dündar Taser gibi dava büyüklerimiz ve dönemin milliyetçi gençligi, büyük destek vermisti. Ahmet Er agabey, CKMP kurultayinda 20 kisilik Genel Idare Kurulu üyeligine seçilmistir. CKMP’nin 24-25 Kasim 1967 tarihinde 8. Büyük Kurultayi’nda, 8-9 Subat 1969 tarihinde Adana’da yapilan (CKMP’nin MHP’ye dönüstügü) 9. Büyük Kurultayi’nda yeniden GIK üyeligine seçilmistir.

BASBUG TÜRKES’IN TARIHI KONUSMASININ METNINI AHMET ER AGABEY KALEME ALMISTI

24-25 Kasim 1967 tarihinde yapilan CKMP’nin 8. Büyük Kurultayi’nda, kurultayin ikinci günü, hareketin lideri, Basbugumuz Alparslan Türkes’in “Ahmet Bey, bir kapanis konusmasi yetistirebilir misiniz?” demesi üzerine Ahmet Er agabey, hemen CKMP Genel Merkezi’ne giderek, daktilo bilen parti yöneticilerden birine “Büyük Hedef” basligi altinda su metni yazdirmisti:

“Ben Türk milletini;

Sokaklarda ispanak fiyatina satilan demokrasiye, rüsvetle, hileyle, çignenen, çignetilen hukuk düzenlerine, ahlaktan mahrum bir hürriyete,

Tefecilige, karaborsaya yer veren bir ekonomiye çagirmiyorum.

Türklük suur ve gururuna, Islâm ahlak ve faziletine, yoksullukla savasa, adalette yarisa, birlige, kardeslige, kisacasi hak yolu, hakikat yolu, ALLAH yoluna çagiriyorum. Modern medeniyetin en ön safina geçmek üzere çaglar üzerinden siçramaya çagiriyorum. Hareketin adini isteyenlere açikça ilan ediyorum:

Yeniden maneviyata dönüs... Hedefimiz, Türkiye'yi aç hürler, tok esirler ülkesi yapmamaktir. Bu yolda bizi tavizkar politikaci olarak itham edenler, Türk'ün yüce varligini anlamayanlardir. Unutmamalidir ki, bir çiftçinin topraga tohum saçmasi, tarlaya taviz vermesi demek degildir. Topragi degerlendirmesi ve verimli kilmasi demektir. Bizim hareketimizin de mana ve ruhu budur. Yine unutulmamalidir ki, medeniyetler, devletler para ile degil, inançla kurulurlar; parasizliktan degil, inançsizliktan çökerler.

Türk aydinlari, Türk gençligi, bulusma yerimiz Büyük Türkiye'dir. Bulusma noktamiz, imanli Türk ferdinin kafasi, kalbi ve cevher-i aslisidir. Bugüne kadar oldugu gibi Türk halkini yalniz kendi yazdiginiz kitabi okumaya, yalniz kendi söylediklerinizi dinlemeye çagirmayiniz. Siz de onun söylediklerini dinlemeye, onun okudugu kitabi okumaya, onu tanimaya, anlamaya kosunuz.

O zaman bulusma yeri ve noktasinda asgari müstereklerde degil, azami müstereklerde birlesecegiz.

Türk milletini iktidarlari için bir basamak, demokrasiyi de sadece bir rey düzeni olarak kabul eden görüs, bizim görüsümüz degildir.

Saflarimiz, Türk milletinin ve devletinin ebedi hayatini düsünen milliyetçilerin, vatanseverlerin meydana getirdigi bir saftir. Anadolu'nun daglarinda, ovalarinda bir Eyüp Peygamber sabri ile dolasan, çalisan, kahirkes, çilekes çiftçi, isçi topyekün yurt çocuklarini bu manevi davamiza davet ediyoruz.

Vazifemiz; 'ALLAH, tasiyacagimizdan daha fazla yük yüklemez' inanci içinde çalisan, yürüyen bu insanlarin inançlari ile istihza ve istiskal degildir. Onlarin yükünü omuzlamaktir, onlarin haklarini çalanlara, riziklarina, emeklerine el uzatanlarla mücadeledir.

Bu mücadelemiz içte ve dista yilmadan devam edecek ve bu yolda Allah'in izni ile mutlaka muvaffak olacagiz. Çünkü yolumuz hak ve hakikat yoludur.

Türkiye ve Türk milletinin karakteri, içerden ve disaridan çok iyi kiymetlendirilmelidir. Kore yaylasindan kopan bir firtina, kendi sahillerinde söner. Vietnam'dan kopan bir firtina, ancak kendi sahillerini yalar; Himalayalar'da kopan bir firtina, Hint Okyanusu'nda kirilabilir. Fakat, Anadolu yaylasindan kopan bir firtina, bütün dünyayi tesir altina alabilir. Bunun böyle bilinmesi ve degerlendirilmesi gerek.

Gelecegin BÜYÜK TÜRKIYE’SI selam sana.”

Lider Türkes, Ahmet Er agabeyin kaleme aldigi bu konusma metnini, kurultayin kapanis konusmasinda okumus, salon cosmus, CKMP delegeleri, partililer, Ülkücü gençler, Türkes’e büyük sevgi gösterisinde bulunmuslardi.

MHP’DE SON GÖREVI, BASKANLIK DIVANI ÜYELIGI VE GENEL BASKAN YARDIMCILIGIYDI

Ahmet Er, 9-10 Mayis 1971 tarihinde yapilan MHP 10. Büyük Kurultayi’nda GIK üyeligine tekrar seçilmis, kurultayda tarihi bir konusma yaparak partilileri costurmus, duygulandirmistir. Ahmet Er agabey, 17-18 Mayis 1975 tarihinde yapilan MHP 12. Büyük Kurultayi’nda yeniden GIK üyeligine seçilmistir.

23-24 Nisan 1977’de Ari Sinemasi’nda yapilan MHP 13. Büyük Kurultayi’nda yeniden GIK üyeligine seçilmistir. 9-10 Haziran 1979’da Atatürk Kapali Spor Salonu’nda yapilan MHP 14. Büyük Kurultayi’nda tekrar GIK üyesi seçilirken ardindan yapilan GIK toplantisinda yeni MHP Baskanlik Divani seçilmis, dört kisiden olusan MHP genel baskan yardimcilarindan biri olmustur.

Ahmet Er agabey, 1969-1980 yillari arasinda CKMP/MHP’de üst düzey görevlerde bulundu. 12 Eylül 1980 darbesi ile kapatilan MHP’de son görevi genel baskan yardimciligiydi.

AHMET ER AGABEY 1969 YILINDA “MUHAMMEDI NIZAM” DEDI, 163. MADDEDEN YARGILANDI

Davamizin fikir mimarlarindan olan Ahmet Er büyügümüz, MHP adina katildigi propaganda konusmalarinda vurguncu, soyguncu, talanci düzeni elestirmis, “Muhammedi nizam” demistir. Türk-Islam ülküsünü her zaman konusan, anlatan agabeyimiz, bir konusmasinda, sunlari söylemistir: “Davamizin adi Nizam-i Alem I’lay-i Kelimetullah davasi. Davamiz Türk-Islam kültür ve medeniyet davasidir. Biz gayemizi; I’lay-i Kelimetullah için Nizam-i Alem ülküsü diye tercih ettigimize göre kaynagimiz Kur’an olacaktir”

CKMP-MHP döneminde bir kez milletvekili ve senatör adayi oldu. Ahmet Er, 12 Ekim 1969 genel seçimlerinde MHP’den adaydi. MHP adina radyo konusmasi yapmisti. Bu konusma büyük ses getirmisti. Liberal, kapitalist sistemi sorgulamis, çözüm yolu olarak da hak, hukuk ve adalet nizami olarak Muhammedi nizami göstermisti.

Bu konusmasindan dolayi Türk Ceza Kanunu 163. maddeden yargilandi. Ahmet Er agabey, Muhammedi nizam konusmasinda su tarihi sözleri söyler:

“Unutulmamalidir ki bir toplumda bin kisi ölürse millet eksilmez. Bir hak çignenirse devlet yikilir”.

“Medeniyetler ilim ve ahlak ile kurulur. Ilimsizlik ve ahlaksizliktan çökerler”.

DEVLETI VE ÜLKEYI YÖNETENLERI HEP UYARDI

Ahmet Er, ülkeyi yönetenlere, yöneticilere ise daima su uyarilarda bulunmustur:

“Düsmanlarin ayak seslerinin git gide yaklastigi günümüzde, süratle baris, kardeslik ve sevgi ortamina gidilmelidir. Bu da ancak milli ve manevi degerlerimize bagli, devlet, vatan, millet, bayrak, Allah ve Habibullah aski ile sarhos, ilim ve ahlak ile mücehhez, kalbiselim, lisan-i sadik, ahlak-i müstakim bir toplum, millet olarak Allah’in ipine sarilmakla mümkündür.

Aziz milletimizi, kutuplastirmayin, cephelestirmeyin. Birlestirici ve bütünlestirici olun. Milletimizin birlik ve beraberligi için çalisin”

Kamil bir Müslüman ve dava adami olan Ahmet Er agabey, sisteme muhalifti. Ülkücüydü. Her zaman önce ahlak ve maneviyat vurgusu yapmistir.

Alperence bir hayat sürdü. Kur’an asigi, Peygamber sevdalisiydi. Sünnetçiler köyündeki mütevazi evinde “Peygamber” ve “Ehlibeyt” sevgisini anlatirdi. Peygamber kokulu sohbet meclislerinin huzur ikliminde soluklanirdik.

Bir iman ve gönül adami, hak dostu olan muhterem büyügümüz Ahmet Er, bu kutlu ve mübarek yolda büyük çileler çekmis, bedeller ödemistir.

O bizim gönlümüzde Horasani tavriyla, Hüseyni sevdasiyla, ‘Horasani agabeyimiz’ olarak taht kurdu. Bir karakter ve ahlak adami olan Ahmet Er agabey, bir sohbetinde, “Tarih boyunca görüldügü gibi bütün zalimler mezarlarini kendileri kazarlar.” der.

Ahmet Er agabey, hak, hukuk, adalet demistir. Zulme riza göstermemis, zalimlere boyun egmemistir. Vesayetçilerle, demokrasi disi arayislarda bulunanlarla, tek adam, tek parti rejimi pesinde kosanlarla mücadele etmistir.

MAMAK MAHKEMELERINDE TARIHE GEÇEN MUHTESEM BIR SAVUNMA YAPMISTIR

Dava büyümüz Ahmet Er, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasi cuntacilar tarafindan tutuklanmistir. Darbeci çeteyi ve darbecileri, Mamak mahkemelerinde perisan etmistir. Yapmis oldugu tarihi savunmasi ve dik durusu hala konusulmaktadir.

Ahmet Er, 12 Eylül darbesi sonrasi uzun bir dönem siyasete ara vermistir. Muhsin Yazicioglu’nun 7 Temmuz 1992 tarihinde MÇP’de ayrilmasiyla birlikte tereddüt etmeden hemen onun yaninda yer almis, destek vermis, sehadetine kadar da Muhsin Baskan’la dava arkadasligi, yol arkadasligi yapmistir.

29 Ocak 1993’te kurulan BBP’nin kurucularindandir. Bir dönem genel baskan yardimciligi görevi de yapmistir, saglik sebepleri nedeniyle baskanlik divaninda görev almamistir.

AHMET ER AGABEY BBP KURUCULARINDANDIR

Yüzyilin büyük sairlerinden rahmetli Abdurrahim Karakoç agabeyle beraber Muhsin Baskan’in yaninda yer almislardir. Her ikisi de rahmetli olan dava büyüklerimiz Büyük Birlik Partisi'nin ombudsmani durumunda olmuslardir.

Ahmet Er agabey, Anadolu’yu ve Avrupa’yi karis karis gezmis, “Büyük Birlik” hareketini anlatmistir. “Neden Büyük Birlik?”, “Bunalimdan Çikis Yolu” vb. birçok konuda yüzlerce konferans vermis, genis kitlelere hitap etmistir.

Muhterem Ahmer Er büyügümüzün ifade ettigi gibi hedefimiz, “Türk- Islam medeniyetini insa etmek”tir.

Alperen kadrolarin muhterem büyügü, BBP YIK Onursal Baskani olarak seçilmis ve görevini rahatsizligina ragmen sürdürmüs, her zaman birlik ve beraberlik vurgusu yapmis, yol göstermis, Alperen kadrolara, Alperen gençlige, kol kanat germistir.

AHMET ER : ALPERENLIK, MUHAMMEDI NIZAMI KURMAKTIR

Asker, politikaci, yazar, sair olan Ahmet Er, MHP ve Ülkücü kuruluslarda yüzlerce konferans verdi. Ülkücü Hareketin yayin organlarina destek verdi. Ülkücü gençligin çikardigi dergilerde onun fikirlerine önem verilirdi. 12 Eylül 1980 öncesi çikan son gençlik dergisi olan “Birlige Çagri” dergisinin isim babasiydi.

Büyük dava ve fikir adami Ahmet Er, bütün ömrünü, bütün varligini Kur’an’a baglayan bir dava adami idi.

Ahmet Er deyince, Nizam-i Alem ülküsüne adanmis bir ömür ve Allah ve Peygamber sevdasi ile dolu bir yürek karsimiza çikiyor.

Ahmet Er agabeye göre “Muhammedi bir sevda, Hüseyni bir sevda olan “Alperenlik, Muhammedi nizami kurmaktir”.

“Bin yildan beri Islam’in sancaktari, bahadir Türk milletinin aziz evlatlari” dedigi Oguz soylu çocuklara sürekli olarak sunu söylemistir:

“Gelecegi Yezidler degil, Hüseyni ahlakiyla ahlaklanmis, hüseyni sevdaya, durusa sahip Oguz soylu çocuklar Alperenler yazacaktir”

Çagimizin meselelerine de hep dikkat çekmis, bu günkü sözde medeniyet; insanliga sunlari birakmaktadir demistir:

“Zulüm – Kölelik – Bunalim – Kin ve Nefret – Ötekilestirme Otoriterlesme…”

Yine Ahmet Er sunlari ifade etmistir:

“Islamiyet, hayatimizin bütünü, dünya ve ahiret hayatimizin mutluluk kaynagidir. Islamiyet, maddi ve manevi hayatimizda bir denge düzenidir”

Hak dostlarini onun dilinden dinledik. Ahmet Er, her zaman, “Allah’a, kitabi Kur’an’a ve Resul-i Zisan’ina (s.a.s.) ölesiye baglilik, samimiyet ve ihlâs siarimiz olmalidir” derdi.

Bir iman adamiydi. Gerçek bir Horasani idi. Ülkücü hareketin Ahmet Er agabeyiydi. Davasi her seyi olan bir millet sevdalisiydi.

Allah (c.c) ve Rasulullah (sav) askiyla yanip tutusan Ahmet Er agabey sohbetlerinde, “Yüce kitabimiz Kur'an-i Kerim'i okumali, anlamaya ve uygulamaya çalismaliyiz. Kur’an-i Kerim’de peygamber sevgisi birçok ayette geçmektedir. Peygamber Efendimizi seven insanlarin ortak özelliklerinden birisi de Kur’an-i Kerim’i okurlar. Ona iletilen mesajlari okurlar. Kur’ân ve Hz. Peygamber’in sünneti, Allah katinda son din olan Islâm’in en temel iki büyük kaynagidir. Bu ikisinden biri olmaksizin din de iman da tamam olmaz. Çünkü Kur’an ve sünnet, bir bütündür, ayrilamaz.” demistir.

Yine bir konferansinda sunlari söylemistir: “Veda Hutbesi’nde Peygamberimiz: ‘Size iki sey birakiyorum. Onlara sikica sarilirsaniz, yolunuzu sasirmazsiniz; sapikliga düsmezsiniz. Onlar, Allah’in kitabi Kur’an ve benim Sünnetimdir.’ demistir. Ya Rabbi! Bizi Peygamberimizin sünnetinden ayirma ve bizi onun sefaatinden mahrum etme.”

Kur’an ve Sünnet çizgisinde bir hayat sürdü. Hak dostu, gönül dostu, kamil bir Müslüman olan Ahmet Er agabey, dosdogru idi. Söyledikleri ile yasadiklari arasinda mükemmel uyum ve ahenk vardi.

HAK DOSTLARINI ONDAN ÇOK DINLEDIK

Bir irfan ve gönül adami olan Ahmet Er agabeyin, birçok hak dostlariyla çok samimi içten bir iliskisi vardi. Nerede hak dostu varsa mutlaka ziyaret eder, tanisir, onlarla hasbihal ederdi. Hak dostlarina büyük hürmeti ve saygisi sevgisi vardi. Ülkücülerden, Alperenlerden her zaman bulunduklari yerlerde hak dostlarini ziyaret etmelerini, onlarin hayir dualarini almasini isterdi.

Tanidigi hak dostlarini, hayati boyunca karsilastigi hak dostlariyla ilgili gözlem ve hatiralarini gayet sade bir dil ve güzel samimi bir üslupla “Hak Dostlari” kitabinda anlatmistir.

Hak dostlarindan Muhammed Rasit Efendi’yi, Mahmut Efendi’yi, Haci Mustafa Günes Efendi’yi, Yozgatli Ahmet Efendi’yi, Mehmet Zahit Kotku Efendi’yi, Mehmet Fevzi Efendi’yi, Hulusi Efendi’yi, Sekerci Hüseyin Baba’yi, Ahmet Kayhan Baba’yi ve birçok Hak dostunu kitabinda anlatmistir.

MUHSIN BASKAN ILE BIR ÇOK HAK DOSTLARINI ZIYARET ETMISTIR

Sehit liderimiz Muhsin Yazicioglu ile birçok kez ziyaret ettigi, Ankara Sehitlik’teki Ahmet Kayhan Dede, ona birlestirici ve bütünlestirici oldugu için “Kaynakçi Baba” ismini vermisti. Ne güzel etmis. Ülkücü yazarlarimizdan Hasim Akten’in anlatimiyla “Küsleri baristirdigi, insanlari birbiriyle kaynastirdigi için bu ismi vermis. Evet o gönülleri birlestiren bir baba, bir amca, bir agabeydi. Hakk’a yürürken de bunu yapti. Ölümünü bile güzellestirdi. Ölürken bile kaynakçilik yapti”.

Ahmet Er büyügümüzün aziz Türk milletine son mesaji su sekildeydi:

“Bahadir Türk milletinin kiymetli evlatlari; Türk-Islam medeniyetinin mayasini, ilahi riza teknesinde tutan ve tekbirlerle yoguran Alperenler;

Dininizi ve milletinizi seviniz, Kur’an’dan ve hadisten ayrilmayiniz.

Ne isterseniz Allah ve Resulünden isteyiniz.                  

Türk milletinin birligini, dirligini, vatanin bütünlügünü hayatlarinin en önünde gören, akli askta eriterek, aski akla bürüyerek, ilmi rehber edinen, Türklük suur ve gururu ile Islam ahlak ve faziletini temel alan, hür, tok, güçlü, mutlu bir Türkiye’nin mimarlari olan sizlere Allah’tan basarilar diler, her birinize ayri ayri içten muhabbet ve hürmetlerimi sunarim. Gazaniz mübarek, Cenab-i Allah yar ve yardimciniz olsun.”

AHMET ER AGABEY KURAN VE PEYGAMBER SEVDALISIYDI

Manevi mihmandarlarimizdan Ahmet Er agabey, davasini Kur’an’la anlatan, ülküsünü iliklerine kadar yasayan bir Kur’an ve Peygamber sevdalisiydi.

Büyük fikir ve siyaset adami, dava büyügümüz Ahmet Er, bütün yasami boyunca muhlisti, müsfikti, sefkatliydi. Her zaman yol gösterici, birlestirici ve bütünlestirici idi.

Güzel insan, abilerin abisi, simdi peygamber sancaginin gölgesi altindasin. Simdi sonsuzlugun sahibinin yanindasin.

Kaynakçi Baba, gittigin kutlu beldede, ötelerin ötesinde, bizden de selam söyle nebiler nebisi, alemlere rahmet olarak gönderilen, iki cihan serveri, Fahr-i Kainat Efendimiz (S.A.V), Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimize…

Bizden selam söyle sehitlerin efendisi, cennet gençlerinin serdari, Hz. Hüseyin efendimize. Bizden de selam söyle Anadolu’yu vatan yapanlara, Istanbul’u fethedenlere…

Bizden de selam söyle Çanakkale’de, milli mücadelede sehit düsenlere…

Bizden de selam söyle, cennet mekan sehit liderimiz, çok sevdigin, çok sevdigimiz, canimiz Muhsin Baskan’imiza…

Bizden de selam söyle Türkmen agasi Dündar Taser’e, Türkmen beyi Gün Sazak’a, büyük mütefekkir Seyit Ahmet Arvasi Hoca’ya, Ülkücülerin erdemi, “kendini unutan adam” Galip Erdem agabeye, büyük sairimiz Abdurrahim Karakoç agabeye…

Bizden de selam söyle, “binlerce Ülkücü sehidimize… Hasbi dava adami, iman, karakter ve ahlak abidesi Ahmet Er agabeyi unutmayacagiz. Hakk’a yürüyüsünün 5. seneidevriyesinde rahmet ve dua ile aniyoruz.

Bu aziz millet, kendisine hizmet edenleri, sehitlerini, kahramanlarini asla unutmaz. Bir Horasan ereni olan “Kaynakçi Baba”, ruhun sad, mekânin cennet olsun.

'Innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —