Tarih: 28.05.2022 21:11

TAKSİM DAYANIŞMASI’NDAN GEZİ TUTUKLULARINA BAKIRKÖY CEZAEVİ ÖNÜNDE DESTEK

Facebook Twitter Linked-in

Taksim Dayanismasi, Gezi Parki davasi kapsaminda haklarinda hapis cezasi verilerek tutuklanan Mücella Yapici, Çigdem Mater ve Mine Özerden için kaldiklari Bakirköy Kadin Kapali Cezaevi önünde destek açiklamasi yapti. Tutuklularin mesajlari okunurken; Türk Mühendis ve Mimar Odalari Birligi (TMMOB) Sehir Plancilari Odasi Istanbul Subesi Baskani Pelin Pinar Giritlioglu, “2013’ün Haziran’inda Gezi Parki’ndaki o rengarenk, dayanismaci anlayisi sahiplenen tüm yurttaslari özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin gelecegine umut olan tüm kurumlari, ‘darbecilik’ gibi asilsiz ithamlarla lekelenmek istenen Gezi’nin gerçek tarihine sahip çikmaya çagiriyoruz” dedi.

Taksim Dayanismasi üyeleri, Silivri Cezaevi’nin ardindan Gezi Parki davasi kapsaminda hakkinda 18 yil hapis cezasi verilerek tutuklanan mimar Mücella Yapici, film yapimcisi Çigdem Mater ve belgeselci Mine Özerden’e destek için kaldiklari Bakirköy Kadin Kapali Cezaevi önünde açiklama yapti.

Açiklamaya, tutuklularin yakinlari ile HDP Istanbul milletvekilleri Oya Ersoy ve Züleyha Gülüm de katildi. “Acil demokrasi ve adalet, Gezi’ye özgürlük” yazili pankartin açildigi açiklamada, tutuklularin resimlerinin yer aldigi ve “Gezi için adalet” yazili dövizler tasindi. Sik sik “Her yer Taksim, her yer direnis”, “Biz Gezi’ciyiz, siz gidici” ve “Gezi için adalet, herkes için adalet” sloganlari atildi.

ÇIGDEM MATER: GEZI KENDILIGINDENDI, HERKESTI, HEPIMIZDIK

Ortak açiklama öncesinde tutuklularin, cezaevinden gönderdigi mesajlar okundu. Çigdem Mater’in mesajini, kendisi gibi film yapimcisi olan Asli Filiz okudu. Mater, mesajinda sunlari kaydetti:

“Gezi, hepimizi olanca siradanligiyla kendiliginden bir araya getiren bir parkti, evet. Hikayesi upuzun, memleket gibi bir park. Bu parkin agaçlari, kaç çocuk yapacagimizi söyleme cüreti gösterenlere karsi da kiminle ayni evde oturacagimiza karar verme cüreti gösterenlere karsi da yerinde kalsin istiyorduk. Etegimizin boyuna, sarkimizin diline hadlerineymis gibi karismaya çalisanlara kocaman kalabaliklarla ve agaçlarimizla yanit verdik. Kesilmesini engelledigimiz her agaç, geceleri sokakta özgür yürüme hakkimizdi. Dökülmesini engelledigimiz her beton, istedigimiz aski kimseye hesap vermeden yasama özgürlügümüzdü. O haziranda, o agaçlar ve o park için su memlekette gönlümüzün istedigi gibi yasayabilmek için bir araya gelen, birbirini taniyan, tanimayan, ayni fikirde olan, olmayan, milyonlarca insan günlerce sokaktaydi. Nese ile, kahkaha ile, dayanisma ile direndiler siddete. Gezi, kendiligindendi, herkesti, hepimizdik. Hepimiz oradaydik.”

MÜCELLA YAPICI: BIZ HÂLÂ GEZI’DEYIZ

Mücella Yapici’nin mesajini da kardesi Müberra Zöhre aktardi. Yapici’nin mesaji söyle:

“9 yil önce bugün, bu saatlerde, hukuksuz bir yikimi durdurmak, kendimizi, kentimizi savunmak için agaçlara sariliyorduk. Bugün, tüm hakliligimizla, umudumuzla, bu karanlik günleri asmak için birbirimize sariliyoruz. Bugün en çok da Mine Özerden ve ailesine sariliyoruz. Babasi ‘proleter soför’ Ahmet Yalkin Özerden’in hayatini kaybettigini cezaevinde birlikte ögrendik. Mine’nin ve ailesinin acisini paylasiyoruz. Bilin ki birlikteyiz! Meydanlarda, parklarda, fabrikalarda, santiyelerde, kampüslerde, cezaevlerinde, nerede olursak olalim sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. Gezi, esitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için bu ülkenin sönmeyecek umududur. Biz hâlâ bu umutta inatçiyiz. Biz hâlâ Gezi’deyiz.

“BU DAHA BASLANGIÇ”

9 yil önce bir parktan dogan umudu hayatta tutan dayanismamizi büyütmeye devam edecegiz. Hak savunucularinin cezaevlerine kapatilmadigi, dogamizin rant için talan edilmedigi, ögrencilerimizin ve akademisyenlerimizin özgür, özerk, demokratik üniversitelerde bilim ürettigi, emekçilerin sermaye firavunlarina diz çöktürdügü, kadin cinayetlerinin son buldugu, kent meydanlarinin gerçek sahipleriyle senlendigi, çocuklarimizin özgür düslerindeki adil günler için mücadeleye devam etmek üzere… Bu daha baslangiç!”

Hazirlanan ortak açiklamayi da TMMOB Sehir Plancilari Odasi Istanbul Subesi Baskani Pelin Pinar Giritlioglu okudu. Giritlioglu, söyle konustu:

“GEZI’DE DIRENMENIN ONURUNU YASAMISTIK: Bundan tam 9 yil önce bugünlerde, yasadigimiz karanlik günlerin sorumlusu olan siyasi iktidarin bizlere, bu ülkenin yurttaslarina karsi tutumu insanlik onurumuza dokundugu için, temel haklarimizi gasp ettigi için, kentsel ve toplumsal hafizamizi yok ettigi için, dogayi ranta kurban ettigi için, bizlere yasam alani birakmadigi için Gezi’de bulusmus, bir arada olmanin coskusunu, gerçegi haykirmanin gururunu, direnmenin onurunu yasamistik. Aradan geçen 9 yilin ardindan hukuka güvenin iyice azaldigi, mahkemelerden adalet çikacagina dair inancin giderek zayifladigi güzel ülkemiz; 25 Nisan’da Gezi davasinda açiklanan kararlar sonrasinda ranta karsi çikip doganin talanina itiraz edenlerin, hayatimiza müdahale etme diyen milyonlarin sesine ses olanlarin, Gezi Parki, park olarak kalsin diye çabalayan kent hakki, yasam ve hak savunucularinin, bu ülkenin demokrasi güçlerinin ‘agirlastirilmis müebbet ve agir hapis’ ile cezalandirildigi bir ülkeye dönüsmüstür.

ADALETIN BUHARLASARAK YOK OLDUGU BIR ÜLKEYIZ: Polis tutanaklarina göre en az 3,5 milyon insanin, yani Gezi’ye gelen, destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrasi açan, sarki söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden, agaçlara sarilan milyonlarin ‘müebbet ve agir hapis cezalari’ ile korkutulmaya çalisildigi, adaletin buharlasarak yok oldugu bir ülkeyiz artik. Tek adam rejiminin ihtiyaçlarina göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, taniksiz, kanitsiz, keyfi ve tutarsiz kararlar aldigi bir rejimde, demokrasinin, kuvvetler ayriliginin ve en temel anayasal haklarin yok sayildigi bir ülkeyiz artik. Gezi Parki’na sahip çiktigi için, ‘Yasamima daha fazla karisma’ dedigi için Gezi Direnisi sirasinda polis siddeti ile hayatini kaybeden gençlerin katillerinin aklandigi, bu vahsete isyan edenlere hapis cezalari verilebildigi bir ülkeyiz artik.

BARINMA HAKKI TALEP EDENLERIN VATAN HAINI GÖRÜLDÜGÜ BIR ÜLKEYIZ: Gezi’de gür sesleriyle ‘Biz de variz’ diyen kadinlarin, LGBTI+ bireylerin taleplerinin yok sayildigi, cinayetlere kurban gitmelerine ses çikarilmasinin engellendigi, bu hukuksuzluktan güç alan erkek siddetinin daha dün iki cani daha aramizdan aldigi bir ülkeyiz artik. Isçilerin ekmegine, köylülerin ürününe sahip çikmasinin istenmedigi, hayatin pahali, emegin ucuz oldugu bu düzenin sorgulanmasinin, emeginin karsiligini talep etmek için ses çikaranlarin, özgür üniversite için direnen ögrencilerin, barinma hakki talep eden yurttaslarin vatan haini olarak görüldügü bir ülkeyiz.

ADALET ISTIYORUZ: Iste böyle bir durumda bu ülkenin yargisi, bu ülkenin mahkemeleri tüm bu hukuksuzluklara, esitsizliklere, vicdansizliklara güç vermek yerine adaleti saglamak zorundadir. Demokrasi için, esitlik için, özgürlük için, gelecegimiz için adalet istiyoruz. Gezi Parki, park olarak kalsin diye, mesleki ve yasal süreçleri yürüttükleri için 18’er yil agir hapis ile cezalandirilan Taksim Dayanismasi’ndan kent, demokrasi ve hukuk emekçisi arkadaslarimiz mimar Mücella Yapici için, sehir plancisi Tayfun Kahraman için, avukat Can Atalay için adalet istiyoruz. Bu hukuksuz davada mesnetsiz ithamlarla yargilanarak 18’er yil agir hapis ile cezalandirilan Çigdem Mater için, Hakan Altinay için, Mine Özerden için adalet istiyoruz. 4,5 yildir kanitsiz, taniksiz ithamlarla bir siyasi tutsak olarak özgürlügü gasp edildigi yetmezmis gibi, kanitlanamayan iddialar hakkinda agirlastirilmis müebbet hapis cezasi verilen Osman Kavala için adalet istiyoruz.

GEZI’NIN GERÇEK TARIHINE SAHIP ÇIKMAYA ÇAGIRIYORUZ: Sadece Gezi tutuklulari için degil, gelecek güzel günlerimiz için adalet istiyoruz. Yarginin bagimsiz oldugu, yasama sahip çikan seslerin duyuldugu, mesleklerinin geregini yapan hak savunucularinin tutsak edilmedigi bir ülke için adalet istiyoruz. Ethem’in, Ali Ismail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’in, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berkin’in özgür düsleri için adalet istiyoruz. 2013’ün Haziran’inda Gezi Parki’ndaki o rengarenk, dayanismaci anlayisi sahiplenen tüm yurttaslari özgürlük ve demokrasi talebiyle ülkemizin gelecegine umut olan tüm kurumlari, ‘darbecilik’ gibi asilsiz ithamlarla lekelenmek istenen Gezi’nin gerçek tarihine sahip çikmaya çagiriyoruz. Gezi, haksizliklarin, hukuksuzluklarin ve adaletsizliklerin son buldugu ve gerçek suçlularin hesap verdigi bir ülke için umuttur.  Bu umudu diri tutmanin yolu, bizi bugün bir araya getiren özgürlük, esitlik ve kardeslik talebinde israr etmekten ve her seye ragmen bir arada ve dayanisma içerisinde olmaktan geçiyor.

ARKADASLARIMIZI YALNIZ BIRAKMAYACAGIZ: Basta Gezi Parki olmak üzere ülkemizin yesiline, dogasina, kaynaklarina sahip çikacak demokratik bir ülke mücadelesinden vazgeçmeden, delillere dayanan objektif ve tarafsiz yargilama yapan bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edecegiz. Bu hukuksuzluk, bu keyfilik, bu adaletsizlik, bu vicdansizlik, bu düsmanlik sona erinceye kadar, arkadaslarimiz serbest birakilincaya kadar, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak girecek bu davalar geri çekilinceye kadar mücadeleye devam edecek, arkadaslarimizi yalniz birakmayacagiz.”

Açiklamanin ardindan gökyüzüne balonlar uçuruldu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —