Tarih: 14.04.2022 10:07

TBMM'DE 'CEMAL KAŞIKÇI' TARTIŞMASI

Facebook Twitter Linked-in

CHP, TBMM Genel Kurulu'nda, Cemal Kasikçi cinayeti davasinin Suudi Arabistan’a devredilmesiyle ilgili fiili gensoru görüsmesi açmak istedi. CHP Istanbul Milletvekili Yunus Emre, “Bu olay, ne yazik ki Türkiye’nin özellikle aralik ayinda yasanan ekonomik buhran neticesi içine girdigi bu büyük dar bogazin bir sonucu gibi görünüyor. Çünkü hükümetiniz, buradan çikisin yolunu anlasilan Suudi sermayesinde görüyor' dedi. AKP Grup Baskanvekili Mahir Ünal ise 'Türkiye bu konuda üzerine düseni fazlasiyla yapmistir. Bugün geldigimiz noktada uluslararasi sorusturmalarin devri ve bunun hukuki altyapisi bellidir. Türkiye geregini yapmistir ve su anda da ortada bir fail bulunmamakta, yargilanan bulunmamakta ve hukuk temelinde de bu dosya maksat hasil olmus, bütün delilleri Türkiye saglamistir. Bütün delilleri dünyaya Türkiye servis etmistir” diye konustu.
 

CHP, TBMM Genel Kurulu'nda, Cemal Kasikçi cinayeti davasinin Suudi Arabistan’a devredilmesiyle ilgili fiili gensoru görüsmesi açmak istedi. CHP Istanbul Milletvekili Yunus Emre, “Bu olay, ne yazik ki Türkiye’nin özellikle aralik ayinda yasanan ekonomik buhran neticesi içine girdigi bu büyük dar bogazin bir sonucu gibi görünüyor. Çünkü hükümetiniz, buradan çikisin yolunu anlasilan Suudi sermayesinde görüyor' dedi. AKP Grup Baskanvekili Mahir Ünal ise 'Türkiye bu konuda üzerine düseni fazlasiyla yapmistir. Bugün geldigimiz noktada uluslararasi sorusturmalarin devri ve bunun hukuki altyapisi bellidir. Türkiye geregini yapmistir ve su anda da ortada bir fail bulunmamakta, yargilanan bulunmamakta ve hukuk temelinde de bu dosya maksat hasil olmus, bütün delilleri Türkiye saglamistir. Bütün delilleri dünyaya Türkiye servis etmistir” diye konustu.

CHP, TBMM Genel Kurulu'nda uluslararasi bir anlasma üzerinde yapilacak görüsmeyi, hükümetin Cemal Kasikçi cinayeti davasinin Suudi Arabistan’a devredilmesindeki sorumlulugu nedeniyle fiili gensoru görüsmesine çevirmek istedi. Genel Kurul’da söz alan CHP Istanbul Milletvekili Yunus Emre, iktidara su elestirilerde bulundu.

“BU VAHSI CINAYETTE SUUDI YÖNETIMIN PARMAGI VARDIR”

“Kasikçi dosyasinin Suudi Arabistan’a devredilmesi olayinda çok temel bir konu vardir. Bütün uluslararasi raporlara göre, Türkiye’den yapilan açiklamalara göre, Birlesmis Milletler raportörünün raporuna göre, birçok uluslararasi basin kurulusunun hazirligina göre, bu vahsi cinayette Suudi yönetimin parmagi vardir. Suudi yönetimin delilleri karartma girisimi vardir.

Bakin, buraya gelen, Türkiye’ye, Istanbul’a gelen katliam çetesi diplomatik pasaportlarla gelmistir. Suudi Arabistan yönetiminin bu türden girisimlerinin ilk örnegi de Istanbul’da olmamistir. Geçmiste Fransa’dan, Hollanda’dan insanlar kaçirilmistir; Misir üzerinden Suudi Arabistan’a götürülmüstür. Ama Türkiye’deki olayin kötülügü; çok vahsi sekilde bir insan Türkiye’de öldürülmüstür.

‘Aman Türkiye ya da baska ülkeler buradaki elçilik binasini, konsolosluk binasini, dinlerler, izlerler’ diye katliamdan bes gün önce arama yapiliyor, Suudi yönetimi tarafindan konsolosluk binasinda. Ve o aramayla orada, adi ‘böcek’ diye tarif edilen dinleme cihazlari tespit ediliyor; uluslararasi raporlar bunu gösteriyor. Bunun üzerine Suudi yöneticiler ve oradaki katliam çetesi, son derece fütursuz sekilde bütün detaylari konusarak bu katliami ortaya koyuyorlar. Bakin, örneklerle belirtecegim, niye bunun içinde Suudi yönetimin etkisinin oldugunu. Aralarinda sunu konusuyorlar katliamdan önce: bakin, ‘Çantaya sigar mi’ diye soruyor. ‘1,80 boyunda bir adam bu, çantaya sigmaz’ diyor. Bu ifadeyi bagislayin ama kayitlarda oldugu için söylüyorum; ‘Kalçasi at kalçasi gibi’ diyor. ‘Kalçasi at kalçasi gibi, çantaya sigamaz, parçalamamiz lazim’ diyorlar ve bununla ilgili çok özel bir uzman getiriliyor. Iskoçya'da egitim almis, sonra Avustralya'da bu isin ihtisasini yapmis, yani insan bedeninin parçalanmasinin ihtisasini yapmis bir kisi özel görevli olarak Istanbul'a bu kapsamda getiriliyor arkadaslar. Arkasindan, biliyoruz ki gelen ekibin içerisinde Suudi Veliaht Prensi’nin koruma ekibinden 6-7 insan bulunuyor. Daha size ne örnek verecek, bunun Suudi yönetiminin isinin olduguyla ilgili?

CIA'in raporunda el-Kahtani'nin -ve bu haber Reuters gibi çok saygin bir basin kurulusunda geçmistir- ‘O köpegin kafasini getirin’ ifadesini kullandigi kayitlarda bulunuyor. Daha ne kanit istiyorsunuz Allah askina?”

“HÜKÜMETINIZ BURADAN ÇIKISIN YOLUNU ANLASILAN SUUDI SERMAYESINDE GÖRÜYOR”

“Bakin, Birlesmis Milletler bu konuyla ilgili bir raportör görevlendiriyor. Çok kapsamli iki rapor var. Ben tamamini okudum, ilgili arkadaslarima da verebilirim. Raportör bir Fransiz, insan haklari konusunda çok uzman bir kimse, ‘Agnes Callamard’ isimli bir hanimefendi, çok kapsamli iki rapor ortaya koyuyor. Callamard diyor ki; ‘Bulgular net, Kasikçi cinayeti bir devlet cinayeti ve su ana kadar Suudi Arabistan bu cinayet için bir bedel ödemedi’. Ya bu kayitta dururken, Birlesmis Milletler raportörünün bu ifadesi dururken Allah askina bu dosyayi Suudi Arabistan'a nasil gönderirsiniz ya, bunu nasil yaparsiniz?

Birlesmis milletler raporunu yazan madam Callamard; basina ne geldi biliyor musunuz? Hanimefendi Suudi yönetimi tarafindan tehdit ediliyor. Bu insanlara, Birlesmis Milletler raportörünü ölümle tehdit eden, Cemal Kasikçi dosyasini teslim ediyorsunuz, hiç vicdaniniz sizlamiyor mu?

Bu olay, ne yazik ki Türkiye’nin özellikle aralik ayinda yasana ekonomik buhran neticesi içine girdigi bu büyük dar bogazin bir sonucu gibi görünüyor ne yazik ki. Çünkü hükümetiniz, buradan çikisin yolunu anlasilan Suudi sermayesinde görüyor. Ocak ayinin basinda durup dururken Arap basininda yazilar çikmaya basladi. ‘Türkiye’nin ekonomik durumu çok kötü, böyle bir durumda Suudilerin Türkiye’ye yardim etmesi için Kasikçi dosyasi bir engeldir’ diye yazilar çikmaya basladi. Böylelikle yönetiminize bütün mesaj açiklikla ulastirilmis oldu aslinda. Kapali kapilar ardinda söylenenler uluslararasi basinda yer aldi. Peki bundan sonra ne yaptiniz? Adalet Bakani üzerinde baski kurdunuz. Adalet Bakani Sayin Albdulhamit Gül, vicdanli bir insan oldugu için, bunu vicdanina yediremedigi için, böyle bir kepazeligin parçasi olmak istemedigi için görevinden ayrildi. Arkasindan Sayin Bozdag’in görevi basladi.”

“ADALET BAKANLARININ TÜRKIYE’DE AYNI GÜN AÇIKLAMA YAPTIGI KAÇ OLAY OLDU”

“31 Mart günü savcilik, dosyanin Suudi Arabistan’a gönderilmesiyle ilgili bir karar açikladi. Ayni gün Sayin Adalet Bakani, ‘Evet, bizim görüsümüz olumludur’ dedi. Ben merak ediyorum, Adalet Bakanlarinin Türkiye’de ayni gün açiklama yaptigi kaç olay oldu? 7 Nisan günü mahkemede dosyanin Suudi Arabistan’a devri karari çikti. Bu acele niye?

Isin aslina, özüne geliyoruz. Isin özünde su var: Dünyada, mantigi sadece menfaat olanlar böyle seyler yapiyorlar. Bakin, az önce, baslangiçta söylemistim, Hollanda'dan, Fransa'dan adam kaçirma girisimlerinin Suudi makamlari tarafindan oldugunu söylemistim. Sonra bunlarin üzerine neyi gördük biliyor musunuz? Yargilamalara Fransiz makamlari, Hollanda makamlari taraf olmuyorlar arkadaslar, müdahillik talebinde bulunmuyorlar. Bunu inceleyen uzmanlar ne sonuca ulasiyor biliyor musunuz? Birtakim Fransiz ve Hollanda sirketlerinin Suudi Arabistan'da kapsamli isler aldiklari sonuçlarina ulasiyor, özellikle su anda kuzeyde yapilmakta olan sehrin insaatinda çok kapsamli isler aldiklari sonucuna ulasiyor ya da Selman'a ‘Senin arkani ben topladim’ diyen Trump'in damadi Kushner'in Suudi sermayesiyle, Suudi finansiyla bir fon islettigi sonucuna ulasiyor. Simdi, bunun üzerine, bu bilgiler üzerine Türkiye'de alinan bu kararin anlaminin ne oldugunu düsünüyorsunuz?

Bir de size bir örnek vereyim mi, 2020 yilindan? Eskiden bu siralarda oturan bir Genel Baskan Yardimcisi arkadasiniz, Yasin Aktay diyor ki 2020'de; ‘Niye Türkiye'de bu cinayeti islemeye cüret ettiler’ diye soruyor. Arkasinda da sunu söylüyor; ‘Ortaya çikarsa en kötü ihtimalle belki bunu parayla satin aliriz diye düsündüler’. Ne zaman söylüyor bunu? 2020 yilinda söylüyor. Siz bugün yaptiginizdan çok farkli bir tutum içindeyken Yasin Aktay diyor ki; ‘Biz bunu Türkiye'de yapariz diye düsündüler, en kötü ihtimalle de Türkiye satilik bir ülkedir, biz buna parayi veririz, kapatiriz diye düsündüler’ diyor.

GENEL KURUL’DA GERGINLIK

Emre’nin konusmasi sik sik AKP Grup Baskanvekili Mahir Ünal’in laf atmasi ile bölündü. Ünal, “Kapatamadilar iste. Tehdit ettiler de kapatamadilar. Türkiye bu konudaki degerlendirmelerini fazlasiyla yapti. Bütün dünya susarken Türkiye konustu bu konuda” dedi. CHP’li Emre de “Bu raporlarin hepsi burada duruyor. Haksizliktan sesin yükseliyor, ben bunun çok iyi farkindayim. Haksizliktan sesin yükseliyor, birak bunlari, birak” tepkisini gösterdi. Ikili arasindaki tartismanin ardindan CHP’li Emre konusmasina devam etti.

EMRE: TARIHIMIZE BU KARA LEKEYI SÜRMEYIN

“Sonuç olarak gelin, yol yakinken dönelim. Bakin, Türkiye'de devir degisir, bu dosyalar tekrar açilir, mahcup olursunuz. Adalet Bakani, Disisleri Bakani, Sayin Cumhurbaskani bu olaydan sorumlu olurlar, bu dosyalar açilir. Türkiye'ye bu kötülügü yapmayin, lütfen Türkiye'ye bu kötülügü yapmayin. Türkiye'nin sanli bir tarihi var, gurur duydugumuz bir tarihi var; tarihimize bu kara lekeyi sürmeyin.”

ÜNAL: TÜRKIYE BU KONUDA ÜZERINE DÜSENI FAZLASIYLA YAPMISTIR

Emre’nin konusmasini ardindan AKP’li Ünal söz alarak sunlari söyledi:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu konuya ilgisini açikçasi böyle tebessümle izliyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti Kasikçi olayinda üzerine düseni fazlasiyla yapmistir. Amerika Birlesik Devletleri Baskani çikip ‘Benim Suudi Arabistan'la 100 milyar dolarlik anlasmam var, bunu tehlikeye atamam’ derken Türkiye Cumhuriyeti devleti Kasikçi meselesini bütün dünyanin gündemine tasimistir. Burada konusan hatip neden bir kere olsun ABD'yle ilgili, Fransa'yla ilgili, Italya'yla ilgili, ‘özgür dünya’ ile ilgili tek bir elestiri getirmeyip bu konuyu dünyanin gündemine tasiyan Türkiye'yi elestiriyor?

Türkiye bu konuda üzerine düseni fazlasiyla yapmistir. Bugün geldigimiz noktada uluslararasi sorusturmalarin devri ve bunun hukuki altyapisi bellidir. Türkiye geregini yapmistir ve su anda da ortada bir fail bulunmamakta, yargilanan bulunmamakta ve hukuk temelinde de bu dosya maksat hasil olmus ve dünyanin gündeminde bu konu gerektigi gibi bütün delilleriyle konusulmus, bütün delilleri Türkiye saglamistir. Bütün delilleri dünyaya Türkiye servis etmistir. Fakat siz iç hukuk ile uluslararasi hukuku birbirine karistiriyorsunuz, devletin aldigi pozisyon ile siyasi pozisyonlari birbirine karistiriyorsunuz. Devletinize bunu yapmayin, devletinizi uluslararasi alanda bu duruma düsürmeyin, yaziktir. Bizimle hesabiniz bizimledir, hesabinizi bizimle görün. Uluslararasi alanda Türkiye Cumhuriyeti devletini bu hâle getirmeyin.”

Ünal’in konusmasi sirasinda ve sonrasinda da gerginlik devam etti. Gerginlik AKP ve CHP’li vekiller arasinda sözlü tartisma olarak sürdü.

EMRE: BU YAPTIGI ISLE SUUDI GIZLI SERVISI DE SUUDI DEVLETI DE TÜRKIYE'YE BÜYÜK BIR HASIMLIK YAPMISTIR

Ünal’in konusmasinin ardindan tekrar söz alan CHP’li Emre, sunlari söyledi:

“Hollanda'nin, Fransa'nin tutumuyla ilgili elestirileri ben gündeme getirdim; yapmayin. Trump'in kendisiyle, damadiyla ilgili olaylari ben söyledim bu kürsüde. Bana bunu nasil söyleyebilirsiniz Sayin Ünal? Bana bunu nasil söyleyebilirsiniz? Aynen iade ediyorum. Ayrica arkadaslar ‘Devlete bunu yapmayin’ dediniz. Bakin, biz sunu kayitlara geçirmek istiyoruz: Devlet ayri, su anda Türkiye'de yönetimde bulunanlar ayri. Bunlarin hepsinin devlette kaydi vardir, bunu bilin. Ben az önce bosuna söylemedim o istihbarat görevlilerinin, o polis arkadaslarimizin, o adliye görevlilerinin alnindan öpüyorum diye... Türkiye'de kamu görevlileri, -az önce ifade ettim- üzerlerine düseni yapmistir; dogru. Problem sizin su anda yapmakta oldugunuzdadir, bunun altini çizmek istiyorum, su anda yapilandadir. Ve yine sunu da belirtmek istiyorum: Ya bu dosyayi bastan biz bilmiyor muyduk zaten, bütün katillerin kaçmis oldugunu…. Komik duruma düsmeyin. Ciddiyetle meseleleri biz ele alalim. Meclis’in sayginligina gölge düsürmeyelim. Bu yaptigi isle Türkiye'de Suudi gizli servisi de Suudi devleti de Türkiye'ye büyük bir hasimlik yapmistir. Türkiye'de devleti taniyan, bilen insanlar da bu hasimligin kapsaminin ne oldugunu bilir, bunlar bu kayitlarda vardir. Bu iktidar degisecektir. Emin olun iktidar degisecek ilk seçimlerde ama Türkiye’ye karsi yapilan bu hasimligin hesabi sorulacak. Sizin yapmaniz gereken dosyayi iade etmek degildi, Suudi yöneticiler hakkinda yaptirim kararlari çikartmakti. Bunu yapsaydiniz iste, ben bu kürsüden sizi tebrik ederdim arkadaslar.”

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Basarir ise söyle konustu:

“TÜRKIYE CUMHURIYETI ACIZ BIR ÜLKE DEGIL AMA SIZ BIZI BU DURUMA DÜSÜRÜYORSUNUZ”

“Peki simdi soruyorum: Enayi miyiz biz? 84 milyon enayi mi? Iste biz, Türkiye Cumhuriyeti bu duruma düsmesin diye burada konusuyoruz, bu mücadeleyi veriyoruz. Istanbul’un göbeginde bir gazeteci lokma lokma dograniyor. Bir ekip geliyor. Kim bu ekip? Adli tip uzmani var, yarbay var, tuggeneral var, prensin korumasi var. Iki otele gece yerlesiyorlar ve öglene dogru olay gerçeklesiyor. Simdi, akil tutulmasi yasiyorum çünkü konsolos 14 gün sonra serbest birakildi. Viyana Sözlesmesi’nin 41 ve 43’üncü maddeleri net. ‘Eger suçüstü bir durum varsa ve göreviyle ilgili suç yoksa derhal alacaksiniz ve yargilayacaksiniz’ diyor. 14 gün sonra bu konsolos ve Suudi yetkililer, ‘Kasikçi 2 saat sonra gitti’ dedi. Çünkü bir tuggenerali, sakal yaptilar, Kasikçi’ya benzettiler ve bir algi yarattilar. Bu konsolosun fiili ve fikri bir sekilde bu suça istirak ettigi bir gerçektir; beraberce yapiyorlar bunu. Ya neden yolluyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti aciz bir ülke degil ama siz bizi bu duruma düsürüyorsunuz.

“ABDULHAMIT GÜL’DEN BÖYLE BIR TALEPTE BULUNDUNUZ MU”

6706 sayili Cezai Konularda Uluslararasi Adli Isbirligi Kanunu’nun 24. maddesine ne der? Delillere bakar, suçlar islenmis ve genellikle yüzde 95 dünyada böyledir. Suçun islendigi yer dosyayi talep eder. Biz ne yapmisiz? Suudiler talep etmis ve vermisiz. Bu olacak sey mi? Diger bir durum, Abdulhamit Gül’den böyle bir talepte bulundunuz mu? Abdulhamit Gül ‘olmaz’ dedi mi? Çünkü Istanbul 11. Agir Ceza Mahkemesi bu karari verdiginde simdiki Adalet Bakani olumlu görüs verdi. Abdulhamit Gül ne dedi, ben buradan size soruyorum. ‘Hayir’ dedi, ‘olmaz’ dedi, ‘rezil oluruz’ ve ‘bunu anlatamayiz dünyaya’ dedi.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —