Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır Cezaevi önünde basın açıklamasında bulundu. Davutoğlu, 12 Eylül 1980 darbesi kınayarak, ''Bir kez daha 12 Eylül darbecilerini, o darbeyi destekleyenleri, meşru kılanları, burada Diyarbakır Cezaevi'nde ve diğer cezaevlerinde sağcı solcu Türk, Kürt, Alevi kim olursa olsun her bir insana işkence yapanları insanlık onurunu zedeleyenleri buradan bir kez daha en şiddetle kınıyoruz ve lanetliyoruz'' dedi.
Davuoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Demokratik hukuk devleti içinde engelleme imkanı varken engellemeyenler, olayları kendi seyri içinde izlemekle yetinenler bir sabah kalktılar ve ülkemizin demokrasisine büyük bir darbe niteliği taşıyan ve ülkemizin itibarı açısından da yük karası olan bir darbeyi hayata geçirdiler. 12 Eylül 1980 sabahından itibaren temel insan haklarının askıya alındığı, en temel insan onuruyla ilgili ilkelerin göz ardı edildiği, bütün partilerin kapatıldığı, derneklerin örgütlenme özgürlüğünün tümüyle ihlal edildiği bir yeni dönem başladı.
Siyasi partiler toplumun sözcüleri olarak bunları ifade etme yeteneğini kaybettiler çünkü kapatıldılar. Aydınlar gençler tutuklandı on binlerce insan uzun yıllar süren işkencelere maruz kaldı. Öyle ki 'bir sağdan bir soldan' diyerek idamlar arasında bile neredeyse insanlık dışı bir denge kurmak için gençlerin yaşları büyütüldü. Çok büyük acılar yaşandı.
Gelecek Partisi olarak insan onurunu temel ilke aldığımızı parti programımızda beyan etmiş olan bir parti olarak bugün buradan Diyarbakır Cezaevi önünden bütün bir dünyaya seslenmek istiyorum:
Bundan sonra şu veya bu şekilde dolaylı yada doğrudan darbe girişiminde kim bulunursa bulunsun, hangi gerekçeyle darbe girişimini meşrulaştırmak isterse istesin biz Gelecek Partisi olarak bunun karşısında dimdik duracağız. Bunun karşısında duran bütün siyasi partilerle ve gruplarla işbirliği içinde olacağız
İnsanlık onurunu zedeleyen işkence tümüyle ülke gündeminden kalkana ve bir daha insan haklarını zedeleyen işkence unsuru görünmeyecek hale gelene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. İnsan hakları ihlallerine karşı da bütün etnik, mezhebi, siyasi, inanç farklılıklarını göz ardı ederek omuz omuza vereceğiz.
Kim ne gerekçeyle olursa olsun, kültürel kimlikleri reddeder, dillere ana dillere yönelik baskı uygular bir takım red politikalarıyla ülkenin asli unsurlarını bu ülkeye yabancılaştırmaya çalışırsa, kim insanların kıyafetleri inanları dolayısıyla baskı kurmaya kalkarsa bilsinler ki Gelecek Partisi olarak dimdik durmaya kararlıyız.
Bu kötü hatıraların yaşandığı bu aziz şehirden, Diyarbakır'ımızdan sesleniyorum: Her türlü otoriterliğe karşı, her türlü şiddet tutumlarına karşı, her tür toplumlar gerilimi kutuplaşmayı artıran tavırlara karşı gelin hep beraber olalım. Demokraside, insan haklarında, insan onurunda birleşelim. İnsanca bir hayat standardını gerçekleştirmek için omuz omuza verelim.
Hangi düşüncede, hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hangi mezhebi benimsemiş olursak olalım hangi etnik kimliğe hangi kültürel aidiyete sahip olursak olalım hepimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit yurttaşları olarak omuz omuza vermemiz gereken günlerden geçiyoruz.
Geçmişin bu kötü tecrübelerinden alacağımız ders şudur: Eğer insanlar kendi onurlarını koruyacak cesareti gösteremezlerse başkaları gelir o insanların onurlarını ayaklar altına alır. Biz bir daha bu ülkede böylesine insanlık onurunu zedeleyen davranışların olmaması için hep beraber ortak bir geleceğe özgürlüklere, hakka, hukuka, adalete, insanca bir hayat standardına sahip olacak ortak bir geleceğe el ele yürüyeceğiz.
Bir kez daha 12 Eylül darbecilerini, o darbeyi destekleyenleri, meşru kılanları, burada Diyarbakır Cezaevi'nde ve diğer cezaevlerinde sağcı solcu Türk, Kürt, Alevi kim olursa olsun her bir insana işkence yapanları insanlık onurunu zedeleyenleri buradan bir kez daha en şiddetli şekilde kınıyoruz ve lanetliyoruz.''