Tarih: 26.12.2020 14:23

Oralbay ailesinin hikayesi: Gülayşe ailesini arıyor

Facebook Twitter Linked-in

Uygur Türkleri, Çin devleti tarafından zorla toplama kamplarına götürülen ailelerini bulmak için verdikleri mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Sarıyer'de bulunan Çin İstanbul Başkonsolosluğu önünde günlerdir bekleyen Uygur Türkleri'nin tek isteği ailelerine kavuşmak. 

Mehmet Volkan Kaşıkçı, 'falancamesele' adlı blogunda bu ailelerden birinin hikayesine yer verdi. 'Doğu Türkistan’da Dağıtılan Aileler, Bitirilen Hayatlar: Oralbaylar’ın Hikayesi' başlığı ile yayınlanan yazıda Oralbaylar'ın hikayesi Doğu Türkistan'da İli Kazak Özerk Bölgesi'nde başlıyor. 

DİLŞAT'IN KARİYERİ ÖDÜLLERLE DOLU

İli Kazak Bölgesi'nden sonra Han Çinlisi olan Kuytun şehrine gelen aile Çince'yi akıcı bir şekilde konuşuyorlardı. Ailenin çocuklarından Dilşat, Doğu Türkistan'da Kazak aydınları arasında bilinen bir oldu. Dilşat 1985'te üniversiteden mezun olarak 1989'a kadar gazeteci, editör ve tercüman olarak çalıştı. Dilşat, kariyeri boyunca ondan fazla makalesi için çeşitli ödüller aldı.

CEZAEVİNDE SAĞLIK DURUMU BOZULDU

Oralbaylar ailesinin 3 çocuğu Dilşat, Bagila ve Baktıgül'ün Çin devleti tarafından Mayıs 2018'de tutuklanarak, toplama kamplarına gönderildiği öğrenildi. En büyük kardeş Jurat Oralbay ise kardeşleri ile aynı kaderi paylaşarak, Gulca'da tutuklandı. 9 ay toplama kampında kalan Jurat, Şubat 2019'da bir hastaneden ailesine ulaşıyor ve aile Jurat'ın burnundan kan geldiğini görüyor. Jurat, bozulan sağlık durumu nedeniyle 9 ayın sonunda toplama kampından çıkarılarak ev hapsine alındı. 

RESMİ CEZA YOK, GÖRÜŞLER SINIRLI

Gülayşe ise tutuklananlardan haber almaya çalıştı. Gülayşe'nin en son öğrenebildiği Dilşat'ın 25, Baktıgül'ün 19 ve Bagila'nın ise 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığı. Ancak Doğu Türkistan’daki vakaların çoğunluğu gibi düzenlenmiş bir mahkeme, resmi olarak verilmiş bir ceza yok. Görüşler ise çok sınırlı. Son dönemde birkaç kez eşleriyle görüşebildiler ve eşinin aktardığına göre Dilşat'ın sağlığı son derece kötü. 

İŞLEMLER SADECE TOPLAMA KAMPI ÜZERİNDEN YAPILIYOR

Doğu Türkistan'da toplama kampları dışında en önemli sorunlardan biri de uzun hapis cezaları. Yüz binlerce insanın 2019'dan beri mahkemesiz bir şekilde hapis cezalarına çarptırıldığı biliniyor. Fakat bugün ailesini arayan insanların işlemleri sadece toplama kampları üzerinden yapılıyor. Eğer yakınları cezaevinde ise bununla ilgili bir işlem uygulanmıyor. İnsanlar Doğu Türkistan'daki yakınlarından yıllardır haber alamıyor.

GENE BUNİN AİLELER İÇİN ÇALIŞIYOR

Xinjiang Victims Database'in kayıt altına aldığı 12 bine yakın ulaşılamayan insan var. Rus-Amerikan vatandaşı olan Gene Bunin, ulaşılamayan insanlara ilişkin çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalarından birisi de 12 bin kişi için kurduğu aile ağaçları. Bu aile ağaçları ile çok sayıda kişinin nasıl tutuklandığını görmek mümkün.

YURT DIŞINA ÇIKMAK TUTUKLANMA SEBEBİ YAPILDI

Oralbay ailesinden Dilşat ve Baktıgül'ün tutuklanmasına sebep olarak Çin'in kültürel soykırım projeleri gösteriliyor. Dilşat'ın bir entelektüel ve Baktıgül'ün ise gazeteci olması durumu gözler önüne seriyor. Tutuklanmalarında etkili olduğu düşünülen bir başka sebep ise yurt dışına çıkmış olmaları. Dilşat’ın 2008’de Kazakistan’a taşınmış olması, çoğunlukla parti üyelerine yöneltilen “ikiyüzlü olma” suçundan tutuklanması için yeterli bir sebep olarak görülüyor. 

ANNELERİNİ NE GÖREBİLİYORLAR NE DE HABER ALABİLİYORLAR

Onlar cezaevindeyken dışarıda ise onları bekleyen aileleri var. Dilşat'ın iki oğlu var ve artık yetişkinler. Baktıgül’ün bir oğlu 17, diğeri 7 yaşında. Bagila’nın oğlu 12, kızı 8 yaş civarında. Çocuklar babalarının yanında fakat ne annelerini görebiliyorlar ne de bir haber alabiliyorlar.

BİR İNSAN HAKLARI MERKEZİ: ATAJURT

Ailesine ulaşmaya çalışan insanların ortak noktası ise Atajurt. Bir insan hakları merkezi olan Atajurt, başta Kazaklar olmak üzere tüm Doğu Türkistanlıların, toplama kamplarında yakınları bulunan ve seslerini duyurmaya çalışan ailelerin toplanma noktası olarak biliniyor. 

GÜLAYŞE'NİN MÜCADELESİ SOSYAL MEDYADA

Şu an Kazakistan vatandaşı olan Gülayşe de Atajurt'a gelerek ailesini bulmaya çalışanlardan. Gülayşe ilk olarak 2018'in sonunda Atajurt'a gelerek ailesini bulabilmek için tanıklık vermeye başladı. Gülayşe, mücadelesini Atajurt dışında sosyal medyadan da sürdürüyor. Videolar çekerek ailesinden bahsediyor.

KONSOLOSLUK ÖNÜNDE İNANÇLI BEKLEYİŞ

Gülayşe, mücadelesinde yalnız değil. Kızı ile birlikte İstanbul'da bir akrabalarıyla yaşıyorlar. Aynı zamanda Çin İstanbul Başkonsolosluğu önüne gelerek ailelerinden haber almak için bekleyişlerini sürdürüyorlar. Gülayşe ve yakınını arayan aileler bekleyişlerinde Çin konsolosluğunun tavrının yanında Türk polisinin de müdahalesine maruz kalıyor. 

ORALBAY AİLESİ SESLERİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIYOR

Gülayşe'nin kızı Malika, annesinin sosyal medyadaki eki ve kulağı. Malika, açtıkları Twitter hesabından Türkçe olarak içerik paylaşıyor. İstanbul’daki Uygurlarla beraber hareket etmeye başladıktan sonra, İstanbul’a gelen yabancı medya mensuplarına da röportajlar veren Oralbay ailesi, seslerini duyurmak için her imkanı kullanmaya çalışıyor. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —