Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan: Allah rızası için siz reform yapmayın

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan: Allah rızası için siz reform yapmayın

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan hükümetin 'reform' açıklamalarına tepki gösterdi: Allah rızası için siz reformdan da bahsetmeyin reform da yapmayın. Çünkü siz reform deyince bizim genel başkan yardımcımızın evi kurşun

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, partisinin gündeme dair açıklamalarda bulundu. Özcan açıklamasında hükümetin reform açıklamalarını eleştirdi.

Özcan'ın açıklamaları şöyle:

'Bu koalisyon iktidarının dili ötekileştiricidir, hasmanedir, bölücüdür ve hepsinden daha önemlisi Türkiye düşmanı bir dildir, ancak Türkiye düşmanları tıpkı 1990’lardaki gibi bu ülkede siyasi partilerin kapatılmasını savunur, ancak Türkiye düşmanları mafya artıklarıyla siyaset yapar, ancak Türkiye düşmanları hukuk devletinin dibine bu şekilde kibrit suyu döker.

Bu koalisyon iktidarının dillendirdiği reform, yok ettikleri hukuk devletinin tabutuna son çiviyi de çakma girişimidir. Artık açık bir şekilde anlaşıldı ki bu iktidar için en büyük reform, reformu telaffuz etmekten ibarettir. Geldiğimiz noktada kendilerine ricacı oluyoruz:

Allah rızası için siz reformdan da bahsetmeyin reform da yapmayın.

Çünkü siz reform deyince bizim genel başkan yardımcımızın evi kurşunlandı, çünkü siz reform deyince siyasi partilerin kapanması gündeme geldi, çünkü siz reform deyince mahkemelere şunu mahkûm et bunu tutukla talimatları yağmaya başladı. Belli oldu ki siz reformu da insan haklarını da hukuk devletini de tamamen unutmuşsunuz. Laf olsun diye bile, dış mihraklara yaranmak için ve sahte olsa bile, belli ki değil reformu asgari normalleşmeyi bile sağlayamıyorsunuz.

'TÜRKİYE, VATANDAŞINA YARDIMDA DÜNYADA SONUNCU'

Biz iktidara yapılması gerekenleri bıkmadan usanmadan söylemeye anlatmaya devam ede duralım, iktidar sanki bunlar hiç söylenmemiş gibi en hafif tabirle “vurdumduymaz” bir edayla sözüm ona destek paketi açıkladı birkaç gün önce.

Maalesef açıklanan destekler o kadar baştan savma, sadece muhalefetin baskısına karşı “esnafa kira ve hibe yardımı yaptık” diyebilmek adına yapıldığı o kadar belli ki, iktidar adına biz utandık.

Açıklanan pakete göre 1 kişi çalışan taksici de 100’ün üzerinde çalışanı olan restoran da, aynı desteği alacak. 500-750 TL kira desteği ve 1,000 TL yardım.

Ciro bazlı bir uygulama yok. Oysa bu işletmeler devlete yıllarca vergi ve sosyal güvenlik primi ödediler. Şimdi ihtiyaçları olduğunda ellerine verilen para resmen sadaka düzeyinde.

Daha geçen hafta Alman hükümetinin ne yaptığını hatırlayalım. İşletmelerin sabit giderlerinin %90’ını karşılayacak şekilde tavanı 500,000 Euro olmak üzere aylık 11 Milyar Euro ayırdı Alman Hükümeti. Sadece 1 ay için bu rakam Almanya milli gelirinin binde üçü.

Türkiye’de ayrılan tutar 3 aylık toplam 500 Milyon Euro..!!

Türkiye’nin 3 ayda vereceği 5 Milyar TL destek, milli gelirin binde biri bile değil. Almanya 3 ayda Türkiye’nin nominal olarak 70 katı, milli gelire oranlı olarak 10 katı yardımı yapmayı uygun görmüş.

Bizde ise esnafa 3 ayda verilmesi uygun görülen 5 milyar TL’nin en az 3 katı 2021 yılında otoyol müteahhitlerine ödenecek.

Bizim iktidarın tek bildiği faizli kredi.

Türkiye, 20 gelişen ülke arasında vatandaşına açık ara en çok kredi veren ülke iken, karşılıksız faizsiz yardımlarda ve hibelerde Meksika ile beraber sonuncu.

Bizim üzerimizde Mısır, Endonezya, Tunus, Pakistan, olarak sıralanıp devam eden tam 18 ülke bulunmakta.

Cumhurbaşkanının açıklaması bu acı tablonun altına atılan ressamın imzası gibi oldu. Milli gelirine göre en düşük yardım ve hibe veren Türkiye bu 5 milyarlık paket ile salgının ikinci dalgasında vatandaşlarına “kendi başınızın çaresine bakın, benden bu kadar” dedi.

'GERÇEKTEN UTANIYORUZ! SİZİN ADINIZA UTANIYORUZ'

Sayın Erdoğan ve vasisi Sayın Bahçeli ayrı bir dünyada yaşıyorlar. Onların dünyasında keyifleri yerinde. Çaylarını içiyorlar, astıkları astık, kestikleri kestik.

Hatırlayacaksınız daha 2 hafta önce Ak parti Konya Milletvekilinin açıklamalarını paylaşmıştım sizlerle. Ne diyordu Sn. Vekil, Ülkede iş var da vatandaş iş beğenmiyor diyordu. Sn. Vekil gibi 2 Ak Partili daha türedi bu hafta. Onların açıklamaları daha da skandal.

Bunlardan ilki Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk. Ne diyor Hanımefendi?

“Yoksulluk, artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süreçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz.” diyor.

Sn. Bakan; Daha dün iktidarınızın açıkladığı refahı paylaşma paketini gördük. İnsanlarla dalga mı geçiyorsunuz Allah aşkına? Verdiğiniz sadaka düzeyindeki kira yardımını, 1000 TL’lik hibenizi gördük.

Söz gümüş ise sükût altındır Sn. Bakan. Milletin derdine derman olamadınız anladık ama bari sükût edin de insanların onuruyla haysiyetiyle daha fazla oynamayın. 

Bakın size bazı rakamları hatırlatayım.

TÜRK-İŞ Çalışmasına göre,

–  4 kişilik bir aile için açlık sınırı yani insanların sadece sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmeleri için aylık gelir en az 2.516 TL olması gerekiyor. Bugün asgari ücret açlık sınırının altında kalıyor.

–  Yoksulluk sınırı ise yani insanların giyim, barınma, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanabilmesi için aylık gelir en az 8.197 TL olması gerekiyor. Bu rakam mevcut asgari ücretin tam 3,5 katı.

BETAM’dan Sn. GÖKÇE UYSAL, AYSUN AYGÜN ve SELİN KÖKSAL’ın hazırladığı Covid-19 hane halkı raporuna göre;

– Hanelerin yüzde 42,7’si borçlarının arttığını belirtiyor,

– Katılımcıların yüzde 46,2’si doğrudan gelir desteğine başvurduğunu söylüyor,

– Gıda harcamalarında zorlandığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 38’e yükselmiş,

– Hanelerin yüzde 39’u herhangi bir gelir elde edemedikleri durumda mevcut birikimleri ile bir ay bile idare edemeyeceğini beyan etmiş.

Sn.Bakan:

Kafanızı karıştırabileceğini, anlamakta zorlanabileceğinizi düşündüğüm bu bilgileri de atın bir kenara. Size daha kolay bir yöntem önereyim. Girin Google’a ve yoksulluk kelimesinin trend verilerine bir göz atın. 2004 yılından bu yana ülkede Yoksulluk kelimesinin en fazla arandığı dönemde olduğumuzu siz bile görebilirsiniz.

Bunu da yapamıyorsanız Basın müşavirlerinize söyleyin size her gün iş, aş ve geçim nedeniyle intihar eden ülke insanına ilişkin haberleri göstersin. Hatta ona bile gerek yok Sayın Bakan. TÜİK raporlarında bile 2015’ten bu yana geçim sıkıntısı yüzünden yaşamına son veren yurttaşların sayısının 1370’i bulduğunu görebilirsiniz.

Daha ne söyleyeyim. Ayıptır, Günahtır, Yazıktır. Bu mu sizin yoksulluktan kurtardığınız Türkiye?

Hoş sizin dünyanızda artık milletin yoksulluğu kuru ekmek ile ölçülüyor değil mi? Biz hükümetin ülkeyi içine sürüklediği vahim tablodan ve kötüye gidişi yansıtan rakamlardan utanmasını, kendilerine çekidüzen vermesini beklerken Denizli Milletvekiliniz “Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller” deme cüretini gösterdi. Eğer azıcık bu millete saygınız kaldıysa bu söylediklerinizden ötürü en azından yüzünüz kızarsın Sn.Vekil.

Hangi birine yanalım?

İş var da beğenmiyorlar diyene mi? Aslında o kadar yoksul değiliz diyene mi? Ya da Kuru ekmek yiyorsanız aç değilsiniz diyene mi?

Gerçekten artık utanıyoruz.

Sizin adınıza utanıyoruz.

Eğer milletten kopuk yaşamayı sona erdirip azıcık sokağa çıksanız, göreceğiniz manzara size bütün bildiklerinizi unutturacak aslında.

Sokağa çıkarsanız kapalı kepenkleri göreceksiniz, sokağa çıkarsanız elinde diploması ile iş arayan üniversite mezunlarını göreceksiniz, sokağa çıkarsanız bakkaldan çocuğu için tek tek bez alan anneyi göreceksiniz, sokağa çıkarsanız sadece yol ve yemek parası için çalışmaya razı gençleri göreceksiniz, sokağa çıkarsanız halk ekmek büfeleri önünde kuyruk olmuş insanları göreceksiniz.